• Sonuç bulunamadı

2 ANALİZ ve BULGULAR

2.3 P. tabaniformis ile Mücadele

2.3.2 Kimyasal Mücadele

2.3.2.1 2000 Yılında Yapılan Çalışmalar

Kenbağı'nda mücadele zamanının belirlenmesi amacıyla feromon tuzaklarında yakalanan kelebek sayıları Şekil 24 'de, İlaçlamaya ilişkin sonuçlar ise Tablo 9'da verilmiştir.

Şekil 24 incelendiğinde mücadele zamanının belirlenmesi çalışmasında P.tabaniformis erginlerinin ilk kez 23.5.2000 günü yakalandığı (2 birey), bunu izleyen tarihlerde kelebek sayısının giderek artış gösterip 12.6.2000 günü (11 birey), 17.7.2000 tarihinde (18 birey) ve 27.7.2000 (7 birey) olmak üzere üç kez doruk noktasına ulaştıktan sonra azalarak devam ettiği, yoğun uçuşların yaklaşık 1.5 aylık periyotta (12.6–27.7.2000) anlaşılmaktadır.

0

23.05.2000 30.05.2000 06.06.2000 13.06.2000 20.06.2000 27.06.2000 04.07.2000 11.07.2000 18.07.2000 25.07.2000 01.08.2000 08.08.2000 15.08.2000 22.08.2000 29.08.2000 05.09.2000 12.09.2000 19.09.2000

Tarih

Kelebek sayısı (Adet)

Şekil 24. 2000 Yılında Çankırı (Kenbağı Orman Fidanlığı)'nda Paranthrene tabaniformis (Rott.)'in mücadele zamanının belirlenmesi amacıyla izleme parselinde değişik tarihlerde feromon tuzaklarda yakalanma durumu.

61

Tablo 9 incelendiğinde, benzer şekilde ilacın uygulandığı 35 parseldeki ortalama bulaşma oranı %0.6 (0.0-3.3) iken bulaşma oranlarının ilaçsız muamelenin uygulandığı durumda, yani ele alınan parsellere herhangi bir muamele uygulanmadığı durumda söz konusu ortalama bulaşma oranının %24.6 (10.0–42.9) olduğu görülmektedir.

Benzer şekilde ilaçlama ile kontrol grupları arasındaki farklılığın da önemli bulunduğu kendiliğinden anlaşılmaktadır. Ele alınan muamele gruplarından ilaçlı mücadelenin etki oranının çok yüksek oranda olması (%97.5) nedeniyle ilaçlı mücadelenin önerilmesinin uygun olduğu kanısına varılmıştır.

İlaçlamanın etki oranının ( %97.5 nedeniyle istatistik analize gerek duyulmamıştır.

62

Tablo 9. 2000 Yılında Çankırı (Kenbağı Orman Fidanlığı)’da Paranthrene tabaniformis (Rott)'e karşı yapılan ilaç denemesinde parsellerden elde edilen sayım sonuçları

Muamele grubu

63

2.3.2.2 2001 Yılında Yapılan Çalışmalar

Kenbağı'nda mücadele zamanının belirlenmesi amacıyla feromon tuzaklarında yakalanan kelebek sayılarının belirlenmesinde, "Kitlesel Tuzaklama"

bölümünde "2001 Yılında Yapılan Çalışmalar"da verilen Şekil 23'den yararlanılmış;

ilaçlamaya ilişkin sonuçlar ise Tablo 10 'da verilmiştir.

Tablo 10 incelendiğinde, benzer şekilde ilacın uygulandığı 35 parseldeki ortalama bulaşma oranı %1.4 (0.0-6.9) iken bulaşma oranlarının ilaçsız muamelenin uygulandığı durumda, yani ele alınan parsellere herhangi bir muamele uygulanmadığı durumda söz konusu ortalama bulaşma oranının %23.1 (7.1–69.6) olduğu görülmektedir.

Benzer şekilde ilaçlama ile kontrol grupları arasındaki farklılığın da önemli bulunduğu kendiliğinden anlaşılmaktadır. Ele alınan muamele gruplarından ilaçlı mücadelenin etki oranının çok yüksek oranda olması (%93.9) nedeniyle ilaçlı mücadelenin önerilmesinin uygun olduğu kanısına varılmıştır.

