• Sonuç bulunamadı

G) SURRE GÖNDERİLMESİNDEKİ AMAÇLAR:

4) Kur’an-ı Kerim’den Bazı Surelerin Okunması:

Defterden anlaşıldığı kadarıyla Kur’an- Kerim’den bazı surelerin okunması için de sikke tayin edilmiştir. Bu sureler genellikle Kurân- ı Kerim’in kalbi kabul edilen Fâtiha suresi ve İhlâs suresidir ki; İhlâs sûresinin üç defa okunması Hz. Peygamber’den gelen rivayetlere göre daha faziletli kabul edilmiştir. Sultan Murad Han’ın annesi valide sultan vakıflarından, Ravza- i Mutahhara’da beş vakit birer Fâtiha ve üçer İhlâs okunması için 856 sikke tayin edildiği defterde belirtilen hususlardandır116.

115 BOA, EV. HMK. SR., 912, s. 12. 116 BOA, EV. HMK. SR., 912, s. 56.

SONUÇ

Osmanlı Devleti’nin sosyal yardımlaşma ve dayanışmaya verdiği önem tarihte çok az devlette görülmektedir. Osmanlı, doğudan batıya bütün halkını kucaklayan ve hepsine devletin imkanlarını ulaştırmaya gayret eden cihanşümûl bir imparatorluktur.

Tabi ki, bu yardımseverlik duygularının temelinde, İslam dininin evrenselliği ve bütün insanları eşit haklara sahip görmesi yatmaktadır. İslam’ın insanlara sunduğu zekat, sadaka gibi müesseseler, zengin ve fakir arasında sevgi ve kardeşlik duygularını geliştiren ve aradaki maddesel uçurumu kaldıran bir köprü vazifesi görmektedirler. Bu hususlar dikkate alınırsa Osmanlı’nın kurmuş olduğu, sosyo-ekonomik düzenin bu denli dengeli olmasının sırrı anlaşılmış olur.

Belirtilen bu husus çerçevesinde, Osmanlı Devleti’nin Haremeyn’e verdiği önem, gün yüzüne çıkmaktadır. İşte, surre gönderilmesi de bu verilen önemin bariz bir göstergesidir. Daha önce ifade edildiği şekliyle surre, para kesesi, para çıkını gibi manalara gelmektedir. Terminolojik o l a r a k ise eskiden padişahların her yıl Recep ayında Haremeyn’e göndermiş olduğu para ve hediyeler olarak ifade edebiliriz. Paralar keseler içinde gönderildiği için bu isim verilmiştir.

Surre, ilk defa Abbasi halifesi el-Muktedir Billah zamanında, 923-924 (H.311) senesinde gönderilmiştir. Bilindiği üzere Abbasiler bir çok konuda Osmanlı’lara ışık tutmuşlardır. Kültür ve medeniyet açısından Osmanlı Devleti, Abbasiler’in tesis ettiği bir çok müesseseyi örnek almıştır. Surre hususunda da Abbasiler gibi bir yol izlenmiş ve Haremeyn’e surre gönderilmesi işi devam ettirilmiştir. Bu durum Yavuz’un Mısır seferinden sonra her yıl olmak üzere periyodik bir hal almıştır.

Osmanlı Devleti’nde ilk defa surre gönderen padişah Yıldırım Bayezid’dir. Surre gönderilmesine Osmanlı Devleti’nin son dönemlerine kadar devam edilmiştir.

