• Sonuç bulunamadı

KUŞAKLARIN SOSYAL YAŞAMDAKİ ÖZELLİKLERİ ve TUTUMLARI

2.4. KUŞAKLARIN SOSYAL YAŞAMDAKİ ÖZELLİKLERİ ve TUTUMLARI

2.4.1. Sessiz Kuşağın Sosyal Yaşamdaki Özellikleri ve Tutumları

Bu kuşağa savaş kuşağı da denilmektedir. 1925-1945 yılları arasında doğmuş olan kişilerin oluşturduğu kuşaktır. Dönemin en önemli olaylarına bakacak olursak, bunların II. Dünya Savaşı ve 1929 yılındaki ekonomik kriz olduğu görülür (URL3). Bu kuşakta doğan insanlar II. Dünya Savaşı çıktığı yıllarda savaşa katılamayacak kadar küçüktüler. Ancak savaşta aktif olmasalar da durumdan en çok etkilenen yine onlardı. Bu kuşağın kültürel öğeleri içinde geniş aileler, yerel sosyal gruplar ve yoğun komşuluk ilişkileri yer almaktadır. Toplumun temel değerleri ise otoriteye saygı, sadakat, çok çalışma ve toplumsal değerlere adanmışlıktır. Yaşam felsefeleri yaşamak için çalışmaktır. Toplam nüfus içinde 2013 yılı rakamları ile oranları %6’dır (Demirkaya, Akdemir, Karaman, Atan, 2015: 190).

2.4.2. Baby Boomersların Sosyal Yaşamdaki Özellikleri ve Tutumları

Türkiye’de “Patlama Kuşağı” olarak adlandırılan bu kuşağın toplam nüfus içerisindeki oranı 2013 yılı rakamları ile %17’dir (Demirkaya ve Diğerleri, 2015: 190).

Baby Boomersların üzerinde yapılan çalışmalar, onların soyut ve manevi kavramlara olan ilgilerini ortaya çıkarmıştır. 1973’te bireylerin %46’sı “içsel esaslara odaklandıklarını” söylemişlerdir. 1990 yılında ise gençlerin sadece %26’sı bu fikre katılmıştır. Patlama kuşağının %30’u yaratıcılığın yürekten geldiğini söylerken, 90’larda gençlerin sadece %18’i bu görüşü onaylamıştır. 1967’de 300.000 üniversite öğrenci üzerinde yapılan çalışmada gençler %86’lık ezici bir çoğunlukla “anlamlı bir hayat felsefesi geliştirmenin” en temel amaç olduğunu söylerken 2004 yılında araştırmaya katılan gençlerin sadece %42’si bu fikre katılmıştır (Twenge, 2009: 70) Bu kuşak çok erken yaşta evlenmiş, bu sebeple çoğu lise eğitimini bile tamamlayamamıştır. İçlerinden üniversiteye gidenlerin sayısı ise çok azdır. Bu dönemde eğitimin kadınlar için herhangi bir getirisi olmayacağı düşünüldüğü için genellikle okula gidenler erkekler olmuştur (Bezirci, 2012: 10).

Bu dönem insanları Türkiye’de, çocukluk ve gençlik yıllarında kırsaldan kentlere taşınıldığı ve kentlerin de gecekondulaşmaya başladığı bir döneme tanıklık etti. Yurt

23

çapında üretim ve verimlilik büyük artış gösterdi. Demiryolundan karayoluna geçiş başladı ve kırsal kesim ile dış dünya arasındaki bağ güçlendi. 1950’lerde nüfusun ancak %19’u kentlerde yaşarken, 1970’de % 36’sı kentlerdeydi. 1945’de yüzde 30 olan okuma yazma oranı 1970’lerde yüzde 56’ya çıktı. Yükseköğrenim yaygınlaşmaya başladı; 1950’lerde 25 bin olan üniversite ve yüksekokullardaki öğrenci sayısı 1975’de 170 bini aştı. Eğitim düzeyinin artışına rağmen “Patlama Kuşağı”, “Cumhuriyet Kuşağı” kadar kaliteli bir eğitim alamadı. Cumhuriyet Kuşağı’nın öğretmenleri, Avrupa’da eğitilmişti. “Patlama kuşağı” mühendis ve doktor olsunlar hayaliyle okutuldu. Öğretmenlik özellikle genç kızlar için o zamanlarda da cazip bir meslekti (Seçkin, 2000: 103).

