• Sonuç bulunamadı

Kırgız Cumhuriyeti Vergi Kanunu 1996 yılında yasalaşmıştır. Ancak kanun ülkenin ekonomik yapısına tam uyum gösterememiştir. Mevzuatın belirsizlikler içermesi, yapılan hukuki düzenlemelerin yeterince uygulamaya geçmemiş olması, vergi idaresi ve yarsısının henüz yeterince örgütlenememiş olması Kırgız Cumhuriyeti Vergi Sistemi’nin önemli eksiklikleri olarak sıralanabilir.56

Merkezi plana dayalı ekonomik sistemden piyasa mekanizmasına geçiş yolunda epey mesafe alan Kırgız Cumhuriyetinde karşılaşılan en önemli sorunlardan biri, yapılan hukuki düzenlemelerin yeterince uygulamaya geçmemesidir. Bu durum sadece Kırgızistan’ın değil gelişmekte olan hemen hemen bütün ülkelerin ortak sorunudur. Yapılan araştırmalara göre geçiş dönemi yaşayan ülkelerde rastlanan hukuki eksiklikler ana başlıklar halinde şöyle sıralanabilir:57

55 Levent ÜNLÜ, Amerika Birleşik Devletlerinde Uygulanan Mal Vergisi, Yaklaşım , Yıl 9, Sayı 106,s.121.

56 Mehmet Yüce, Kırgız Cumhuriyeti Vergi Sistemi s.1,(www.akademikbakis.org/pdfs/7/KCvergi.pdf, Erişim Tarihi: 30.09.2007).

57 Şahin Yaman, 2002, “Türk Cumhuriyetlerinde Ekonomik Reformların 10 Yılı”, Dış Ticaret

• Hukukun üstünlüğü kuralına uyulmaması, • Mevzuatın muğlaklığı ve belirsizlik içermesi, • Yanlı ve tarafsızlığını koruyamayan yargı organları, • Bürokratik kayırmacılık,

• Hukuki rejimin şeffaf olmaması,

• Hukuk ve mevzuat oluşum sürecine özel sektörün katılmaması, • Aşırı düzenleme ve kontrol,

• Kamu görevlilerinin sorumluluk duygusu taşımamaları, • Hukuk sistemini tahmin edilemeyen gelişmeler içermesi.

Kırgız Cumhuriyeti’nde merkezi idarece tahsil edilen temel vergilerden olan gelir vergisi, kurumlar vergisi ve katma değer vergisi üzerinde durulacaktır.

3.3.1.Gelir Vergisi

Kırgız Cumhuriyeti Vergi Kanunu ilke olarak gelir vergisinde artan oranlı

vergi tarifesi benimsemiştir.Başlangıçta altı dilim olarak tespit edilen vergi tarifesi, 14 Temmuz 2001 tarih ve 75 nolu, 7 Aralık 2001 tarih ve 105 nolu, 7 Aralık 2001 tarih ve 106 nolu kanunlarla değişerek iki dilimli tarifeye dönüşmüştür (KCVK. Mad. 89).

Bir takvim yılı içinde elde edilen ve vergiye tabi olan toplam gelir, şu tarifeye göre vergilendirilmektedir (aylık tarife). Aylık asgari ücretin 50 katına kadar ki gelir toplamından %10, aylık asgari ücretin 50 katından fazlası, 50 kat aylık asgari ücretin vergisi artı 50 katından fazlası için % 20.

Kırgız Cumhuriyeti Vergi Kanunu’nda başlangıçta altı dilim olan vergi tarifesinin iki dilimli tarifeye dönüştürülmesi ile artan oranlı tarife özelliğini yitirmiştir. Daha çok gizli artan oranlı tarife özelliği göstermeye başlamıştır. Gizli artan oranlı tarifede bazı işlemler düz oranlı gibi görünse de gerçekte artan oranlılık

vardır. Örneğin en az geçim indirimi mükellefin gelirinin bir kısmını vergi dışında bıraktığı için gizli artan oranlılık söz konusudur.

Kırgız Cumhuriyeti Vergi Kanunu’na bakıldığında en az geçim indiriminin yaygın olduğu görülmektedir. Bu durum dilim ve oran sayısı azaltılarak artan oranlılıktan uzaklaştırılan Kırgız vergi tarifesinin eksikliğini kısmen kapatmıştır. Kırgız Vergi Sistemi ücretlilere sakat muaflığı, gazi indirimi gibi bir çok vergi kolaylığı sağlamaktadır.

