• Sonuç bulunamadı

Bireyin iş ve özel yaşam alanının gereklerini yerine getirememesi ve bir alanın diğerinden daha baskın olması, rol çatışmasının yaşanmasıyla iş yaşam çatışması kavramını ortaya çıkarmıştır. Literatürde iş yaşam dengesi olgusu ise daha kapsamlı bir kavram olarak incelenmektedir (Duxbury ve Higgins, 2001, s. 12; Hayman, 2005, s. 86).

Konaklama sektörünün özelliklerinden kaynaklanan, çalışanların insanlarla iletişim halinde olması, operasyonun kesintisiz devam etmesinden dolayı gelişen vardiyalı çalışma sistemi ve çalışanların aşırı yükü üstlenmesi, iş yaşam dengesizliğine yol açmaktadır.

Konaklama işletmelerinde yaşanan iş yaşam dengesizliğinin sonuçları bireysel ve örgütsel açıdan ele alınıp aktarılacaktır.

2.4.1. Bireysel Sonuçlar

İş yaşam dengesizliğinin bireysel sonuçları; yeme içme bozukluğu ve uyku düzeni bozukluğu gibi sonuçları içeren davranışsal sonuçlar, depresyon ve tükenmişlik sendromu gibi psikolojik sonuçlar ve sağlık sorunları gibi fiziksel sonuçlar kapsamında ele alınacaktır.

2.4.1.1. Davranışsal Sonuçlar

İş yaşam dengesizliğinin sigara ve kullanımında artış, yeme düzeninin bozulması, uykusuzluk, şiddet kullanımı ve iş kazalarında artış bireyi etkilediği gibi bireyin iş ve aile çevresini de etkileyen davranışsal sonuçlara neden olmaktadır. İş yaşam dengesizliğinin neden olduğu davranışsal sonuçların üzerine yapılan çalışmaların sayısı az olmasına karşın, Frone ve arkadaşlarının (1992, s. 68) yaptığı çalışma, iş yaşam dengesizliği algılayan çalşanların alkol kullanımlarının arttığını ortaya koymuştur.

2.4.1.2. Psikolojik Sonuçlar

Konuya psikolojik sonuçlar açısından bakıldığında, Selye (1976, s. 4), bireyin beynin her türlü isteme uyum sağlamak için verdiği yaygın tepki olarak tanımladığı stresin neden olduğu çaresizlik duygusuna kapılmasıyla depresyon yaşadığını belirtmektedir. İşyerinde

yaşanan stres ve depresyon sonucunda bireyde stres algısında artış, iş ve yaşam doyumunda azalma ve tükenmişlik sendromuna kadar varan etkiler görülmektedir. Bireyin yaşadığı bu tür duygusal ve ruhsal sorunlar, kişisel sorunlar olarak algılansa da çalışanların iş performanslarını olumsuz etkilemesinden ötürü işletme performansında düşüş meydana getirmektedir.

Bireyin, işyerinde yaşadığı stres nedeniyle iş ve özel yaşam alanlarındaki gerekliliklerini yerine getirememesinden dolayı yaşam kalitesi düşmektedir. Çalışanın özel hayatına vakit ayırabileceği şekilde günlük çalışma saatlerinin düzenlenmesi, işyerine kolay ulaşabilmesi, işyerine ait fiziksel koşulların iyileştirilmesi, iş yaşam dengesini sağlamaya yönelik örgütsel politikaların benimsenmesi ve uygulanması, iş-aile destek programları, kariyer gelişim planlarının yapılması, danışmanlık hizmetleri sunulması, rol belirsizliğinin ortadan kaldırılması, iş süreçlerinde strese yol açan etkenlerin azaltılması ve engellenmesiyle çalışanın yaşadığı iş stresinin azaltılıp, iş yaşam dengesi sağlanarak, iyi bir yaşam kalitesine erişmesi sağlanmalıdır (Duxbury ve Higgins, 1998, s. 112; Güçlü, 2001, s.103).

