• Sonuç bulunamadı

2.2. Kimlik Tespitinde Uygulanan Yöntemler

2.2.10. Adli Antropoloji Çalışmaları ve Uygulama Alanları

2.2.10.3. Kimliklendirmede Kemiklerden Saptanabilecek Özellikler

2.2.10.3.4. Kemiklerden Cinsiyet Tayini

İskelet kalıntılarından cinsiyetin tahmin edilmesi, bireylerin kimliklendirilmesinde önemli ve ırklara göre değişiklik gösteren bir parametredir (74). Erişkinlerde iskeletin bütün

21 olması halinde cinsiyet neredeyse kesin olarak belirlenebilir (75,6). Kemiklerden cinsiyet tahmini, matüritenin tamamlanması ve seksüel farklılıkların oluşmasından sonra daha efektif olarak yapılabilmektedir (2-4,6,26,30,51,74). Genel olarak erkek kemikleri daha iri, kalın, kaba, köşeli ve eklem yüzleri daha büyük iken kadın kemikleri daha ince yapıdadır (2- 4,26,51).

Cinsiyet belirleme yöntemleri morfolojik ve metrik yöntemler olarak ayrılabilir (76). Görsel değerlendirme yöntemleri subjektif olmalarına rağmen, istatistiksel osteometrik yöntemlerden daha kullanışlıdır. Ancak metrik yöntemlerin de kıymeti, istatistiğin gelişmesiyle giderek artmaktadır (48).

Cinsiyet tayini de boy tayini gibi, topluma özel bir fenomendir. Morfolojik olarak cinsiyet tayininde en sık kullanılan kemikler pelvis ve kafatası kemikleridir (2,6). Metrik ölçümlerden ise en sık diskriminant fonksiyon analizi kullanılarak cinsiyet tayini yapılmaya çalışılır (48).

2.2.10.3.4.1 Kafatası Kemikleri ile Cinsiyet Tayini

Tek başına kafatasından, hem morfolojik, hem de metrik yöntemler kullanılarak %90 oranında cinsiyet tayini yapmak mümkündür (77). Kafatası morfolojik olarak erkeklerde kadınlara göre daha büyüktür. Kafatasında görsel olarak nöral krest, mastoid proçes, orbital kenar, glabella-supraorbital sırt, mental eminens değerlendirilir ve skorlama yapılır (30,78,79).

Erkeklerde kaş çıkıntıları daha belirgin, kalın ve künt, kadınlarda daha silik, ince ve keskin kenarlıdır (3,26,30,51,75). Kadınlarda orbitalar daha yuvarlak, erkeklerde köşelidir (2,26).

Cinsiyet tayininde glabella da morfolojik bir indikatör olarak kullanılabilir, erkeklerde daha belirgindir (26,75,77).

Eksternal Oksipital Protuberansın 4 tipinin belirlenerek cinsiyet tayini açısından kullanılabilirliğinin değerlendirildiği bir çalışmada, bu yapının 1 tipi haricindeki tiplerinin cinsiyet açısından farklılık gösterdikleri saptanmıştır (80).

Krogman ve İşcan’ın radyografilerden kranial kapasite, sinüs paternleri ve sella tursica şeklinin değerlendirilmesiyle afet kurbanlarında cinsiyet tahmininde faydalı olabileceğini gösterdiği bildirilmiştir (48).

22 Kafatasının diskriminant analizi için de Steyn ve İşcan ölçümleri çeşitli kategorilerde toplamış ve dökümante etmiştir (81). Kafatası kemikleri diğer kemik ölçümleri ile birlikte değerlendirildiğinde; kafatası + pelvis’ten %98, kafatası + uzun kemikler’den %90–95 doğruluk oranıyla cinsiyet tahmini mümkün olmaktadır (77).

Mastoid proçesin değerlendirildiği ve mastoid üçgen alanının ölçüldüğü bir çalışmada, Thai toplumunda bu ölçümlerin cinsiyet belirlemede anlamlı olduğu saptanmıştır (82).

Aynı zamanda kafa tabanı ve foramen magnum ölçümleri de cinsiyet açısından farklılık gösterdiğinden, iskeletin cinsiyetinin belirlenmesinde faydalı olabilir (83).

2.2.10.3.4.2 Pelvis Kemikleri ile Cinsiyet Tayini

Pelvis, cinsiyet belirlenmesi açısından kadınların doğurganlığıyla ilişkili olan fonksiyonel yapısı nedeniyle seksüel dimorfizm gösteren en önemli kemik bölgedir (30,48, 74,75,79). Pelvis kemiklerinden cinsiyet tahmin edilmesi, hem morfolojik, hem de metrik yöntemlerle mümkündür (79).

