• Sonuç bulunamadı

1.5 Tükenmişliği Etkileyen Faktörler / Nedenleri

1.5.2 Kişisel Özellikler

Tükenmişlik ile ilgili çalışmalar genellikle iş yeri ortamını inceliyor olsa da kişisel özelliklerin de tükenmişlik üzerinde etkisi vardır. Kişisel özelliklerle ilgili değişkenler bazı benzer faktörlerle ilgilidir. Örneğin tükenmişliğe yatkın olan bireylerin daha zayıf kişilik özelliği gösterdiği bulunmuştur. Ayrıca kronik kalp hastalığı olan kişiler de bitkinlik duygusunu yaşamaya daha meyillidirler.

Demografik özelliklerin tükenmişlik üzerindeki etkisi ile ilgili olarak çok az bilgi vardır. Đleriki yaşlarda tükenmişlik yaşama oranının düşmesine rağmen yıllarca elde edilen deneyim ile işine bağlanma ve bırakmama duygusu hep birbirine karıştırılmaktadır (örneğin, erken çağlarda iş stresi yaşayan insanlar pes etmemiş ve işini bırakmamış olabilir). Bu yüzden yaş faktörünü analiz ederken zorluk yaşanmaktadır. Cinsiyet faktörüne baktığımızda ise erkeklerde siliklik duygunu yaşamaya yatkınlık az bir farkla yüksek çıkmıştır. Demografik bilgilerle tükenmişlik arasındaki ilişkinin tam olarak kurulamaması kişinin kişisel özelliği, karakteri ile çok yakından ilgilidir (Maslach ve Leiter, 2000:361).

Đnsanlara yardım hizmeti sunan bireylerle yapılan çalışmalarda, tükenmişliği ortaya çıkaran kişisel özellikler, iş koşulları ve işin özellikleri, çalışma ortamının özellikleri kesin olarak belirlenememiş ve çelişkili bulgulara rastlanmaktadır (Çokluk,1999:16).

Bir başka kişisel neden bireyin stresle baş edebilme ve strese adaptasyon yeteneklerinin derecesidir. Hayat sürprizler ve ani olaylar ile doludur. Bu sürprizlere karşı adapte olma yeteneği tükenmişlik açısından önemlidir. Stresi algılama düzeyi stresle baş edebilmede önemlidir. Birey bunun için stres kaynağı ile değil stres algılaması ile ilgilenmelidir. Ayrıca bir öğretmen mesleğine aşırı bağımlı olabilir. Çalışma delisi denilen bu tip davranış biçimi çalışmayı sevme ile karıştırılmamalıdır. Bu tip insanlar çalışmayı hayatlarının merkezine koyarlar ve hayatlarını belirleyen tek şey meslekleridir (Terry,1997:8).

Birbiri ile çakışan sorumluluklar taşıyan insan, öncelikler koyarak sorumluluklarını sıralamak yerine, her şeyi aynı düzeyde iyi yapmaya çalışabilir. Bu durumda yorgun düşer ve sonuç tükenmişlik olabilir. Çalışan iyi bir kariyer portresi çizmesinin beklendiğini bilir ama kendisine rehberlik ya da model alacağı biri olmadığından bunu nasıl başaracağından emin olamaz. Dolayısıyla faydalı olacak hiçbir şeyi başaramayacağı kanısına kapılabilir (Gümüş, 2006:61).

Yoğun bir tükenmişlik durumu, bireylerde belli psikosomatik rahatsızlıklara neden olmakta, işten ayrılma, iş doyumsuzluğu, evlilik ve aile yaşantısında sorunlar, uykusuzluk ve alkol-ilaç kullanımında artış gibi sorunlara yol açmaktadır (Ergin 1992:143).

Tükenmişlik, insanlarla yüz yüze ilişki içinde olan meslek çalışanlarında oldukça sık rastlanan bir durum olduğu için, eğitim alanında çalışan kişiler tükenmişliğe en yakın risk gruplarından biridir. Eğitim alanında yapılan tükenmişlik araştırmalarının çoğu ise öğretmenler üzerinde yürütülmüştür. Öğretmenlik, insanlarla yoğun etkileşim içeren, dolayısıyla mesleki tükenmişlik sendromuna maruz kalan bir meslek gurubudur (Şahin, 2007:2).

Blase (1992)’e göre uzman öğreticilerdeki tükenmişlikle ilgili ilk çalışmalarda tükenmişliğin, öğretmenlerin hemen hemen bütün olumsuz tepkilerinin; boşuna didinmiş olma, zihinsel yorgunluk, aşırı üzülme, depresif duygular, kaygı ve başkalarını savunma durumunda olma gibi işleriyle ilgili baskıları içeren genel bir kavram olduğu anlaşılmaktadır (akt;Friedman,1993:1036). Eğitimde stresli olmanın pek çok problemli sonucu vardır. Bu durum duygusal strese (kaygı, depresyon, psikosomatik şikayetler) ve tükenmişliğe (duygusal tükenme, başkalarının duygularını anlayamama ve düşük özgüven) neden olmaktadır (Hodge ve ark.,1994:65).