Kime ne kadar surre verildiyse, bunlar surre defteri denilen özel bir defterde kaydedilmiştir. Yine hangi vakıflardan surre gönderildiği, bu surrelerin Ravza- i Mutahhara, Harem-i Şerîf ve Hücre-i Nebeviye’de görev yapanlar ve Medîne’nin yerli halkı ile mucâvir dediğimiz ibadet maksatlı Medine’yi yurt edinenler arasındaki taksimatı, isim isim deftere kaydedilmiştir. Günümüzde Başbakanlık Osmanlı Arşivi Surre Defterleri Kataloğu’nda 4170 defter kayıtlıdır. Tarihi en erken olan defter 1600- 1601 (H.1009) tarihli defterdir. En geç olan ise 4125 numaralı, 1909-1910 (H. 1328)

tarihli defterdir. Defterler Osmanlıca/ Türkçe kaleme alınmış ve çeşitli yazı tipleriyle yazılmışlardır. Ebat itibariyle yaklaşık 15x41 olan defterler dikdörtgen şeklindedir.

1723-1724 (H. 1136) yılına ait ve Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde 912 numara ile kayıtlı defter de eksiksiz bir defter olmasının yanında, surre defterlerinin genel özelliklerini anlamamıza yardımcı olacak niteliktedir. 96 varaktan ibaret olan defter Medine’nin sosyal yapısı hakkında bize bilgi vermektedir. Medine’nin yerli halkı ve mucâvirlerin durumu defterden çıkartılabilecek verilerdendir.

Bu deftere göre Medine’de, dört mezhebin müntesibinin de olduğunu görmek mümkündür. Bunlar Hanefî, Şâfî, Hanbelî ve Mâlikî mezhebleridir. Bu mezheblerin imam ve kadılarına ayrılan meblağlar da göze çarpmaktadır.

Yine Medine’de kutsal mekanlarda görev yapan, kapıcısından temizlikçisine bütün vazifelilerin durumları ile alakalı bilgiler edinmek mümkündür.

Defterde verilen bilgiler ışığında, Medine halkının, ribat, zaviye ve evlerde ikâmet ettiğini söylenilebilir. Buna göre bu saydığımız yerlerde, defter nazar-ı dikkate alındığında 6400 kişi ikâmet etmektedir. Bunlara tahsis edilen surre ise 11046 sikke olarak göze çarpmaktadır. Genel toplamda ise gönderilen miktar 42706 sikkedir. Surre Emini’ne teslim edilen ise 35758 sikkedir. Genel toplamla, teslim edilen miktar arasındaki fark, muhtemelen yapılan masraflarla alâkalıdır. Zira surrenin gönderilmesi ve dağıtılması bağlamında çeşitli masrafların olduğu açıktır. Bu masraflar için belli bir kısmın kullanılmış olması muhtemeldir.

Söz konusu defterde cema’atlerden de bahsedilmektedir. Bunlar yerli halk veya mucâvirlerin oluşturduğu gruplardır. Rum, Hind, Acem ve Kürt gibi çeşitli etnik kökene sahip kişilerin bu şekilde ifade edildiği görülmektedir. Bunlara ayrılan miktarları da defterden tespit edebilmek mümkündür.

Yine defterden mektebler yani okullar hakkında bilgi almak imkanı da vardır. Medine’de eğitim veren mektebler, bunların hocaları, talebeleri ve bunlara ayrılan paylar da defterde zikredilmektedir.

Surre ile hedeflenen şeyler de defterde ifade edilmektedir. Bunlar görüldüğü kadarıyla sırf manevî unsurlardır. Merhum Padişahların, annelerinin veya devlet adamlarının ruhları için cüz’ü-şerîf, hatm-i şerîf, aşr-ı şerîf gibi Kur’an-ı Kerim’den bölümler okunması ve yine Hz. Peygamber’e salât ve selam gönderilmesi için surre tahsis edildiği defterde göze çarpan hususlardandır.

Surre, Osmanlı Devleti’nin hilâfet makamını bihakkın temsil ettiğini gösteren bir husustur. Zira hilâfet, nerede olursa olsun ihtiyaç sahibinin imdadına yetişmeyi gerektiren bir kurumdur. İslam’ın ilk halifelerinin bu husustaki gayretleri göz önüne alınırsa bu durum daha da netlik kazanır ve Osmanlı Devleti’nin böyle bir fedâkarlığa girişmesindeki hikmet daha iyi anlaşılmış olur. Çünkü o dönem şartlarında surre gönderilmesi olayı, devlet için çok büyük bir külfettir. Bir de merkezi İstanbul olan bir devletin çok uzak bir mevki olan Haremeyn’e böyle bir hizmeti yapması, bu külfetin büyüklüğünü göstermesi açısından önemlidir.

