• Sonuç bulunamadı

2   ÖRGÜTSEL VATANDAŞLIK DAVRANIŞI

2.3   ÖRGÜTSEL VATANDAŞLIK DAVRANIŞLARINI BELİRLEYEN

2.3.5   KİŞİSEL ÖZELLİKLER 68

Kişilik, bireyin doğuştan getirdiği özellikler ile sonradan, sosyalleşme süreci ile edindiği özelliklerinin toplamından oluşan ve bireyin kendisi açısından fizyolojik, zihinsel ve ruhsal özellikleri hakkındaki bilgisidir. Yani kişilik; bireyin yaşama biçimidir ve bireyin toplum içinde belirli özelliklere ve rollere sahip olmasıdır. (Yücel ve Kaynak, 2008: 687). Kişilik devamlı olarak içten ve dıştan gelen uyarıcıların etkisi altındadır. Bu kapsamda kişilik, bireyin biyolojik ve psikolojik, kalıtsal ve edinilmiş bütün yeteneklerini, güdülerini, duygularını, isteklerini, alışkanlıklarını ve bütün davranışlarını içine alır. Bireyin sahip olduğu kişilik tipi, onun algılama yani çevresinde olup bitenleri yorumlama şeklini etkiler ve böylece bireyin çeşitli faaliyetlerde gösterdiği performans değişir (Yücel ve Kaynak, 2007: 689). Kişilik özellikleri, kişinin kalıcı düşünce yapısı, duyguları ve davranışları ile ilgilidir, bunların zaman içinde değişimi ve farklı durumlar karşısında insanların davranışlarını açıklamak için olası değildir (Singh ve Singh, 2009: 291).

Her ne kadar kişilik bireye özgü olarak farklılık gösterse de literatürde bazı genel kişilik tipleri tanımlanmıştır. Dışa dönük kişilik özelliğine sahip olan birey, dış çevresine ve sosyal uyaranlara karşı daha duyarlı iken nevrotik kişilik özelliğine sahip olan birey, kendi endişeleri ile fazlasıyla meşgul olmakta, çevresindeki diğer bireylerin veya genel sistemin ihtiyaç ve gerekleriyle ilgilenmemektedir. Buna göre, dışa dönük bireylerin vatandaşlık davranışları sergileme ihtimali nevrotik bireylere göre daha fazladır. Yine, bağımsız, inisiyatif sahibi olan, girişimcilik değerlerine sahip bireyler ÖVD göstermektedir (Yener ve Akyol, 2009: 265). Bireylerin sahip oldukları farklı kişilik yapıları örgüt içerisinde gösterecekleri iş performanslarına da önemli bir etki yapmakta ve bireylerin örgütsel vatandaşlık davranışı göstermeleri ile kişilik özellikleri arasında bir ilişki olduğundan söz edilmektedir (Çarıkçı ve diğ., 2010: 42) Yapılan birçok araştırmada ÖVD ile kişilik arasındaki ilişki; beş faktör kişilik kuramı ile açıklanmaya çalışılmıştır. Kişilik ile ilgili konularda son yıllarda kullanılmaya başlanan bu kuram günümüze ulaşana kadar değişik boyutlarla

incelenmeye çalışılmış ve genel itibarı ile çoğu araştırmacının üzerinde fikir birliğine varmış olduğu beş boyuta indirgenmiştir. Bu araştırmaların ilkini 1932 yılında McDougall icra etmiş, daha sonra Norman (1963:575 ) tarafından uzlaşı görmüş ve Costa ve McCrae tarafından 1985'te yapılan çalışma ile bugünkü halini almıştır.

Kişilik alanında 1990’lı yıllarda daha çok ele alınmış olan ve “Büyük Beş” olarak adlandırılan bu beş kişilik faktörü, ÖVD’nın araştırılması ve anlaşılmasında yeni bir olanak sunmuştur. Organ (1990) çalışanın bireysel eğilimlerinin araştırmacı ve yöneticilere ÖVD’nı açıklamada en değerli açıklamaları verebileceğini belirtmiştir.

Bu beş faktör; Sorumluluk, Açıklık, Dışadönüklük, Uyumluluk ve Duygusal Denge'dir (Barrick ve Mount, 1991: 5). Tüm bu davranış boyutlarının ÖVD’ları ile ilişkilendirilmesi mümkündür.

Sorumluluk (Conscientiousness); titiz olma, zamana riayet etme, dikkatli olma, öz disiplin ve güvenilir olma özelliklerini taşır. Sorumluluk sahibi olan çalışanlar, genel olarak beklenenin ötesinde performans sergileme eğilimindedirler (Singh ve Singh, 2009: 292). Aynı zamanda ÖVD boyutlarından bir olan bu faktör ÖVD ile pozitif bir ilişki içindedir. Bu faktör diğer dört faktöre kıyasla ÖVD ile en sıkı bağa sahip olandır. Organ (1994: 465) her ne kadar bu beş faktörün ÖVD ile ilişkilerini tartışmaya almışsa da o da belli yönlerden, sorumluluk faktörünün ÖVD ile en kuvvetli bağa sahip faktör olduğunu kabul etmiştir.

