• Sonuç bulunamadı

KENTLEŞME, GÖÇ VE GECE KONDULAŞMA

2.1.2. Kentin Özellikler

Erkan (2004: 21-22), bir yerleşim yerinin kent sayılabilmesi için, sosyolojik açıdan bir takım özellikler taşıması gerektiğini belirtmektedir. Bu özellikleri aşağıdaki gibidir.

(a) Belli bir nüfus büyüklüğüne ve nüfus yoğunluğuna erişmiş olması,

(b) Tarımsal üretimden daha ileri bir üretim düzeyi olan sanayi üretimine geçmiş olması ve bununla birlikte hizmet sektörünün gelişmiş olması,

(c) Yerleşim yerinin fiziksel alt yapısının belli bir düzeye ulaşmış olması, (d) Geleneksel aile yapısının çözülerek yerini çekirdek aile yapısına bırakmış olması,

(e) Nüfusun büyük oranda örgütlenmiş, karmaşık iş bölümüne ve yüksek uzmanlaşma düzeyine erişmiş olması,

(f) Yerel değerlerin yerini, ulusal değerlerin ve evrensel değerlerin almış olması,

(g) Geleneksel ilişkilerin (Cemaat toplum tipinin) çözülüp, bireysel ilişkilerin ya da bireysel çıkarların ön plana çıkmış olması,

(h) Eğitim düzeyinin kırsal kesimdeki eğitim düzeyinden daha yüksek olması ve çocuk bakım ve eğitiminde aile dışı kurumların gelişmiş olması,

44

(ı) Sosyal normların yerini, resmi denetleme kurumlarının almış olması, (i) Statülerin aileden gelmeyip, bireylerin kendi çabaları ile kazanılmış olmaları.

2.1.3. Kentleşme

2.1.3.1. Kentleşmenin Tanımı

Kentleşme, en basit haliyle kent sayısındaki artış ve kentte yaşayan nüfusun artması olarak anlamlaştırılmaktaysa da; esasen bir mekân(kent) düzleminde yaşama, ekonomik. Siyasi ve sosyal süreçler bütünüdür. Bu süreçlerin kesintisiz olarak bir bütünlük halinde hem mekân hem insan boyutunda gerçekleşmemesi, kentleşmenin gerçekleşmediği anlamına gelmektedir (Sezal, 1997: 147).

Kentleşme kavramı ile kent kavramı çoğunlukla birbirine karıştırılmaktadır. Bu iki kavram farklı olmakla beraber, kentleşme kavramının kent kavramıyla ele alınması gerekir. Kentleşme; kentten farklı olarak sosyal, ekonomik, demografik ve siyasi olarak devam eden değişim ve dönüşüm sürecini ifade etmektedir (Erkan, 2004: 23).

Kentleşmeyi dar manada ele alan demografik yaklaşımlar; kentlerdeki doğum- ölüm olayları arasındaki farkın doğul lehine artması ve kırsal alandaki nüfusun kente doğru gelmesi sonucu artan nüfusa bağımlıdırlar. Kentleşme olayı salt bir nüfus hareketi veya yoğunlaşması olarak görülürse yanlış kavranmış olur. (Keleş, 2008: 25). Nitekim nüfus hareketine sebep olan ekonomik ve sosyal değişimlerin kentleşme olgusu üzerine etkisi açıktır. Tüm bu etkileri içine alan tanımı Keleş (2008: 26) şöyle yapmıştır:

“Sanayileşmeye ve ekonomik gelişmeye koşut olarak kent sayısının artması ve bugünkü kentlerin büyümesi sonucunu doğuran, toplum yapısında artan oranda örgütleşme, iş bölümü ve uzmanlaşma yaratan, insan davranış ve ilişkilerinde kentlere özgü değişiklere yol açan bir nüfus birikimi süreci.”

45

Zaten Türkiye’deki toplum bilimciler, kentleşme olayını toplumsal değişme ile olan ilişkiler yönünden ve kentleşme neticesinde ortaya çıkan sonuçlar açısından ele alarak, kentleşmenin demografik olduğu kadar ekonomik, politik ve kültürel bir görüngü olduğunu ortaya koymaya çalışmışlardır (Tatlıdil, 1989: 4).