İlaçlamanın etki oranının ( %93.9 nedeniyle istatistik analize gerek duyulmamıştır.

64

Tablo 10. 2001 Yılında Çankırı (Kenbağı Orman Fidanlığı)'da Paranthrene tabaniformis (Rott.)'e karşı yapılan ilaç denemesinde parsellerden elde edilen sayım sonuçları

Muamele Grubu

İlaçlı İlaçsız

Parsel Sıra No

Sağlam Bulaşık Bulaşma

Oranı (%) Sağlam Bulaşık Bulaşma

Zararlının mücadelesine ilişkin 2000 ve 2001 yılı mücadele sonuçları birlikte değerlendirildiğinde selektif insektisitlerden olup böcek gelişme düzenleyicisi (insect growth regulator) olarak da bilinen Dimilin 25 WP'in yeterli düzeyde etki sağladığı kanısına varılmıştır. Kullanılan Dimilin 25 WP ilacının 200 g/ha dozunun fiyatı yaklaşık 15 dolar olup üç kez ilaçlama ile hektara ilaç maliyetinin 45 dolar olduğu hesaplanmıştır. Kavak fidanlarının ilaçlanmaması durumunda %30’a varabilen oranlarda bulaştığı dikkate alındığında ilaçlamanın oldukça ekonomik olduğu kendiliğinden anlaşılmaktadır. Ayrıca yapılan literatür taramasında Dimilin 25 WP (%

25 Diflubenzuron )'nin böceklerin larva döneminde normal gömlek değiştirmesi ve oluşumunu engelleyerek larvisit etki yapması, yeni iskelet oluşumunu da olumsuz yönde etkilemesi, çevreye ve hedef dışı diğer canlılara en az düzeyde yan etkisi

65

olması gibi nedenlerden dolayı çok sayıda orman zararlısına karşı önerildiğinin anlaşılması üzerine (Hoffmann ve Hackbarth., 1991) bu çalışmada da sözü edilen ilaca yer verilmesinin uygun olacağı kanısına varılmıştır.

P.tabaniformis’in mücadele zamanının belirlenmesi çalışmalarında elde edilen bulgulara göre feromon tuzaklarda ilk kez yakalamadan 4 hafta sonra (birinci doruk noktasının izlediği ve hava sıcaklığının 20°C’nin üzerine çıktığı haziran ayının 3’ncü haftası) birinci, bundan 15’er gün sonra 2. ve 3. kez olmak üzere toplam 3 ilaçlama yapılması durumunda zararlının kontrol altına alınabileceği kanısına varılmıştır. Diğer bir deyişe, haziran ayının 3’ncü haftasında bir, 15’er gün ara ile temmuzda 2 kez olmak üzere toplam 3 ilaçlamanın yeterli etkiyi (%99.9) sağlayacağı anlaşılmıştır. Yapılan literatür taramasında P.tabaniformis’e karşı değişik tarihlerde farklı ilaçlar önerildiği anlaşılmıştır. Serez (1968), geleneksel (alışılmış) ilaçlama yöntemine göre P.tabaniformis’le bulaşık kavak fidanlığında mayıs ayının son haftasından itibaren 15 gün ara ile 3 defa 200 g/100 litre su dozunda rogor ile ilaçlamanın yeterli düzeyde etkili olduğunu kaydetmiştir. Ceianu et al.(1973), topraktan uygulanan sistemik granül ilaçların %30 etkili olmasına karşın, uçuş periyodu başladıktan iki hafta sonra rogor 0.1–0.2 litre/ha (100–150 litre su/ha ilaçlama hacminde) ile yapılan ilaçlamanın en ekonomik mücadele yöntemi olduğunu ve birkaç kez yapılan mücadele ile kavak alanlarında görülen bulaşmanın %60’ın üzerinde önlendiğini kaydetmiştir.

