Bu bölümde ise 18 ayrı Mübalağalı İsm-i Fail kalıbıyla ilgili K. Kerim’de geçen örnekleri sıralamaya çalışacağız. Konumuzun fazla uzamaması için her kalıpla ilgili birkaç tane örnek vermekle yetindik. Ayetlerde geçen Mübalağalı İsm-i Failleri altını çizerek belirtmeye çalıştık.
1- ﹲﻝﺎﻌﹶﻓ
}
ﻢﻴِﻠﺣ ﻩﺍﻭﻷ ﻢﻴِﻫﺍﺮﺑِﺇ ﱠﻥِﺇ
{
“Şüphesiz İbrahim Allah’a yönelip yalvaran halim huylu idi.”281
}
ﺮﺒﹾﻟﺍ ﺪﻴﺻ ﻢﹸﻜﻴﹶﻠﻋ ﻡﺮﺣﻭ ِﺓﺭﺎﻴﺴﻠِﻟﻭ ﻢﹸﻜﹶﻟ ﺎﻋﺎﺘﻣ
{
“Yolculara da, geçimlik olarak helal kılınmıştır. İhramlı bulunduğunuz sürece kara avı size haram kılınmıştır.”282
}
ﻮﹾﻟﺍ ﻮﻫﻭ ٍﺀﻲﺷ ﱢﻞﹸﻛ ﻖِﻟﺎﺧ ُﷲﺍ ِﻞﹸﻗ
ﺭﺎﻬﹶﻘﹾﻟﺍ ﺪِﺣﺍ
{
De ki: “Her şeyi yaratan Allah’tır. O, her şeye üstün gelen tek Tanrı’dır.”283
}
ﺏﺎﻫﻮﹾﻟﺍ ﺖﻧﹶﺃ ﻚﻧِﺇ ﹰﺔﻤﺣﺭ ﻚﻧﺪﹶﻟ ﻦِﻣ ﺎﻨﹶﻟ ﺐﻫﻭ
{
“Katından bize rahmet bağışla; şüphesiz Sen sonsuz bağışta bulunansın.”284
}
ﺐِﺤﻳ ﹶﻻ َﷲﺍ ﱠﻥِﺇ
ﺎﻤﻴِﺛﹶﺃ ﺎﻧﺍﻮﺧ ﹶﻥﺎﹶﻛ ﻦﻣ
{
“Allah, hainlikte direnen suçluyu sevmez.”285
}
ِﺏﻮﻴﻐﹾﻟﺍ ﻡﱠﻼﻋ ﺖﻧﹶﺃ ﻚﻧِﺇ ﺎﻨﹶﻟ ﻢﹾﻠِﻋ ﹶﻻ ﺍﻮﹸﻟﺎﹶﻗ
{
Onlar, “Bizim bir bildiğimiz yoktur, doğrusu görülmeyenleri bilen ancak
281 Tevbe, 9/114 282 Maide, 5/96. 283 Rad, 13/16. 284 Al-i İmran, 3/8. 285 Nisa, 4/107.
Sen’sin” derler.286
}
ﻬﹶﻟ ﹶﻥﻮﻋﺎﻤﺳ ﻢﹸﻜﻴِﻓﻭ
ﲔِﻤِﻟﺎﱠﻈﻟﺎِﺑ ﻢﻴِﻠﻋ ُﷲﺍﻭ ﻢ
{
“İçinizde onlara kulak verenler var. Allah kendilerine yazık edenleri bilir.”