Açıklık (Openness); hayal gücü, merak, geniş fikirlilik, zeka ve sanatsal duyarlılık özellikleri taşır (Barrick ve Mount 1991: 4-5). Deneyime açıklık ve ÖVD ile kuvvetli pozitif ilişkiler tespit etmiş olan Elanain (2007:35)’a göre: Açıklık özelliğine sahip kişiler, sosyal davranışlarında ve kabul görmüş değerlere karşı tutumlarında içe kapanık olanlardan ayrılırlar. Açık bireyler çeşitliliği tercih ederler, yeni fikirler oluşturmayı severler ve yenilik için içsel bir ilgi ve takdir etme özellikleri vardır. Bu bağlamda açıklık özelliği yüksek olan kişiler daha fazla ÖVD gösterme eğilimindedir.

Dışadönüklük (Extraversion); genel olarak sosyal, iddialı, aktif, enerjik, maceraperest, cesur ve etkileyici olmak bu faktörün özellikleridir (Goldberg, 1992:26-42). Dışadönük kişiler sosyal çevresindekilere karşı daha uyumlu ve kendilerine yönelen taleplere karşı daha açık bir eğilim gösterirler. (Organ ve diğ., 2006: 81-82). Bu yönü ile dışadönüklük ile ÖVD arasında pozitif bir ilişkinin olduğu söylenebilir.

Uyumluluk (Agreeableness); nazik, esnek, iyi huylu, işbirlikçi, bağışlayıcı, yumuşak kalpli ve hoşgörülü olmak bu faktörün özellikleridir (Barrick ve Mount, 1991: 4). Başkalarına karşı samimi ve iyi olma gerekliliği taşıyan bu faktör, ÖVD ve ÖVD boyutlarından olan; yardım etme, nezaket ve sportmenlikle yani başkalarının ihtiyaçları için yardım etmeye hazır ve onlara karşı çıkmayı engelleyen yönü ile pozitif bir ilişkiye sahiptir (Organ ve diğ., 2006: 81-82).

Duygusal Denge (Emotional Stability), nörotisizm olarak da adlandırılan bu faktör; kaygı, depresyon, öfke, utanç,duygusallık, güvensizlik ve endişe gibi özellikleri içerir (Barrick ve Mount, 1991: 2-4). Duygusal denge boyutunda yüksek seviyede olan (düşük nörotisizm) bireyler nörotik tiplere göre daha fazla ÖVD sergilerler. Bunun nedeni, duygusal dengeli bireylerin başkalarının yaşadıkları problemlere daha açık olmalarındandır (Organ ve diğ., 2006: 81-82). Elanain (2007: 38-39) duygusal dengeyi, ÖVD sergilemeye çalışan bireylerin etkinliklerini değerlendirirken önemli bir belirteç olarak ortaya koymuştur. Barrick ve diğ. (2005:747 ) duygusal dengeyi sosyal davranışın anahtar rol oynayan bir manevi belirleyicisi olarak değerlendirmişlerdir. Onlara göre duygusal olarak dengeli olan bireyler duygularını genellikle belli etmez, daha az kaygılı, sinirli, depresif, sinirli, utangaç ve güvensiz hissederler.

Kişilik, bireyleri birbirinden ayıran ve farklı kılan; çalıştıkları işi ve çevreyi algılamalarını etkileyen en önemli faktörlerden birisidir. Bireyin bilinçaltı güdülenme, benlik şeması ve gözlenen davranış modelleri ile kişilikleri arasında ilişkileri vardır ve duygusal zeka da bu unsurların bir parçasıdır (Çarıkçı ve diğ., 2010: 41). Örgütsel davranış literatüründe, kişiliğin iş performansı, iş tatmini, işgören refahı, kariyer planlama, liderlik, çatışma yönetimi, örgütsel iletişim, stres

yönetimi, girişimcilik, örgütsel bağlılık, ÖVD ve duygusal zeka ile ilişkili olduğu ortaya konmuştur (Schulte ve diğ., 2004: 1060; Vakola ve diğ., 2004: 92; Bartone ve diğ., 2009: 499). Buna ek olarak kişilik özelliklerinden sorumluluk, geçimlilik, dışa dönüklük, bilinçlilik ve yeniliklere açık olmanın ÖVD’nı olumlu yönde etkilediği tespit edilmiştir. Kişilik özellikleri iş tatminini de etkilemekte bu bakımdan da dolaylı olarak ÖVD üzerinde de önemli rol oynamaktadır (George ve Bettenhausen, 1990: 705; Lapierre ve Hackett, 2007: 550).