Artan oranlı tarifenin etkisi gelir vergisinin sedüler yada üniter sistem oluşuna göre de değişmektedir. Sedüler gelir vergisi sisteminde vergiye tabi tutulacak gelirler sedüller halinde belirlenerek, her bir sedül vergi bakımından ayrı ayrı artan oranlı tarifeye tabi tutulur. Üniter gelir vergisi sisteminde ise, her türlü kazanç ve irat toplanmakta, bu toplamdan mükellefin kişisel ve ailevi durumuna göre gerekli indirimler ve vergi ödeme gücüne ulaşılmakta kullanılan diğer araçlar uygulandıktan sonra kalan kısma artan oranlı gelir vergisi uygulanmaktadır. Böylece artan oranlı tarife etkinliğini daha iyi göstermektedir. Kırgızistan’da üniter gelir vergisi sistemi uygulanmaktadır. Bu da ödeme gücü ilkesi açısında olumlu bir tercih olmuştur.58

Kırgız Vergi Sistemi’nde en az geçim indirimi, ayırma kuramı, artan oranlılık gibi uygulamalara yer verilmesi vergilemede ödeme gücü ilkesinin dikkate alındığını göstermektedir. Ancak ödeme gücü ilkesinin etkinliği toplumsal disiplin ile mümkün olacaktır. Toplumsal disiplinin oluşması ise, toplumu oluşturan bireylerin ve yetkili kimselerin kendilerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeleri, yasaları uygulamada titiz davranmaları ile mümkün olacaktır. Kırgızistan’da toplumsal disiplinin olduğunu söylemek pek doğru olmayacaktır. Vergi idaresi ve yargısının örgütlenmede yetersiz kalması ödeme gücü ilkesinin uygulanmasını zorlaştırmaktadır. Bunlara rağmen Kırgızistan’da gelir vergisi beyana dayalı olarak toplanmaktadır. Vergi idaresinin etkin çalışmadığı, mükellefiyet bilincinin tam

olarak oluşmadığı, kayıt ve belge sisteminin yetersiz kaldığı düşünüldüğünde Kırgızistan’da vergilemenin beyan esasına dayandırılması gelir vergisinin etkinliğini azaltmaktadır. Toplam vergi gelirleri içinde gelir vergisinin payının % 10’larda kalması bunun bir kanıtıdır.

3.3.2.Kurumlar Vergisi

Kayıt sistemleri daha sağlıklı olması, ortaklarından bağımsız bir şahsiyete sahip olmaları dolayısıyla vergiye karşı daha az reaksiyon göstermeleri, denetlenmelerinin nispeten kolay olması gibi nedenlerle tüzel kişilerin gelirlerini hedef alan kurumlar vergisi aslında gelişmekte olan ülkeler açısında uygun bir yükümlülük şeklidir. Buna rağmen Kırgızistan’da toplam vergi gelirleri içinde kurumlar vergisinin payı oldukça düşük kalmıştır. Bundan bir taraftan ekonomik krizden etkilenen birçok yerli işletmenin üretiminin durdurmuş olmasının diğer taraftan yabancı sermayenin teşviki için yabancı sermayeli kurumlara tanınan bir takım vergisel kolaylıklarının payları büyük olduğu kanısındayım.59

Gerçekten, bir taraftan ulusal yatırımların yok denecek kadar az olması diğer taraftan milli imkanların yokluğu nedeniyle ekonomik büyümenin yabancı sermayeye bağlı olması, Kırgız hükümetinin bir takım kolaylıklar sağlayarak ülkeyi yabancı sermayeye için cazip bir merkez haline getirmeye zorlaşmıştır. 1996 yılında Kırgızistan’da yapılan toplam sermaye yatırımında yabancı kredi ve yatırımların payı % 67.6, 1997 yılında %76.3, 1998 yılında %46.6, 1999 yılında %54.2, 2000 yılında ise % 51.9 olmuştur.60 Yabancı yatırımların “Yabancı Yatırımlar Hakkında Kanun” çerçevesinde tanınan vergisel teşvikler göz önüne alındığından toplam vergi gelirleri içinde kurumlar vergisinin payının düşük olması en önemli nedeni ortaya çıkmaktadır.