287
}
ٍﻢﻴِﻤﻨِﺑ ﺀﺎﺸﻣ ٍﺯﺎﻤﻫ
{
“Diliyle iğneleyen, kovuculuk eden…”288
}
ِﺔﻣﺍﻮﱠﻠﻟﺍ ِﺲﹾﻔﻨﻟﺎِﺑ ﻢِﺴﹾﻗﹸﺃ ﹶﻻﻭ
{
“Ve nedamet çeken nefse yemin ederim.”289
}
ﻢﻴِﻠﻌﹾﻟﺍ ﺡﺎﺘﹶﻔﹾﻟﺍ ﻮﻫﻭ ﻖﺤﹾﻟﺎِﺑ ﺎﻨﻨﻴﺑ ﺢﺘﹾﻔﻳ ﻢﹸﺛ
{
“... sonra aramızda adaletle hükmeder. Adaletle hükmeden, bilen ancak O’dur.”290
2- ﹲﻞﻴﻌﹶﻓ
}
ﺎﹰﻈﻴِﻔﺣ ﻢِﻬﻴﹶﻠﻋ ﻙﺎﻨﹾﻠﺳﺭﹶﺃ ﺎﻤﹶﻓ
{
“Biz seni onlara bekçi göndermedik.”291
}
ﻭ
ﺎﻤﻴِﺼﺧ ﲔِﻨِﺋﺂﺨﹾﻠِﻟ ﻦﹸﻜﺗ ﹶﻻ
{
“Hainlerden taraf olma.”292
}
ﺍﺮﻳِﺬﻧﻭ ﺍﺮﺸﺒﻣﻭ ﺍﺪِﻫﺎﺷ ﻙﺎﻨﹾﻠﺳﺭﹶﺃ ﺎﻧِﺇ
{
286 Maide, 5/109. 287 Tevbe, 9/47. 288 Kalem, 68/11. 289 Kıyamet, 75/2. 290 Sebe, 34/26. 291 Nisa, 4/80. 292 Nisa, 4/105.“Doğrusu seni şahit, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.”293
}
ﺍﺪﻴِﻬﺷ ﻢِﻬﻴﹶﻠﻋ ﹸﻥﻮﹸﻜﻳ ِﺔﻣﺎﻴِﻘﹾﻟﺍ ﻡﻮﻳﻭ
{
“Kıyamet günü onların aleyhine şahit olur.”294
}
ﻢﻴِﻠﻋ ﻊﻴِﻤﺳ َﷲﺍ ﱠﻥِﺇ
{
Allah şüphesiz işitir ve bilir.295
}
ٍﻢﻴِﻟﹶﺃ ٍﺏﺍﹶﺬﻌِﺑ ﻢﻫﺮﺸﺒﹶﻓ
{
“Onlara, elem verici bir azabı müjdele.”296
}
ﻢﻴِﻠﻋ ِﻪِﺑ َﷲﺍ ﱠﻥِﺈﹶﻓ ٍﺮﻴﺧ ﻦِﻣ ﺍﻮﹸﻠﻌﹾﻔﺗ ﺎﻣﻭ
{
“Yaptığınız her iyiliği Allah şüphesiz bilir.”297
}
ﻢﻴِﻜﺣ ﺰﻳِﺰﻋ ُﷲﺍﻭ
{
“Allah güçlüdür, Hakim’dir.”298}
ﺎﻤﻴِﻜﺣ ﺎﻤﻴِﻠﻋ ُﷲﺍ ﹶﻥﺎﹶﻛﻭ
{
“Allah bilendir. Hakim’dir.”299
}
ﻢﻴِﺣﺭ ﺭﻮﹸﻔﹶﻏ ُﷲﺍﻭ ﺀﺎﺸﻳ ﻦﻣ ﺏﱢﺬﻌﻳﻭ ﺀﺎﺸﻳ ﻦﻤِﻟ ﺮِﻔﻐﻳ
{
“Dilediğini bağışlar, dilediğine azab eder. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.”300 293 Fetih, 48/8. 294 Nisa, 4/159. 295 Bakara, 2/181. 296 Al-i İmran, 3/21. 297 Bakara, 2/215. 298 Bakara, 2/240. 299 Nisa, 4/92. 300 Al-i İmran, 3/129.