Dafauce (1975), İspanya’da 33 ildeki kavakların bütün varyete ve klonlarının, P.tabaniformis’e karşı duyarlı olduğunu, ağaç gövdelerini delen larvalara karşı etkili mücadele yöntemleri bulunmuş olmasına karşın, larva döneminde mücadele yapıldığından belirli oranda zararın ortaya çıktığını kaydetmiştir. Aynı araştırıcı %0.5 fenthion ve %1 gum arabic ihtiva eden emülsiyonla yapılan ilaçlamanın 2 m’lik gövde kısmında yumurtadan çıkan genç larvaların galeri açma çabalarını 3 hafta süre ile engellediğini kaydederek son zamanlarda çıkan larvaların kabuktan penetrasyon yapamadığını, mücadeleyle erginlerin de öldürülerek fevkalâde etkili olduğunu, mayısın ikinci yarısından itibaren beş hafta aralıklarla mücadele yapılmasını önermiştir. Hollanda’da yapılan çalışmalarda, kelebeğin aktif olduğu periyot saptanarak fidanlıklarda ilaçlama zamanlarının doğrulukla tespit edilebileceği, çevrede arı kovanlarının bulunmasına rağmen, Bal arıları (Apis mellifera L.)’nın, tuzaklar tarafından cezbedilmediği belirlenmiştir (Woerman and Wouters, 1983).

Çin’de P. tabaniformis kelebeğinin Kavak (Populus spp.) ve bazen Söğüt (Salix spp.) alanlarında ergin çıkış periyodu süresince kontakt insektisitlerle yapılan ilaçlamanın etkili kontrol yöntemi olmasına karşın bundan doğal düşmanların olumsuz yönde etkilendiği bildirilmiştir. (Wu et al., 1987). P tabaniformis’e karşı Çin’de 1986 yılında türe özgü eşeysel feromonlardan yararlanmak suretiyle kavak alanlarında mücadele zamanının belirlendiği ve 15 kg/ha dozda diflubenzuron %25 ile uçakla havadan yapılan mücadeleden %95.6 oranında etki elde edildiği kaydedilmiştir (Zhao and Li, 1989). Aynı yöntemle Kuzey İtalya’da 5 bölgede kavak plantasyonlarında 1984-87 yılları arasında arazi koşullarında yapılan çalışmada erkek bireylerin yakalanmaları ile dişilerin yumurta bırakmaları arasında ilişki saptanarak haziran ortasından itibaren 15’er gün aralıkla 3-4 ilaçlamanın yer aldığı kimyasal mücadele stratejileri önerilmiştir (Lapietra and Allegro, 1994). Ergin uçuşlarının 18°C, yumurtalardan larva çıkışlarının 20°C’de başladığı, yumurtadan çıkan larvaların odun kısmına girmesi için 2-8 gün gerektirdiği belirlenmiş ve

66

larvaların yumurtadan çıkmaya başladığı tarihten bir hafta sonra birinci, bundan üç hafta sonra da ikinci ilaçlamanın yapılması gerektiği saptanmıştır (Georgiev, 1995).

Ceianu et al.,(1973), zararlının uçuş periyodu başladıktan iki hafta sonra birkaç kez yapılan ilaçlama ile kavak alanlarında görülen bulaşmanın %60’ın üzerinde kontrol altına alındığını ve bunun en ekonomik yöntem olduğunu bildirmiştir.

Anadolu’da asırlardan beri üretimi yapılan kavak yetiştiriciliğini olumsuz yönde etkileyen çok sayıda zararlı böceklerin bulunduğu bilinmektedir.

Kavak yalancıarısı [Paranthrene tabaniformis (Rott.)]; Sesiidae familyasına bağlı türler içerisinde ülkemizde en yaygını olup, kavak yetiştiriciliği için de önemli zararlılarından durumunda bulunduğu; Kavak türleri (Populus spp.)’nin yetiştiği hemen hemen her yöremizde bulunmasına karşın (Sekendiz, 1974), sadece feromon tuzaklarla ergini yakalanabildiğinden dikkati çekmediği; bulaşık fidanların içerisinde larva ve pupa dönemlerini tamamlayıp erginin çıktığı gövde üzerindeki şişkinliklerle kolayca tanınabildiği;bulaşık fidanların görünüşü bozulduğu gibi, iletim demetleri zarar gördüğünden ağacın teknik ve teknolojik özelliğinin düştüğü; ağacın direnci zayıfladığından, şiddetli rüzgarlarda bulaşık noktadan kırıldığı gözlenmiştir.Aynı çalışma sırasında Kavak yalancıarısının, bazı fidanlıklarda %30’a varabilen bulaşmalara neden olarak, fidan üretimini olumsuz yönde etkilediği; bulaşık fidanların imha edilmesi nedeniyle maliyetin yükseldiği; tüm çabalara rağmen bazen gözden kaçabilen bulaşık fidanlarla, zararlının temiz bölgelere de bulaşabildiği;ayrıca bazı yaşlı kavak alanlarının kavak üretimi yapılan fidanlıklar bakımından sürekli bulaşma kaynağını oluşturduğu; kelebek uçuşları uzun bir dönemi kapsadığından geleneksel ilaçlama yöntemiyle zararlının kontrol altına alınamadığı ve gereksiz ilaçlamalarla doğal dengenin olumsuz yönde etkilenmesi gibi ağır ağır sorunların ortaya çıkmasına da neden olduğu belirlenmiştir.

