• Sonuç bulunamadı

KAYNAK TARAMASI İnsan Nasıl Öğrenir

Amerika’da bulunan “Araştırma Milli Konseyi”86 tarafından oluşturulan ve desteklenen “Öğrenmeyi ve Eğitimin Uygulanmasını Araştırma Komitesi”87 1999 yılında “İnsan Nasıl Öğrenir: Araştırmayı ve Uygulamayı Birleştirmek”88 adlı bir araştırma yayınladı. Aynı milli konsey 2000 yılında aynı araştırmanın genişletilmiş halini, “İnsan Nasıl Öğrenir: Beyin, Zihin, Tecrübe ve Okul”89 adıyla tekrar yayınladı. “Öğrenme”yle ilgili araştırmaları tarayarak hazırlanan bu raporlarda ortaya konan, bilimsel araştırmalarla desteklenen ve en önemlisi de öğretimin “nasıl” yapılması gerektiğine ilişkin ipuçları veren, öğrenmenin üç önemli ilkesi şunlardır:

Öğretim etkinliklerinde öğrencilerin mevcut bilgi ve deneyimleri kullanılmalıdır. Öğrenciler sınıfa belirli bir bilgi birikimi ile gelirler; öğretimin etkili olması için, öğretilen konular öğrencilerin mevcut bilgisiyle ilişkilendirilmelidir. Eğer öğrencilerin bildikleri ve inandıklarıyla öğretilenler arasında bir ilişki kurulamazsa, öğrenciler öğretilen yeni bilgi ve kavramları öğrenemeyebilir veya onları sınavlarda kullanmak için öğrenirler ama anlamış olmazlar ve farkı bağlamlarda kullanamazlar.

Bu birinci ilkenin öğretmenlere verdiği yöntemle ilgili ipucu şöyle özetlenebilir: Öğretmenler, eğer “gerçek öğrenme”nin meydana geldiğinden emin olmak istiyorlarsa, öğrencilerin ne düşündüğünü ve onların mevcut bilgisiyle nasıl bağlantı kuracaklarını bilmek zorundadırlar. Öğrenciler çok farklı ortamlardan gelmektedirler; kendilerine özgü deneyimleri, bilgi temelleri ve endişeleri vardır. Öğretmenler öğretimi planlarken onların bu özelliklerini göz önünde bulundurmalıdır.

Konular ezberleyerek değil anlayarak öğrenilmelidir. Öğrencilerin, öğrendiklerini sınıf dışı ortamlarda da kullanabilmesi ve uygulayabilmesi için, öğrendikleri bilgiyi kavramsal olarak anlamaları ve organize etmeleri gerekir. Öğrenmek, gelişmek ve bir konuda yeterli olabilmek, olguların ve fikirlerin bir kavramsal çerçevede uyum içinde nasıl bir araya geldiğini anlamayı ve onları uygulayabilmeyi gerektirir.

86 The National Research Council

87 The Committee on Learning Research and Educational Practice

88 How People Learn: Bridging Research and Practice

İkinci ilkenin ışığında öğretmenlerin yöntemle ilgili yapması gereken iş, öğretim araç, gereç ve materyallerini, kavramların veya temel görüş ve ilkelerin etrafında yapılandırmak ve öğrencilerin bu materyallerin kullanımına, uygulama çalışmalarına ve problemlerin çözümüne aktif olarak katılımını sağlamak; aynı zamanda da öğrencilerin anlayıp anlamadığını sürekli değerlendirmektir. Başarılı öğretmenler, öğrencilere yardım etmek için, her öğrencinin öğrenme sürecinde ihtiyacı olan yardımı alarak ilerlemesini sağlayacak planlar yapmaktadır.

Öğrenciler nasıl öğrendiklerini bilmelidirler. Eğer öğrenciler nasıl öğrendiklerini ve kendi öğrenme süreçlerini nasıl yöneteceklerini bilirlerse, o zaman kendi öğrenme amaçlarını tanımlayarak ve onları başarmak için yaptıkları ilerlemeyi yöneterek çok daha başarılı bir şekilde öğrenebilirler.

Üçüncü ilkenin öğretmenlerin uygulayacağı yöntemlerle ilgili anlamı şudur: Sınıftaki öğretime “metacognitive” yaklaşım, bir başka deyişle, öğrencilere nasıl öğrendiklerini öğretmek, onların kendi öğrenme süreçlerini kontrol altına almasına ve öğrenmelerini yönetmeyi öğrenmesine yardım edebilir. Öğretmenlerin sınıfta yapacağı model çalışmalar ve rehberlik yoluyla, öğrenciler birçok “öğrenme stratejisini” nasıl kullanabileceklerini öğrenebilirler. Bu stratejilerden bazıları şunlardır: Sonuçları kestirmek, anlamanın düzeyini yükseltmek için açıklamalar hazırlamak, anlamayı zorlaştıran konuları not etmek, öğrencinin mevcut bilgisini kullanmayı öğrenmek, önceden planlamak ve zamanı ve hafızayı iyi kullanmak (National Research Council, 2002: 10–15; Darling-Hammond, 2006: 9–10).

