• Sonuç bulunamadı

C. Cumhurbaşkanının Hukuki Sorumluluğunda Usul

III. CEZAİ SORUMLULUK

3. Kişisel Suçlar

2017 Anayasa değişiklikleri öncesinde, cumhurbaşkanının kişisel suçlarına ilişkin olarak Anayasa’da bir düzenleme bulunmuyordu.404 Düzenleme olmaması sebebiyle cumhurbaşkanının kişisel suçlarından dolayı sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise yargılamaya ilişkin usul kuralları belirsizdi.405

Doktrinin tamamına yakını cumhurbaşkanının kişisel suçlarından dolayı sorumlu olduğunda hemfikirdi.406

Bu sonuca hukuk devleti ilkesinden ve ceza hükümlerinin herkese zorunlu olarak uygulanması kuralından ulaşıyorlardı.407 Bu genel kuralın istisnalarından birini cumhurbaşkanının görev suçları oluşturuyordu. Vatana ihanet dışında görev suçlarından sorumsuz kabul edilen cumhurbaşkanının sorumlu tutulabileceği suçlar kişisel suçlarıydı.408

Ancak düzenleme olmaması sebebiyle kişisel suçlarından dolayı

401

TEZİÇ, 2005, s.410.

402 ÖZBUDUN, 2003, s.151; KANADOĞLU, 2007. 403 GÜL, 2017.

404 Yukarıda ifade edildiği gibi 1924 Anayasası’nda Cumhurbaşkanının kişisel suçlarından dolayı yasama

dokunulmazlığından faydalanacağı hükmü vardı. 1961 Anayasası ile bu hüküm kaldırılmıştır. 1982 Anayasası da 1961 Anayasası gibi herhangi bir hükme yer vermemiştir.

405 ÇOBAN, Ali Rıza- ERDAĞ, Ali İhsan. “Göreviyle İlgili Olmayan Kişisel Suçlarından Dolayı

Cumhurbaşkanının Sorumluluğu ve Yargılanması”, TBB Dergisi, S.75, 2008, s.183; ARTUK- GÖKCEN- YENİDÜNYA, 2009, s.186-187.

406

DÖNMEZER- ERMAN, 1979, c.1, s.286-287; ÖZBUDUN, 2017, s.317; KESKİNSOY, 2013, s.103-104; ÖZTÜRK, Bahri- ERDEM, Mustafa Ruhan. Uygulamalı Ceza Hukuku ve Güvenlik Tedbirleri Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2005, s.128.

407 ÇOBAN-ERDAĞ, 2008, s.183.

cumhurbaşkanının nasıl soruşturulacağı ve yargılanacağı doktrinde tartışma konusu olmuştur. Cumhurbaşkanının kişisel suçlarına ilişkin yargılama usulü konusunda çeşitli fikirler ortaya atılmıştır.

Cumhurbaşkanının kişisel suçlarından dolayı yargılanması hakkında ortaya atılan dört temel görüş vardı. Birincisi cumhurbaşkanının yasama dokunulmazlığından yararlanması, ikincisi vatana ihanet suçunda olduğu gibi TBMM tarafından suçlandırılması, üçüncüsü görev süresinin sonunda yargılanması, dördüncüsü genel hükümlere göre sıradan bir vatandaş gibi yargılanması şeklindedir.409

2017 değişikliklerinde, bu görüşlerden ikincisi olan TBMM tarafından suçlandırılma yönünde bir tercih yapıldığı görülmektedir.

a) Genel hükümlere göre yargılama

Kişisel suçlardan dolayı cumhurbaşkanının hangi usulle ve hangi merci tarafından yargılanacağına ilişkin özel düzenleme yoktu. Cumhurbaşkanının kişisel suçlardan dolayı genel mahkemelerde yargılanabileceği ileri sürülmüştü.410

Cumhurbaşkanının yargılanma usulüne ilişkin hüküm olmadığı için genel kuralların uygulanması gerektiği, bu sebeple cumhurbaşkanının tutuklanabileceği, tutulabileceği ve sorgulanabileceği savunulmuştu.411

TCK’nın “adalet ve kanun önünde eşitlik” başlığını taşıyan 3. maddesinin 2. fıkrasında, ceza kanunun uygulanmasında kişiler arasında ayrım yapılamayacağı ve kimseye ayrıcalık tanınamayacağı düzenlenmiştir.