Genellikle koksa ile sakrum erkeklerde kaba ve kalındır. Kadınlarda sakrum eşkenar üçgen şeklinde olup, ön yüz konkavitesi daha fazla, daha kısa ve delikleri daha küçüktür. Erkeklerde ise ikizkenar üçgen şeklinde, daha uzun, delikleri daha geniş ve iç yüzü daha az konkavdır (3,26,51).

Kadınlarda pelvis kemiklerinin iç yüzü düzgündür. Pelvis erkeklerde dar ve dik, derinliği fazla, kadınlarda geniş ve daha sığdır. Pubis açısı erkeklerde dar açı (yaklaşık 700

), kadınlarda geniş açı (yaklaşık 1100

)’dır. Yine obturator delik ve siyatik sinir olukları da belirgin farklılık göstermektedir (3,51). Pelvis kemiğinde en güvenilir ölçüm, subpubik açı genişliğidir (48). Kadınlarda subpubik açı yuvarlakça, erkeklerde ise köşelidir (2,75). Siyatik çentik de kadınlarda geniş erkeklerde dardır (26,30,75). Ayrıca iliak kemik uzunluğu ve asetabular çap ölçümüyle de cinsiyet belirlenebilir. Asetabulum erkeklerde kadınlardan daha geniştir (26). Ancak asetabular çap 12 yaşından sonra, iliak kemik uzunluğu ise 15 yaşından sonra cinsiyet açısından belirleyicidir (48).

Metrik ölçümlerin de pelvis kemiklerinden cinsiyet tayininde kullanılabileceği bildirilmiştir. Asetabulo-İskiadik indeksin saptanması, cinsiyet tayini açısından önemlidir.

Asetabulo-İskiadik İndeks= İskiadik çentik genişliği x 100/İskium genişliği. Bu değer 105’ten küçük ise erkek, büyük ise kadın olduğuna karar verilebilir (3).

23 Güney Afrikada beyaz ve zencilere ait iskelet koleksiyonunda yapılan antropometrik ölçümlere dayanan bir çalışmada; asetabular çap, iskiadik çentik ve pubis genişliği, koksa, pubis ve iskiumun toplam uzunluğu ölçülmüş, ancak bu ölçümlerin tamamının yapılabilmesi halinde cinsiyet belirlemesinde başarılı olabileceği gösterilmiştir (48).

Yunan toplumunda yapılan bir çalışmada; koksanın tek başına ölçümünün cinsiyet tayininde anlamlı olabileceği, siyatik çentik ölçümlerinin anlamlı olmadığı, sakrumun seksüel dimorfizm göstermediği anlaşılmıştır. Bu bölgede tek başına en fazla dimorfizm gösteren ölçüm, asetabulum çapı olarak bulunmuştur (72).

2.2.10.3.4.3 Uzun Kemiklerle Cinsiyet Tayini

Femur, humerus, ulna, radius, tibia, fibula gibi uzun kemiklerin boyları, baş çapları, medulla indekslerinin cinsiyete göre farklılık gösterdiği bilinmektedir. Uzun kemik medulla kanalları kadınlarda erkeklere göre daha geniş, diafizleri daha incedir (3,51). Aynı zamanda kadınların uzun kemikleri erkeklere oranla %10 daha küçüktür ve kasların yapışma bölgeleri erkeklerde daha belirgindir (2).

Sadece uzun kemiklerden cinsiyet farklılığını ortaya koymak için yapılan çalışmalarda uzun kemiklere pelvis ölçümlerinin eklenmesiyle bu oranın %80-90’dan %95’lere kadar çıktığı gösterilmiştir (77).

Femur başı büyüklüğünün tek başına değerlendirilmesi ile yüksek doğruluk oranı ile cinsiyet tahmini yapmak mümkündür (30,75). Femurun ölçümleriyle cinsiyet ayrımı için yapılan çalışmalarda; maksimum baş çapı, transvers baş çapı, epikondiler genişlik, medial kondiler uzunluk gibi ölçümlerin, sadece femur uzunluğu ölçülerek yapılan çalışmalardan daha iyi sonuç verdiği gösterilmiştir. Ancak bu ölçümlerin de çeşitli toplumlara göre dimorfizm gösterme oranları değişmektedir (3).

Tibia ölçümüyle cinsiyet tayini amacıyla yapılan çalışmada; tibia uzunluğu ve 5 noktada epifiz ölçümünün yapılabilmesi halinde doğruluk oranının %93 olduğu gösterilmiştir (48).

Cinsiyet ayrımında ön kol kemikleri daha az çalışılmıştır (84). Radius baş çapı ölçümlerinin erkeklerde 24 mm veya daha büyük, kadınlarda 21 mm veya daha küçük olduğu bilinmektedir. Aynı zamanda bu ölçümler, sağ ve sol kol için de farklı doğruluk oranları göstermektedir (3). Yapılan çeşitli ölçümlerle radius ve ulnadan cisiyet tayini yapılması %96 oranında güvenilir bulunmuştur (64).