Kavak yalancıarısının Ülkemizin bütün bölgelerinde yaygın olduğu, kavak tür ve klonları arasında bir tercih yapmadığı, bütün fidanlık ve ağaçlama alanları bu zararlı ile bulaşık olmakla birlikte, Orta Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi fidanlıklarındaki zararının daha ağır olduğu; zararı, morfolojik özellikleri, biyolojisi, parazitlenme durumu ile ilaçlı mücadelesi üzerinde bazı çalışmalar bulunmasına karşın (Sekendiz, 1968; Sekendiz ve Yıldız,1972; Sekendiz, 1974; Karagöz ve Sekendiz, 1976) feromon tuzaklarla ilgili bir kayda rastlanılmamıştır. Yapılan literatür taramalarında P.tabaniformis’in sorun olduğu ülkelerde biyoteknik yöntemler uygulanarak feromon tuzaklara yer verilmek suretiyle kitlesel tuzaklama (masstrapping) ve zararlının mücadele zamanını doğrulukla belirlenmesi (monitoring) amacıyla kullanıldığı anlaşılmıştır. Her iki biyoteknik yöntem Kavak yalancıarısı erginlerinin uçuş periyodunu tespit esasına dayandığından, bazı biyolojik parametreleri de dikkate alınarak, değişik ekosistemlerde erginlerinin uçuş periyodunun feromon tuzaklarla izlenmesi ve buna göre mücadele imkanlarının belirlenmesinin büyük önem taşıdığı kanısına varılmıştır.

İki yıl süre ile yapılan çalışma sonuçları birlikte değerlendirildiğinde Kavak yalancıarısı kelebeklerinin uçuş seyrinin değişik yöntemlerle (türe özgü feromon, tülbent kafes, etkili sıcaklık toplamı değeri) izlenebileceği ve mücadele zamanının da doğrulukla belirlenebileceği anlaşılmıştır.

67

Buna göre türe özgü feromonla Kavak yalancıarısı kelebeklerinin uçuş seyrinin kolaylıkla izlenebileceği; sözü edilen feromon tuzağın bulunamaması veya tülbent kafeslerde zararlı kelebeğinin uçuş seyrinin izlenememesi durumunda ise etkili sıcaklık toplamı değerleri kullanılarak kelebeklerin ilk kez uçuş zamanının saptanabileceği ve bu değerin 150 gün-derecenin üzerine çıktığı mayıs ayının ikinci yarısına rastladığı anlaşılmıştır.

Aynı çalışma sonucunda mücadele zamanının tahmin ve uyarısında bulunulabileceği; buna göre zararlı ile mücadeleye başlanılması için en uygun zamanın,ilk kelebek uçuşlarının mayıs ayının ikinci yarısında gerçekleştiği dikkate alınarak bu tarihten 4 hafta sonra (haziran ayının ikinci yarısından itibaren) birinci ilaçlama, 2'şer hafta ara ile de 2'nci ve 3'ncü ilaçlamanın zararlı ile mücadelede en uygun periyot olduğu; ilaçlamada Dimilin 25 WP (200 g /ha)'in zararlıyı yeterli düzeyde kontrol ettiği belirlenmiştir.

68

SONUÇ VE ÖNERİLER

Bilindiği üzere yeterli miktarda su,ışık ve uygun besin dengesi; bitki sağlığını etkileyen ana unsurlar arasındadır. Sözü edilen çevresel koşullarda herhangi birinin gereğinden fazla veya az oluşu; bitkilerin strese girmesinin neden olabilmektedir.

Çevresel stres bitkileri zayıflatarak onların zararlı ve hastalıklara karşı daha duyarlı hale gelmesine neden olmaktadır.