59 Mehmet Yüce, s:16, (www.akademikbakis.org/pdfs/7/KCvergi.pdf, Erişim Tarihi: 30.09.2007). 60 Turar Koyçiyev, “Kırgızistan Ekonomisi: Durum, İşbirliği, Küçük ve Orta İşletmecilik”, I.Avrasya Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Kongresi (23-26 Haziran 2001 Bişkek-Kırgızistan), Ankara:Tika Yayınlar 2001: 350

Kırgızistan’da kurumlar vergi oranı makul bir seviyede olup (%20), kurumsallaşmayı teşvik etmektedir. Kurumlar vergisinin dikkat çeken bir yönü de genel anlamda istisna ve muafiyetlere çok az yer verilmiş olmasıdır. Bu da verginin genellik ilkesine uyum açısında olumlu bir göstergedir. Çalışanların % 50’inden fazlasını kör ve sağırların oluşturduğu kurumların (KCVK mad. 106) vergiden muaf tutulması, kurumlar vergisi objektif karakterinin yumuşatarak vergiye sosyal bir anlam kazandırmıştır. Son olarak, K.C.V.K.’nu kurumlar vergisine fazla yer ayırmamış, bu vergiye ilişkin düzenlemelerde teferruata girmemiş ve yasal düzenlemelerde bir çok muğlak ifadelere yer vermiştir. Tüm bu olumsuzluklara rağmen, K.C.V.K. tüzel kişileri ağır bir vergilendirmeye tabi tutmamış, aksine kurumlaşmayı teşvik etmiştir.61

3.3.3.Katma Değer Vergisi

Gelişmekte olan ülkelerde Katma Değer Vergisi’nin faydalı olması bazı koşullara bağlıdır. Bu koşullar muhasebe kayıtlarının düzenli ve güvenilir olması, belge düzeninin olması, toplumda vergi bilincinin yerleşmesi, denetim elemanlarının yeterli sayıda olması olarak kısaca sıralanabilir.

Henüz piyasa ekonomisine adapte olmaya çalışan, sosyalist bir ekonomik sistemin mirasını tamamen bünyesinde bulunduran bir idari yapılanmaya sahip, kayıt ve belge sisteminin yaygın olmadığı, vergi denetimlerinin etkin yapılmadığı, imalat sektörünün henüz yeterli gelişme göstermediği, perakende ticaretin dağınık bir şekilde köşe başlarında ve yol kenarlarında yapıldığı Kırgızistan’da Katma Değer Vergisi’nin etkin bir şekilde uygulandığı söylemek mümkün değildir. Buna rağmen, ülkede toplam vergi gelirleri içinde Katma değer Vergisi payı oldukça yüksektir. Bu paradoksal durum gelir ve kurumlar vergisinin yapısı ve sağlıklı bir şekilde

işlememesiyle açıklanabilir. Öncellikle gelir vergisinde matrah hesaplanırken, verginin mali fonksiyonu göz ardı edilircesine gelişmiş ülkelerde bile uygulamasına ender rastlanacak şekilde cömertçe bir takım indirimlere yer verilmiş olması, bağımsızlık sonrası meydana gelen ve hala etkisini sürdüren ekonomik kriz sonucu sanayinin çökmesi, tarım ve hayvancılıkta üretimin gerilemesi, ülkeye yabancı sermaye’nin gelişini sağlamak amacıyla yabancı sermayeli kurumlara tanınan vergisel kolaylıklar gibi bir takım uygulamaların gelir ve kurumlar vergisinin hasılatını önemli ölçüde azaltması, doğal olarak toplam vergi gelirleri içinde oransal olarak KDV’yi ön plana çıkarmıştır. Buna rağmen KDV’nin toplam vergi gelirleri içindeki payı göz önüne alındığından, tüm olumsuz şartlara karşın, Kırgızistan’ın bu verginin uygulaması konusunda göstermiş olduğu başarıyı görmek gerekir. Diğer taraftan vergi yükünün tamamını nihai tüketici üzerinde bırakan ve dolaylı vergilerin vergi adaleti açısından taşıdığı olumsuz tüm yanlarını bünyesinde barındıran Katma Değer Vergisi’nde -zorunlu tüketim maddeleri dahil olmak üzere- sabit oran (%20) kabul edilmiş olması, gelir dağılımının bozuk ve yoksulluğun %50 üzerinde olduğu ülkede bilhassa gelir düzeyi düşük kesimler üzerine yoğun vergi baskısının oluşmasına ve kayıt dışı ekonominin yaygınlaşmasına neden olmaktadır.62