Tüm meslek gruplarının kendine ait iş süreçleri, belirli stres kaynaklarına sahiptir. Yalnız insanlarla daha fazla iletişim içerisinde olunan öğretmenlik, hemşirelik ve konaklama sektörüne ait meslek grupları gibi hizmet sektörlerinde çalışan bireylerin daha fazla stres yaşadıkları araştırmalar ile ortaya koyulmuştur (Cranwell-Ward, 1987, s. 224). Konakmalama sektöründe aralıksız hizmet sunumu, uzun çalışma saatleri, insanlarla yoğun iletişim içerisinde olunması, misafirleri güleryüzlü hizmet ile memnun etme zorunluluğu, çalışan devir hızının yüksek olması ve mevsimlik çalışmanın fazla olması; bu meslek grubuna ait çalışanlarda daha fazla stres görülmesine neden olmaktadır. Bir konaklama işletmesinin misafir memnuniyetine ulaşması için öncelikle çalışanlarının memnuniyeti sağlaması gerekmektedir; çalışanların düşük yaşam kalitesine sahip olarak stres içerisinde çalışması, konaklama işletmesinin hizmet kalitesini düşürerek performansını olumsuz etkileyecektir.

Stresli iş çevresinden dolayı bireyin bu stres durumuyla başa çıkamaması halinde; içe yönelmesine sebep olan fiziksel, duygusal ve zihinsel yorgunluk anlamına gelen tükenmişlik; bireyin fiziksel, sosyal ve psikolojik anlamda tükenme hissi duymasıdır (Maslach, 1978, s.111; Çam, 1991, s. 202). Tükenmişlik, daha çok müşterilerin ilgi ve dikkat taleplerinde bulundukları hizmet sektörü, kamu sektörü ve yönetimsel konumlardaki mesleklerde daha sık görülmektedir (Duxbury ve Higgins, 1998, s. 115). Tükenmişlik konusu ileriki bölümlerde detaylı olarak ele alınacaktır.

2.4.1.3 Fiziksel Sonuçlar

İş yaşam dengesizliği sonucunda yaşanan stresin davranışsal ve psikolojik sonuçlarının yanı sıra çalışanın tıbbi anlamda kalp, tansiyon ve mide rahatsızlıkları gibi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalmasına neden olan fiziksel sonuçları da bulunmaktadır (Quick vd., 1997, s. 72).

2.4.2. Örgütsel Sonuçlar

İş yaşam dengesizliğinin örgütsel sonuçları, bireyin kaybı ile ilgili olarak işe devamsızlık, işgören devir hızında artış, grev ve iş yavaşlatma ve iş başarısında düşüş olarak doğrudan maliyet ve örgütün kaybı olarak iş tatminsizliği, düşük örgütsel bağlılık ve ilişkilerde kalitesizlik olarak dolaylı maliyetler olmak üzere iki kısım altında aktarılacaktır (Quick vd., 1997, s.73). Tablo 2.1’de bu maliyetler sunulmuştur.

Tablo 2.1 İş Yaşam Dengesizliğinin Sonuçları

Doğrudan Maliyetler Dolaylı Maliyetler

 İşe Devamsızlık

 İşgören Devir Hızında Artış  Grev ve İş Yavaşlatma  İş Başarısında Düşüş

 İş Tatminsizliği

 Düşük Örgütsel Bağlılık  İlişkilerde Kalitesizlik

Kaynak: Quick vd, 1997, s. 73’ten Aktaran Küçükusta, 2007, s. 66.

2.4.2.1. Doğrudan Maliyetler

Doğrudan maliyetler konusu altında işe devamsızlık, işgören devir hızında artış, grev ve iş yavaşlatma ve iş başarısında düşüş faktörleri ele alınacaktır.

2.4.2.1.1. İşe Devamsızlık

Duxbury ve Higgins (1998, s. 115) tarafından yapılan araştırmada, işe devamsızlığın iş yaşam dengesizliğine göre anlamlı şekilde farklılaştığı tespit edilmiştir. İşyerinde yaşanan stresin; bireyin davranışsal, psikolojik ve fiziksel sorunlar yaşamasına ve bu sorunların sağlık sorunlarına neden olduğu belirtilmiştir. Bireyin fiziksel ve ruhsal sağlık sorunları yaşaması, işe devamsızlık yapmasına neden olmaktadır (Bhagat vd. 1985, s. 208).

Çalışanın işe devamsızlık yapmasının nedenleri, sağlık sorunları dışında başka nedenler de olabilir, bunları belirlemek güçtür. Çalışanlar, fiziksel olarak sağlık sorunu olmadığı durumlarda da bunu mazaret göstererek özel yaşamının gerekliliklerini yerine getirebilmektedir. Çocuğu ile ilgilenmek için sağlık sorunu olduğunu mazaret gösteren bir çalışanın durumu buna örnektir. Ayrıca çalışanlar, işyerinde yaşadıkları stresten uzaklaşmak

için de bu tarz bahaneler üreterek iş devamsızlığı yapabilmektedirler. Bu tür iş devamsızlıklarının fazla olduğu işletmelerin performansları olumsuz yönde etkilenmektedir.