Yurdumuzda 150 civarında bulunan orman fidanlıklarının önemli bölümünün ağır tekstürel yapıda, kireçli ve dolayısıyla reaksiyonu yüksek, alkalin karakterlerde topraklara sahip oluşu; sözü edilen parametreler bakımından büyük önem taşımaktadır. Kavak alanlarında bulunan zararlı böcekler ağaç yapraklarını yemek veya onların dal ve/veya gövdelerini delmek suretiyle gelişimlerini durdurabilmekte, fidanın kalitesini düşürebilmektedir. Böylece harcanan zaman ve emekler boşa gittiği gibi zararlı böcekler bazen bulaşık fidanlarla, bazen da karantina tedbirlerinin yeterince uygulanmaması nedeniyle temiz alanlara taşınabilmektedir. Bu nedenle kavak fidanlıklarında hastalık ve zararlılarla ilgili çalışmalar büyük önem taşımaktadır.

Ülkemiz kavak alanlarında genellikle geleneksel (alışagelmiş) kimyasal mücadele yöntemlerinin uygulandığı görülmektedir.Yaygın olarak kullanılan ilaçların insan sağlığını,çevreyi, doğal dengeyi olumsuz yönde etkilemesi, böceklerde direnç oluşturması gibi nedenlerden dolayı, son yıllarda kimyasal uygulamaların en alt düzeye indirilmeye çalışıldığı, alternatif mücadele yöntemlerini içeren biyoteknik yöntemlere ayrı bir önem verildiği bilinmektedir. Biyoteknik yöntemler içerisinde feromon veya çeşitli cezbedicilerle yapılan kitle halinde tuzakla yakalama yönteminde feromon tuzakları, besi tuzakları ve vizuel tuzaklar kullanılmasına karşın, en yaygını feromon tuzaklardır. Feromon tuzaklar kullanılmadan önce ele alınan fidanlık alanında bulunan lepidopter türleri ile bunlar içerisinde zararlı olanların belirlenmesi, bu alanda yapılması gereken çalışmanın ilk adımını oluşturmaktadır.. Bu nedenle çalışmanın ilk yıllarında kenbağı Orman Fidanlığı'nda bulunan lepidopter türleri saptanmış, saha sonra en önemlilerinden birisi durumunda bulunduğu anlaşılan Kavak yalancıarısı [Paranthrene tabaniformis (Rott.)] üzerinde durulmuştur.

Sözü edilen fidanlıkta üç yıl süre ile yapılan faunistik çalışmalara ait bulgu ve öneriler şunlardır:

1. Bu çalışma sonucunda Lepidoptera takımından 14 familyaya bağlı 62 tür olmak üzere toplam 2117 adet böcek tespit edilmiştir. Bunların Arctiidae (11), Cossidae (1), Ethmiidae (1),Geometridae (7), Lasiocampidae (3), Lymantriidae (2), Noctuidae (10), Notodontidae (6), Pyralidae (2), Saturnidae (1), Sesiidae (1);

Sphingidae (11), Thaumetopoeidae (1); Tortricidae (4) familyasına ait olduğu saptanmıştır. Bulunan 62 böcek türünden 26'sının konukçusunun orman ağaçları olduğu anlaşılmıştır: Bunlar Arctia caja (L.), Eilema sp., Cossus cossus (L.) (Cossidae); Elicrinia cardiaria Hb. (Geometridae); Malacosoma neustria (L.), Phyllodesma tremulifolia (Hb.) (Lasiocampidae); Euproctis chrysorrhoea (L.), Leucoma salicis (L.) (Lymantriidae); Agronicta megacephala (D-S.), Dysgonia algira (L.) Earias chlorana (L.) (Noctuidae); Cerura vinula (L.), Furcula bifida (Braham)., Notodonta ziczac (L.), Pterosoma palpina (L.), Clostera curtula (L.) (Notodontidae); Saturnia pyri (D.-S.) (Saturnidae); Paranthrene tabaniformis (Rott.) (Sesiidae); Sphinx pinastri (L.), Laothoe populi (L.), Smerinthus

69

kindermanni Lederer, Smerinthus ocellatus (L.) (Sphingidae); Thaumetopoa pityocampa (Schiff.) (Thaumetopoeidae); Acleris variegana ([D.-S.]), Tortrix viridana L.,Gypsonoma minutana (Hübner) (Tortricidae)'dır.