3- ﹲﻝﻮﻌﹶﻓ
}
ﻢﻴِﻠﺣ ﺭﻮﹸﻜﺷ ُﷲﺍﻭ ﻢﹸﻜﹶﻟ ﺮِﻔﻐﻳﻭ
{
“Sizi bağışlar; Allah, şükrün karşılığını verendir; Halimdir.”301
}
ﺎﺣﻮﺼﻧ ﹰﺔﺑﻮﺗ ﷲﺍ ﻰﹶﻟِﺇ ﺍﻮﺑﻮﺗ ﺍﻮﻨﻣﺁ ﻦﻳِﺬﱠﻟﺍ ﺎﻬﻳﹶﺃ ﺎﻳ
{
“Ey inananlar! Yürekten tevbe ederek Allah’a dönün.”302
}
ﹰﻻﻮﻬﺟ ﺎﻣﻮﹸﻠﹶﻇ ﹶﻥﺎﹶﻛ ﻪﻧِﺇ ﹸﻥﺎﺴﻧْﻹﺍ ﺎﻬﹶﻠﻤﺣﻭ
{
“Pek zalim ve çok cahil olan insan ise onu yüklenmiştir.”303
}
ﺍﺭﻮﹸﻔﹶﻏ ﺍﻮﹸﻔﻋ ﹶﻥﺎﹶﻛ َﷲﺍ ﱠﻥِﺇ
{
“Allah affeder ve bağışlar.”304
}
ﹰﻻﻭﹸﺬﺧ ِﻥﺎﺴﻧِﺈﹾﻠِﻟ ﹸﻥﺎﹶﻄﻴﺸﻟﺍ ﹶﻥﺎﹶﻛﻭ
{
Şeytan insanı yalnız ve yardımcısız bırakıyor” der.305
}
ﺎﹰﻗﻮﻫﺯ ﹶﻥﺎﹶﻛ ﹶﻞِﻃﺎﺒﹾﻟﺍ ﱠﻥِﺇ ﹸﻞِﻃﺎﺒﹾﻟﺍ ﻖﻫﺯﻭ ﻖﺤﹾﻟﺍ ﺀﺎﺟ ﹾﻞﹸﻗﻭ
{
De ki: “Hak geldi, batıl ortadan kalkmaya mahkumdur.”306
}
ﺎﺷﺮﹶﻓﻭ ﹰﺔﹶﻟﻮﻤﺣ ﻡﺎﻌﻧﻷﺍ ﻦِﻣﻭ
{
“Hayvanları da yük ve kesim için yaratan Allah’tır.”307
}
ﺎﻋﻭﺰﺟ ﺮﺸﻟﺍ ﻪﺴﻣ ﺍﹶﺫِﺇ
{
“Başına bir fenalık gelince feryat eder.”308
301 Tegabun, 64/17. 302 Tahrim, 66/8. 303 Ahzab, 33/72. 304 Nisa 4/43. 305 Furkan, 25/29. 306 İsra, 17/81. 307 Enam, 6/142. 308 Mearic, 70/20.
}
ﺎﺳﻭﺆﻳ ﹶﻥﺎﹶﻛ ﺮﺸﻟﺍ ﻪﺴﻣ ﺍﹶﺫِﺇﻭ
{
“Başına bir kötülük gelince de ye’se düşer.”309
}
ﲔِﺤِﻟﺎﺼﻟﺍ ﻦِﻣ ﺎﻴِﺒﻧﻭ ﺍﺭﻮﺼﺣﻭ ﺍﺪﻴﺳﻭ
{
“... tasdik eden, efendi, iffetli, iyilerden bir peygamber olarak Yahya’yı müjdeler”.310
4- ﹲﻝﺎﻌﹾﻔِﻣ
}
ﺍﺭﺍﺭﺪِﻣ ﻢِﻬﻴﹶﻠﻋ ﺀﺎﻤﺴﻟﺍ ﺎﻨﹾﻠﺳﺭﹶﺃﻭ
{
“Gökten bol bol yağmur yağdırdık.”311
5- ﹲﻞِﻌﹶﻓ
}
ﹶﻥﻮﻤِﺼﺧ ﻡﻮﹶﻗ ﻢﻫ ﹾﻞﺑ
{
Onlar şüphesiz kavgacı bir millettir.312
6- ﹲﻞﻴﻌ ِﻓ
}
ﻡﻮﹸﻗﺮﻣ ﺏﺎﺘِﻛ ﹶﻥﻮﻴﱢﻠِﻋ ﺎﻣ ﻙﺍﺭﺩﹶﺃ ﺎﻣﻭ
{
“O yüksek katların ne olduğunu sen bilir misin?”313
}
ﺎﻧﺎﺒﻫﺭﻭ ﲔِﺴﻴﺴِﻗ ﻢﻬﻨِﻣ ﱠﻥﹶﺄِﺑ ﻚِﻟﹶﺫ
{
“Bu, onların içinde bilginler ve rahipler bulunmasından ve büyüklük taslamamalarındandır.”314
}ﻧ
ِﺭﺍﺮﺷَﻷﺍ ﻦِﻣ ﻢﻫﺪﻌ
{
309 İsra, 17/83. 310 Al-i İmran 3/39. 311 Enam, 6/6. 312 Zuhruf, 43/58. 313 Mutaffifin, 83/19. 314 Maide, 5/82.Şöyle derler: “Kendilerini dünyada iken kötü saydığımız kimseleri burada niçin görmüyoruz?”315
}
ﺎﻴِﺒﻧ ﺎﹰﻘﻳﺪِﺻ ﹶﻥﺎﹶﻛ ﻪﻧِﺇ
{
“O şüphesiz dosdoğru bir peygamberdi.”316
}
ٍﲔﺠِﺳ ﻲِﻔﹶﻟ ِﺭﺎﺠﹸﻔﻟﺍ ﺏﺎﺘِﻛ ﱠﻥِﺇ ﱠﻼﹶﻛ
{
