• Sonuç bulunamadı

Konar-Göçerlerin İsimlendirilmesi

B. Bölge Tarihi

2. Konar-Göçerlerin İsimlendirilmesi

Osmanlılar döneminde konar-göçer aşiretlerin adlandırılmaları konusunda bir fikir beyan edilebilmesi, şüphesiz Osmanlı arşiv belgelerinin sistemli bir şekilde incelenmesiyle mümkündür. Bu durumda üzerinde durulması gereken arşiv malzemesinin, muhtelif belgelerin yanında özellikle tahrir defterlerinin olduğu belirtilmelidir. Konar-göçer aşiretlerin isimlendirilmesine dair hareket noktası sağlayan bu defterlere, her eyalet ve sancaktaki aşiret grupları, bu defterlerin çoğu defa idarecilerinin adları, hayvancılığa esas olan ekonomik faaliyetleri ile yaylak ve kışlak alanları kaydedilmiştir. Ancak bu aşiret gruplarının isimlendirilmelerine vesile olan durumları tespit edebilmek ve bu hususta bazı neticelere varabilmek için her eyalet ve sancağa ait bahis konusu kaynakların kronolojik bir şekilde ele alınması ve konuyla ilgili kaynakların mukayeseli bir şekilde tahlil edilmesi gerekmektedir. Ancak bütün aşiret gruplarını incelemekten ziyade, onların isim almalarını anlamamıza yardımcı olacak toplu gruplar halinde kaydedildikleri tahrir defterlerinin incelenmesi daha uygun görünmektedir102.

Saruhan Sancağı’na ait tahrir defterlerinde de Yörük olarak kaydedilen konar- göçer aşiretler, 1531 tarihli defterde Elliciler103, Karacalar104, Buğurcular105, Demirci106, Kurddutan107, Mukataa Alaiyyelü108 ve Perakende-i Mermercik109 olmak üzere toplu

100

BOA. TD. nr. 165, s. 652-654.

101 KKA. TD. nr. 115, v. 254a-255b.

102 İlhan Şahin, “Osmanlı Devrinde Konar-Göçer Aşiretlerin İsim Almalarına Dair Bazı Mülahazalar”,

Osmanlı Döneminde Konar-Göçerler, Eren Yayıncılık, İstanbul 2006, s. 115.

103 BOA. TD. nr. 165, s. 566-654. 104 BOA. TD. nr. 165, s. 655-677. 105 BOA. TD. nr. 165, s. 679-680. 106 BOA. TD. nr. 165, s. 353-370. 107 BOA. TD. nr. 165, s. 371-380.

34 gruplar şeklinde kaydedilmişlerdir. Yine 1575 tarihli mufassal defterde de Elliciler110, Menye111, Borlu112, Mermercik113, Demirci114, Kurddutan115, olarak adlandırılan Yörük teşekkülleri, 1575 tarihli Yörük defterinde ise Eldelik Ellicileri116, Çanşa Ellicileri117, Yunddağı Ellicileri118, Karacalar119, Buğurcular120, Mukataa121 ve Bazdaran122 Yörükleri olarak yazılmışlardır.

Saruhan Sancağı’ndaki Yörük gruplarının isimlendirilmelerine dair bazı mülahazalarda bulunmak gerekirse, bu gruplar içerisinde 1531 ve 1575 tarihli defterlerde yer alan Saruhan Ellicileri, benzerine Rumeli taraflarında rastlanan ve temelleri Selçuklular ile Anadolu beylikleri dönemine uzanan bir askeri teşkilatın varisleridir. Her elli haneye bir eşkinci veren bu Ellici Yörükler, sefer zamanları azeb, yaya ve müsellemler gibi eşkinci çıkarmakta ve bunu da her elli hanede bir eşkinci “eşdirmek” suretiyle yapmaktaydılar. Bu yüzden, Ellici ismiyle anılmaya başlamışlar ve bu sıfat onları askeri teşkilat içinde önemli bir yere getirmiştir123.

1575 tarihli mufassal ve Yörük defterlerinde rastladığımız Mukataa Yörükleri hakkında fazla bilgi edinilememekle birlikte 1531 tarihli mufassal defterden edinilen bilgiler dâhilinde bunların aynı dönemdeki Ellicilere göre daha oturmuş yapıya sahip oldukları anlaşılmaktadır. Mukataa-hanelere dâhil olarak yazılmış şahıslar 1575 tarihli Yörük defterine dahil olmuş olmalarına rağmen hepsi Yörük menşeili değildir. Bunların bazıları ortakçılık statüsünde iken bu sistemin bozulmasıyla ortakçılık karşılığı vergilerini mukataa olarak veren Yörük ve kul menşeili kimselerdir124. Bu grubun Mukataa Yörükleri olarak adlandırılmalarındaki muhtemel neden ise, Mukataa

108 BOA. TD. nr. 165, s. 697-701. 109 BOA. TD. nr. 165, s. 414-417;438. 110

KKA. TD. nr. 115, v. 71b-72b; 73a-74a; 78a-80a.

111 KKA. TD. nr. 115, v. 326b; 329a-333b. 112 KKA. TD. nr. 115, v. 308a-310b. 113 KKA. TD. nr. 115, v. 292b-293b. 114

KKA. TD. nr. 115, v. 251b; 252a-252b; 252a-254a; 254b-255b; 255b-256a; 256a; 262a-268b.