Herhangi bir özel düzenleme olmasa cumhurbaşkanının genel hükümlere göre yargılanmasını sakıncalı bulanlar da vardı. Örneğin cumhurbaşkanının tutuklanması durumunda devlet başsız kalacaktı. Böyle bir olayın cumhurbaşkanının saygınlığını zedeleyeceği ve temsil ettiği makama uygun düşmeyeceği ileri sürülmüştü.412

Taşkın ise bu görüşü eleştirmiş, devletin sürekliliğinin esas olduğunu belirtmiş, cumhurbaşkanının tutuklanması durumunda TBMM başkanının makama vekâlet edeceğini ifade etmişti.413

409 KANADOĞLU, 2007; ÇOBAN-ERDAĞ, 2008, s.178-179.

410 Erdoğan, Cumhurbaşkanının genel usullere göre ancak görevinin sona ermesinden sonra yargılanabileceğini

savunmuştur. ERDOĞAN, 1987, s.155-156; KANADOĞLU, 2007; ÇOBAN-ERDAĞ, 2008, s.179.

411 CMK, cumhurbaşkanının tanıklığına ilişkin özel düzenleme içermektedir. Ancak bunun dışında

yargılanmasına ilişkin özel bir düzenleme yoktur. Tanıklığa ilişkin olarak CMK hükümleri 43/4 ile 47/4’tür. Bu hükümlerde cumhurbaşkanının kendi takdiriyle tanıklıktan çekinebileceği, tanıklık yapmak istemesi halinde konutunda beyanı alınabileceği veya yazılı beyanda bulunabileceği hükme bağlanmıştır. Tanığın zorla getirilmesine ilişkin hükümler de cumhurbaşkanı hakkında uygulanamayacaktır. TAŞKIN, 2011, s.394.

412 GÖZLER, 2016, s.88. 413 TAŞKIN, 2011, s.395.

b) Dokunulmazlıktan yararlanma

1982 Anayasası, milletvekilleri ve milletvekilleri olmayan bakanlara, literatürde yasama dokunulmazlığı olarak adlandırılan korumayı sağlamıştır. Ancak cumhurbaşkanının yasama dokunulmazlığından yararlanacağına ilişkin bir hükme Anayasa’da yer verilmemiştir. 1924 Anayasası’nda, cumhurbaşkanına ilişkin olarak da yer verilen, 1961 ve 1982 Anayasalarında ise düzenlenmemiş olan bu husus, doktrinde ittifakla bir eksiklik olarak nitelendirilmiştir.

Özellikle cumhurbaşkanının kişisel suçları sebebiyle yargılanması konusunda, dokunulmazlık ile ilgi kuranlar olmuştur. Bu ilginin kurulması haksız da değildir. Türk hukuk sisteminin mantığına uygun olan cumhurbaşkanının dokunulmazlığa sahip olmasıdır. Çünkü basit bir memur bile özel izin ve usullerle yargılanabilmektedir. Yargılama hukukundaki istisnalar göz önüne alındığında, devletin başı olan cumhurbaşkanının sıradan bir vatandaş ile eşit konumda olması, mantığa aykırı görülmüştür.414

Özbudun, cumhurbaşkanının kişisel suçlarından dolayı, milletvekili dokunulmazlığına ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiğini savunmuştur.415 Benzer şekilde cumhurbaşkanının vekili olan TBMM Başkanı dokunulmazlıktan yararlanabilirken, asil olan cumhurbaşkanının yararlanamaması eleştirilmiştir. Cumhurbaşkanının da evleviyetle dokunulmazlıktan yararlanması gerektiği savunulmuştur.416

Toroslu ise cumhurbaşkanı seçilen kişinin TBMM üyeliği sona ereceğinden, dokunulmazlığın kaldırılması usulünün uygulanamayacağı görüşündedir. Bunun yerine, Anayasa’da düzenlenmiş olan vatana ihanetten dolayı suçlanma usulünün, kişisel suçlarda da uygulanabileceğini ileri sürmüştür.417

Feyzioğlu cumhurbaşkanının dokunulmazlığa sahip olduğuna ilişkin iki delil ortaya koymuştur. Birincisi Anayasa’nın geçici 2. maddesindeki düzenlemedir. Bu düzenleme ile Milli Güvenlik Konseyi, altı yıl cumhurbaşkanlığı Konseyine dönüşmüştür. Bu konseyin üyelerine ve başkanı olan cumhurbaşkanına dokunulmazlık tanındığı hükümde yer almıştır. Bir diğer hüküm, CMK’nın 43. maddesinin 4. fıkrasında yer almıştır. Hükme göre

414

AKTAŞ, 2009, s.270; ÖZTÜRK- ERDEM, 2005, s.128.

415 ÖZBUDUN, 2003, s.151.

