• Sonuç bulunamadı

4. BULGULAR 1 Bireylerin Demografik Değerlendirmeler

4.14. Kognitif Fonksiyonların Görsel Algılamaya Etkis

Kognitif fonksiyonlar ile görsel algılama arasında Spearman Korelasyon testi uygulandı ve sonuç olarak istatistiksel olarak anlamlı pozitif yönlü orta derecede korelasyon bulundu (r= 0,525, p=0,012).

5. TARTIŞMA

Bedensel engelli sporcularda kognitif fonksiyonlar ve görsel algılamanın reaksiyon zamanı ile ilişkisini incelediğimiz çalışmamız sonucunda değerlendirilen sporcu gruplarında kognitif fonksiyonların ve görsel algılamanın reaksiyon zamanı ile anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Buna ek olarak bedensel engelli sporcularda stres ve kaygı nedenli bilişsel başarısızlığın dominant el reaksiyon zamanını uzattığı bulunmuştur.

Bununla beraber bu çalışma; bedensel engelli farklı spor gruplarını kognitif ve görsel algılama becerilerini karşılaştıran ilk çalışmadır.

Bedensel engelli sporcularda yapılan bir çalışmada, bireylerin çoğunluğunu erkek vakaların oluşturduğu görülmektedir (63). Benzer grupları değerlendirdiğimiz çalışmamızda sporcuların cinsiyet dağılımları incelendiğinde erkek sporcu sayısının, kadın sporcu sayısına oranla daha fazla olduğunu gözlemledik. Ülkemizdeki kadın erkek sporcu sayısı dağılımı ve çalışmaya dahil edilme kriterlerine uyan kadın sporcu sayısı azlığı nedeniyle böyle bir tablo görülmektedir. Bu açıdan çalışmamızda kadın erkek sayısı açısından homojenlik elde edilememiştir.

İnanoğlu (14) ,Ulusoy (20) ve Akyüz (23) bedensel engelli sporcularla ilgili yaptıkları çalışmalarında masa tenisçilerin ortalama yaşları 21 yıl, okçuların yaş ortalamalarının 31.10±2.60 yıl, atıcıların yaş ortalamaları 32.33±7.60 yıl olarak bulmuşlardır. Çalışmamızda yer alan masa tenisçi ve okçuların yaş ortalamaları bu çalışmalarla benzerlik gösterirken; değerlendirdiğimiz atıcıların yaş ortalamaları daha büyüktü. Çalışmaya dahil edilen sporcuların yaşları açısından homojenlik elde edilemedi.

Çalışmasında eğitim düzeylerini de inceleyen Demirel’in (63) belirttiği bulgulara paralel olan çalışmamızda göre bedensel engelli sporcularımızın eğitim düzeyleri yüksektir. Eğitim durumu en düşük olan bireyler 18 yaşında ortaokul mezunu olup şuan aktif lise öğrenimine devam etmekte olan sporculardır.

Yine Demirel’ in (63) üç spor grubunun engel nedenleri beraber değerlendirdiği çalışmasında, bedensel engelli sporcularda en yüksek engel nedeninin %79 gibi bir oran ile travmatik sebeplerden kaynaklanan durumlar olduğunu belirtmiştir. Bizim çalışmamızda da değerlendirilen sporcuların engel nedenlerine bakıldığında %72,7’ sinin travmatik sebeplerden kaynaklı engelli olduğu görüldü.

Çalışmamızda masa tenisçilerin okçu ve atıcılarla arasında engel nedeni açısından anlamlı farklılık bulundu. Okçu ve atıcıların tamamı sonradan travmatik nedenlerle bedensel engelli olurken masa tenisçilerin % 25’ i sonradan travmatik nedenlerle bedensel engelli olmuşlardır. Sonradan travmatik nedenlerle engelli olan bireylerin çoğunluğu gazilerden oluşmaktadır. Bunun nedeni; gazilerimizin rehabilitasyonları sırasında Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesindeki spor kulüplerinden okçuluk ya da atıcılık alanına yönlendirilerek spora katılımlarının sağlanıyor olmalarıdır.

Gruplarımızın arasında spor yapılan süre (yıl) bakımından anlamlı bir farklılık bulunmayıp grupların spor yapma süreleri geçen süre ile beraber literatürdeki çalışmalarla benzerlik göstermektedir (14, 20, 23, 63, 64).