Konaklama işletmelerinde bir çalışanın devamlı rapor alması, diğer meslektaşlarının üzerine daha fazla iş yüklenmesi anlamına gelmektedir. Meslektaşlarının yanı sıra yöneticisinin de sorumluluğunu artırmaktadır. Özellikle hizmet sektöründe aşırı iş yükü altında çalışan bireylerin etkinliği ve verimliliği düşeceği için hizmet kalitesinde de düşüş görülecektir.

2.4.2.1.2. İşgören Devir Hızında Artış

Her işletmenin örgütsel yaşam gücü bakımından belirli bir işgören devir hızının olması gerekmesine karşın, bu oranı en alt düzeyde tumak istemektedir. İşletmedeki işgören devir hızının yüksek olması, maliyetlerin artmasına neden olmaktadır. Kaliteli işgücünü kaybetmenin yanı sıra yeni personel bulma, bulana kadarki sürede personel kiralama ve eğitim maliyetleri, işletmelerin üzerine ağır yük oluşturmaktadır. Yapılan araştırmalar, iş yaşam dengesizliğinin psikolojik sonucu olan tükenmişlik ile işgören devir hızı arasında anlamlı bir ilişki olduğunu göstermektedir (Robbins, 1993, s. 217).

2.4.2.1.3. Grev ve İş Yavaşlatma

Aşırı iş yükü ve uzun çalışma saatleri gibi nedenlerden dolayı yüksek düzeyde stres yaşayan çalışanlar, örgütlenerek grev yapmaya veya iş yavaşlatma eylemleri katılmaya karar verebilmektedir (Quick vd., 1997, s. 75). İşletmeler için yüksek maliyetlere neden olacak grevler ve iş yavaşlatmalar; üretim, personel, fırsat, tedarikçi ve müşteri kayıplarına sebebiyet vermesi nedeniyle işletmelerin bu olumsuz durumu toparlaması zor olmaktadır.

2.4.2.1.4. İş Başarısında Düşüş

İş ve özel yaşam gereksinimlerini karşılamakta yaşanılan zorluklar nedeniyle, yaşanan yorgunluk ve oluşan stres, iş kazalarına ve performans düşüklüğüne neden olmaktadır. MacBridge-King (1990, s.87), yapılan çalışmalarda, bakıma muhtaç yakınları olan çalışanların seyahat ve şehir değiştirme engeli olduklarını, iş dışı zamanlarda düzenlenen toplantı ve seminerlere katılmakta zorlandıklarını, işlerine odaklanamadıklarını ve ekstra iş olduğunda kalmakta zorluk yaşadıklarını belirttiklerini bildirmiştir.

Bireylerin kişisel ve aile sorumluluklarının fazla olması, iş hayatlarını olumsuz yönde etkileyerek, iş başarılarının düşmesine neden olmaktadır. Konaklama işletmelerinde yoğun dikkat ve ilgi bekleyen misafirlerin taleplerini karşılayabilmek için çalışanların işlerine yoğunlaşabilmeleri gerekmektedir. Aksi durumda, talepleri karşılanmayan misafirlerin

memnuniyetsizlik yaşamasına ve konaklama işletmesini bir daha tercih etmeyerek bu memnuniyetsizliklerini de potansiyel misafirlere aktarabileceklerdir. Bu da konaklama işletmesinin yeni misafirler tarafından tercih edilmesinde düşüş yaşanmasına neden olarak işletmenin karlılığına olumsuz yansıyacaktır.

2.4.2.2. Dolaylı Maliyetler

Dolaylı maliyetler konusu altında iş tatminsizliği, örgütsel bağlılıkta düşüş ve ilişkilerde kalitesizlik faktörleri ele alınacaktır.

2.4.2.2.1. İş Tatminsizliği

İş tatminsizliği, çalışanların işlerinden duydukları hoşnutsuzluğu ifade etmektedir. İş tatmini; işin özelliklerinin, çalışanın istedikleriyle uyum göstermesi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Çalışanın somut ve sosyal şartların yanında işine olan duygusal bir tepkisi olup, çalışanın psikolojik beklentilerinin karşılanma seviyesini belirtmektedir (Menteşe, 2007, s. 2).

