• Sonuç bulunamadı

2.3. İş Yaşam Dengesini Etkileyen Unsurlar

2.3.1. Kişisel Faktörler

Kişisel özelliklerden kaynaklı sebepler iş yaşam dengesinin kurulmasında büyük etkiye sahiptir. Kişilerin iş tatminini gerçekleştirebilmeleri özel yaşamlarına etki edecektir. Özel yaşamlarında daha mutlu ve bilinçli hareket edebileceklerdir. Kişisel faktörlerin başında cinsiyet, eğitim ve kariyer planlama gelmektedir.

2.3.1.1. Cinsiyet

Toplumun bireylerden beklediği cinsiyet rolleri, bireylerin kadın ve erkek olarak iş yaşamlarında ve özel yaşamlarında farklılıklar meydana getirmekte ve buna göre kadın ve erkeğin iş yaşam dengesinin değişmesine sebep olmaktadır. Cinsiyet rolü, hangi mesleğin kadına uygun hangi mesleğin erkeğe uygun olduğunun belirlenmesinde yardımcı olmaktadır (Örücü vd, 2007, s. 120). Öğretmenlik, sekreterlik, hemşirelik gibi mesleklerde daha çok kadın çalışanların bulunması, bu mesleklerin kadına ait olan eş ve annelik rollerinin bir uzantısı olarak görülmesidir (Narin vd, 2006, s. 71). Kadınların erkeklere göre daha düşük iş tatmini sağlayıp, iş yaşam dengelerinin daha kırılgan bir yapıya sahip olması durumuna; kadınların erkeklere göre daha vasıfsız işlerde çalışmaları sebep gösterilebilir. Genellikle düşük ücretli ve vasıfsız işlerde çalışmaları nedeni ile de ihtiyaçlarını gerçekleştiremediklerinden tatminsiz olmaktadırlar (Uyargil, 1988, s. 23).

Kadınların çalışma koşullarına ve sosyal ilişkilere, erkeklerin ise daha çok maaş, kariyer ve ilerme imkanları gibi konulara daha fazla önem vermelerinden dolayı, iş yaşam dengesinin beklenti düzeyiyle ilgili olduğu söylenebilmektedir (Kırel, 1999, s. 118). Kadınların iş yaşamlarında cinsiyet ayrımından kaynaklı gerek kariyer engelleri gerekse ücret gibi sosyal hak farklılıkları iş yaşamında memnuniyetsizliğe sebep olabilir. Kariyer hedefleri sağlam olan bir kadın bunları gerek toplumdan kaynaklı gerek üyesi olduğu örgütün şartlarından kaynaklı yerine getiremiyorsa, bunu özel hayatına yansıtması ve iş yaşam dengesini sağlayamaması kaçınılmaz olacaktır.

2.3.1.2. Eğitim

Eğitim, bireyin iş yaşam dengesini kurabilmesinde önemli bir faktördür. Bireyin aldığı eğitim ile orantılı bir işte çalışıyor olması, işin gereklerini aldığı eğitim ile yerine getirip iş için yetersiz kalmaması, motivasyonunu artıracaktır. Alınan eğitim seviyesi, bireyin kariyeri için önemlidir. Bireyin kariyer hedefleri aldığı eğitim ile paralel olarak şekillenir. Birey iyi bir eğitim almışsa işinin gereklerini yerine getirebiliyor ve özel yaşamı ile iş yaşamı ayrımının farkındaysa bu dengeyi kurabilir (Öztürk ve Güzelsoydan, 2001, s. 338).