Bu gelişmelere rağmen aynı dönemde Türkiye’de okullaşma oranı çok düşüktü. Bu nesil 1939 ve öncesinde, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında dünyaya geldi. O yıllarda 1927’de 13 milyon olarak saptanan nüfusun yüzde 80’inden fazlası kırsalda yaşıyordu. Nüfusun yüzde 80’inden fazlası okul yüzü görmemişti (Senbir, 2000: 101)

Baby Boomers üyeleri endüstri çağından bilişim çağına geçerek çok hızlı bir değişim yaşamışlardır. Literatür bu kuşağın teknolojiden uzak büyümesine rağmen; teknolojiyi kullanmaya istekli olduğunu ve kullanabildiğini belirtmektedir. Bu kuşak için teknoloji; daha verimli olmak kadar daha fazla boş zamana sahip olmak demektir (Bezirci, 2012: 11-12).

2.4.3. X Kuşağının Sosyal Yaşamdaki Özellikleri ve Tutumları

Türkiye’de bu kuşak 2013 yılı adrese dayalı nüfus sayımına göre 16.075.110 kişiden oluşuyor ve Türkiye nüfusunun yüzde 21’ini teşkil ediyor (Demirkaya ve Diğerleri, 2015: 190).

Bu kuşak tam bir geçiş kuşağı çünkü sosyalizmden liberalizme dönüldüğü, değerlerin bir taraftan diğerine geçtiği, “eskiyen fikir ve değerlerin bir köşeye atıldığı” bir dönemde dünyaya geldiler. Gelir bakımından grupların arasının açılması yine bu döneme denk geldi. Bu sayede farklı sosyo-ekonomik statü gruplarında farklı kültürlerin hakim olduğu geniş bir yelpazeye yayılan bir toplumsal yapı ortaya çıktı (Seçkin, 2000: 104).

24

Dünya’nın petrol krizini yaşadılar. Dünyaya gözlerini, merdaneli çamaşır makinesi, transistörlü radyo, bantlı teyp ve pikapla açtılar. Toplumsal sorunlara duyarlıdırlar. Daha iyi yaşamak için daha az az çocuk sahibi oldular. Boşanma, HIV, uyuşturucu gibi kavramlarla tanıştılar. X kuşağı üyeleri kendisi dışındaki kuşakları anlamak için çaba harcamadı (Etlican, 2012: 5).

2.4.4. Y Kuşağı’nın Sosyal Yaşamdaki Özellikleri ve Tutumları

Türkiye’de Y Kuşağı 2013 yılı adrese dayalı nüfus sayımına göre 25.546.267 kişiden oluşuyor ve Türkiye nüfusunun yüzde 33’ünü teşkil ediyor (Demirkaya ve Diğerleri, 2015: 190).

Genç, akıllı, özgürlüklerine düşkün ve teknoloji tutkunu olarak tanımlanmaktadırlar. Günlük 15 saatlerini medya ve iletişim teknolojileriyle etkileşim halinde geçirebilirler. Bunun başlıca sebebi internet ve çok kanallı televizyonla büyümüş olmalarıdır. Sahip oldukları teknoloji becerisini yaratıcı bir şekilde görevlerini ilerletmek ve sonuçlar elde etmek için de kullanmaktadırlar. (Akdemir ve diğerleri, 2013: 18).

Y kuşağı Türkiye’de ki yağ kuyruklarını, benzin sıkıntısını yaşamadıkları için; her şeyin dünyaya gözlerini açtıklarında nasılsa eskiden de böyle olduğunu ve böyle olacağını sanıyorlar (Mengi, 2009: 14). Ancak şunu da eklemek lazım ki Y kuşağı terörizm, doğal afet, obezite, AIDS gibi küresel sorunlarla yüz yüze geldi (Etlican, 2012: 6). Petrol krizi ve Kuveyt savaşı yine bu dönemin önemli olayları arasındadır. Terör ve şiddetin artışı Y kuşağı ailelerinin önceki kuşaklara göre daha korumacı olmalarına sebep olmuştur. Anne ve babaları çalışmak zorunda olan bu kuşağa ebeveynleri emniyetli ve güvenli bir ortam sağlamaya çalışmışlar, bunu yaparken de çocukları ile yakın ilişkiler kurmuşlardır. Alt yapıları aileleri tarafından en çok desteklenmiş kuşak Y kuşağıdır. Bunun için bakımları, okul öncesi ve okul sonrası programları, hatta piyano derslerine kadar her şeyleri son derece planlıdır (Bezirci, 2012: 14). Eğitimleri bu kadar desteklenen ve önemsenen bir kuşağın eğitimi başarının anahtarı olarak görmeleri kaçınılmazdır. Bunun göstergesi olarak günümüzde, giderek artan üniversite sayıları, mesleki kursların önceki yıllara göre daha fazla ve çeşitli olması, yüksek lisans yapan kişi sayısının önceki yıllara göre daha fazla olması gösterilebilir (Etlican, 2012: 6). Yaşam boyu öğrenme yine bu kuşağın hayatımıza kattığı kavramlardan bir tanesidir.