Diğer 36 türün konukçularının ise meyve ağaçları ile otsu bitkiler olduğu anlaşılmıştır. Bunlar Diacrisia sannio (L.), Diaphora mendica (Cl.), Epatalmis casearea Goeze., Epicallia villica, (L.), Eucharia (Arctia) casta (Esp.), Lithosia quadra (L.), Phragmatobia fuliginosa (L.), Phragmatobia placida Frivaldsky, Tyria jacobaeae (L.) (Arctiidae); Ethmia bipunctella (F.) (Ethmiidae); Scopula decorata (D-S), Aplocera plagiata (L.), Opisthograptis luteolata (L.), Rhodostrophia tabidoria Zeller., Semiothisa clathrata (L.), Timandra amata (L.) (Geometridae);

Malacosoma castrensis L. (Lasiocampidae); Aletia l- album (L.), Dysgonia torrida (Guenee.), Emmelia trabealis (Scop.), Noctua orbona (Hufn.), Noctua pronuba (L.), Polyphaenis subsericata H.-S., Noctua fimbriata (Schreber) (Noctuidae);

Pheosia tremula (Clerk.) (Notodontidae); Crambus craterellus (Scop.), Crambus pinellus (L.) (Pyralidae); Agrius convolvuli (L.), Deilephila suellus (Stgr.), Hyles euphorbiae (L.), Hyles hippophaes, (Esp.), Hyles nicaea (Prunner), Macroglossum stellatarum (L.), Rethera komarovi Christeph. (Sphingidae); Cydia pomenella (L .), Hedya nubiferana (Hw.) (Tortricidae)'dır.

2. Elde edilen veriler birlikte değerlendirildiğinde bu çalışma ile Lepidoptera takımından 14 familyaya bağlı 62 tür bulunmasına ve literatür bildirişlerine göre bunlardan 26’sının ormancılık bakımından önemli veya potansiyel zararlı olduğu bilinmesine karşın zararlıların popülasyon yoğunluğu ve zarar şiddeti dikkate alındığında 3 tür (Paranthrene tabaniformis, Gypsonoma minutana, Thaumetopoa pityocampa)'ün önemli olduğu ve bunlar içerisinden de en zararlı türün Kavak yalancıarısı (P.tabaniformis) olduğu anlaşılmıştır. Diğer bir ifade ile bunlardan ilk ikisinin ülkemiz kavak yetiştiriciliğinin, diğer ikisinin ise orman ağaçlarının ana zararlısı türler olduğu belirlenmiştir.

3. Zararlı tür sayısının oldukça fazla olmasına karşın, yukarıda sözü edilen türler dışında, zararın saptanmamış olması; çalışma alanında doğal dengenin mevcut olduğu ve dinamik bir yapı bulunduğu kanısını vermiştir. Ancak, zararlı türlerin de bulunduğu dikkate alındığında çalışma alanında yapılabilecek yanlış müdahalelerin önemli entomolojik sorunlara neden olabileceği sonucuna varılmıştır.

Sözü edilen fidanlıkta en zararlı tür olduğu saptanan Kavak yalancıarısı (P.tabaniformis)'na ait bulgu ve öneriler şunlardır:

1. Kavak yalancıarısı Sesiidae familyasına bağlı türler içerisinde ülkemizde en yaygını olup, kavak yetiştiriciliği için de önemli zararlılarından durumunda bulunduğu; Kavak türleri (Populus spp.)’nin yetiştiği hemen hemen her yöremizde bulunmasına karşın sadece feromon tuzaklarla ergini yakalanabildiğinden dikkati çekmediği; bulaşık fidanların içerisinde larva ve pupa dönemlerini tamamlayıp erginin çıktığı gövde üzerindeki şişkinliklerle kolayca tanınabildiği;bulaşık fidanların görünüşü bozulduğu gibi, iletim demetleri zarar gördüğünden ağacın teknik ve teknolojik özelliğinin düştüğü; ağacın direnci zayıfladığından, şiddetli rüzgarlarda bulaşık noktadan kırıldığı gözlenmiştir.Aynı çalışma sırasında Kavak yalancıarısının, bazı fidanlıklarda %30’a varabilen bulaşmalara neden olarak, fidan üretimini olumsuz yönde etkilediği; bulaşık fidanların imha edilmesi nedeniyle maliyetin yükseldiği; tüm

