• Sonuç bulunamadı

1.2. KENTLEŞME KAVRAMI

1.2.1. Kentlileşme Kavramı

Kentlerde yaşayan insanların kent kültürü olarak adlandırılan değerleri davranışları ve tutumları benimsemesidir.

Kemal Kartal, kentlileşme ile ilgili yaptığı, Ekonomik Sosyal Yönleriyle Türkiye adlı çalışmasında, kentlileşme kavramını, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla açıklamaktadır. Ekonomik açıdan kentlileşmeyi, bireyin geçim kaynaklarının kente özgü alanlar vasıtasıyla sağlanması durumu biçiminde açıklamıştır. Sosyal açıdan kentlileşme ise bireyin kentlilere özgü davranış biçimlerini benimsemesi ile gerçekleşmektedir. Bu anlamda kentlileşme ekonomik mekân ve sosyal mekânda

15 BAŞARAN, İsmail, Kent ve Yerel Yönetim, s.19

16 BAL, Hüseyin, Kent Sosyolojisi, s.63

gerçekleşmektedir. Ekonomik mekânı kişinin ekonomik faaliyetlerini gerçekleştirdiği, ekonomik ilişkilerini kurduğu alan; sosyal mekânı ise kişinin benimsediği tinsel norm ve davranışlarını sergilediği alan olarak ifade etmektedir.

Kentlileşme süreci kırsal alanı dışlarken adım adım kentsel alanı kapsar duruma gelmektedir. 17

Kentlileşmek başlığı altında kentlileşmenin ulaşılması dilenen durumuna yönelerek değer içeren bir kavram anlaşılabilir.18

Kentlileşme ile kente göç edenlerin yeniden sosyalizasyon süreci ifade edilmektedir. Sosyalizasyon süreci ile ifade edilmek istenen göç edenin, kent alanında oluşturduğu, meslek, arkadaş ve aile gruplarını ve toplumun değer sistemini, davranış örüntülerini içselleştirmesi durumudur. Süreç, her bireyin ya da grubun geçen yaşam süresi, kentte bulunma süresi, sosyal çevre, meslek edinilen iş, aldığı eğitim gibi faktörlerin etkisi altında değişim göstermektedir. “Esas olarak belli bir zamanda belli bir toplumda belli bir kente bağlı olarak gerçekleşen bir kentlileşme süreci ve bunun sonunda kabul gören bir kentli insan tipi oluşur. Her kentin kentleşme ve kentlileşme süreci farklıdır. İstanbul ile Van’ın, Ankara ile Londra’nın ya da Kahire’nin kentleşme ve kentlileşme kaderleri farklıdır.”19

Kentlileşme basit bir biçimde, bireylerin kent ile bütünleşmesi olarak ifade edilebilir. Bütünleşme ile işaret edilen anlam, bir nüfus grubunun kendisinden daha büyük bir nüfus grubuna uyum göstermesi, kaynaşmasıdır. Kentlileşme başka bir ifade ile kırlılıktan uzaklaşarak, organize edilmiş bir sosyal hayata, kent alanı ile uyumlu bir biçimde geçiş biçimde tanımlanmaktadır.20

Kentlileşme, kentleşme akımı sonucunda, kentli insan davranışlarının bireyde, ailede ve diğer toplumsal gruplar içerisindeki davranışlarında ve ilişkilerinde ve değer yargılarında değişiklikler yaratması sürecidir. Bu süreçte kentlilik kültürünün geliştirilmesi ve kentte yaşayanların aynı çatı altında yasamanın gerek ve sorumluluklarının farkına varması belediyelerin ve sivil toplum örgütlerinin önderliğinde, o kentte yaşayan tüm kesimlerin katılımıyla gerçeklemesi mümkündür.

17 KARTAL, Kemal, Ekonomik ve Sosyal Yönleriyle Türkiye’de Kentlileşme, s.69

18 HELLE, Hans Jürgen, “Kentlileşmiş İnsan”, Çev. Zeynep Aygen, Kent ve Kültürü, Cogito Dergisi, S.8, 1996, s.72

19 BAL, Hüseyin, Kent Sosyolojisi, s.70

20 ES, Muharrem / ATEŞ, Hamza, “Kent Yönetimi”, s.214-215

Belediyelerin sunmuş oldukları hizmetlerde, kültürel faaliyetler en az diğer faaliyetler kadar önemlidir. Çünkü kültürel hizmetler ve etkinlikler kent bütünü içerisindeki hemşerileri aynı kentte yaşayanlar olarak kaynaştırmakla kalmayıp, ortak yerel ihtiyaçlar ve sorunlar karşısında kentlilik bilincini geliştirir. Aynı zamanda kültürel hizmetler, diğer hizmetleri tamamlayıcı olduğu gibi bu hizmetlerin planlanması ve yürütülmesi sürecinde bir kentlilik bilincini de oluşturmaktadır.21

Kentlileşme genel olarak birçok çevrede temel bir görüş ekseninde, bir süreç ve bir değişim olarak kabul edilmiştir. Kentlileşmenin yönü, kişinin kente özgü ekonomik faaliyetleri sonucu gelişen sosyal yapısında meydana gelen davranış kalıplarının değişimine işaret etmektedir. Bu noktadan hareket edildiğinde, süreç ve değişim birbiriyle bağlantılı olarak ilerlemektedir. Kırdan göçen birey ya da aile gruplarının zaman içerisinde, diğer nesillerinin devamını da kapsamak üzere, kente özgü davranış biçimleri, sosyal değer yargılarında ortaya çıkan değişimler ile gözlemlenmiştir. Bunların yanı sıra temel görüş birliği de ekonomik bakımdan kentlileşmenin sosyal bakımdan kentlileşmeyi beraberinde getirmesi suretiyle kentlileşme sürecinin yaşandığı yönündedir.22