“Sakının; Allah’ın buyruğundan dışarı çıkanlar, muhakkak “Siccin” adlı defterde yazılıdır.”317
}
ٍﻞﻴﺠِﺳ ﻦِﻣ ﹰﺓﺭﺎﺠِﺣ ﺎﻬﻴﹶﻠﻋ ﺎﻧﺮﹶﻄﻣﹶﺃﻭ
{
“Üzerine Rabbinin katından, işaretli olarak yığın yığın sert taş yağdırdık”318
7- ﹲﻞﻴِﻌﹾﻔِﻣ
}
ﻭ ﻪﱠﻘﺣ ﻰﺑﺮﹸﻘﹾﻟﺍ ﺍﹶﺫ ِﺕﺂﹶﻓ
ِﻞﻴِﺒﺴﻟﺍ ﻦﺑﺍﻭ ﲔِﻜﺴِﻤﹾﻟﺍ
{
“Yakınlığı olana, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver.”319
8- ﹲﺔﹶﻠﻌﹸﻓ
}
ِﺔﻤﹶﻄﺤﹾﻟﺍ ﻲِﻓ ﱠﻥﹶﺬﺒﻨﻴﹶﻟ ﱠﻼﹶﻛ
{
“Hayır; o, and olsun ki, Hutame’ye atılacaktır.”320
}
ٍﺓﺰﻤﹸﻟ ٍﺓﺰﻤﻫ ﱢﻞﹸﻜِﻟ ﹲﻞﻳﻭ
{
“Diliyle çekiştirip alay eden kimsenin vay haline!”321
315 Sad, 38/62. 316 Meryem, 19/41. 317 Mutaffifin. 83/7. 318 Hud, 11/82. 319 Rum, 30/38. 320 Hümeze, 104/4. 321 Hümeze, 104/1.
}
ٍﺓﺰﻤﹸﻟ ٍﺓﺰﻤﻫ ﱢﻞﹸﻜِﻟ ﹲﻞﻳﻭ
{
“Diliyle çekiştirip alay eden kimsenin vay haline!”322
9- ﹲﻝﻮﻌﻴﹶﻓ
}
ِﻡﻮﻴﹶﻘﹾﻟﺍ ﻲﺤﹾﻠِﻟ ﻩﻮﺟﻮﹾﻟﺍ ِﺖﻨﻋﻭ
{
İnsanlar, diri ve her an yaratıklarını gözetip duran Allah’a boyun eğmiştir.323
10- ﹲﻝﺎﻌﹸﻓ
}
ﺏﺎﺠﻋ ٌﺀﻲﺸﹶﻟ ﺍﹶﺬﻫ ﱠﻥِﺇ
{
“Doğrusu bu tuhaf bir şeydir” demişlerdi.324
11- ﹲﻝﺎﻌﹸﻓ
}
ﺍﺭﺎﺒﹸﻛ ﺍﺮﹾﻜﻣ ﺍﻭﺮﹶﻜﻣﻭ
{
“Birbirinden büyük düzenler kurdular.” 325
12- ﹼﻞﻌﹸﻓ
}
ٍﻢﻴِﻧﺯ ﻚِﻟﹶﺫ ﺪﻌﺑ ﱟﻞﺘﻋ
{
“Çok yemin eden alçak zorbaya, bütün bunlar dışında bir de soysuzlukla damgalanmış kimseye…”326
13- ﺔﹶﻠﻌﹾﻔﻣ
}
ﹰﺎﻨﻣﹶﺃﻭ ِﺱﺎﻨﻠِﻟ ﹰﺔﺑﺎﹶﺜﻣ ﺖﻴﺒﹾﻟﺍ ﺎﻨﹾﻠﻌﺟ ﹾﺫِﺇﻭ
{
322 Hümeze, 104/1. 323 Taha, 20/111. 324 Sad, 38/5. 325 Nuh, 71/22. 326 Kalem, 68/13.Kabeyi, insanlar için toplanma ve güven yeri kılmıştık.327
14- ﺕﻮﻠﻌﹶﻓ
}
ﺕﻮﹸﻏﺎﱠﻄﻟﺍ ﺍﻮﺒِﻨﺘﺟﺍﻭ َﷲﺍ ﺍﻭﺪﺒﻋﺍ
{
“Allah’a kulluk edin, azdırıcılardan kaçının”328
15- ﹲﻞﻌﹸﻓ
}
ِﺲﻨﺨﹾﻟﺎِﺑ ﻢِﺴﹾﻗﹸﺃ ﹶﻼﹶﻓ
{
“Gündüz sinip geceleri gözüken gezegenlere and olsun.”329
}
ِﺲﻨﹸﻜﹾﻟﺍ ِﺭﺍﻮﺠﹾﻟﺍ
{
“Dolaşan yıldızlara”33016- ﻝﻼﻌﹶﻓ
}
ِﺱﺎﻨﺨﹾﻟﺍ ِﺱﺍﻮﺳﻮﹾﻟﺍ ﺮﺷ ﻦِﻣ
{
“Vesvese veren o sinsi vesvesecinin şerrinden”331
17- ﹲﻞﻴِﻠﹶﻠﻌﹶﻓ
}
ﺍﺮﻳِﺮﹶﻄﻤﹶﻗ ﺎﺳﻮﺒﻋ ﺎﻣﻮﻳ ﺎﻨﺑﺭ ﻦِﻣ ﻑﺎﺨﻧ ﺎﻧِﺇ
{
“Doğrusu biz çok asık suratların bulunacağı bir günde Rabbimizden korkarız” derler.332
}
ﺍﺮﻳِﺮﻬﻣﺯ ﹶﻻﻭ ﺎﺴﻤﺷ ﺎﻬﻴِﻓ ﹶﻥﻭﺮﻳ ﹶﻻ