Demirel çalışmasında (63) bizim de değerlendirdiğimiz 3 grubun toplam antrenman saatlerinin minimum maksimum değerleri 2- 42 saat olarak bulduklarını belirtmiştir. Bu değerler bizim çalışmamıza katılan bütün sporcuların haftalık antrenman saatleri ile paralellik göstermektedir. Bu bilgilere ek olarak çalışmamızda haftalık antrenman saati açısından gruplar arası karşılaştırmada; masa tenisçi - atıcılar arasında ve okçu – atıcılar arasında anlamlı farklılıklar vardır. Buna göre atıcıların antrenman saatlerinin diğer gruplara göre daha az olduğu bulunmuştur. Bu durum spor türlerindeki ve antrenmanların içeriğindeki farklılıklardan kaynaklanmş olabileceğini düşündürmüştür.

Çalışmamızda sağ omuz eksternal rotasyonu kas kuvveti açısından; masa tenisçiler ve okçular arasında anlamlı farklılık mecvuttur. Bu farklılığın nedeninin masa tenisi sporunun tekniğinden kaynaklı olduğunu düşünmekteyiz. Atıcıların sağ eksternal rotasyon değerleri ile de arasında fark olmasına rağmen anlamlı bir farklılık bulunmamasının sebebi çalışmaya katılan kişi sayısının az olmasından kaynaklanmış olabilir.

Masa tenisçilerin sağ ve sol önkol supinasyon ortalama değerleri okçu ve atıcı sporculara göre daha yüksek olduğunun bulunmuş olmasının nedeni ise, yaptıkları sporun tekniği gereği ön kol hareketlerini forehand ve backhand vuruşlarda daha fazla kullanmaları olduğu kanısındayız. Yapılan çalışmada da masa tenisçilerin kas kuvvetine yönelik benzer bulgular bulunmaktadır (64). Çalışmamızda genel olarak okçu ve atıcılarda üst ekstremite proksimal kas kuvvet ortalamaları, distal kas kuvvet ortalamalarına göre daha yüksek çıkmıştır. Bunun nedeni olarak okçu ve atıcıların spor

sırasında hedef alırken üst ekstremitelerini stabilite edip devreye girerek proksimal kas kuvvetlerini daha çok kullanmakta olduklarından kaynaklanmış olabileceğini düşündürdü. Ancak yine de değerlendirilen sporcu sayısının istatistiksel olarak anlamlı bir farklılıktan bahsetmek için yeterli olmadığı kanısındayız.

Omuz esnekliği ile ilgili çalışmalar incelendiğinde; Yalçın (65) bedensel engelli basketbolcularda yaptığı çalışmada farklı 2 klasifikasyon arasında omuz esnekliği açısından anlamlı farklılık olduğunu bunu da gövde dengesi daha iyi olan grubun omuz esneklik değerlerinin de daha yüksek olduğu bunun da proksimalde ki stabilizasyonun distaldeki hareket yeteneğini etkilediği yönünde ifade etmiştir.

Çalışmamızda değerlendirilen bireyleri seçerken gövde dengesi bakımından çok fark oluşturabilecek sporcular alınmadığı ve üç spor grubunun da antrenmanlarının en çok üst ekstremite odaklı olduğu için gruplarımızın esneklik değerleri açısından anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.

Çalışmamızda kavrama kuvveti ile ilgili elde ettiğimiz sonuçların; sağlıklı sporculara göre düşük olan değerlerin bedensel engelli sporculara göre yüksek bulunması; sporlarını gerçekleştirirken kendi spor ekipmanlarını sürekli kavrama kuvveti uygulayarak kullanmak durumunda oldukları için literatürdeki diğer çalışmalara yansıyan sonuçlardan farklı olduğu kanısındayız (65-67).

El beceri testi ile ilgili bilgiler içeren bir çalışma yapan Cömert (68) ve arkadaşları bedensel engelli basketbolcularda gövde kontrolü olan ve olmayanlarda üst ekstremite fonksiyonlarını değerlendirmişlerdir. Çalışmalarında Purdue Peg Board Testini uygulamışlardır. Sporcular arasında el becerileri açısından anlamlı bir farklılık bulamamışlardır. Bu çalışmada anlamda literatürde yer alan testlerden farklı olarak uygulanmasının daha kolay ve daha pratik olduğunu düşündüğümüz 9 Delikli Peg Testini kullanarak benzer sonuç bulduk. Literatürde yer alan 9 Delikli Peg Testi ile ilgili çalışmalarda (53, 69) bulunan ortalama değerler çalışmamızda bulduğumuz değerlere göre daha büyüktür. Çalışmalarda değerlendirilen bireylerin spor yapıp yapmama durumlarına dair bir bilgi bulunmamaktadır. Çalışmamıza katılan bireylerin sporcu olmaları sebebiyle literatürde yer alan sürelerden daha kısa sürede gerçekleştirildiği kanısındayız.

