• Sonuç bulunamadı

D. KUR’AN-I KERİM’İN GERÇEKLİĞİ

1. Kur’an-ı Kerim Allah’ın Kelamıdır

İnsan özelliklerini zikrederek Rahmetullah Keyranevi, mutluluk ve kızgınlık halinde dengeyi kurmak çok önemli olduğunu söylerken; insanın birine kızdığı zaman suçundan fazla kızdığını ve şefkat gösterilmesi gerektiğinde orta yol üzere olmadığını söyler. Konuştuğu zaman da sadece bir duruma uygun şekilde konuşur.

Yine aynı şekilde yazdıklarında da bu özellikleri gösterir. Fakat Kur’an-ı Kerim’de terhib-tehdid, tergib-teşvik, acıma ve azarlamada veya dünya zikredildiği zaman ahiret ya da ahiret zikredildiği zaman dünya, her durumda bütün taraflar göz önünde tutulur. Bunların Kur’an-ı Kerim’in bir insan tarafından yazılmadığının ve Allah’ın kelam olduğunun delilidir diye ifade etmektedir. 387

Rahmetullah Keyranevi, Kur’an-ı Kerim’in Allah’ın kelamı olduğunu kanıtlamak için Kur’an-ı Kerim’in bazı özelliklerini de sayar:

1. Belagat ve Fesahat: Fesahat ve Belagat Kur’an-ı Kerim’in özelliklerindendir. Fesahat ve Belagat ikisi de beyan bilimdeki terimlerdir. Fesahat, bir sözün lafz, mana ve ahenk açısından kusursuz olmasıdır. Belagat ise cümlenin fasih olmakla beraber yerinde ve zamanında kullanılmasıdır. Yani cahillerle âlimler gibi konuşmak veya âlimlerle cahiller gibi konuşmak belagate aykırıdır. İnsanın yazdığı bir kasidenin tüm şiirleri baştan sonuna kadar mükemmel olamaz. Bilakis bir

387- Osmanî, C. 2, s 305.

iki şiir bu kasidenin özü olur. Fakat Kur’an-ı Kerim hacimli bir kitap olmasına rağmen baştan sonuna kadar mükemmeldir ve tüm mahlûkat onun benzerini ortaya koymaya acizdir. Bir edip veya şair bir hikâyeyi ikinci defa anlatırken ilk anlattığı gibi anlatamaz. Aksine Kur’an-ı Kerim’in bazı ayetleri uzun bazıları da kısa olmasına rağmen ve peygamberlerin hikâyeleri, ahiretin durumları ve Allah’ın sıfatları birçok defa beyan edilmesine rağmen Kur’an-ı Kerim her ibareyi son derece mükemmel bir şekilde beyan eder. 388

Büyük şairlerin sözleri belli konular üzerine olmakla beraber tüm sanatlarını bu konular üzerinden ortaya koyarlar. Örneğin, meşhur Arap şairlerinden İmruülkays’ın şiirleri kadın, at ve şarap konularında; Nabiga Zibyani’nin şiirleri korkuda; Züheyr’in şiirleri arzu ve ümitte; Fars şairlerinden Sadi gazel konusunda eşsizdir.389 Ancak Kur’an-ı Kerim ister terhib -korkutma-, tarğib -teşvik-, ister nasihat konularında olsun her sanat ve her konuda son derece fasihtir ve beliğtir.390 Kur’an-ı Kerim’in özelliklerinden biri de az ve özdür. Yani az kelimeyle çok mananın ifade edilmesidir; Rahmetullah Keyranevi özellikle “Sâd” suresinde kâfirlerin anlaşmazlıkları, onların Hz. Muhammed’i (s.a.s) ve Kur’an’ı Kerim’i yalanlamaları, Kur’an’ı Kerim’in onları aciz bırakması, dünya ve ahiret rezilliği ile tehdit edilmeleri, Allah’ın geçmişteki kâfirleri helak etmek suretiyle cezalandırılmaları, Hz. Muhammed’in (s.a.s.) hakaretlere sabretmesini istenmesi ve teselli için önceki peygamberlerin hikâyelerini anlatırken kısa fakat derin manalar içeren ibarelerle aktarıldığını söyler. Daha sonra Kur’an-ı Kerim’in icaz ile alakalı fevkalade bir örnek verir. Şöyle ki, ”Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat

388- Osmanî, C. 2, s 308.

389- Osmanî, C. 2, s 309.