Başarılı Öğretmen Eğitimi Programlarında İlke ve Yöntemler

Bu alt bölümde, öğretmen eğitiminde yöntem konusunda ilgili kaynaklar taranarak elde edilen bilgiler iki kısımda sunulacaktır. İlk kısımda yönteme ilişkin genel ilkeler verilecektir. İkinci kısımda ise, derslerin öğretiminde uygulanan öğretim yöntemleri açıklanacaktır.

Başarılı Programlarda Öğretimin Genel İlkeleri

Amerika’daki en başarılı yedi öğretmen eğitimi programında öğretmen eğitimi sürecine nasıl yaklaşıldığını gösteren ortak özellikler, bir başka deyişle bu kurumlarda öğretimin “nasıl” yapıldığını belirleyen genel ilkeler şunlardır:

(1) Kurumsal bütünlük ve işbirliğinin sağlanması, (2) teori ve uygulamanın birleştirilmesi, (3) öğretmeyi öğreten pedagojilerin uygulanması, (4) deneyimlerinden ders alarak gelişme ve (5) mesleki öğrenme toplulukları oluşturma. (Darling-Hammond, 2006: 97–112). Aşağıdaki alt bölümlerde önce en

başarılı öğretmen eğitimi programlarının öğretmen eğitimi sürecine yaklaşımını gösteren bu beş “pedagojik” ilke açıklanacaktır. Daha sonra ise programlarda uygulanan öğretim yöntemleri” başlığı altında, bu programlarda uygulanan, bu genel ilkelerle uyumlu öğretim yöntemleri tanımlanacaktır.

Kurumsal Bütünlük ve İşbirliği

Başarılı öğretmen eğitimi programlarının öğretmen eğitimi sürecine yaklaşımlarıyla ilgili ortak özelliklerden birisi, hepsinin tek tek kendi içinde uyumlu bir bütünlük (coherence), bir sistem bütünlüğü sağlaması ve amaçlarını gerçekleştirmek için sistem içi işbirliğini gerçekleştirmiş olmasıdır. Dersler ve diğer eğitim etkinlikleri birbirleriyle uyum içinde ve birbirlerini tamamlayacak şekilde ilişkilendirildiği için, öğretmen adaylarının öğrenim yaşantıları birbirini tamamlayarak devam etmektedir. Birçok eğitim fakültesinde gözlenen, dersler, ders ödevleri ve alan etkinlikleri arasındaki kopukluk bu kurumlarda yoktur. Öğretim üyeleri uyum içinde işbirliği yapmakta, herkes hangi derste ne yapıldığını bilmekte ve dersler ve ödevler birbirini tamamlamaktadır. Bu kurumlarda, derslerin alınma sırası, öğrenme teorileri dikkate alınarak düzenlenmiştir; dersler içerik olarak birbirlerini izlemekte, derslerle, öğretmen adaylarının A–12 okullarında yaptığı çalışmalar birbirini tamamlayacak şekilde yapılandırılmaktadır. Hemen bütün derslerde okul veya alan çalışması ödevleri, bir başka deyişle gözlem yapmayı, ders vermeyi veya başka bir eğitim etkinliğinde bulunmayı gerektiren ödevler vardır. Öğrencilerin uygulama için gönderildiği A–12 sınıfları özel olarak seçilmektedir, çünkü öğretmen adaylarının kendi derslerinde öğrendikleri kuram ve teknikleri, A–12 sınıflarında uygulanırken görmesi istenmektedir (Darling-Hammond, 2006). Derinlemesine incelenen Amerika’daki en başarılı yedi öğretmen eğitimi programında konuların ve ödevlerin dayandığı temel fikirler ve teorik çerçeve hemen bütün derslerde aynıdır. Ders programlarının (syllabi) ve verilen ödevlerin incelenmesi gösteriyor ki, öğretim üyeleri öğretmen adaylarından, gözlemledikleri öğrenci davranışlarını ve öğrenmeyle ilgili diğer olayları günlüklerine veya diğer ödevlerine yazarken, gözlemlerini ilgili teorilerle ilişkilendirerek tartışmalarını istemektedirler. Öğretim üyeleri, öğretmen eğitimi programını birlikte hazırladıkları için, hangi derste nelerin öğrenildiğini, ödevlerin neler olduğunu, hangi okul çalışmalarının yapıldığını ve nelerin gözlemlendiğini bilmektedir (Darling-Hammond, 2006: 97).