70

çabalara rağmen bazen gözden kaçabilen bulaşık fidanlarla, zararlının temiz bölgelere de bulaşabildiği;ayrıca bazı yaşlı kavak alanlarının kavak üretimi yapılan fidanlıklar bakımından sürekli bulaşma kaynağını oluşturduğu; kelebek uçuşları uzun bir dönemi kapsadığından geleneksel ilaçlama yöntemiyle zararlının kontrol altına alınamadığı ve gereksiz ilaçlamalarla doğal dengenin olumsuz yönde etkilenmesi gibi ağır sorunların ortaya çıkmasına da neden olduğu,

2. Kavak yalancıarısının mücadelesinde biyoteknik yöntemler uygulanarak Kitlesel Tuzaklama (masstrapping) ve Mücadele Zamanının Belirlenmesi (monitoring) amacıyla ülkemizde ilk kez feromon tuzaklarla yapılan çalışmada kitle halinde tuzakla yakalama yönteminin izole olmayan kavak fidanlıklarında kullanılamayacağı anlaşılmıştır. Buna karşın türe özgü feromonla Kavak yalancıarısı kelebeklerinin uçuş seyrinin kolaylıkla izlenebileceği,

3. Aynı çalışmada Kavak yalancıarısı kelebeklerinin uçuş seyrinin değişik yöntemler olarak sayılabilen türe özgü feromon tuzak, tülbent kafes ile etkili sıcaklık toplamı (gelişme eşiği 10oC üzerindeki sıcaklıkların art arda toplanması) esas alınarak izlenebileceği ve mücadele zamanının da doğrulukla belirlenebileceği, 4. Kavak yalancıarısı uçuş setrinin meteorolojik verilerle ilişkili olduğu anlaşılmıştır.Buna göre kelebeklerin ilk kez yakalandığı tarihte hava sıcaklığının ort.

16.5oC : etkili sıcaklık toplamı değerinin 150 gün-derecenin üzerine çıktığı mayıs ayının ikinci yarısına rastladığı.

5. İlk kelebek uçuşlarının genellikle mayıs ayının ikinci yarısından başlayarak eylülün ilk haftasına kadar yaklaşık 3 ay doğada bulunmasına karşın, yoğun uçuşların bu sürenin yarısında gerçekleştiği ve yılda bir döl verdiği,

6. Elde edilen bulgulara göre zararlının mücadele zamanının tahmin ve uyarısında bulunulabileceği; buna göre zararlı ile mücadeleye başlanılması için en uygun zamanın,ilk kelebek uçuşlarının mayıs ayının ikinci yarısında gerçekleştiği dikkate alınarak bu tarihten 4 hafta sonra (haziran ayının ikinci yarısından itibaren) birinci ilaçlama, 2'şer hafta ara ile de 2'nci ve 3'ncü ilaçlamanın zararlı ile mücadelede en uygun periyot olduğu; ilaçlamada Dimilin 25 WP (200 g /ha)'in zararlıyı yeterli düzeyde kontrol ettiği,

7. İlacın etkisinin 2000 yılında %97.5, 2001 yılında %93.9; kitlesel halinde tuzaklama yönteminin ise aynı sıra ile %63.9 ve %52.9 olduğu ve dolayısıyla uygulamada kullanılabileceği kanısına varılmıştır.

71

TEŞEKKÜR

Çalışmayı destekleyen Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Proje Müdürlüğü (BAP)’ne, Lepidoptera takımına bağlı türlerin teşhisini yapan Ankara Zirai Mücadele Merkez Araştırma Enstitüsü'nde Uzman Sn. Mustafa ÖZDEMİR'e içtenlikle teşekkür ederim.

KAYNAKLAR

ACATAY, A., 1963. Tatbiki Orman Entomolojisi.İ. Ü. Yayınları No: 1068, Orman Fak., No: 94, İstanbul, 170 s .

ADOLFSSON, J., 1984. The Pine moth and its Parasitoids -a Delicate Interplay in the Forest. Entomologisk -Tidskrift, 105 : 15-24.

ALLEGRO, G., 1992. Pheromone Ttraps for Monitoring Gypsonoma aceriana and Paranthrene tabaniformis Populations . Cellulosa e Carta, 43 (5); 54-58.

ALLEN, J.C., 1974.A Modified sine wave method for calculating degree days.

Environ. Ento.5.(3): 388-396.

