• Sonuç bulunamadı

2.5 Kişiler Arası İlişkiler

2.5.1 Kişiler Arası İlişkiler İle İlgili Türkiye’de Yapılan Araştırmalar

Aydın (1978), çalışmasında ilkokul çocuklarının sosyal algı ve kişiler arası ilişki kurma etkinliklerini incelemeyi amaçlamıştır. Kişiler arası ilişkiler alt boyutlarından olan dispositional (kişilik özelliklerine dair fikirler) ve objektif (dış özelliklerine dair fikirler) kategorilerin analizi sonucu, popüler çocukların kişilik

112

özelliklerine dair fikirler, popüler olmayan çocuklarınsa dış özelliklerine dair fikirlerin yer aldığı kategoriyi daha çok tercih ettiği belirlenmiştir. Yapılan bir diğer analiz sonucunda, popüler ve popüler olmayan çocuklar arasında kendini katma kategorisini tercih etme bakımından anlamlı bir fark olmadığı ortaya konulmuştur. Ek olarak yaş, cinsiyet, algılanan ve algılayan arasındaki duygusal ilişkilerin incelenmesi değişkenlerinin bakıldığı duygusal kategorilerin analizi sonucu yalnızca cinsiyet değişkeni kişilik özelliklerine dair fikirler kategorisinde anlamlı bir fark yaratmaktadır.

Çetinkanat (1998), öğretmen adayları ile müfettişler açısından öğretmenlerin iletişim becerini incelemeyi amaçladığı araştırmasında, iletişim becerilerini empati , saydamlık, eşitlik, etkililik ve yeterlik kategorileri olarak sınıflamıştır. Yapılan analizler sonucunda öğretmen adayları ve müfettişlerin görüşleri arasında anlamlı bir fark saptanmamıştır.

Şahin (1999), iletişim becerileri programının 12 oturumluk grupla psikolojik danışmayla birlikte iletişim beceri düzeyine olan etkisini incelemeyi amaçladığı araştırmasında, yapılan analizler sonucunda iletişim becerileri programı amacıyla yürütülen grupla psikolojik danışmaya katılan üniversite öğrencilerinin iletişim beceri düzeyleri, katılmayanlara kıyasla daha yüksek çıkmıştır.

Hamamcı ve Büyüköztürk (2004) kişilerarası bilişsel çarpıtmalar ölçeği geliştirmek amacı ile yaptıkları çalışmalarında, 425 üniversite öğrencisine geliştirdikleri ölçeği uygulamışlardır. Yapılan faktör analizi sonucunda ölçeğin, Yakınlıktan Kaçınma, Gerçekci Olmayan İlişki Beklentisi ve Zihin Okuma olmak üzere 3 alt faktörden oluştuğunu bulmuşlardır. Ölçeğin yapısal geçerliliğini saptamak amacı ile otomatik düşünce ölçeği arasında (,54) , Akılcı olmayan inaçlar ölçeği ile (,54) ve Çatışma yönelim ölçeği ile (,53) ilişki olduğu bulunmuştur. Ölçeğin

113

güvenirliği test tekrar test yöntemi ile (,74) olarak saptanırken ölçeğin içgeçerlik cronbach alfa katsayısı (,67) olarak saptanmıştır.

Erözkan (2007), üniversite öğrencilerinin iletişim becerilerini etkileyen faktörleri betimsel yöntemle saptamayı amaçlayan araştırması sonuçlarına göre; kişilerarası ilişki tarzlarının alt boyutlarından olan insan severlik ve duyarlılığın, bağlanma stilleri alt boyutlarından olan güvenli ve korkulu bağlanma ve iletişim becerilerinden benlik saygısının yordayıcısı olduğu saptanmıştır.

Özerbaş, Bulut ve Usta (2007), öğretmen adayı olan eğitim fakültesi öğrencilerinin algıladıkları iletişim becerileri düzeyini araştırdıkları araştırmalarında sosyo-ekonomik düzey ve bölüm değişkenleri ile iletişim becerileri arasında ilişki görülmezken cinsiyet, öğrenme biçimi ve akademik başarı düzeyi değişkenlerinin iletişim becerileri ile arasında anlamlı bir farklılık olduğu saptanmıştır.