24 2.2.10.3.4.4 Kısa ve Yassı Kemiklerle Cinsiyet Tayini

Kostalarla cinsiyet tayini: Kostasternal uç morfolojilerinin cinsiyete göre gösterdiği metrik analizler ile yapılan çalışmalarda; özellikle sağ 4. kostanın kostasternal alt- üst uç arası mesafesinin ölçümünün seksüel dimorfizm gösterdiği saptanmıştır (2,3).

Sternum ile cinsiyet tayini: Erkeklerde sternumun manibrium parçasının uzunluğu, kemik gövdesinin yarısı kadardır. Kadınlarda manibrium sterni daha kısadır (3,51). Bu ölçümlere 4. kostanın da eklenmesiyle yaş ve cinsiyet tayininde kullanılabilirliğinin artması söz konusudur (85).

Skapula ile cinsiyet tayini: Skapula erkeklerde geniş ve uzun, kadınlarda dar ve kısadır (3,51). Skapulanın longitudinal ve transvers uzunluklarının BT scan görüntülerinde ölçümünün, cinsiyet tayini açısından anlamlı olduğu saptanmıştır (66).

Kalkaneus ile cinsiyet tayini: Kalkaneusun cinsiyet açısından farklılık gösterdiği Amerikalı beyaz ve zencilerde, Orta Avrupalılarda, İtalyanlarda ve Güney Afrikalı beyazlarda ve zencilerde gösterilmiştir. Ayrıca Mısır’da ayak grafilerinden yapılan bir çalışmada; kalkaneustan 3 lineer, 3 anguler ölçüm yapılmış ve lineer ölçümlerin cinsiyet açısından farklılık gösterdiği saptanmıştır (86).

Patella ile cinsiyet tayini: Patella cinsiyet tayininde hep ihmal edilen bir kemik olmuştur. Yapılan bir çalışmada; erkeklerde patellanın daha geniş olduğu gösterilmiş, ancak bu konuda patellanın kullanımının yaşla birlikte doğruluk oranlarının azaldığı saptanmıştır (48).

İç kulak kemikçikleri ile cinsiyet tayini: Malleus, inkus ve stapes kemiklerinin her üçünün de ölçümünün yapılabildiği hallerde, seksüel dimorfizm açısından anlamlı olacağı bildirilmiştir (3).

El ve ayak kemikleri ile cinsiyet tayini: Çeşitli çalışmalarda metakarpal ve tarsal kemiklerin metrik ölçümlerinin cinsiyet tayininde kullanımının anlamlı olduğu, karpal kemiklerin metrik ölçümlerinin de sağ ve sol bilek açısından farklılık göstermekle birlikte seksüel olarak dimorfik olduğu gösterilmiştir (87). Mısır toplumunda yapılan bir çalışmada; talusa ait yapılan 12 ölçümden, kalkaneus eklem yüzü genişliği ve navikuler eklem yüzü genişliği hariç, diğer ölçümlerin cinsiyet açısından farklılık gösterdiği saptanmıştır (88).

Alt çene kemikleri ve dişler ile cinsiyet tayini: Alt çene erkeklerde kadınlara göre daha büyük, kaba, kalın ve kenarları daha geniştir. Çalışmalarda mandibulanın çeşitli

25 açılarının ölçümünün ve özelliklerinin cinsiyet açısından farklılık gösterdiği bulunmuştur (74). Mandibula remusunun arka sınırı ile yapılan bir çalışmada, bu bölgenin %92 doğruluk oranı ile cinsiyet tahmininde kullanılabileceği saptanmıştır (26). Ancak Lübnan’da 17-26 yaş arası gençlerde sefalometrik radyogramlardan yapılan bir çalışmada; mandibular açı ölçümünün cinsiyet tayininde anlamlı olmadığı saptanmıştır (89).

Dişlerin diagonal ölçümlerinde, özellikle kaninlerin cinsiyetler arası farklılıklarının belirgin olduğu, erkek dişlerinin kadınlardan daha büyük olduğu, cinsiyet ayrımına en çok katkıda bulunan dişlerin üst çenede kanin, alt çenede kanin ve 2. premolar dişler olduğu gösterilmiştir (4,90). Dişlerden cinsiyet tahmin edilmesinde en fazla dimorfizm gösterenlerin %73’e varan oranlar ile alt kanin dişler olduğunu belirten yazarlar vardır (26). Alveol kretleri de erkeklerde daha belirgin, molar dişler daha iri ve alt çene daha büyüktür (2).

Benzer Belgeler