Surre sayesinde Osmanlı Devleti’nin Haremeyn’deki sevgisi ve bu bölge halkı nazarındaki değeri artmıştır. Bu sayede bu yerlerde yaşayan ahâlinin Osmanlı’ya bağlılığı yüzyıllar boyu devam etmiştir.

KAYNAKÇA Arşiv Belgeleri:

Başbakanlık Osmanlı Arşiv Rehberi, Yay.: Yusuf İhsan GENÇ vd., İstanbul, 2000. BOA. EV. HMK. SR., 912.

Kaynak Kitaplar ve Makaleler:

ATALAR, Münir, Osmanlı Devletinde Surre-i Hümâyûn ve Surre Alayları, DİB. Yay., Ankara, 1999.

__________“Türkler’in Kabe’ye Yaptıkları Hizmetler”, Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, C. XXXI, Ankara, 1989.

ATEŞ, İ brahim, “Osmanlılar Zamanında Mekke ve Medine’ye Gönderilen Para ve Hediyeler”, Vakıflar Dergisi, C. XIII, Ankara, 1981.

ATİK, Kayhan, Lütfi Paşa ve Tevârih-i  l -i Osman, T.C. Kültür Bakanlığı Yay., Ankara, 2001.

BAYKAL, Bekir Sıtkı, Tarih Terimleri Sözlüğü, Türk Dil Kurumu Yay., Ankara, 1974. BAYRAK, M. Orhan, Resimli Osmanlı Tarihi Sözlüğü, İnkilap Kitabevi, İstanbul, 1999. DANIŞMAN, Zuhuri, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, C. V, Yeni Matbaa, İstanbul,

1965.

DANIŞMEND, İsmail Hâmi, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, C. II, İstanbul, 1977. DEFTERDAR SARI MEHMED PAŞA, Zübde-i Vekâyiât (Tahlil ve Metin, 1066-

1116/1656-1704), haz.: Abdülkadir Özcan, T.T.K. yay., Ankara, 1995.

DEVELLİOĞLU, Ferit, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Aydın Kitabevi Yay., 7. Baskı, Ankara, 1986.

ECER, Vehbi, “Osmanlı Döneminde Mekke’nin Yönetimi”, Türk Dünyası Tarih. Dergisi, sayı: 37/ Ocak, İstanbul, 1990.

EYYÜB SABRİ PAŞA, Mir’âtü’l-Haremeyn, C . I -II., İstanbul, 1301-1304 (1884- 1887).

FAROQHİ, Süraiya, ”Onaltıncı ve Onyedinci Yüzyıllarda Osmanlı Devlet Anlayışı ve Hac Olgusu”, X.Türk Tarih Kongresi Tebiğleri (22-26 Eylül 1987),Ankara, 1993.

GİBBONS, Herbert Adams, Osmanlı İmparatorluğunun Kuruluşu, Yayına hazırlayan: Mustafa Everdi, 21. Yüzyıl Yay., Ankara, 1998.

GÖKBİLGİN, M. Tayyib, Osmanlı Müesseseleri Teşkilâtı ve Medeniyet Tarihine Genel Bakış, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay., İstanbul, 1977.

GÖVSA, İ brahim Alâettin, Resimli Yeni Lugat ve Ansiklopedi, C. V, İskit Yayınevi, İstanbul, Tarihsiz.

GÜLER, Mustafa, “Haremeyn Vakıfları”, Türkler Ansiklopedisi, C. X, Ankara, 2002. __________Osmanlı Devletinde Haremeyn Vakıfları, TATAV Yay., İstanbul, 2002.