115 KKA. TD. nr. 115, v.226b-260a. 116 KKA. TD. nr. 125, v. 70b-104a. 117 KKA. TD. nr. 125, v. 110-114a 118 KKA. TD. nr. 125, v. 115b-153a. 119 KKA. TD. nr. 125, v. 160b-170a. 120 KKA. TD. nr. 125, v. 1b-4a. 121 KKA. TD. nr. 125, v. 5b-68b. 122 KKA. TD. nr. 125, v. 154b-158a. 123

Feridun Emecen, XVI. Asırda Manisa Kazası, s. 132.

35 Yörüklerinin tamamının padişah haslarına dâhil olup, vergilerinin mukataa yoluyla toplanmasından kaynaklı olabilir.

Göçebeler yaşadıkları hayat tarzından dolayı yerleşik olanlardan farklı bir idari ve sosyal yapıya sahiptiler. Bu idari ve sosyal yapı içerisindeki üst birim, “boy (taife)” adıyla bilinmekteydi. Boya bağlı olan birimler ise genelde “cemaat” adını taşımaktaydı125. Öte yandan bazı durumlarda kalabalıklaşan taifelerin zamanla parçalanması sonucunda yeni bir taifenin ortaya çıktığı bilinmektedir. Batı Anadolu’nun büyük grupları arasında yer alan Karesi, Biga, Hüdavendigar ve Saruhan sancaklarına dağılan Karacalar isimli taife Karaca Koyunlu Bayramlısı’ndan ifraz olanlar tarafından teşkil edilmiş olmalıdır126. Saruhan Sancağı’nda bulunan Karacalar isimli taifenin isimlendirilmesinde de bu faktörün etkili olduğu düşünülebilir.

Cemaatlerin isim almasında mesleki ve ekonomik faaliyetlerinde etkili olduğu görülmektedir. Örneğin 1531 ve 1575 tarihli defterlerde kayıtlı olan Buğurcuların, defterlerde “Urban-ı Buğurcuyan” ve “Araplar” şeklinde geçmeleri, arap asıllı olduklarından değil, muhtemelen Halep civarından gelmiş olmalarından ve deve yetiştiriciliğindeki maharetlerinden dolayıdır127.

Bazdaran Yörükleri olarak adlandırılan ve 1575 tarihli Yörük defterinde kayıtlı olan Yörük grubunun da avcı kuşların yetiştirilmesinden sorumlu olduklarından dolayı bu isimle anıldıkları anlaşılmaktadır.

Yörükler arasında bazı grupların ordunun ihtiyacı olan bazı malzemelerin yapımında çalıştıkları da bilinmektedir. Bu çerçeve de ok ve yay imalatı ile görevlendirilmiş gruplar da mevcuttur. Bunlardan 1531 ve 1575 tarihli defterlerin her ikisinde de kayıtlı olan Yaycılar128 cemaatinin “Şehzadelere onlar olmadığı zaman Havas-ı Hümayun eminlerine yay vermekle mükelleftirler. Karşılığında avarızdan muaftırlar.” şeklindeki kayıttan da anlaşılacağı üzere Yaycılar olarak adlandırılmalarındaki muhtemel neden bu olmalıdır.

Saruhan Sancağı’ndaki kazalarda tahrire tabi tutulan Yörük teşekküllerinin bulundukları kazaların isimleriyle adlandırılarak defterlere kaydedildikleri görülmektedir. Saruhan Sancağı’ndaki en büyük gruplardan biri olan Demirci Yörükleri

125

İlhan Şahin, “Osmanlı Devrinde Konar-Göçer Aşiretlerin İsim Almalarına Dair Bazı Mülahazalar”, s. 174.

126 Sadullah Gülten, XVI. Yüzyılda Batı Anadolu’da Yörükler, s. 34. 127

Feridun Emecen, XVI. Asırda Manisa Kazası, s. 139.

36 başta olmak üzere Menye, Borlu ve Mermercik Yörükleri bu şekilde kaydedilmişlerdir. Yine müstakil Yörük gruplarından olan Palamud129 ve Güzelhisar130 nahiyelerinde kayıtlı olan ve bulundukları nahiye ile aynı adı taşıyan cemaatlerde bulunmaktadır.

Osmanlı döneminde göçebe cemaatlerin bir kısmı da doğrudan doğruya kethüdalarının isimlerini taşımaktaydılar131. Bu bağlamda 1531 tarihli defterde kayıtlı olan Osman Kethüda Bin Yunus132 ve 1575 tarihli defterde kayıtlı olan Abdurrahman Kethüda133 cemaatlerinin kethüdalarının adını taşıdıkları görülmektedir.

Cemaatlerin oluşum süreci içerisinde, kethüdalar gibi seçkinleşmiş kişiler de ilgili obaya, mahalleye ve oymağa adlarını vererek onun idarecisi olmuşlardır. Bu idareciler aynı zamanda devlet tarafından da tanınmışlardır. Örneğin Saruhan Sancağı’nda Karaciyan taifesinin Manisa kazasında sakin olduğu Kasım Paşa, Davud Fakih, Seydi Hoca134 gibi mahalle isimleri ile Kurddutan taifesi içerisinde kayıtlı olan Emin Fakih Obası ve Ahmed Fakih Obası135 cemaatlerinin isimleri de muhtemelen böyle bir durum neticesinde ortaya çıkmıştır.

Bu bilgiler çerçevesinde Osmanlı Devleti döneminde konar-göçer aşiretlerin coğrafi saha olarak bulundukları yerlere, mensup oldukları asıl grupların adına, meskûn olup olmamalarına, içtimai ve iktisadi faaliyetlerine, mükellefiyetlerine, kethüdalarının adlarına müsteniden isimlendirildikleri görülmektedir136.