Çalışmamıza katılan bedensel engelli spor grupları arasında anlamlı bir farklılık olmayıp parmak kavrama kuvvetleri yapılan diğer çalışmalara göre (52, 70)

daha düşük bulunmuştur. Sebebinin; sporcu gruplarımızın bedensel engelli olması ve sağlıklı sporculara göre alt ekstremite ve gövdeden kuvvet yayılımı açısından daha az destek almalarına ve sporları gereği el kavrama kuvvetini parmak kavrama kuvvetlerinden daha aktif kullanmalarına dayandığını düşündürdü.

Sporcular kendilerine güvenlerini tazelemek, başarılı olabilmek, ülkelerini en iyi şekilde temsil edebilmek için çaba gösterirler. Sporu gerçekleştirilirken, motivasyon başarıyı etkileyen en önemli etkenlerden biridir (71). Motivasyon yüksekliği de iyi bir psiko-sosyal duruma bağlıdır. Spor gerçekleştirilirken kaygı, stres gibi psikolojik süreçlerden etkilenir. Sporcu kaygıyı minimum duruma düşürerek pozitif stresi sporu için kullanmalıdır (72).

Gümüş (73) kaygı seviyesi ve stres arttıkça doğru karar alabilme süreleri, yetenekleri olumsuz etkileneceğini ve stres arttıkça doğru karar almaktan uzaklaştıklarını belirtmiştir.

Literatürde bedensel engelli sporcu ve sağlıklı sporcularla ilgili yapılan bazı çalışmalarda (74, 75) genelde direk kaygıya yönelik Beck Anksiyete Ölçeği ve Sürekli Anksiyete Envanteri gibi testler uygunlanmış olup bedensel engelli sporcuların kaygı düzeyleri daha yüksek bulunmuştur. Çalışmamızda kaygı düzeyleri gibi psikososyal parametreyi ölçmek yerine kaygıdan da kaynaklanabilecek dikkat dağınıklığı, unutkanlık gibi daha çok kognitif fonksiyonlara yönelik Bilişsel Durum Ölçeğini kullandık. Uygulanması ve bireylerin uyum sağlaması kolay, geçerlilik güvenirliliği yapılan bir ölçek olmasıyla da tavsiye ediyoruz.

Yapılan çalışmalarda sağlıklı sporcularında bedensel engelli sporcularında, sedanter engellilerde depresyonu değerlendirmek amacıyla Beck Depresyon Ölçeği ve Zung Depresyon Ölçeği gibi parametreler kullanılmıştır (75, 76). Çalışmamızda geçerlilik güvenirliliği sağlanmış, klinikte çok sık kullandığımız Beck Depresyon Ölçeğinin uygun olduğu kanısındayız.

Literatürde yer alan çalışmalarda uyku kalitesi ile spor performansı arasındaki ilişkiler incelenmiş, egzersiz ve antrenmanların uyku kalitesini arttırdığı ifade edilmiştir. Kaliteli uykunun spor performansına etki ettiği ve aynı zamanda kognitif fonksiyonlar açısından olumlu etkide bulunduğunu belirtmişlerdir (77-79). Bu nedenlerden dolayı uyku kalitesini incelemeyi ve bunu yaparken de Pittsburgh Uyku Kalite Indeksi’ni kullanılması tercih edilmiştir. Gerek çoktan seçmeli gerek

cevaplamalı sorular barındırmasına ek olarak açık net sorulardan oluşması bakımından bedensel engelli sporcularda kullanılması uygundur..

Spor gruplarımız arasında bu değerlendirme parametreleri açısından farklılık olup olmadığını ve bu parametrelerin reaksiyon zamanlarına olan etkisini görmek amacıyla değerlendirildi. Üç grup arasında anlamlı bir farklılık gözlemlenmedi. Gruplar milli takım antrenmanları olduğu zaman değerlendirildiği için bazı sporcuların Bilişsel Durum Ölçeği sonuçları daha yüksekti ve uyku kaliteleri daha düşüktü. Depresyon ölçeğinde ise sonuçları çok hafif depresyon şiddetinde bulundu. Bilişsel Durum Ölçeği sonuçları ile sağ el reaksiyon zamanına etkisi incelendiğinde ise, bilişsel durum puanı artmış olup bu durum bilişsel başarısızlığın artması anlamına gelir. Bununla beraber reaksiyon zamanı da artmaktadır. Yani bilişsel durumdaki başarısızlık arttıkça reaksiyon hızının azaldığını söyleyebiliriz. Buna ek olarak sol el reaksiyon zamanı, uyku kalitesi ve depresyon ölçeği için gözlemlenen sonuç için ise değerlendirilen birey sayısının yeterli olmadığı kanısındayız