HAMMER, Baron Purgstall Joseph Von, Osmanlı Tarihi, C. I, (çev. : Mehmet Ata), M.E.B. Yay., İstanbul, 1997.

İNALCIK, Halil, RENDA Günsel, Osmanlı Uygarlığı, C.I, T.C. Kültür Bakanlığı Yay., İstanbul, 2002.

__________ “Filori”, DİA, C.XIII, İstanbul, 1996.

JORGA, Nicolae, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, çev.: Nilüfer Epçeli, Yeditepe Yay., İstanbul, 2005.

KEMAL, Namık, Osmanlı Tarihi, C. III, Hürriyet Yay., İstanbul, 1974.

KOLERKILIÇ, Ekrem, Osmanlı İmparatorluğunda Para, Doğuş Matbaası, Ankara, 1958.

KÖPRÜLÜ, M. Fuad, Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluşu, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 1981.

KUNT, Metin, WOODHEAD Christine, Kanuni ve Çağı Yeniçağda Osmanlı Dünyası, (Çev : Sermet Yalçın), Tarih Vakfı Yurt Yay., İstanbul, 2002.

LAMARTINE, Alphonse de, Osmanlı Tarihi, C.I, (Çev: Serhat BAYRAM), Sabah Gazetesi, İstanbul, 1991.

ORHONLU, Cengiz, Osmanlı İmparatorluğu’nun Güney Siyaseti Habeş Eyaleti, T.T.K. Yay., Ankara, 1996.

ÖZTUNA ,Yılmaz, Osmanlı Devleti Tarihi, C. II, Ankara, 1998.

PAKALIN, M.Zeki, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, C. I-III, İstanbul, 1971.

PAMUK, Şevket, Osmanlı Devleti’nde Paranın Tarihi, Tarih Vakfı Yurt Yay., 3. Baskı, İstanbul, 2003.

RASİM, Ahmed, Osmanlı Tarihi (Seçmeler), Haz. : İsmet PARMAKSIZOĞLU, M.E.B. Yay., İstanbul, 1968.

SAHİLLİOĞLU, Halil, “Akçe”, DİA, C.II., İstanbul, 1989.

SAYAR, Nihad S., Türkiye İmparatorluk Dönemi Siyasî, Askerî, İdarî ve Malî Olayları, İstanbul, 1978.

SERTOĞLU, Midhat, Osmanlı Tarih Lügatı, Enderun Kitabevi, 2. Baskı, İstanbul, 1986.

SEYYİD MUHAMMED ES-SEYYİD, “Deşîşe”, DİA, C.IX, İstanbul, 1994.

SOLAKZÂDE, SolakzâdeTarihi, C. II, (Haz : Vahid Çabuk), Kültür Bakanlığı Yay., Ankara, 1989.

ŞAHİN, Gürsoy, İngiliz Seyahatnamelerinde Osmanlı Toplumu ve Türk İmajı, Gökkubbe Yay., İstanbul, 2007.

ŞEMSEDDİN SAMİ, Kâmus-ı Türkî, Çağrı Yay., İstanbul, 2007.

TABAKOĞLU, Ahmet, Gerileme Dönemine Girerken Osmanlı Maliyesi, Dergâh Yay., İstanbul, 1985.

TİMUR, Taner, Kuruluş ve Yükseliş Döneminde Osmanlı Toplumsal Düzeni, 2. Baskı, Turhan Kitabevi Yay., Ankara, 1979.

YILDIZ, Hakkı Dursun, “Abbasiler” DİA, C. I, İstanbul, 1988.

EK-1:

Defter-i taksimât-ı surre-i şerîfe-i hakâniyye-i rûmiyye-i cedîde ki berâ-yi ahâli-i Medîne-i Münevvere nevvera’llâhu teâla ile yevmil âhire der-vâcib sene sitte ve selâsîn ve mie ve elf. (1136).