{
327 Bakara 2/ 125. 328 Nahl, 16/36. 329 Tekvir, 81/15. 330 Tekvir, 81/16. 331 Nas, 114/4. 332 İnsan, 76/10.“Orada ne güneşin sıcağını ne de kışın soğuğunu göremezler.”333
18- ﻝﻮﻌﹸﻓ
}
ﺱﻭﺪﹸﻘﹾﻟﺍ ﻚِﻠﻤﹾﻟﺍ ﻮﻫ ﱠﻻِﺇ ﻪﹶﻟِﺇ ﹶﻻ ﻱِﺬﱠﻟﺍ ُﷲﺍ ﻮﻫ
{
“O, kendisinden başka tanrı olmayan, hükümran, çok kutsal olan Allah’tır.”334
333 İnsan, 76/13.
SONUÇ
Arap Dilinde iştikâk çalışmalarının başlangıcı için belirli bir zaman verilemeyişine karşın, hicri ikinci yüzyıldan itibaren bu konuda çalışmalar yapılmaya başlanmış, eserler telif edilmiştir. İlk dönem müellifleri, Arapça’ya diğer dillerden giren ya da şekil ve anlam bakımından garip kabul edilen kelimeler hakkında yaptıkları açıklamalar, bu konudaki ilk çalışmalara örnek verilebilir.
Köklerin anlamları ve aralarındaki ilişkiyi bütün özellikleriyle araştırıp ortaya koymak iştikâkın konusudur. Ancak istenilen, sözcüğün dış yapısı, görünümü ile ilgiliyse bu daha çok sarfı ilgilendiren bir durumdur. Arap dili bilginleri dil öğretiminde iştikâk, sarf ve dil sıralamasında iştikâkı, sarf ve dil arasına koymuşlardır. Bu yüzden tasrif ya da sarf kitaplarında da iştikâk sözcüğüne çok rastlanır.
İştikaklar konusu geniş bir konudur. Bununla ilgili nahivciler ve sarfçılar arasında isimlendirilmesi ve kısımları konusunda çeşitli ihtilaflar bulunmaktadır. İştikakların lügat anlamı yönünden ittifak, ıstılah anlamında ise farklılıklar bulunmaktadır.
Sıfat-ı müşebbehe ve mübalağalı ism-i fail konuları ve kalıpları Kur’an-ı Kerim’in önemli sarf konularındandır. Sıfat-ı müşebbehe ve mübalağalı ism-i failler geçmiş zaman, şimdiki zaman ve gelecek zamana delalet ederler. Sıfat-ı müşebbehe ve mübalağalı ismi faillerin hepsi anlam bakımından sübut ve yenilenmeye delalet eden müştaklardandır. Sıfat-ı müşebbehe ve mübalağalı ism-i failin amel etmesi Basra ve Kufe ekolleri arasında ihtilaf konusu olmuştur.
