• Sonuç bulunamadı

2. GENEL BİLGİLER

2.1. Otizm Spektrum Bozukluğu

2.1.6. Klinik Özellikler

OSB’nin klinik özelliklerini DSM-5 sosyal-iletişimsel alanda yetersizlik ve tekrarlayıcı davranışlar olmak üzere iki boyutta ele almaktadır. OSB’nin bebeklik döneminden itibaren tipik gelişen çocuklardan farklı klinik özellikler gösterdiği konusunda tereddüt olmasa da günümüzde OSB’li bireylerin bebeklik dönemindeki özellikleriyle ilgili kesin standart kriterler belirlenememektedir. Bu sebeple tipik gelişim gösteren bebeklerin OSB’nin temel tanı kriterleri olan sosyal-iletişimsel alanda ve tekrarlayıcı basmakalıp davranışlar alanındaki özellikleri hakkında bilgi sahibi olunmalıdır (Bilgiç 2012).

2.1.6.1.İletişim Ve Toplumsal Etkileşimde Yetersizlikler

Bu alandaki yetersizlikler sosyal iletişimde, etkileşimde, sözsüz iletişimde, sözlü iletişimde, insani ilişkiler kurma ve yürütmedeki karşılıklı işlevselliği bozan problemleri içermektedir. OSB’li bireylerde bebeklikten itibaren yaşıtlarıyla etkileşim kurmada, duygu paylaşmada, taklide dayalı becerilerde, sözel olmayan iletişim becerilerinde ve ortak dikkat gelişiminde yaş, kültür ve cinsiyet normlarına göre değerlendirildiğinde yetersizlikler görülmektedir (Mukaddes ve Dursun 2018).

OSB’li bireylerde sosyal etkileşimin tüm boyutlarını kapsayan etkileşimi başlatma, sürdürme ve yanıt vermeyle ilgili becerilerde aksaklıklar gözlenmektedir (Gürel Selimoğlu ve Özdemir 2018). Tipik gelişim gösteren bebekler 3 ayı

16 doldurmasıyla birlikte annesine bakar ona tepki verir gülümser, agular, insanlarla ilişki kurmak ister, yalnız kalınca ağlar sinirlenir ve ileriki aylarda ise her fırsatta kucağa alınmak için fırsat kollamaktadırlar. Otistik bebekler ise bunların tam aksine çevreleri ile ilişki kurmada isteksiz, kucağa alınmaktan hoşlanmama, ağlama, göz teması kurmama gibi özellikler göstermektedirler (Almbaidheen 2015).

Normal gelişim gösteren bebeklerde 1 yaştan itibaren başlayan ortak dikkat becerisindeki yetersizlikler OSB’li bebeklerin diğer bireylerin elindeki ya da işaret ettikleri nesnelere dikkatini vermesini engellemektedir (Bilgiç 2012). İki yaşla birlikte OSB’ li çocuklarda karşıdaki kişiye daha az seslenme, tuhaf ses tonu, ekolali, daha az kelime kullanma, işaret etmeme, beden dili, jest ve mimikleri kullanmama gibi belirtiler sıklıkla görülür (Uran ve Aysev Soykan 2015; Taş Torun ve İşeri 2018).

OSB de oyun becerileri değerlendirildiğinde otistik çocuklarda hayal gücü yetersizliğine bağlı olarak oyuncaklarla amacına yönelik oynamadıkları, bazı obje ya da parçalarına aşırı ilgi gösterdikleri, tekrarlayıcı oyunlar oynadıkları ve objeleri tuhaf şekilde inceledikleri gözlenmiştir (Mukaddes 2013; Almbaidheen 2015).

OSB’li bireyler gelişimleri boyunca konuşma becerisi edinemeyebilir ya da söylenen sözcük ya da cümleleri tekrarlarlar ya da daha çok reklam vb. klişe tarzı konuşmaları olabilir (Korkmaz 2010). Otistik çocukların konuşma becerileri de tipik gelişim gösteren çocuklardan farklı özellikler göstermektedir. Tipik gelişim gösteren bebekler 1 yaşlarında ilk kelimelerini söylerken otistik bebekler daha geç konuşmakta ya da ömür boyu konuşma becerisi kazanamamaktadır. Bazı otistik bebekler konuşmaya normal vaktinde başlamakta fakat ileriki dönemlerde bildikleri sözcükleri kullanmamaktadırlar. Dil gelişimi normal olan OSB’li bebeklerde ise konuşulanı algılamada zorluk, ekolali, gramer bozuklukları, konuşmayı iletişim aracı olarak kullanamama gibi güçlükler yaygın bir şekilde görülmektedir (Almbaidheen 2015).