Niyâbet der-uhde-i Mehmed bin Hasan Efendi.

Ferâşet hazreti Padişah-ı Âlempenâh hullidet hılâfetehü ve eyyede saltanatehû der-Ravza-i Mutahhara aleyhi efzalü’t-tâhıyye.

Sikke- i hasene elli. Sof tob bir.

Zikr olunan elli sikke ve bir sof surre akçasınden olmayub aliyye- i hüsrevânîden başka çıkın ile irsal olunmuştur.

Defter-i umûmun yani ehli Medîne ve mücâvirîne buğday taksim olan defterin içinde mufassal ve meşrûh ale’l-infirâd zikr olunan enfârın ve aded-i sikkenin icmâlidir ki zikr olunur.

Medîne-i Münevvere’de olan ribatların hucurât-ı kadîmeden yedi yüz altmış dokuz hücreye umûmdan birer sikke ta’yîn olunmuştur ki cem’an yedi yüz altmış dokuz sikke filori olur.

Neferan yedi yüz altmış dokuz. Sikke- i hasene yedi yüz altmış dokuz. Teslîm altı yüz on yedi.

Ve hucurât-ı cedîdeden altı yüz doksan iki hücreye dörder sikke ta’yîn olunmuştur ki cem’an iki bin yedi yüz altmış sekiz sikke filori olur.

Neferan altı yüz doksan iki.

Sikke- i hasene iki bin yedi yüz altmış sekiz. Teslîm iki bin iki yüz.

(2/ b )

Mezbûr ribatların kadîm ve cedîdinde ehl-i hücreden olmayub anlara muzâf olan beş yüz kırk altı nefer kimesnelere birer buçuk sikke ta’yîn olunmuştur ki cem’an sekiz yüz on dokuz sikke olur.

Neferan beş yüz kırk altı.

Sikke- i hasene sekiz yüz on dokuz. Teslîm sekiz yüz on iki.

Zevâya-yı selâse de mukîm olan otuz iki nefer kimesnelere umumdan ikişer sikke ta’yîn olunmuştur ki cem’an altmış dört sikke filori olur.

Neferan otuz iki.

Sikke- i hasene altmış dört. Teslîm elli iki.

Zâviye- i hümâyunda sâkin olan fukarâdan on nefer kimesnelere umumdan hakk- ı süknâ onar filori ta’yîn olunmuştur ki cem’an yüz sikke filori olur.

Neferan on, sikke-i hasene yüz, Teslîm seksen.

Bâkî büyût-i Medîne-i Münevvere’de sâkin olan Müslimînden dört bin üç yüz elli bir nefer kimesnelere umumdan birer buçuk sikke ta’yîn olunmuştur ki cem’an altı bin beş yüz yirmi altı buçuk filori olur. Atîk ve cedîd fark olmayub cümlesine ale’s- seviye taksim oluna.

Neferan dört bin üç yüz elli bir.

Sikke- i hasene altı bin beş yüz yirmi altı buçuk. Teslîm beş bin üç yüz.

(3/ a)

Defter-i husûsun kısm-ı evveli ehl-i Medîne ve mücâvirînden şol kimesnelerin isimleri ve mu’ayyeneleri beyânındadır ki, onlara hıdmetleri mukâbelesinde birer miktar sikke filori ta’yîn olunmuştur.

Cemâ’at-i huddâm-ı Harem-i Muhterem Hazreti Habîb-i Ekrem sallallâhü te’âla aleyhi ve sellem mine’l-ağavât, ve’l-hudabâ, ve’l-eimme , v e ’ l -müezzinîn, ve’l mükebbirîn, ve’l-ferrâşîn, ve’l kennâsîn, ve’n-nâibîn, li-ferâşet ba’zul erbâbu’l-menâsıb hıdmetleri mukâbelesinde husûs-ı surre ile gelen evkâf-ı mu’ayyeneden beyân olacak vech üzere birer miktar ta’yîn olunmuştur.