Günümüzde eğitimli çalışanların kalifiye olarak adlandırılması, kendilerine yüklenen sorumluluğu da arttırmaktadır. Ortaya çıkabilecek her türlü soruna çözüm bulmalarının ve işlerini en iyi ve hızlı şekilde yapmalarının beklenmesi, bireyin var olan iş stresini daha da arttırmasına yol açabilir. İş hayatındaki mutsuzluğun özel hayata yansımasına neden olabilir. Bu sebeple daha az eğitimli kişilerin yaptıkları işlerin, daha az sorumluluk ve beklenti getirmesi, kişiye daha az stressiz bir iş hayatı sunabilir. Bu duruma örnek olarak üniversite eğtimi almış çalışanların daha yüksek beklentiye sahip olması nedeniyle, ilkokul veya lise

mezunu çalışanlardan daha az tatmin yaşadıkları görülmektedir (Öztürk ve Güzelsoydan, 2001, s. 338).

2.3.1.3. Kariyer Planlama

Kariyer ile ilgili örgütlerin sahip olduğu sorumluluklar gibi bireyin kendisi adına sahip olduğu sorumluluklar da vardır. Birey kendi kariyer planlamasını yapabilmiş olmalıdır.

Kariyer planlama bireyin ilgilerini, kişiliğini, yeteneklerini, bireysel değerlerini göz önünde bulundurarak, kendisi için uygun olan kariyer yolunu araştırma ve karar verme sürecidir. Bu süreç bireyin yeteneğini kullanarak, edinmiş olduğu iş rolünün gereklerini yerine getirebilmek adına eğitim almasını ve kendisini bu alanda geliştirmesiyle devam eder. Diğer bir tanıma göre bireyin fırsatlarının ya da engellerinin farkında olarak, kendisine hedef belirlemesi ve bu hedefe ulaşabilmek için iş, eğitim ve bunlarla ilgili programları planlama sürecidir (Erdoğmuş, 2003, s. 15).

Bireyin kendisi için iyi bir kariyer planlaması yapabilmesi için öncelikle kendini çok iyi tanıyor olması, yapabilecekleri ve yapamayacaklarının farkında olması gerekmektedir. Bireyin iyi bir kariyer planlaması yapabilmesi, geleceğini güvence altına alması demek olabilir.

Birey yeteneklerinin farkındaysa ve doğru bir kariyer seçimi yapmışsa bu ileride kendisine geri dönecektir. İsteyerek işini yapan bireyle istemeyerek yapan bireyin iş yaşam dengesi birbirinden farklıdır. Bireyin iş yaşamında mutlu olması, özel hayatına da olumlu yansıyacaktır. Tam tersi olarak iş yaşamındaki isteksizlik ve mutsuzluk, özel hayatına da mutsuzluk getirecektir.

Kariyer kavramı her ne kadar birey için iş yaşamına başladığında ortaya çıkıyor gibi gözükse de aslında eğitim döneminde ortaya çıkmaktadır. Birey yetenekleri doğrultusunda eğitim görmeyi istediği alanı seçme ve karar verme sürecinde başarılı olursa, başarılı bir kariyer planlaması yapmaya başlamıştır. Kariyer planlama süreci beş aşamadan oluşur (Atay, 2006, s. 34):

1. Kendini ve çevresel faktörleri değerlendirme: Birey bu aşamada kendi yeteneklerini ve bu yetenekleri değerlendirebileceği imkanların farkında olmalıdır.

2. Kariyerle ilgili kişisel amaçların belirlenmesi: Bireyin kişisel amaçlarını iyi belirlemesi, kariyerini geliştirebilmesi için gereklidir.

3. İşin gereklerinin belirlenmesi: Birey yetenekleri doğrultusunda seçmiş olduğu işin gereklerini belirlediği ve bunun için imkanlarını değerlendirdiği süreçtir.

4. Belirlenen amaçlara ulaşmak için gereken eğitimin alınması: Bireyin mesleki gelişim için gerek dahil olduğu örgüt gerekse bireysel imkanlarıyla geliştirme programlarına katılma sürecidir.

5. Bireysel ve mesleki amaçlarla geliştirme konusundaki etkinliklerin birleştirilmesi: Bireyin dengeye ulaşabilmek için almış olduğu eğitimi örgüt yararına kullanmasıdır.