Yılmaz (2007), üniversite öğrencilerinin, öğrenim hayatları boyunca geçirmiş oldukları yaşantılarla ilgili olarak iletişim becerileri ile bağlanma stillerinin cinsiyet, sınıf düzeyleri, anne – baba eğitim durumu, ebeveyn tutumları ve sosyo-ekonomik durumları değişkenleri açısından incelemiştir. Üniversite öğrencilerinin kişiler arası iletişim becerileri ve bağlanma stilleri hakkında elde ettiği bulgularda, erkek öğrencilerin kızlara kıyasla daha güvenli bağlanma stiline sahip olduğu; kızların ise erkeklere kıyasla daha korkulu bağlanma stiline sahip oldukları saptanmıştır. Kişilerarası iletişim becerileri ile sınıf değişkeni arasında anlamlı bir farklılığa rastlanmazken, ebeveyn tutumlarına göre yapılan karşılaştırmada ailelerini demokratik olarak nitelendiren öğrencilerin iletişim becerilerine sahip oldukları, ebeveynlerini ilgisiz olarak nitelendiren öğrenciler ise saplantılı bağlanma stilini daha çok kullanmaktadır. Sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan bireylerin kişilerarası iletişim becerilerini daha çok duygusal düzeyde kullandığı gözlenmekle birlikte,

114

korkulu – saplantılı bağlanma stili geliştirdikleri görülmüştür. Ayrıca, ebeveynlerin okur-yazarlık düzeylerine göre öğrenciler, güvenli bağlanma geliştirdikleri saptanmıştır.

Dilekmen, Başçı ve Bektaş (2008), cinsiyet, sınıf ve bölüm değişkenlerine göre üniversite öğrencilerinin iletişim becerilerini inceledikleri araştırmalarının analiz sonucunda, cinsiyet ve sınıf iletişim becerilerinde anlamlı bir fark yaratmazken, bölümler arası iletişim becerilerinde anlamlı bir fark yaratmıştır.

Gürşimşek, Vural ve Demirsöz (2008), öğretmen adayı olan üniversite öğrencilerinin duygusal zeka (EQ) ve iletişim becerileri faktörleri arasındaki ilişkisini inceledikleri araştırmalarının sonucunda, öğretmen adayı olan üniversite öğrencilerinin duygusal zekaları (EQ) ile anlamlı ilişkisinin olduğunu ortaya koymuştur.

Yüksel (2008), araştırmasında üniversite öğrencilerinin kişiler arası ilişkilerinde kullanmakta oldukları problem çözme becerilerini belirlemeyi amaçlamıştır. Bölüm, sınıf, cinsiyet vb. belirlemiş olduğu değişkenler ile birlikte incelemiş olduğu araştırma sonuçları; birinci ve son sınıfta okuyan öğrencilerdeki kişiler arası ilişkilerdeki problem çözme becerilerinin eşit ağırlık, sözel ve sayısal olmak üzere puan türüne bağlı olarak anlamlı bir fark gösterdiği saptanmıştır. Cinsiyet, sözel ve sayısal puan türü ile üniversiteyi kazanmış değişkenleri ile birinci ve son sınıfta okuyan öğrencilerinin kişilerarası ilişkilerinde problem çözme becerileri arasında anlamlı bir fark saptanmamıştır. Ancak, eşit ağırlık puan türü ile üniversiteyi kazanmış değişkeni ile birinci ve son sınıfta okuyan öğrencilerinin kişilerarası ilişkilerinde problem çözme becerileri arasında anlamlı bir fark görülmektedir.

115

Acar (2009), öğretmen adayı olan eğitim fakültesi 4. sınıf öğrencilerinin iletişim becerileri ile belirlenen bazı değişkenler arasındaki farklılıkları saptamayı amaçlamıştır. Analizler sonucunda öğretmen adaylarının kullanmakta oldukları iletişim becerileri ile cinsiyet, öğretim türü, bölüm, ailenin yaşadığı yer ve arkadaşlık ilişkisi değişkenleri arasında anlamlı bir fark saptanmamış, ancak mezun olunan lise türü ve algılanan anne-baba tutumu değişkenleri ile iletişim becerileri arasında anlamlı bir fark saptanmıştır.