Yapılan başka bir çalışmada Naktiyok ve arkadaşları (2005:195) işkoliklik ile tükenmişlik sendromu arasındaki ilişkiyi belirlemeye çalışmışlardır ve genel olarak ulaşılan sonuç, işkolikliğin bireysel tükenmeyi artırdığı yönündedir.

Anaokulu ve ilkokul öğretmenlerinin tükenmişlik seviyeleri diğer meslek gurupları (hemşireler, doktorlar, avukatlar vb.) ile karşılaştırıldığında ilkokul öğretmenlerinde diğer mesleklere göre yüksek oranda duygusal tükenmişlik ve başarı noksanlığı gözlenirken düşük düzeyde duyarsızlaşma gözlenmiştir (Tuğrul,2002:3).

Bir başka çalışmada, özel eğitim öğretmenlerinin aşırı iş yükü, başarı algısının az olması, programın yapısı ve fazla sorumluluk nedeni ile tükenmişlik yaşadıkları, bu öğretmenlerin çocuklarının özellikleri, problemleri konusunda bilgili ve deneyimli olsalar bile yaşadıkları kişisel gerginliklerle baş etme konusunda donanımsız oldukları belirtilmiştir (Vızlı, 2005:33).

Özel gereksinimli çocuklarla çalışmak temel prensipler aynı olsa bile normal çocuklarla çalışmaktan çok farklıdır. Çocukla bireysel olarak çalışmak ve bazı becerileri öğretebilmek için çocuğa yakın olmak, eğitim/öğretim sürecinin daha zor olması ve bazı çocuklar için gelişmenin çok yavaş olması gibi durumların yanı sıra çocuğun kullanması gereken araçların tanınması, gerektiğinde onarılması, aracı kullanabilmesi için yardım edilmesi özürlü çocuklarla çalışmanın farklı taraflarıdır ve çocukta gelişme çoğu zaman yavaş olabilmektedir (Kuloğlu ve Sucuoğlu, 1996:57, Aksoy,2007:2).

Çalışma ilgisi yüksek olan birey çalışma saatlerinde ve çalışma saatleri dışında zamanını oldukça üretken kullanmak ister, bu durum da birey üzerinde baskı yaratabilir. Çalışma yönelimi yüksek olan birey ise bir anlamda sağlığını, mutluluğunu ve diğer insanlarla olan ilişkilerini bozacak derecede, sürekli çalışmak için aşırı ve kontrol edilmez bir ihtiyaç duyar. Sonuç olarak; çalışma yönelimi ve çalışma ilgisi yüksek olan bireyin kendisini sürekli çalışmaya mecbur hissetmesi, çalışmadığı zamanlarda bile işini düşünmesi ve bu nedenle kendini huzursuz hissetmesi strese, sağlık problemlerine ve çevresindeki insanlara olan ilişkilerinde sorunlara yol açacaktır. Bunlar da bireyin tükenmişlik sendromu yaşama olasılığını arttıracaktır (Naktiyok, 2005:184). Çetinkanat (2002:192) yaptığı bir çalışmada; iş doyumunun yönetim biçemi, çalışma olanakları, gelişme ve yükselme olanakları, iş

arkadaşları, ücret ve personel alt boyutları ve toplam puanları ile duygusal tükenmişlik arasında yüksek düzeyde anlamlı bir ilişki olduğunu saptamıştır. Đş doyumu, karmaşık bir değişken olarak ele alınmakta ve işin kendine özgü özellikleri ve çalışanların gereksinimleri, istekleri ve beklentilerini içeren bir çok faktörü kapsadığı düşünülmektedir.

Blase (1982), çevresel stres yaratıcılarının uzun vadeli olumsuz etkilerinde, yalnızca bireysel farklılıkların ve kişiliğin açıklayıcı olmadığını belirtir. Blase, öğretmenlerin geniş çalışma deneyimlerinden derece derece gelişen, öğrencilerle başa çıkma çareleri bulduğunu fakat zamanla biriken stres nedeni ile öğretmenlerin tükenmeye başladığını ve stresle başa çıkma çarelerinin azaldığını söyler. Bu yüzden, tükenmişlik sonuçları, uzun süreli araştırmalarda; uzmanlar, teknik, psikolojik ve sosyal çareler açısından önemlidir (akt;Capel, 1991:36).

2. ĐLGĐLĐ YAYIN VE ARAŞTIRMALAR

Konuyla ilgili kaynaklar taranmış ve ilgili çalışmalardan bazıları bulguları ile birlikte sunulmuştur.

2.1 Farklı Meslek Alanlarında Yapılan Tükenmişlik Çalışmaları:

Benzer Belgeler