390- Osmanî, C. 2, s 308.

vardır.391 Yani Kısas ile hayat birbirine zıt olmasına rağmen ikisinin arasında bir bağ kurulması gibi dikkat çekici ayetler sadece Kur’an-ı Kerim’in özelliğidir.392 Keyranevi’ye göre Kur’an-ı Kerim belagat kurallarından; tekidin kısımları, teşbih, temsil, istiare, takdim, tehir, fasıl ve vasıl olmak üzere söz sanatlarının tüm kısımlarını içermektedir. Ayrıca Keyranevi Kur’an-ı Kerim’de nahiv ve sarf kurallarına göre şaz olan ya da lügate göre yanlış olan kelimelerin bulunmadığını da söyler.393

2. Üslup: Kur’an-ı Kerim’in akıcı terkipleri, güzel ibareleri, ince işaretleri, benzersiz üslubu ve beyan sanatının incelikleri Arapçayı en iyi konuşan ve yazan Arap edip ve sanatçılarının akıllarını alt üst etmiştir. Rahmetullah Keyranevi, Arap şairlerinden İmruülkays, Ebunnecm ve Cerir gibi meşhur şairlerin şiirlerinde ve yazdıkları metinlerde bulunan eksikleri, onların şiirleri üzerine yapılan eleştirileri de detaylı bir biçimde zikretmiştir. 394

Keyranevi’ye göre kelamın güzelliği üç şeyden oluşur: Fesih olması, telif ve düzeni düzgün ve güzel olması, konunun da temiz ve anlamlı olmasıdır. Bunların üçünün de Kur’an-ı Kerim’de bulunması Allah’ın kelamı olduğuna delildir.

3. Müjdeler: Kur’an-ı Kerim’de zikredilmiş olan müjdelerin yüzde yüz gerçekleşmesi Allah’ın kelamı olduğuna delildir. Örneğin:

“Şanına yemin olsun ki Allah, peygamberinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse, siz güven içinde başlarınızı kazıtmış veya saçlarınızı kısaltmış olarak,

391- Bakara, 2/179.

392- Osmanî, C. 2, s. 312.

393- Osmanî, C. 2, s 317.

394- Bkz; Osmanî, C. 2, s 318.

korkmadan Mescid-i Haram’a gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bildi ve size bundan başka yakın bir fetih daha verdi.”395 Sahabiler Mekke’yi fethederken Kur’an-ı Kerim’de söylendiği gibi Mekke’ye girmişlerdir.396

“Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde ve insanların bölük bölük Allah’ın dinine girdiğini gördüğünde”397 ayetindeki fetih Mekke’nin fethidir. Mekke’nin fethinden sonra Taifliler ve Mekkeliler gruplar halinde İslam’ı kabul etmişlerdir.398 “Ey peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir.”399 Bu müjdeye göre Peygamber efendimizin (s.a.s.) bir sürü düşmanı olmasına rağmen Allah’ın koruması altında olduğu için düşmanları ona zarar verememişlerdir.400

“Elif Lâm Mim. Rumlar, yakın bir yerde yenilgiye uğratıldılar. Onlar yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde galip geleceklerdir. Önce de, sonra da emir Allah’ındır. O gün Allah’ın (Rumlara) zafer vermesiyle müminler sevinecektir. Allah dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir. Allah (onlara zafer konusunda) bir vaatte bulunmuştur. Allah vaadinden dönmez. Fakat insanların çoğu bilmezler. Onlar dünya hayatının ancak dış yönünü bilirler. Ahiret konusunda ise tamamen gaflettedirler.”401 Bu ayetler nazil olurken, Hz. Ebu Bekir (r.a): “Birkaç

395- Fetih, 48/27.

396- Osmanî, C. 2, s 330.

397- Nasr, 110/1-2.

398- Osmanî, C. 2 s 334.

399- Mâide, 5/67.

400- Osmanî, C. 2, s 335.

401- Rum, 30/1-7.

sene içinde Bizanslılar Perslere galip gelecek” diye yemin edince Übey b. Halef:

“Yalan söylüyorsun, doğruysan eğer aramızda bir vakit tayin edelim.” demiş. Bunun üzerine Hz. Ebu Bekir onunla yüz deve üzerinde anlaşmaya varmıştır. Bizanslılar yedi yıl sonra Perslere galip geldiğinde Hz. Ebu Bekir, Übey b. Halef’in -Uhud’dan geri dönerken- ölüm sebebinden dolayı varislerinden yüz deveyi almıştır.402 Buna rağmen burada papaz Pfander şöyle itirazda bulunur: “Burada Muhammed (s.a.s.) kendi arkadaşlarının kalplerini teskin etmek için zan ya da kıyas ederek böyle söylemiştir.”403 Rahmetullah Keyranevi ise bunu iki vecihle yalanlamıştır:

a. Hz. Muhammed (s.a.s.) Hıristiyanlara göre de akıl sahibidir. Papazlar kendi kitaplarında bunu kabul etmektedirler. Akıllı biri, adım adım muhaliflerle iç içe olduğu halde hele nübüvvet iddiasında bulunan bir kimsenin kesin bir şekilde böyle iddiada bulunması onun şanına yakışmaz.