Bireylerin temel davranış eğilimleri, arzu ve hedeflerini daha hızlı ve kolay elde etme dürtüsü ile grup halinde hareket etme yönündedir. Oluşan grup ve yapılar demokratik yaşam için bireyler kadar önem arz eden aktörler olarak kabul edilmektedir. Söz konusu yapılar kır ve kent alanlarında farklı tezahür etmekle birlikte kır alanlarında cemaatsel yapı niteliği taşımaktayken, kent alanlarında biçimsel yapılar olarak görülmektedirler. Söz konusu yapılar arasında göçe bağlı geçişler yaşanmaktadır. Bu yapı, “geçiş halindeki kent” kavramı ile ifade edilmektedir. 23 Söz konusu sosyal yapılar arasında kent alanı içinde etki bakımından en dikkat çekenlerinden biri hemşehri birlikleri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Dolayısıyla bu konunun biraz daha açıklanması faydalı olacaktır.

Hemşehri birlikleri sosyal sınıf veya sosyal tabaka olarak algılanmamalıdır.

Hemşehri birlikleri içerisinde farklı sosyal sınıf veya tabakalardan bireyler bulunmaktadır. Bu nedenle de bu birlikleri sosyal bir sınıf varsaymak yanlış

21 BAŞARAN, İsmail, Kent ve Yerel Yönetim, s.21-22

22 UTKU, Eray, “Kentleşme ve Suç”

23 ÖZDEMİR, Gürbüz, “Tampon Mekanizmadan Siyasal Aktörlüğe Hemşehri Dernekleri”, Turkish Studies: International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, 2013, S.8, C.6, Ankara, s.943

önermelere neden olacaktır. Fakat buna ek olarak aynı sınıf ve tabakadan olanlar arasında ilişkilerin daha yoğun ve sıkı olduğu belirtilmektedir. Hemşehri birlikleri bunun yanı sıra etnik bir grubu da temsil etmemektedir. Hemşehrilik etnik grupların soy, ırk benzeri ortak paylarını taşıma zorunluluğu gütmez. Hemşehri birlikleri karşıt kültür çatışmaları taşımayan alt kültür grubuna daha uygun bir yapı taşımaktadır. 24

Kırsal alandan kente göçün en temel sebebi ekonomik açıdan yetersizlikler ve sosyal hizmetlerden daha yüksek seviyede faydalanma ümidi olarak ortaya çıkmaktadır. Kırdan göç eden nüfus kent nüfusuna uyum göstermekte bir takım güçlüklerle karşılaşmaktadır. Bu güçlüklerin temelinde iş bulma, kent alanında barınma, kent alanında kendilerinden evvel var olanlar tarafından kabul görme sorunları baş göstermektedir. Bu güçlükler karşısında bireylerin geliştirdiği savunma mekanizması, dayanışma yolu ile kuracakları örgütlenmeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu noktada kırsal alandaki akrabalık, cemaat ilişkilerinin sürdürülmesine imkân veren hemşehri birlikleri ortaya çıkmaktadır.25

Hemşehri birlikleri kente aynı alt kültür grubundan gelen nüfusun kentte tutunma çabası içinde iken karşılaştığımız geçiş halindeki kent kavramına paralel olarak, bu süreci kapsayacak tampon mekanizmalar olarak gerçekleştirilmiştir.

Tampon mekanizma kent alanında kentlileşme ikilemi içinde kalan bireylerin kendi değerlerini de barındırarak kentlileşmelerine imkân tanımaktadır. Bu anlamda kırsalın kentli bir versiyonunu ortaya koyan bu yapılar yaşanan değişme esnasında göçmenlerin sığınağı olma ve var olabilme çabalarının merkezi olmuştur.26

Hemşehri birlikleri kente gelen nüfusun uyum sürecinde tampon kurum olarak görülmesi durumunda, kentleşme ve kentlileşmenin değişim sürecinde, kente yeni göç edenlerin yaşayacakları sorunların üstesinden daha kolay gelmelerini sağlamaktadır. Diğer bir açıdan ise, göç edenlerin kırsaldaki yaşam değerlerini koruyan ve bu kişilerin yaşam biçimlerini sürdürebilmelerini sağlayan bir ortam da sunmaktadır.27 Bu açıdan hemşehri birlikleri, kent alanında kırsalın davranış örüntülerini korurken, kırsalın davranış biçimlerinin kent alanında uyumunu da hedef

24 BAL, Hüseyin, Kent Sosyolojisi, s.106

25 ÖZKİRAZ, Ahmet / ACUNGİL, Yavuz, “Hemşehri Derneklerinin Kentlileşme Sürecindeki Rolü - Tokat Örneği”, Edebiyat Fakültesi Dergisi, Journal of Faculty of Letter, C.29, S.1, Haziran 2012, s.249

26 ÖZDEMİR, Gürbüz, “Tampon Mekanizma”, s.943

27 ÖZKİRAZ, Ahmet / ACUNGİL, Yavuz, “Hemşehri Dernekleri”, s.249

almaktadır. Bu da uzun vadede kentleşme ve kentlileşme olgusunda zaman zaman gecikmeye, zaman zaman da yanlış bir kentlileşme algısının oluşumuna neden olmaktadır.