Sıfat-ı müşebbehe ve mübalağalı ism-i fail Allah’la alakalı ise anlam olarak tam bir sübuta delalet eder. Fakat insanla alakalı ise sübut ve hudusa dalalet eder. Sıfat-ı müşebbehe diye isimlendirilmesinin sebebi ism-i faile benzemesindendir.
Sıfat-ı müşebbehe ve mübalağalı ism-i fail Kur’an’da neseblere ve bütün zamanlara delalet eden müştaklara katılır. Sıfat-ı müşebbehe ve mübalağalı ism-i fail amel ve delalet şartlarında ortaktırlar. Kufeliler amel etmezler ama bunlardan sonra gelen mensup isim gizli bir zamirin Mef’ûludur.
ﹲﻝﺎﻌﹶﻓ kalıbı sübuta delalet etmesi yönünden diğerlerinden daha sağlam bir kalıptır. ﹸﻞﻌﹾﻓﹶﺍ kalıbı ise ﹶﻞِﻌﹶﻓ ve ﻥﹶﻼﻌﹶﻓ kalıplarından daha sağlamdır.
Genel olarak sıfat-ı müşebbehe hakkında nahiv ekolleri arasında ittifak vardır. Fakat ayrıntıda ve isimlendirmede de ihtilaflar bulunmaktadır. Bazı sıfat-ı müşebbeheler anlama mübalağa ve şiddet katmak için gelirler.
Mübalağalı ism-i fail kalıplarına yapılan her harf ilavesi anlam bakımından ziyadeliği ifade eder. Mübalağalı ism-i fail sigaları kendinden sonra gelen zahir ismi raf ve nasb olarak amel etmez. Mukadder bir Mef’ûl ile amil olarak gelir. Çoğu zaman da Kur’an’da harfi cerle müteaddi yapılırlar.
Mübalağa sigası ve sıfat-ı müşebbehe sigaları Kur’an’da diğer sigalara anlam yönünden delalet ederler.
Kur’an-ı Kerim’de geçen Sıfat-ı Müşebbehelerin sayısı yaklaşık 401’e ulaşmaktadır. Ayetlerdeki kelimeler bazen müfred bazen müennes, bazen de cemi olarak geçmektedir. Sıfat-ı müşebbeheler; ﻞﻴﻌﹶﻓ kalıbında 145 kez, ﹲﻞﻌﹶﻓ kalıbında 67 kez, ﹲﻞﻌِﻓ kalıbında 33 kez, ﹲﻞﻌﹶﻓ kalıbında 31 kez, ﹲﻞِﻌﹶﻓ kalıbında 19 kez, ﺀﻼﻌﻓ – ﻞﻌﻓﺃ kalıbında 27 kez, ﹲﻞِﻌﻴﹶﻓ kalıbında 13 kez ﻝﺎﻌﹸﻓ ve ﻝﺎﻌﹶﻓ kalıplarında ise 10’ar kez sıfat-ı müşebbehe geçmektedir.
Kur’an-ı Kerim’de geçen Mübalağalı İsm-i Faillerin sayısı yaklaşık 129’a ulaşmaktadır. ﹲﻝﺎﻌﹶﻓ kalıbında 44 kez, ﹲﻞﻴﻌﹶﻓ kalıbında 24 kez, ﻝﻮﻌﹶﻓ kalıbında 35 kez, ﹲﻞﻴﻌِﻓ kalıbında ise 6 kez mübalağalı ism-i fail geçmektedir.
KAYNAKÇA
KUR’AN-I KERİM, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul, 2009. AKDAĞ, Hasan, “Arap Dili Dilbilgisi”, Tekin Kitabevi, 1989.
AKSAN, Doğan, “Her Yönüyle Dil Ana Çizgileriyle Dilbilim I-II-III”, TDK. Yay., Ankara 1989-1990.
ASKERÎ, Ebu Hilal Hasan b. Sehl, “Kitâbu’s-Sınâateyn (el-Kitâbetu ve’ş- Şi‘r)”, el-Mektebetü’l-Unsuriyye, Beyrut, 1998. AVDE, Ebu Avde, “Şevâhidü’l-İ‘câzu’l-Kur’an Dirâsetün-Lüğaviyyetün-
Dilâliyyetün”, Amman, 1989. BUSTANÎ, Butrus, “el-Katru’l-Muhit”, Beyrut.