İş yaşam çatışması yaşayanların daha fazla iş stresi yaşadığı ve buna bağlı olarak daha fazla iş tatminsizliği yaşadıkları görülmüştür (Bhagat, 1985, s. 209). Yapılan çalışmalarda yüksek iş yaşam çatışması yaşayan çalışanların; iş tatminsizliği yaşadıklarını, düşük iş yaşam çatışması içersinde olan çalışanların da daha yüksek iş tatmini yaşadıkları görülmektedir (Duxbury ve Higgins, 1991, s. 65).

İş tatmini, işveren açısından maliyet göstergeleri dolaylı olduğu için daha zor anlaşılabilmektedir. İş tatminsizliğinin en belirgin sonuçları, işgören devir hızının ve işe devamsızlığın artmasıdır. İş tatminsizliği yaşayan bireylerde daha fazla sağlık sorunları görülmektedir. Yapılan araştırmaların sonucunda, iş tatminsizliği yaşayan çalışanların işinden tatmin olan çalışanlara göre daha kısa yaşadıkları ve daha fazla baş ağrısı ve kalp rahatsızlıklarıyla karşılaştıkları ortaya koyulmuştur (Robbins, 1993, s. 219).

2.4.2.2.2. Örgütsel Bağlılıkta Düşüş

Bireyin çalıştığı işletmeye olan bağın gücünü ifade eden örgütsel bağlılık, çalışanın kuruma karşı hissettiği sadakat ve kurumun başarılı olabilmesi için gösterdiği ilgi olarak tanımlanmaktadır (Meyer ve Allen, 1997, s. 67). Örgütsel bağlılık; çalışanların geçmiş tecrübeleri ve işletmeye uyum sağlama durumlarına göre şekillenen davranışsal bağlılık ve çalışanın çalışma ortamını değerlendirmesiyle, çalışanı işletmeyle bütünleşmesini sağlayan duygusal bir tepki olan tutumsal bağlılık olmak üzere iki farklı bağlılık şeklinde ortaya çıkmaktadır (Bayram, 2005, s.129).

Çalıştığı işletmeye örgütsel bağlılık duyan çalışanlar, işletmenin amaçlarını, değerlerini ve stratejilerini daha fazla benimsemektedirler. İşletme hedeflerinin gerçekleşmesi için emir ve beklentilere daha fazla çaba sarf ederek, içlerinden gelerek daha iyi yapmaya çalışmaktadırlar. Örgütsel bağlılığa sahip çalışanlar; işlerinden daha fazla tatmin yaşamakta, daha üretken olmakta, daha fazla sorumluluk duygusu taşımakta, işlere daha fazla katılım göstermek için çaba sarfetmekte, işletmeye daha uyumlu ve sadık olmakla birlikte işletmeler daha az maliyete sahip olmaktadır.

Örgütsel bağlılık duyan çalışanlara sahip olan işletme, iş tatmini sağlayarak işe devamsızlık oranını ve işgören devir hızını düşürmektedir. Hem yeni personel bulma ve kiralama hem de çalışanların iş yavaşlatmasını önlediği gibi çalışanların performansının artması, işletme performansına da olumlu olarak yansımaktadır.

Çalışanların, iş ve iş dışı hayatındaki gereksinimler ile ilgili yöneticisinden veya işverenden yeterli desteği göremediği zamanlarda yaşadıkları iş yaşam çatışması, çalışanın örgütsel bağlılık düzeyini düşürmektedir. Yapılan araştırmalar, örgütsel bağlılık ve iş yaşam çatışması arasında yüksek düzeyde negatif bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur (Duxbury, L. and Higgins, 1998, s. 112).

2.4.2.2.3. İlişkilerde Kalitesizlik

İşgörenlerin çalıştıkları ortamda strese maruz kalmaları, işgörenlerin arasındaki ilişkilerinin kalite düzeyinin düşmesine neden olmaktadır (Quick vd., 1997, s. 68). Stresle başa çıkmaya çalışan işgörenler; çevresindeki insanlara karşı duyarsızlaşmaya, güvenmemeye, anlayışsız olmaya, sevgisini ve saygısını yitirmektedir (Kahn vd., 1964, s. 242). Bu durum örgütsel bağlılığın azalmasına, iş tatminsizliğine, işe devamsızlığa, iş yavaşlatmalara, iş bırakmalarına ve işgören devir hızının yükselmesine neden olmasından dolayı işletmenin etkinliğini ve verimliliğini düşürmektedir. Aynı zamanda bu durum, işgörenin iş dışı yaşamını da olumsuz etkileyeceğinden dolayı yaşam kalitesinin seviyesi de düşecektir.

2.5. Konaklama İşletmelerinde İş Yaşam Dengesini Sağlamaya Yönelik Yaklaşımlar