Nâibü’l- Haremi’ş-Şerîf en-Nebevî. Sikke-i hasene elli teslîm kırk.

Hazinedâr el- Harem’iş-Şerîf en-Nebevî. Sikke- i hasene elli teslîm kırk.

Müsteslîm ağavât-ı Harem-i Şerîf. Sikke-i hasene on beş teslîm on iki.

Nakîbü’l- Haram ağavâti’ş-şerif. Sikke-i hasene on beş teslîm on iki.

Hâdimü’l kîse,sikke- i hasene yirmi beş.

Hâdimü’l kîse sikke- i hasene on teslîm sekiz.

Kâtibu’d-defâtiri’s-Sultâniyye min kıbel- i Şeyhü’l- Harem-i muhterem. Sikke-i hasene yirmi teslîm on altı.

Yekün neferan yedi. Sikke-i hasene yüz yetmiş beş teslîm yüz elli.

(3/b)

Hücre-i Nebeviyye ve Ravza-i Mutahhara’ya hıdmet eden ağaların cümlesine kadîmine ve cedîdine ale’s-seviyye mâbeynlerinde taksim olunub âhara ferâğat olunmamak üzere bin sikke filori ta’yîn olunmuştur.

Sikke- i hasene bin teslîm sekiz yüz.

Reîsiyyye minaresinde altıncı müezzine vazife mukabelesinde on beş sikke ta’yîn olunmuştur. Be-nâm-ı evlâd- ı derviş Mehmed es- sülüs ve Mehmed Said bin Abdullah bin Said es-sülüs ve evlâd- ı Abdurrahman bin Avs el- Yemeni nilsa Es-sülüs ve Mehmed er-rubn es-sülüs

Sikke- i hasene on beş teslîm on iki.

Mahfel- i Hanefiyye’de ilhâk olan üç mükebbire vazife mukâbelesinde evkât-ı hamse de ale’d-devam tekbîr etmek içün on ikişer filoriden otuz altı sikke filori ta’yîn olunmuştur. İsimleri bunlardır ki zikr olunur.

Evlâd- ı Seyyid Abdülhâlık bin Seyyid Mehmed sikke- i hasene on iki teslîm on.

Evlâd- ı Yusuf bin Mehmed es-S e l m â n î e r -r u b ’ v e Yusuf ve Cemâleddin el- A f a s e r -rub’ ve evlâd- ı Abdülaz i z e l Kuveytî en- nısf. Sikke- i hasene on iki teslîm on.

Mehmed bin İbrahim Affan ve evlâd- ı İbrahim Affan sikke- i hasene on iki teslîm on.

Yekün neferan üç, sikke-i hasene otuz altı, teslîm otuz.

Hücre-i Müşerrefe’nin sanaklarının ve Harem-i Şerîf kapularının ve cidâr-ı erba’asında olan örümcek ağlarını her ayda pak etmek içün ve kirin pasın açmak içün sekiz sikke filori ta’yîn olunmuştur.

(4/a)

El-Kennâsîn

Ravza-i Mutahhara’yı her gün silüb süpürüb ve kalîçelerin Islâh idüb ve eczâ-i şerîfe sandukalarını ve mâ-beynlerini pak idüp örümcek ağlarını izale itmek içün sekiz nefer kimesneye sekizer filoriden altmış dört sikke filori ta’yîn olunmuştur.

Evlâd- ı Mahmud İmâm-ı kal’a-i S u l t a n i y y e v e İbrahim Abdullah nâbi’ seci mucâvir sikke- i hasene sekiz teslîm yedi.

Evlâd- ı Mehmed Zâhid bin Abdü’n- Nâfi’ efendi. Sikke- i hasene sekiz teslîm yedi.

Evlâd- ı Mehmed Mahmud Hâfız sikke- i hasene sekiz teslîm yedi.