CÂRİM, Ali, Emin Mustafa, “en-Nahvu’l-Vâdıh fî Kavâidi’l-Lugati’l- Arabiyye li’l-Medârisi’l-İbtidaiyye (İlköğretim)”, Kahire, 1385/1965.
el-CEVÂLÎKÎ, Ebu’l-Mansûr, “el-Mu‘arreb mine’l-Kelâmi’l-E’camî alâ Hurûfi’l-Mu’cem”, Dımeşk, 1990.
el-CEVHERÎ, “es-Sıhah”, Kahire, 1956.
el-CÜRCÂNÎ, Ebu’l-Hasan, “et-Ta’rifât”, Daru’t-Tunûsiyye, 1971.
ÇELEBİ, Mustafa b. Abdullah Katip, “Keşfu’z-Zunûn an Esâmi’l-Kütübi ve’l-Funûn”, İstanbul 1971.
ÇÖRTÜ, M. Meral, “Arapça Dilbilgisi Sarf”, İstanbul, 1995.
ed-DERVİŞ, Muhyiddin, “İrabu’l-Kur’ani’l-Kerim ve Beyânuhu”, Dımeşk- Beyrut, 2003.
el-ENBÂRÎ, Kemâleddin Ebu’l-Berekât Abdurrahman İbn Muhammed, “Lume’u’l-Edille fî Usûli’n-Nahv”, Matbaatü’l- Camiati’s-Sûriyye, Suriye, 1957.
el-ENSÂRÎ, İbn Hişâm, “Evzahu’l-Mesâlik ilâ Elfiyyeti İbn Hişâm”, Kahire, 1967.
el-ESTERÂBÂZÎ, Raziyeddin Muhammed b. Hasan, “Şerhu Şafiyeti İbni’l- Hâcib”, Beyrut, 1975.
el-EŞMÛNÎ, Nuruddin Ebu’l-Hasan Ali b. Muhammed, “Şerhu’l-Uşmûnî ale’l-Elfiyeti İbni Mâlik”, thk: Muhiddin Abdülhamid, Beyrut, 1955.
el-EZHERÎ, Halid b. Abdullah, “Şerhu’t-Tasrîh ale’l-Tavdîh”, Kahire, 1954.
el-FERÂHÎDÎ, Halil b. Ahmed, “Mu’cemü’l-Ayn”, Beyrut, 1408/1988. el-FÎRÛZÂBÂDÎ, Yakub b. Muhammed b. İbrahim, “Kâmûsu’l-Muhît”,
Mısır, 1986.
el-GALAYÂNÎ, Mustafa, “Camiu’d-Durûsi’l-Arabiyye”, Beyrut, 1989. GÜNDAY, Hüseyin-Şahin Şener, “Arapça Dilbilgisi (Sarf Bilgisi)”, Alfa
Yayınları.
el-HAMELÂVÎ, Ahmed b. Muhammed b. Ahmed, “Şeze’l-Arf fi Fenni’s- Sarf”, Kahire, 1965.
el-HAMEVÎ, Yakut b. Abdullâh er-Rûmî, “el-Mu‘cemu’l-Buldân”, thk: Ferîd Abdulazîz el-Cundî, Beyrût 1410.
HİLMİ, Halil, “el-Muvelled fi’l-Arabiyye”, Beyrut 1985.
İbn AKÎL, Bahâuddin Abdullah b. Abdurrahman el-Haşimi, “Şerhu İbn Akîl”, nşr: Muhammed Muhyiddin Abdulhamid, Mısır, 1964.
İbn CİNNÎ, Ebu’l-Feth Osman b. Cinni el-Mevsılî, “el-Musannef”, thk: İbrahim Mustafa, Mısır, 1954.
İbn DUREYD, Ebû Bekr Muhammed b. El-Hasan, “el-İştikâk”, Kahire, 1958.
İbn HİŞÂM, Ebu Muhammed Abdullah Cemâleddin el-Ensârî, “Katru’n- Nedâ ve Bellu’s-Sadâ”, Beyrut,1997.
İbn MÂLİK, Ebu Abdullah Muhammed Cemâleddin, “Teshîlü’l-Fevâid ve Tekmîlü’l-Mekâsıd”, thk: Muhammed Kamil Berekât, Dâru’l-Kitab, 1971.
İbn MANZUR, Ebu’l-Fazl Cemaleddin b. Muhammed, “Lisanü’l-Arab”, Daru’s-Sâdır, Beyrut 1990.
İbnu’n-NEDÎM, Ebü'l-Ferec Muhammed b. Ebî Ya'kub İshâk b. Muhammed b. İshâk, “el-Fihrist”, Kahire, 1348.
el-İSFEHÂNİ, Ebu’l-Kasım Hüseyin er-Rağıb, “el-Müfredât fî Ğarîbi’l- Kur’an”, Beyrut.
el-İSFERÂYİNÎ, Taceddin Muhammed b. Muhammed, “Lübâbü’l-İ’rab”, 1984.