Çapan (2009), araştırmasında eğitim fakültesi öğretmen adaylarının sahip oldukları kişilerarası ilişki ve bağlanma stilleri arasındaki ilişkiyi yordamayı amaçlamıştır. Araştırma sonucunda elde edilen verilerin analiziyle birlikte, güvenli bağlanma stilini kullanan öğretmen adayları besleyici ilişki tarzını kullanırken, kayıtsız bağlanma stilini kullanan öğretmen adayları ise ketleyici ilişki tarzını kullandığı saptanmıştır.

Erözkan (2009) lise öğrencilerinde kişilerarası ilişki tarzlarını yordamak amacıyla yaptığı çalışmasında, 400 lide öğrencisine, Kişilerarası ilişkiler Tarzı Ölçeği, İlişki Ölçekleri Anketi, İletişim Becerileri envanteri ve Problem Çözme Envanteri’ni uygulamıştıtr. Araştırmanın sonucunda bağlanma stilleri, iletişim becerileri ve problem çözme becerilerinin kişilerarası ilişki tarzlarının önemli yordayıcıları olduğu bulunmuştur.

Kılcıgil, Bilir, Özdinç, K. Eroğlu ve B. Eroğlu (2009), iki farklı üniversitede yürütmüş oldukları araştırmalarında, beden eğitimi ve spor yüksekokulu (BESYO) öğrencilerinin kullandıkları iletişim becerilerini değerlendirmeyi amaçlamışlardır. Ulaşılan sonuçlarda; her iki üniversitede de cinsiyet ve iletişim becerileri arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Ayrıca, bölüm değişkeni ile iletişim becerileri arasında anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır.

116

Kalkan (2012) sorunlu internet kullanımı ve kişilerarası bilişsel çarpıtma arasındaki ilişkiyi incelemek amacı ile yaptığı çalışmasında, 351 üniversite öğrencisine Çevrim içi Biliş ölçeğini ve Kişilerarası Bilişsel Çarpıtmalar ölçeğini uygulamıştır. Araştırma sonucunda sorunu internet kullanımı ve kişilerarası reddedilme ve gerçekci olmayan ilişki beklentisi arasında anlamlı ilişki olduğunu bulmuştur.

Şirin ve Izgar (2013), üniversite öğrencilerinin iletişim becerileri ve otomatik düşünce yapıları arasındaki ilişki ve farklılaşmaları bazı demografik değişkenler aracılığıyla ortaya koymayı amaçlamışlardır. Araştırma sonuçlarına göre; iletişim becerileri ve otomatik düşünceler arasında negatif ve anlamlı bir ilişki olduğu, bölüm değişkeni ile otomatik düşünce arasında da farklılık olduğu saptanmıştır.

Uğur (2013), kişiler arası ilişkilerle ilgili bilişsel çarpıtmalar ile saldırganlık tepkileri arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamıştır. Araştırma bulguları sonucunda; kişiler arası ilişkilerle ilgili bilişsel çarpıtmaları yüksek olan öğrenciler ile saldırganlık tepkileri alt boyutları olan fiziksel, sözel, öfke, düşmanlık ve dolaylı arasında yüksek bir ilişki görülmüştür. Cinsiyet değişkeni ile saldırganlık arasında farklılık saptanmıştır. Algılanan anne-baba tutumu değişkeni alt boyutu olan baskıcı-otoriter, tutarsız, ilgisiz ve koruyucu olan öğrenciler, ilişkilerle ilgili bilişsel çarpıtma ve saldırganlık düzeyleri bakımından anne-baba tutumu değişkeni alt boyutu olan demokratik olan öğrencilerden daha yüksek olduğu saptamıştır.

Korkut ve Bugay (2014), yetişkinlere yönelik iletişim becerilerini değerlendirme düzeylerini saptamak adına, 12 saatlik iletişim becerileri eğitiminin etkililiğini incelemiştir. Yapılan araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre; deneysel bir çalışma olarak uygulanan iletişim beceriler eğitimi, bireylerin iletişim becerilerinin değerlendirme düzeylerinde artış gösterdiği saptanmıştır.

117