ANONYMOUS, 1994. Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı 1979-1983. T.C.

Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı, Yaynıı No : 33, İstanbul, 351 s.

BERTUCCI, B. M., 1988. The poplar wasp -moth. Rev. Appl. Entomol., 76 ( 5 );

Abstr., 2813.

CEIANU, I. ; Radoi, D. ; Coca, C., 1973. Control of Paranthrene tabaniformis on Poplar. Studii - si- Cercetari, Institutul- de- Cercetare, - Proiectae -si- Documentare -Slvica,- I-Silvicultura, 29 : 29-53.

CHODJAI, M., 1970. Poplar Pests of Iran and Mideast. Rew. Appl. Entomol., 66 (5);

Abstr., 2826 .

ÇANAKÇIOĞLU ,H., MOL,T., 1998. Orman Entomolojisi Zararlı ve Yararlı Böcekler.

İ.Ü. Orman Fak. Yayınları. Fakülte No:451, İstanbul, 541 s.

DAFAUCE C., 1975. Selective Treatment of the Lepidopterous Poplar Borer Paranthrene tabaniformis Rott. Boletin de la Estacion Central de Ecologia ; 4 (7); 83-105.

DOOM, D., 1980. Damage by Insects and Mites to Trees and Shrubs in 1978. Rew.

Appl. Entomol., 68 (11); Abstr., 5772.

DU, J.W.; XU, S.F.; DAI, X.J.; ZHANG, X., 1987. Field Test on Controlling Poplar Clearwig Moth Paranthrene tabaniformis Root. By mass trapping. Rew.

Appl. Entomol., 75 (1); Abstr., 3881.

ESCHERICH , K ., 1931. Die Forstinsekten Mitteleuropas 4. Band, 825 s .

FORSTER, W., A., 1960. Wohlfohrt, Spinner und Scharmer Bond III, Franck'sche verlongshondlunge Stuttgart , 239 s.

72

GEORGIEV, G, 1995. Phenology the Poplar clearwing moth Paranthrene tabaniformis (Lepidoptera, Aegeridae) and Optimum Time for Pest Control in Northern Bulgaria. Nauka za Gorata, 32 (1); 60-67.

GRIMAL'SKII, VI; ENTIN, LI.,1980. The Grey Sand and (Formica cinerea) in Balorussia. Zoologicheskii- Zhurnal, 59 (8): 1159-1167.

GÜL,S., 1967. Böcek Kollleksiyonlarının Hazırlanması ve Muhafazaları.. T.C. Tarım Bakanlığı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Genel Müd. Yayınları, Mesleki Kitaplar Serisi, 67 s.

HOFFMANN , H.; HACKBARTH ,W., 1991. Technical spraying variants for aerial forest protection measures. Beltrage fur die Forestwirtschaft. 25:3,131-136.

HUNTER, M.D., 1999. Interactions Betwen Operophoptera brumata and Tortrix viridana on Oak : New Evidence from Time-Series Analysis. Forestry Abstr., 60 (1), Abstr. No : 685 .

İREN, Z., 1977. Önemli Meyve Zararlıları, Tanınmaları, Zararları, Yaşayışları ve Mücadele Metotları, T.C. Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Zirai Müc. ve Zir. Kar. Genel Müd., Ankara Zir. Müc. Araş. Enst. Yayınları No: 36, Ankara, 167 s.

KANAT, M., 2001. Kahramanmaraş yöresinde kavak ağaçlarında saptanan bazı böcek türleri (Araştırma 118). T.C. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Rektörlüğü Yayın No: 76, 75-75.

KARAGÖZ, O., O .Sekendiz, 1976. Scioptera tananiformis Rott. Biyolojisi üzerinde araştırmalar. Kavakçılık Araştırma Enstitüsü Yıllık Bülteni Seri NO: 2 , Orman Genel Müdürlüğü Kavakçılık Araştırma Enstitüsü, 111-112.

KRALICEK, M; LASTUVKA, Z., 1989. Clearwings Little Known Pests of Woody Species (Lepidoptera, Sesiidae ). Acta Üniversitatis Agriculturae Facultas

KRALICEK, M; LASTUVKA, Z., 1989. Clearwings Little Known Pests of Woody Species (Lepidoptera, Sesiidae ). Acta Üniversitatis Agriculturae Facultas

Benzer Belgeler