Kıray, gelişmekte olan ülkelerdeki kentleşmenin gelişmiş ülkelerdekinden farklı olduğuna dikkat çekmiş ve sanayileşme ve örgütleşmesini tam anlamıyla gerçekleştirememiş kente göç eden köylü grupların tarım toplumlarına has kurallarıyla kentsel ortamın bu gruplara sunabildikleri olanaklara bağlı olarak değişmeyi ele almıştır. Bu anlamda toplumsal uyumu gerçekleştirebilecek tampon mekanizmaların etkileşimle ortaya çıktığını ifade etmektedir (Tatlıdil, 1989: 4).

Barlas Tolan, kentleşme ile ilgili belirli ölçütler çerçevesinde yapılan tanımları şöyle gruplandırmaktadır (Bal, 2006: 61):

2.1.3.2. Ekonomik ve Demografik Tanımlar

Bu tanım grubu kentleşmeyi, “Kırdan kente göç hareketi”, “Milli gelir ve istihdam yapısında, ağırlığın tarımdan hizmetlere ve sanayiye kayması ile ilgili, evrensel ve sayılaştırılabilir bir süreç”, “Ekonominin yapısal değişimi, tarımın modernleşmesi, nüfus yapısındaki değişmeler vb. nedenlerin bir sonucu.” Şeklinde tanımlamaktadır.

2.1.3.3. Sosyo–Ekonomik Tanımlar

Bu tanım grubu kentleşmeyi, “Sanayileşme ve modern hizmet sektörleriyle aynı yön ve hızla geliştiği, mekâna bu sektörlerle aynı biçimde yayıldığı ve istihdamdaki niteliksel gelişmelerle ilişkisi kurulduğu ölçüde ekonomik ve toplumsal gelişmeyi hızlandırıcı bir etken.” Olarak görmektedir,

46

2.1.3.4. Sosyo– Politik, Kültürel Ya da Felsefi Tanımlar

Sosyo politik, kültürel ya da felsefi tanımlar kentleşmeyi, “Türü, yönü ve biçimi ne olursa olsun toplumdaki yapısal değişmelerin bir göstergesi”, “Ekonomik, toplumsal, siyasal ve kültürel faaliyetlerin mekâna yansıması ve mekânın biçimlendirilmesi süreci.”olarak tanımlamaktadır.

Suher’e göre kentleşme; “Kentsel nüfus birikiminden farklı olarak, kentsel karakteristiklere sahip olma, kentli kılınma hali sürecidir.” Tanımda geçen kentsel karakteristikler ise; nüfus büyüklüğü, nüfus yoğunluğu, yerel örgütlenme, sosyal tabakalaşma, kurumlaşma, örgütleşme, üretimde farklılaşma ve uzmanlaşmadır” (Suher, 1991: 104).

Sezal ise kentleşmeyi kısa bir şekilde şöyle ifade etmektedir. “Dar mekânlı cemaat hayatından, geniş mekânlı cemiyet hayatına geçiş ve bu ikinci yaşama şekline göre yeni “sosyal münasebetlere” ve bunun gerektirdiği “yeni teşkilatlanmalara” giriş” (Bal, 2006: 63).

İsbir’e (1982: 8– 9) göre; kentleşme dar anlamda “kasaba ve kentlerde veya belirli bir bölgede halkın toplanması oranındaki yükselme” iken geniş anlamda; “Üretimin, ticaret ve hizmetlerin süratle büyümesini sağlayan sanayileşmenin etkisiyle veya doğum oranının fazla olması ve bu fazlalığın kent dışı yerleşme yerlerinde yaşamak istememeleri veya edilememeleri nedeniyle nüfusun kentlerde birikmesiyle ve kent sayısının artmasına neden olan, aynı zamanda da buralarda yaşayanların özel hayatlarını ekonomik, sosyal ve siyasal davranış açısından etkileyen ve devletin de belirli bir takım faaliyetlerini gerektiren değişiklikler”.

Görüldüğü gibi yapılan tanımlarda ağırlıklı olarak vurgulanan nokta üretimin gösterdiği değişikliktir. Tarımsal üretimden sanayileşmenin etkisi ve buna bağlı gerçekleşen demografik olaylar kentleşmenin temelini oluşturmaktadır.

47

Kentleşme, zaman içindeki değişimin göstergesidir. Ancak toplumdaki değişmenin boyutunu yansıtan kentleşme ile kentsel gelişmenin bir düzen ve yönetim altına alınması anlamına gelen şehirciliği toplumsal bir olay olan kentleşme ile karıştırmamak gereklidir (Keleş: 2008: 26).