• Sonuç bulunamadı

KDK’nın Tavsiye Kararlarına İstinaden Yapılan Mevzuat Değişiklikleri

3.4 Kamu Denetçiliği Kurumunun İdare Üzerindeki Etkisi

3.4.1 KDK’nın Mevzuat Değişikliğine Etkisi

3.4.1.1 KDK’nın Tavsiye Kararlarına İstinaden Yapılan Mevzuat Değişiklikleri

KDK’nın verdiği mevzuat değişikliklerine istinaden verdiği ve ilgi kamu kurum ve kuruluşlarınca dikkate alınan kararlar irdelenecektir. Bu kapsamda Kurum’un 2013 yılında verdiği ama 2014 yılında vücut bulan kararları Kurumun çok yeni olması nedeniyle az

344 Anayasa Md. 124. – Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler.

345 Günday, 2011: 116. 346 Günday, 2011: 117.

sayıdadır. Kurumun mevzuat değişikliğine ilişkin verdiği ve ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından uyulan kararlar aşağıda verilmiştir.

30/09/2013 tarihli ve 2013/871 sayılı Tavsiye Kararı doğrultusunda verilen Doğum Borçlanması Kararına istinaden yapılan mevzuat değişikliğine bakıldıldığında karara ilişkin süreç şu şekilde ilerlemiştir.347

Bahsi geçen tavsiye kararında, geçmişte sigortalı çalışması bulunan şikâyetçinin, herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna tabi olarak çalışması bulunmayan dönemde gerçekleşen doğumuna ilişkin borçlanma talebinin yerine getirilmesi gerektiği hususunda tavsiyede bulunulmuştur.

2014 yılı içerisinde TBMM’ nin çıkardığı, 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanundaki (Torba Yasa) bazı madde gerekçelerinde, KDK’ nın kararına atıfta bulunulmuş ve karar doğrultusunda ilgili mevzuatta değişiklikler yapılmıştır.

Yapılan değişiklikle, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 41 inci maddesinin (a) bendi;

“Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalı kadının, üç defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla borçlanılacak sürelerde uzun vadeli sigorta kolları açısından sigortalı sayılmaması ve çocuğunun yaşaması şartlarıyla talepte bulunulan süreleri”

şeklinde değiştirilmiştir. Değişiklik öncesinde sadece SSK’lı çalışan kadınlar doğum borçlanması yaparken, değişiklik ile birlikte Bağ-Kur ve Emekli Sandığına tabi çalışanlar da borçlanma yapabileceklerdir.

Mevzuat değişikliğine ilişkin başka bir karar da; 09/10/2013 tarihli ve 2013/949 sayılı Tavsiye Kararı kapsamında Prim Borcuna Faiz İstenmemesi Kararıdır.348 Bu tavsiye kararında

Kurum; şikâyetçinin tescil basamağının “13” olarak belirlenmesi nedeniyle tahsil edilen, basamak farkından doğan prim alacağının gecikme zammının, şikâyetçiye iade edilmesi gerektiği hususunda tavsiyede bulunmuştur.

Bu doğrultuda; 5510 sayılı Kanunun 88 inci maddesine yirmi birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Sigortalılar ile tüzel kişilerin kasıt, kusur, hata veya yanıltıcı beyanından kaynaklanmaması şartıyla, sigortalılarca ödenen prim ve prime ilişkin borcun noksan tahakkuk ettirildiğinin Kurumca sonradan tespit edilmesi hâlinde tespit edilen fark prime

347 KDK, 2014: 260.

ilişkin borç aslına, tebliğ tarihinden itibaren 89 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanır.”

Bu madde öncesinde, prim ve prime ilişkin borcun oluşmasında Kurumun herhangi bir hatası olup olmadığına bakılmaksızın borcun oluştuğu tarihten itibaren gecikme zammı uygulanırken; değişiklik ile birlikte vatandaşların herhangi bir kasıt kusur ya da yanıltıcı beyanından kaynaklanmayan durumlarda borcun oluştuğu tarihten itibaren değil, borcun aslının kişiye tebliğinden itibaren gecikme zammı uygulanacaktır.

Bir başka mevzuat değişikliği kararı; 21/10/2013 tarihli ve 2013/951 sayılı Tavsiye Kararı kapsamında verilen Yurtdışı Borçlanması Kararıdır.349 Kurum, talep tarihinde Türk

vatandaşı olmayan şikâyetçinin, Türk vatandaşlığından izinle çıkmadan önce yurtdışında gerçekleşen çalışma sürelerine ilişkin borçlanma hakkının, Türk Vatandaşlık Kanunu ile kazanılmış hak sayılarak korunması nedeniyle, borçlanma talebi ile ilgili olarak işlem yapılması gerektiği hususunda ve ileride yaşanması muhtemel benzer sorunların önüne geçilmesi amacıyla Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca 3201 sayılı “Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkındaki Kanun” ile anılan Kanunun uygulanmasına ilişkin alt düzenleyici normlarda gerekli düzenlemelerin yapılması hususunda tavsiyede bulunmuştur.

Tavsiye kararına ilişkin, 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunun 1 inci maddesi

“Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin on sekiz yaşını doldurduktan sonra Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri hâlinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.” şeklinde değiştirilmiştir.

Değişiklik yapılan maddede açık bir hüküm olmamakla birlikte 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun Yabancı Muamelesi ve Saklı Tutulan Haklar” başlıklı 29 uncu maddesinde;

“Bu Kanun gereğince Türk vatandaşlığını kaybeden kişilerin, kayıp tarihinden başlayarak yabancı muamelesine tabi tutulacağı, ancak doğumla Türk vatandaşı olup da, İçişleri Bakanlığı’ndan vatandaşlıktan çıkma izni alanların ve bunların vatandaşlıktan çıkma belgesinde kayıtlı ergin olmayan

çocuklarının; Türkiye Cumhuriyeti’nin milli güvenliğine ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, askerlik hizmetini yapma yükümlülüğü ve seçme seçilme, kamu görevlerine girme ve muafen araç veya ev eşyası ithal etme hakları dışında, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı kalmak ve bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tabi olmak koşuluyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam edecekleri”

hüküm altına alınmıştır.

SGK daha önce bu konuda aleyhine açılmış davaları kaybetmekteyken, yapılan söz konusu değişiklik ile yasal açıdan mevzuat netleşmiştir.

Yukarıda mevzuat değişikliğine ilişkin sayılan kararların, sadece şikayetçiye değil, şikayetçi ile aynı durumda olan herkese sirayet etmesi bakımından niteliği itibariyle önem arz etmektedir.

3.4.1.2 Kamu Denetçiliği Kurumunun 2014 Yılında Önerdiği Mevzuat Değişiklikleri