Son yıllarda sağlıklı bireylerde fiziksel egzersizin algı ve kognitif fonksiyonlar üzerine etkisi araştırılmıştır. Çeşitli araştırmalar ve meta analizlerde fiziksel yüklenmenin algı ve kognitif performansın farklı yönlerini incelemiştir. Spor yapmayan sağlıklı bireyler ve sağlıklı sporcular arasında algı ve kognitif fonksiyonlar üzerinde nasıl farklılaştığına dair çalışmalar yapılmıştır (4, 80). Sporcuların daha hızlı, daha güçlü, daha doğru ve verimli, kendi sporlarının performansında daha otomatik olmaları genel olarak kabul edilmektedir.

Tenisçi, kürekçi ve kontrol grubunun görsel uyarım potansiyelleri nöroelektriksel olarak değerlendirilmişlerdir. Bu çalışmada tenisçilerin daha kısa sürede yanıt verdikleri sonucuna varılıp top oyunlarında uzun süreli fiziksel antrenmanın görsel bilişsel algılamayı modüle ettiğini göstermiştir (81).

Badminton oyuncularıyla yapılan çalışmada oyuncularda Fronto-Parietal lob bağlantıların daha çok kullanıldığı buna bağlı olarak da sporcularda görsel-uzaysal algı, el- göz koordinasyonu ve motor yeteneklerinin arttığı tespit edilmiştir (82).

Profesyonel tüfek atıcıları ve sporcu olmayan atış yapan bireyler arasında yapılan çalışmada sağ ve sol hemisferdeki değişiklikler ve göz hareketleri incelenmiştir. Sporcu grubun atıştan hemen önceki oküler ve kortikal değişiklikleri

kontrol grubuna göre daha fazla olduğu ve daha optimal sürede gerçekleştiği gözlemlenmiştir (83).

Elit okçular ve elit olmayanlar arasında yapılan çalışmada görüntüleme yöntemi ile bireyler hedef aldıklarında beyinlerinde aktifleşen bölgeleri ve farklılıkları tespit edilmiş. Hedef alındığı zaman Oksipital ve Temporal lob aktive olurken, elit olmayanlarda daha çok frontal lobun aktifleştiğini gözlemlenmiştir. Yapılan bu çalışma, uzun bir süre boyunca yapılan kapsamlı uygulamaların; gereksiz, fazladan bilgileri filtreleyip daha kısa zamanda cevabın ortaya çıkmasını sağlarken kapsamlı uygulama yapmayanların ise gereksiz, fazladan bilgileri ortadan kaldırmakta güçlük çektiğini bunun da zaman aldığını göstermektedir. Beceri ile ilgili görevlerde yer alan süreçler, daha az çaba gerektirir ve sporcularda daha yüksek verimlilikle gerçekleştirilir (84).

Chueh Yu (85) ve ekibi; dış çevresel etkenlere bağlı olan spor grupları(basketbol, tenis, eskrim gibi), bağlı olmayan spor grupları(okçuluk, atıcılık, golf gibi) ve sporla ilgilenmeyen kontrol grubu arasında çalışma gerçekleştirmişlerdir. Sporcuların görsel algı, dikkat, hafıza, reaksiyon zamanı gibi parametreleri değerlendirdikleri bu çalışmada; sonuçlar antrenman tipine göre değişmeyip, spor yapmayan kontrol grubuna göre reaksiyon zamanları daha kısa ve görsel algı, dikkat, hafıza parametrelerinde daha iyi olduklarını belirtmişlerdir. Bunun nedeninin spor eğitiminin daha verimli sinirsel iletim sağlamasına bağlamaktadırlar.

Di russo (33) ve arkadaşları sağlıklı sporcularda çalışmaların bulunmasına rağmen bedensel engelli sporcularla ilgili yapılan çalışmaların azlığına dikkat çekmiştir. Bedensel engelli basketbolcu ve yüzücülerle ilgili yaptıkları çalışmada; basketbol, eskrim, tenis, masa tenisi gibi sporların yarışma sırasında değişken çevresel etkenlere ve değişken, öngörülmesi zor hareketlere adapte olmayı gerektirdiğinden bahsetmişlerdir. Bunun yanı sıra okçuluk, atıcılık, yüzme, golf gibi yarışlar ise istikrarlı ve öngörülebilir bir ortamda yarışırlar, sporcular ne zaman ne yapacağını alışkanlık haline getirebileceklerini belirtmişlerdir.