Başarılı öğretmen eğitimi programlarında öğretim üyelerinin uyum içinde işbirliği yapmasını ve programın bir sistem bütünlüğü içinde çalışmasını sağlayan

önemli faktörlerden birisi, kurumda herkes tarafından benimsenen bir “Kavramsal Çerçeve”nin varlığıdır. Kavramsal çerçeve, kurumun vizyon ve misyonunu ifade ettiği, programın temel kavram ve değerlerini açıkladığı, yetiştirilmek istenen öğretmen modelini tanımladığı için, aynı kavramsal çerçeveyi benimsemiş olan öğretim üyeleri arasındaki iletişim ve işbirliği kolaylaşmaktadır. Bu programlarda, başta öğretim üyeleri olmak üzere sistemi oluşturan bütün parçalar “en iyi öğretmeni” yetiştirmek amacıyla çalışmakta, güncel söylemle, “hedefe kitlenmiş” olarak işbirliği yapmaktadır.

Teori ve Uygulamanın Birleştirilmesi

Öğretmen eğitiminde temel sorunlardan birisi, geleneksel olarak üniversitede okutulan teoriye-dayalı bilgi ile okulun ve sınıfın gerçekleri ve öğretmenin deneyimlerine-dayalı bilginin nasıl birleştirileceğidir. Geleneksel olarak, “tipik” öğretmen eğitimi programlarında öğrenciler, önce teorik dersler alırlar, dersler tamamlanınca da seçilen bir A-12 sınıfında üniversitede öğretilenleri uygulayıp uygulamadığına bakılmaksızın, kısa bir “aday-öğretmen”lik dönemi geçirirdi. Amerika’daki en iyi yedi öğretmen eğitimi programında ise durum bu geleneksel uygulamadan tamamen farklıdır. Bu programlarda öğretmen adaylarının “alan”da, bir başka deyişle gerçek eğitim ve öğretim ortamlarında uzun zaman gözlem, araştırma ve öğretme zorunluluğu vardır. Öğretmen adayları, programın başından sonuna kadar, derslerde öğrendikleri kavram ve teknikleri A–12 okullarında eş zamanlı olarak gözleyerek, inceleyerek ve uygulayarak öğrenmektedirler (Darling-Hammond, 2006: 98). Araştırmalar göstermektedir ki, teorik dersleri almadan önce (veya bu derslerle eş zamanlı olarak) alan çalışmalarına katılan öğretmen adayları, derslerde öğretilen teorileri daha iyi anlamakta, kavramları daha iyi uygulamakta ve öğrencilerin öğrenmesini daha iyi sağlamaktadır (Baumgartner, Koerner and Ruast, 2002).

Araştırma raporları göstermektedir ki, Amerika’da bulunan ve derinlemesine incelenen en iyi öğretmen eğitimi programları, “kuram”la “uygulama”yı, bir

başka deyişle üniversitedeki “dersler”le, “alan” denilen gerçek ortamlardaki çalışmaları birleştirmekte, onları birlikte “dokuyarak,” tek tek her birinden daha etkili olan yeni bir oluşum yaratmaktadır. Bu programlar, öğretmen

eğitiminde “kuram”ı ve “uygulama”yı birleştirerek, iç içe geçmiş bir tarzda öğretmektedir (Darling-Hammond, 2006: 101–103; Zeichner, 2000; Miller and Silvernail, 2000; Koppich, 2000; Merseth and Koppich, 2000; Darling-Hammond and MacDonald, 2000; Snyder, 2000; Whitford, Ruscoe and Fickel, 2000).

Öğretmeyi Öğreten Pedagojilerin Uygulanması

Öğretmen eğitiminin süregelen sorunlarından birisi öğretmen adaylarının “öğretmeyi öğrenme” sürecinde yaşadığı zorluklardır. Araştırmalar gösteriyor ki öğretmen adayları sadece aldıkları derslerde veya yaptıkları alan çalışmaları yoluyla öğrenmezler. Öğretmen adayları yaptıkları iş üzerinde düşündükleri ve deneyimlerini kuram ve araştırmalarla ilişkilendirdikleri zaman öğretmenlik bilgi ve becerilerinin geliştirilmesi gereken yönlerini daha iyi görmekte ve karşılaştıkları sorunlara daha iyi çözümler üretebilmektedir. Amerika’daki en başarılı öğretmen eğitimi programları, öğretmen adaylarının öğretmeyi öğrenmelerini sağlayacak ve onların öğretmeyi öğrenirken karşılaştıkları sorunları aşmasına yardım edecek pedagojiler uygulamaktadır. Başarılı programlarda uygulanan bu tür

“pedagojilerin” bazıları şunlardır: a. örnek olay araştırması, b. öğretimin ve öğrenmenin analizi, c. performans gerektiren ödevler, d. öğretim etkinlikleri dosyası (portfolio) hazırlanması (Darling-Hammond, 2006: 103–105). Bu

pedagojiler aşağıdaki “Başarılı Programlarda Öğretim Yöntemleri” alt bölümünde ayrıntılı bir şekilde açıklanacaktır.