Evlâd- ı Hüseyin Halebî bin Mahmud Tûhi başı ve Şeyh Mehmed Hamâd Hâfız Hanefî es-sülüsân ve evlâd- ı evlâd- ı Mehmed bin Ebî B e k r e ş -Şâmî ve evlâd-ı Ömer bin Mehmed Emin Derviş Hüseyin es-sülüs sikke- i hasene sekiz teslîm yedi

Evlâd- ı Mehmed Emin bin derviş bîrî. Sikke-i hasene sekiz teslîm yedi

Abdullah hazinedâr Davud ağa ve evlâd- ı İsmail efendi imâm-ı Musalla munâsafa sikke- i hasene sekiz teslîm yedi.

Evlâd- ı Seyyid Ramazan bin Hacı Abdü’l-Âl Halebî ve Abdullah bin sâhıbü’l- kennâs bil Harem-i Nebevî es-sülüsân ve Abdullah mücâvir es-sülüs sikke-i hasene sekiz teslîm yedi.

Evlâd- ı Ahmed Hâfız bin Mehmed Şâmî sikke-i hasene sekiz teslîm yedi.

Yekün neferan sekiz, Sikke- i hasene altmış dört, teslîm elli dört.

Bevvâb-ı ferâşet bazı erbâbu’l menâsıb.

Abdülbâki el- Buharî Ferâşet hazreti nazır-ı haremeyniş şerîfeyn sikke- i hasene yirmi teslîm onaltı

Abullah bin Hatîb İbrahim el-birrî Hanefi en-nısf ve evlâd-ı uteka Şahin havâle en-nısf.

Ferêşet an evlâd- ı Ahmed bin Osman dede sikke-i hasene otuz teslîm yirmi dört

Mustafa ağa nâibü’l-haram a n h u d d â m -ı h a r a m u ’ n - Nebevi

Ferâşet an Hüseyin efendi Kâtib-i sâbık bevvâbin sikke- i hasene yirmi beş teslîm yirmi

Niyâbet der-uhde-i evlâd- ı evlâd-ı Fâtıma binti Mehmed said el-Ensârî

Ferâşet an Mevlânâ Râzî sikke- i hasene onbeş teslîm oniki

N i y â b e t d e r -uhde-i Abdurrahman efendi Mekkî ve evlâd- ı evlâd- ı Hatîb Ahmed Hıyârî ve Fâtıma binti Mehmed Halebî ve evlâd-ı Fâtıma binti Ali Halebî Kâtibü’l- Haram ve evlâd-ı Hasan Kethüdâ-i hisse-i e v l â d - ı F â t ı m a sikke- i hasene on.

Ferâşet an kadı-zâde Mehmed efendi mefâdıa- i Haremeyni’ş-Şerîfeyn sikke- i hasene elli teslîm kırk.

Niyâbet der uhde-i evlâd- ı şeyh Mehmed Mekkî bin Şeyh Abdüssamed efendi el Keşmirî.

Ferâşet an Mevlânâ Mûsa efendi ser-etıbbâ-i h a s s a der-sâbık sikke- i h a s e n e onbeş teslîm on iki.

Niyâbet der uhde- i evlâd- ı Mü’mine binti Mustafa efendi Kâdı- i Cidde der sâbık.

Ferâşet an merhûm Hacı Paşa sikke-i hasene yirmi teslîm onaltı.

Niyâbet der uhde-i evlâd- ı evlâd-ı Fâtıma binti Şeyh Mehmed Said el-Ensârî. Ferâşet an İbrahim efendi katib- i sâbık bevvâbîn sikke- i hasene yirmi beş teslîm yirmi.

Niyâbet der-uhde-i evlâd- ı derviş Mehmed bin İbrahim ber-haman

Ferâşet an Selmân bevvâb Kethüdâ-i ağa sâbık Dâru’s- saâde. Sikke- i hasene yirmi teslîm on altı.

Hâfız Ahmed bin Mehmed es-Şâmî.

Ferâşet an Ahmed bin Mustafa sikke- i hasene on teslîm sekiz.