b. Akıl sahibi birisinin sözü bazen doğru, bazen de yanlış çıkabilir. Adetullah öyle cari olmuştur ki yalan yere nübüvvet iddiasında bulunan ve gelecek olayları haber verip bunları Allah’a nispet ederek iftira edenler elbette yalancı olur.404

“Şüphesiz o zikri (Kur’an’ı) biz indirdik biz! Onun kuruyucusu da elbette biziz.”405

402- Osmanî, C. 2, s 336-337.

403- Pfander, C. 3, s 355.

404- Osmanî, C. 2, s 338.

405- Hicr, 15/9.

Yani Kur’an-ı Kerim her türlü tahriflerden korunacaktır. Nüzulünden bu yana bu kadar uzun süre geçtikten sonra Kur’an düşmanları Kur’an’ın bir harekesini bile değiştirmeye kadir olamamışlardır.406

“Eğer kulumuza (Muhammed’e) indirdiğimiz (Kur’an) hakkında şüphede iseniz, haydin onun benzeri bir süre getirin ve eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah’tan başka şahitlerinizi çağrın (ve bunu ispat edin). Eğer, yapamazsanız -ki hiçbir zaman yapamayacaksınız- o halde yakıtı insanlarla taşlar olan ateşten sakının. O ateş kâfirler için hazırlanmıştır.”407

Bu ayetlerden kâfirlerin hiçbir zaman Kur’an’a benzer tek bir ayet bile yazamadığı, İslam’a buğzedenlerin de bu ayetin meydan okumasına karşılık veremediği anlaşılmaktadır.408

4. Geçmişin haberleri: Hz. Muhammed’in (s.a.s.) ümmi olmasına rağmen Kur’an-ı Kerim’in geçmişte helak edilen milletler hakkında haber vermesi Kur’an’ın Hz Muhammed (s.a.s) tarafından yazılmadığının kanıtıdır: “Şüphesiz bu Kur’an İsrailoğullarına üzerinde ayrılığa düştükleri şeylerin çoğunu açıklıyor.”409

5. Bütün ilimleri ihtiva etmesi: Kur’an-ı Kerim tüm ilimleri içermektedir.

Özellikle de Arap toplumunda kimsenin bilmediği şeriat ilmini, güzel ahlak, ahiret ahvali ve akli delilleri ihtiva etmektedir. Örneğin:

406- Osmanî, C. 2 s 342.

407- Bakara, 2/23-24.

408- Osmanî, C. 2, s 346.

409- Neml, 27/76.

“Gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla bilendir.”410

“De ki: onları ilk defa var eden diriltecektir. O her yaratılmışı hakkıyla bilendir.”411

“Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka ilahlar olsaydı kesinlikle ikisinin de düzeni bozulurdu. Demek ki, Arş’ın Rabbi Allah onların nitelemelerinden uzaktır, yücedir.”412

6.

İhtilaf ve çelişkilerin bulunmaması: Kur’an-ı Kerim değişik konuların mecmuası olmasına rağmen içinde zıtlık, ihtilaf ve çelişkiler bulunmamaktadır.

“Hâlâ Kur’an-ı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından (indirilmiş) olsaydı, mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı.”413

7.

Baka-e devam: (Kıyamete kadar korunmuş olması), Kıyamete kadar Kur’an-ı Kerim’in baki kalması, devamlı tilavet edilmesi de Kur’an-ı Kerim’in mucizesi olup Allah’ın kelamı olmasının delilidir. Bir ayette Allahu Teâlâ şöyle buyurmaktadir: “Şüphesiz o zikri (Kur’an’ı) biz indirdik biz! Onun kuruyucusu da elbette biziz.”414

410- Yasin, 36/81.

411- Yasin. 36/79.

412- Enbiya, 21/22.

413- Nisa, 4/82.

414- Hicr, 15/9.

8. Her okumasında yeni zevk: Kur’an-ı Kerim’i okuyanın da dinleyenin de sıkılmaması ayrıca ne kadar okunursa sevilmesinin de o kadar artması Allah’ın kelamı olduğunun kanıtıdır.415

9. Hıfzı Kur’an: Kur’an-ı Kerim’in kolayca ezberlenmesi ve dünyanın dört bir yanında hafızların bulunması Kur’an-ı Kerim’in Allah’ın kelamı olduğunun açık bir delildir.416

2. Hıristiyan Bilginlerinin Kur’an Hakkında İleri Sürdüğü İtirazlar