2.1.6.2.Kısıtlı İlgiler Ve Tekrarlayıcı Davranışlar

OSB’li çocuklarda: kendi etrafında dönme, öne arkaya sallanma, işlevsel olmayan objelerle tekrarlayıcı oyunlar, tekrarlayıcı konuşmalar, tekrarlayıcı törensel davranışlar, aynılık ısrarı, saldırganlık, öfke nöbetleri ve duyusal hassasiyet gibi işlevselliği bozan kısıtlı ilgiler ve amaca yönelik olmayan tekrarlayıcı davranışlar

17 sıklıkla görülmektedir (Korkmaz 2010; Mukaddes ve Dursun 2018). İki yaşla birlikte OSB’li bireylerde kanat çırpma, zıplama, farklı parmak duruşları, tuhaf tekrarlayıcı el ve parmak hareketleri gibi motor hareketler ve nesneleri tuhaf şekilde keşfetmeye çalışmak, nesnelerin parçalarıyla aşırı uğraşmak, bazı kumaşlardan aşırı rahatsız olmak gibi olağan dışı duyusal uğraşlar görülebilmektedir (Uran ve Aysev Soykan 2015).

OSB tanısında kısıtlı ilgi ve tekrarlayıcı davranışların sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesi çok önemli olduğundan klinisyenin normal çocukların gelişim dönem özellikleri hakkında bilgi sahibi olması gerekir (Uran ve Aysev Soykan 2015). Normal gelişim gösteren çocuklarda da yaşamın ilk yıllarında tekrarlayıcı davranışlar görülmektedir. Fakat tipik çocuklarda üç-dört yaşlarından önce bu tekrarlayıcı davranışlar kaybolurken OSB’li çocuklarda ilk beş yaşta arttığı belirtilmektedir (Bilgiç 2012; Mukaddes ve Dursun 2018). Örneğin parmak ucunda yürüme davranışı yürümeye yeni başlayan tipik bebeklerde de sıklıkla görünmesine rağmen 2-3 yaşlarında ortadan kaybolmaktadır. Bu sebeple bu tür tipik davranışlar klinisyen tarafından; OSB’nin diğer belirtilerine eşlik edip etmediği, işlevsel önemi ve sıklığı göz önünde bulundurularak bir bağlam çerçevesinde değerlendirilmelidir (Uran ve Aysev Soykan 2015). Tipik gelişim gösteren çocuklar çevresel uyaranlara tepki verebildiklerinden tekrarlayıcı davranışları daha kısa süre sürmekte ve işlevselliğe engel olmamaktadır (Bilgiç 2012).

OSB de daha çok zihinsel engelin eşlik ettiği bireylerde vücut içinde artmış beta endorfin salgısıyla ilgili olduğu düşünülen acıya karşı aşırı dayanıklılıkla birlikte kendine zarar verici davranışlar görülmektedir (Korkmaz 2010). Otistik çocuklar ağrı, sıcaklık, dokunma gibi bazı duyulara normale göre daha az algılarken, bazı ses ve görsel uyaranlara aşırı derecede fazla tepki vermektedirler. Bireye özel tuhaf korkular, nedensiz gülme ve ağlamalar, eve misafir gelmesi, odanın düzeninin değiştirilmesi gibi durumlar huzursuzluğa, ağlamaya ve öfke nöbetlerine sebep olabilmektedir. Bu konuda yapılan çalışmalar OSB’li çocukların yapılan değişikliklerden dolayı kendini güvensiz hissettiklerini ve bu durumla çevrelerindeki aynılığı koruyarak mücadele ettiklerini göstermektedir (Almbaidheen 2015).

OSB’li bireyler birçok alanda sınırlı becerileri olmalarına karşın, görsel hafızalarının iyi olması, bellek gerektiren becerilerde iyi olmaları, bazı enstrümanları çalmada çok becerikli olma, sayıları çok çabuk öğrenme, resimleri çok iyi kopya

18 etme, mekanik oyuncakları sökme takma ve karmaşık puzzleları çok kolay tamamlama gibi bazı alanlarda özel becerilere sahiptirler. Bu özel yetenekler basmakalıp bir düzen içinde yapıldığından hayat içerisinde işlevsel olarak kullanılmamaktadır (Almbaidheen 2015).

Benzer Belgeler