Di russo (33) ve Lepretre (86) ayrı ayrı yaptıkları çalışmalarda; bedensel engelli grupta üst ekstremitelerin görsel uyaranlara basit ve seçme reaksiyon zamanı; sağlıklı kontrol gruplarından daha yavaş olduklarını bulmuşlardır.

Çalışmamızda spor grupları arasında kognitif fonksiyonlar, görsel algılama ve reaksiyon zamanları açısından anlamlı bir farklılık elde edilmemiştir. Seçtiğimiz 3 grup için de değerlendirdiğimiz bu temel parametrelerin eşit şekilde öneme sahip olduklarını düşünmekle beraber gruplarımızın yaş açısından homojen dağılmaması ve atıcı grubundaki eksik sporcu sayısının da bu sonucu etkilemiş olabileceğini düşünüyoruz. Aynı zamanda kognitif fonksiyonlar ve görsel algılamanın reaksiyon zamanı ile ilişkisi bulunmamış olup bu durumun tüm sporcuların kognitif fonksiyon ve görsel algılama sonuçlarının yüksek oluşundan kaynaklandığı kanısındayız. Çalışmanın daha yüksek güçte daha yüksek sporcu sayısı ile elit olan ve olmayan sporcularda gerçekleştirildiğinde farklı sonuçlar çıkabileceği düşüncesindeyiz.

Reaksiyon zamanlarının da ölçüldüğü çalışma yapan Kaya (64) ve Yalçın (65) yaptıkları çalışmalarda, Kaya (64); bedensel engelli masa tenisçilerde reaksiyon zamanını bilgisayar ortamında değerlendirirken sonuç ortalamalarını yaklaşık 220,000 msn olarak bulmuştur. Yalçın (65) bedensel engelli basketbolcuları Nelson El Reaksiyon Testini kullanarak değerlendirdiği reaksiyon zamanı ortalamaları 0,17±0,01 sn. olarak bulmuştur. Çalışmamızda sporcuların ortalama reaksiyon zamanları literatürdeki değerlerden daha kısa olarak bulunmuştur. Bunun aynı yöntemle ölçüm yapılan Yalçın’ ın (65) çalışmasında spor branşının bizim gruplarımızdan farklı olmasına ve aynı gruplardan biriyle Kaya’ nın (64) çalışmasında farklı ölçüm yöntemi kullanılarak ölçülmesine bağlı olduğunu düşünüyoruz. Aynı zamandan Nelson el reaksiyon zamanı testi; üst ekstremiteyi etkin kullanan üç spor grubunda yapıldığı için zaman sonuçlarının daha kısa olduğu kanısındayız

Yaptığımız çalışmada “kognitif fonksiyonların reaksiyon zamanına etkisi vardır” hipotezi kabul edilmemiştir.

İkinci hipotezimiz olan “görsel algılamanın reaksiyon zamanına etkisi vardır” hipotezi kabul edilmemiştir.

“Gruplar arasında kognitif fonksiyonlar, görsel algılama ve reaksiyon zamanı açısından fark vardır” hipotezimiz de kabul edilmemiştir.

Literatürde var olan çalışmalara dayanarak değerlendirmeye alınan bedensel engelli sporcuların elit sporcular olması ve ülkemizde bulunan bedensel engelli elit sporcu sayısının az oluşunun bu sonuçları etkilediği kanısındayız.

Çalışmamızda kognitif fonksiyonlar ve görsel algılama arasında pozitif bir ilişki tespit edilmiştir. Sporcuların kognitif yetenekleri pekişip arttıkça görsel algılama süreçleri de gelişir ve bir döngü halinde bu durum kognitif fonksiyonları da geliştirir sonucunu çıkarabiliriz.

Yaptığımız bir diğer istatistiksel değerlendirme sonucunda ise; bilişsel durum ölçeği skorunun artmasıyla reaksiyon zamanının arttığı yani çevresel etmenler, başarılı olma kaygısı, müsabaka stresi gibi nedenlerle bilişsel başarısızlığın arttığı ve bu durumun da reaksiyon süresini uzatarak cevap süresinde gecikme meydana getireceği ve reaksiyon hızının da düşeceği kanısındayız.

Benzer Belgeler