416 AKTAŞ, 2009, s.271; ÖZBUDUN, 2014, s.342. Aksi yönde görüş için bkz. ARTUK- GÖKCEN-

YENİDÜNYA, 2009, s.187.

cumhurbaşkanı tanıklıktan çekinebilir. Tanıklık yapmak isterse, ifadesinin konutunda alınabileceği ve ifadesini yazılı olarak gönderebileceği belirtilmiştir.418

Cumhurbaşkanının yasama dokunulmazlığından yararlanmasının Anayasa’da düzenlenmediğini, dolayısıyla olmayan dokunulmazlığın kaldırılmasının söz konusu olamayacağını dile getirenler vardır.419 Gözler ve Gözübüyük de cumhurbaşkanına dokunulmazlık sağlayan açık bir düzenleme olması gerektiğini, böyle bir düzenleme olmadığı için cumhurbaşkanının normal bir vatandaş gibi ceza kovuşturmasına tabi tutulacağını savunmuştur. Cumhurbaşkanına milletvekillerine tanınan dokunulmazlık benzeri bir dokunulmazlık tanınması gerekliliğini vurgulamıştır.420

Gerçekten cumhurbaşkanının dokunulmazlıktan yararlanması gerektiğine ilişkin deliller ortaya konulsa da bunlar kesin bir sonuç ortaya koymaktan uzak kalmıştır. Sorunun kesin olarak çözümü ancak yeni bir düzenleme ile mümkün görülmekteydi. 2017 Anayasa değişiklikleri bu tartışmaları sona erdirmiştir. Cumhurbaşkanının dokunulmazlıktan yararlanmasını gerektirecek bir durum artık söz konusu değildir.

c) Değişiklik yapılması

Cumhurbaşkanının sorumluluğunu düzenleyen 105. maddenin değiştirilmesi ve cumhurbaşkanlığı makamının art niyetli ceza kovuşturmaları ile yıpratılmaması gerekliliği doktrinde savunulmuştur. Bu düşüncedeki kişiler, bu konudaki tartışmalara ancak yapılacak bir değişiklikle son verilebileceğini savunmaktaydı.421

Toroslu, 2017 Anayasa değişiklikleri ile benimsenen anlayışın uygulanması gerektiğini çok önceden ifade etmiş ve cumhurbaşkanının kişisel suçlarından dolayı, vatana ihanet suçuna uygulanan usul ile suçlandırılmasını savunmuştur.422

Bu usulün uygulamada cumhurbaşkanını, kişisel suçlardan dolayı sorumsuz hale getireceğini iddia edenler olmuştur.423

Sonuç olarak cumhurbaşkanının işlediği kişisel suçlardan dolayı yargılanmasına ilişkin açık düzenleme yoktu. Konuya pozitivist bakış açısı ile yaklaşanlar, mevcut düzenlemeler çerçevesinde, cumhurbaşkanının genel yargılama usullerine göre, sıradan bir vatandaş gibi

418 FEYZİOĞLU, Metin. “Cumhurbaşkanlığı Dokunulmazlığına Dair Değerlendirme”, http://www.feyzioglu.av.tr/yayin/cumhurbaskani-dokunulmazligi.html, E.T.28.05.2018.

419 KANADOĞLU, 2007; TUNÇ, Hasan- BİLİR, Faruk- YAVUZ, Bülent. Türk Anayasa Hukuku, Adalet

Yayınevi, Ankara, 2015, s.220; ARTUK- GÖKCEN- YENİDÜNYA, 2009, s.187.

420 GÖZLER, 2013 s.289; GÖZÜBÜYÜK, 2004, s.244. 421 ERDOĞAN, 1987, s.155-156; KESKİNSOY, 2013, s.105. 422 ALDIKAÇTI, 1982, s.335.

yargılanması gerektiğini belirtiyordu. Buna karşılık cumhurbaşkanının saygınlığı ve konumu gereği, genel usullerle yargılanmasını uygun bulmayanlardan bazıları, düzenleme olmamasına rağmen cumhurbaşkanının özel usullerle yargılanmasını, bazıları ise yasama dokunulmazlığından yararlanması gerektiğini savunmaktaydı. Mevcut durumda cumhurbaşkanının genel usullerle yargılanması gerektiğini düşünenler dahi, durumun hukuki düzenlemelerle değiştirilmesi ve cumhurbaşkanının yargılanmasının özel usullerle yapılması gerektiğini ifade etmekteydi.

2017 Anayasa değişiklikleri tüm bu tartışmaları sona erdirmiştir. Cumhurbaşkanının ceza sorumluluğuna ilişkin göreviyle ilgili suçlar, kişisel suçlar ayrımı kaldırılmıştır.