İbrahim dede an halîfe Şeyh Mahmud efendi. Ferâşet an şeyh Mahmud efendi sikke- i hasene on teslîm sekiz.

Abdülkâdir bin Sıddîk Şeyh Ali.

Ferâşet an Cevher ağa Hazinedâr- ı Harem-i Şerîf sikke- i hasene on beş teslîm on iki.

Niyâbet der uhde- i evlâd- ı Abdullah el- Halîfî.

Ferâşet Hüseyin ağa kethudâ-i h a z î ne-i â m i r e sikke- i hasene elli teslîm kırk

Niyâbet der uhde-i Seyyid Mehmed bâfiziyye el- aydarûs

Ferâşet Mahmud efendi Kethüdâ-i S a r a y -ı atîk sikke- i hasene on teslîm sekiz.

Niyâbet mezbûrîn

Ferâşet Mehmed Ebû’n- Nûr Abdullah ve evlâd- ı el afiye Mehmed el-Mağribî. Sikke- i hasene on teslîm sekiz

Niyâbet der uhde-i evlâd-ı Seyyid Bâfiziyye el-aydarûs.

Ferâşet Mehmed efendi muhasebeci sikke-i hasene on teslîm sekiz Yekün üç yüz otuz sekiz teslîm iki yüz on dokuz.

Bazı ashâb-ı hayrât kendi vakıflarından Medîne-i Münevvere’de muayyen kimesnelere ta’yîn ettikleri çıkınların beyanındadır:

Surre keseleri içinde mahsulât-ı evkâfi defteri mûcibince bir çıkın ile mühürlü irsâl olunan bu âna gelince herkez birisi zuhur etmeyüb ve erbâb-ı istihkâka vâsıl olmayub nam ve nişanı beydâ olmadığı ecilden min ba’d dahi üslûb-u sâbık üzere zâyi ve telef olmasun içün husûs defterinin evâiline huddâm-ı Harem istihkakları mâ- beynlerinde tesbit ve kayd olundu tâ kim ehl- i istihkâka mâlum olup her sene mevzi’-i tevzî’a cem’ olub hakların taleb ideler ve sa’âdetlü Padişâh- ı Âlempenâh hazretlerine dua ideler.

(5/a)

Be-cihet-i vezâif-i eczâhânân ve salavâthânân der-Medîne-i Münevvere an cânib-i âliye-i hazreti Padişâh-ı alempenâh. Sikke-i hasene bin teslîm tamamen.

sekizyüz .

Der vakt-i evvel sikke- i hasene dört yüz. Der vakt-i sâni sikke- i hasene dört yüz.

hasene iki yüz.

Be-cihet-i eczâhânân fî vakti’s-sabah. Seyyid Abdurrahim bin

Seyyid Abdullah Semhûdî sikke- i hasene on iki

Seyyid Abdurrahim es Semhûdî

Fatih ecza sikke- i hasene dört

Evlâd- ı Mustafa bin Ahmed Kebancı sikke- i hasene on iki

Evlâd- ı Abdullah Zâfir suban ve Mustafa bin Hasan efendi Bosnevi Erbaa isbâ’ ve evlâd- ı Kerîme binti Mehmed Halebî müjdeci- i sâbık ve Seyyid Ali bin Seyyid Sikke- i hasene on iki.

Seyyid Mehmed Yahya bin Seyyid Ahmed Mirzâ es- Sülüsan ve utekâ-i Seyyid Mehmed Yahya Mirzâ es- sülüs. Sikke-i hasene on iki.

Evlâd- ı Abdülhafiz bin Hamad es-sülüsan ve evlâd-ı Ömer bin Mehmed Emin es-südüs ve evlâd- ı Osman Alem es-südüs.

Evlâd- ı Evlâd- ı Hasan bin M e h m e d k e t h ü d â e l esbâhiye. Sikke- i hasene

Benzer Belgeler