KARAMAN, Hayrettin-Topaloğlu Bekir, “Arapça Sarf-Nahiv”, İstanbul, 1964.
KILIÇ, Hulusi, “İştikâk” DİA, İstanbul, 2001.
KOÇAK, İnci, “Arapçanın Gelişme Yolları”, Ankara, 1984.
el-MESÛDÎ, Ebu’l-Hasan Alî, “Murûcu’z- Zeheb”, thk: Muhammed Muhyiddin Abdulhamîd, Beyrut 1988.
el-MUÎNÎ Muhammed Saîd, “Es-Siyeğu’l-İfrâdiyetu’l-Arabiyye”, Kahire, 1981.
el-MÜBERRED, Ebu Abbas Muhammed b. Yezid, “el-Kamil fi’l-Lüğa ve’l- Edeb”, Beyrut, 1966.
NA‘ÎM, Ferid, “en-Nahv ves-Sarf ve Tasrîfu’l-Esma’ ve’l-Efal”, Matbaatu İbn Hayyan, Şam, 1981-82.
NUR, Yezîd Yahya Hasan, “es-Sıfatü’l-Müşebbehe fi’l-Hadisi’n- Nebeviyyi’ş-Şerif Tatbik alâ Sahih-i Müslim”, Camiatü’l-Yermuk, Ürdün, 1998.
SARMIŞ, İbrahim, “Metin ve Alıştırmalarla Uygulamalı Arapça Dilbilgisi”, Konya, 1998.
İbn SERRÂC, Ebu Bekr Muhammed b. Sehl, “el-Usûl fi’n-Nahv, Matbaatu Nu’man”, Necef el-Eşraf, 1973.
es-SUYÛTÎ, Abdurrahmân b. Ebî Bekr, “el-İktirâh fî Usûli’n-Nahv”, nşr. Ahmet Subhi Furat, İstanbul 1975–1978.
Celalüddin Abdurrahman b. Ebî Bekr, “el-Eşbah ve’n-Nezâir fi’n-Nahv”, Kahire 1954.
Celâlüddin Abdurrahman b. Ebi Bekr, “el-Muzhir fî Ulûmi’l- Luğa ve Envâuhâ”, thk: Muhammed Ebu’l-Fazl İbrahim.
eş-ŞERTÛNÎ, Reşid, “Mebâdiü’l-Arabiyye fi’s-Sarf ve’n-Nahv”, Beyrut, 1965.
eş-ŞEVÂ, Eymen, “el-Cami’ li İrâbi Cümeli’l-Kur’an”, Beyrut, Daru’l- Feyhâ, 2000.
TUZCU, Kemal, “Araplarda Etimoloji Çalışmaları”, Nüsha Şarkiyat Araştırmaları Dergisi I, Ankara 2001.
URALGİRAY, Yusuf, “İlk ve ileri Dilbilgisi”, Riyad, 1986. UZUN, Tacettin, “Sarf Bilgisi”, Konya, 2006.
el-VÂFÎ, Ali Abdülvahid, “Fıkhu’l-Lüğa”, Mısır, II. Baskı. İbn YAÎŞ, Ebu’l-Bekâ b. Ali, “Şerhu’l-Mufassal”, Beyrut.
İbn ZEMELKÂNÎ, Şerafüddin Hüseyin b. Muhammed b. Abdullah , “et- Tibyân fi İlmi’l-Beyân”, Beyrut, 1991.
ez-ZEBÎDÎ, Ebu'l-Feyz Murtaza Muhammed b. Muhammed “Tacü'l-Arûs min Cevâhiri'l-Kâmûs”, Beyrut, 1975.
ez-ZECCÂC, Ebu’l-Kasım Abdurrahman b. İshak, “Meâni’l-Kur’an ve İ‘rabühü”, Kahire, 1997, 2. Baskı.
ez-ZEMAHŞERÎ, Cârullah Ebu’l-Kasım Muhammed b. Ömer, “el-Mufassal fî İlmi’l-Arabiyye”, Kahire.
ZİHNÎ, MEHMED, “el-Muntehab fî Kavâidi’s-Sarf”, İstanbul, 1981.
ZÜLFİKAR, Hamza, “Terim Sorunları ve Terim Yapma Yolları”, TDK Yay. Ankara 1991.