Deneyimlerden Öğrenerek Gelişmek

Öğretmenleri kendi öğretim tecrübelerinden ders alabilecek şekilde yetiştirmek için onlara eğitim-öğretim yaşantıları üzerinde derinlemesine düşünme ve deneyimlerini eleştirel bir yaklaşımla sorgulama becerisinin kazandırılması gerekir. Başarılı öğretmen eğitimi programlarının öğretim üyeleri, öğretmen adaylarının yaşantılarından ders alarak öğrenme yeteneklerini geliştirmek için, onların eğitim-öğretim deneyimleri üzerinde derinlemesine düşünmelerini (reflection) gerektiren ödevler vermekte ve etkinlikler düzenlemektedir. Öğretmen adaylarından uygulama için yerleştirildikleri sınıflarda, öğrenciler “ne” öğreniyor, “niçin” öğreniyor ve benzeri gibi sorulara cevap arayarak yaptıkları öğretimi daha verimli hale getirmeleri istenmektedir. Daha da önemlisi, öğretmen adaylarının, kendi gözlem ve deneyimlerini sorgulayarak, uzun yıllar “öğrenci sırası”ndan seyrederek edindikleri “basitleştirilmiş öğretmenlik algısı”nın sebep olduğu sınırlamaları da aşabileceği düşünülmektedir.

En iyi öğretmen eğitimi programlarında, öğretmen adaylarının öğretim ve öğrenme deneyimleri üzerinde derinlemesine düşünmeyi ve bu deneyimlerden ders alarak gelişmeyi öğrenmeleri için verilen ödevlerden ve yaptırılan etkinliklerden başlıcaları şunlardır:

(a) Gözlem notları tutma (logs), (b) alan deneyimlerini tanımlayan ve yorumlayan günlükler yazma (journals), (c) belirli bir olay veya okuma

parçası hakkında eleştirel-yorum yazma (reflective essays), (d) inceleme ve araştırma çalışmaları (e) öğretmen adaylarının kendi öğrenim yaşantıları üzerinde düşünmesi, yazması ve analizi, (f) gözlemlerin ve eğitim-öğretim deneyimlerinin ilgili derslerde yapılan küçük grup tartışmalarında paylaşılması (Darling-Hammond, 2006: 106–109).

Mesleki Öğrenme Toplulukları Oluşturma

Amerika’daki en başarılı yedi öğretmen eğitimi programı, “öğretimin bilgi temeli”ni, tek tek bireyler tarafından geliştirilen ve bireyler tarafından sahip olunan bir kaynak değil, bir meslek topluluğu tarafından geliştirilen, sınırsız ve sonsuz bir kaynak olarak kavramlaştırmaktadır. Bu programlar kendilerini, öğretmen adaylarının hayat boyu sürecek öğrenme yaşantısının başlangıç noktası olarak görmekte ve adayların hayat boyu öğrenmesini sağlayacak bir temel yaratmanın da kendilerinin görevi olduğunu kabul etmektedir. Bu programlar ilke olarak, hem “öğretim yapmak

için öğrenen” hem de “yaptığı öğretimden öğrenen” meslek adamları yetiştirmek için çalışmaktadırlar. Öğretmen eğitimi programı olarak kendilerinin başlıca

sorumluluklarından birinin, öğretmen adaylarını kendi mesleki öğrenimlerinde aktif olan, öğretim deneyimlerini derinlemesine düşünen ve deneyimlerinden ders alarak gelişen meslek adamları (reflective practitioners) olarak yetiştirmek olduğuna inanmaktadırlar (Darling-Hammond, 2006: 109).

Başarılı öğretmen eğitimi programları, “mesleki etkileşim” yoluyla öğrenmenin önemini vurgulamaktadır ve bu kavram onların esas niteliklerinden biri olarak uygulamalarına yansımaktadır. Söz gelimi, öğretmen adayları alan çalışmaları için okullara yerleştirilirken, genellikle aynı okula birden çok öğretmen adayı verilmektedir. “Meslek Geliştirme Okulları”yla90 çalışan öğretmen eğitimi programlarında, öğretmen adayları bu okullara “normal” büyüklükte gruplar (cohorts) halinde gönderilmektedir. Bu gruplandırma uygulaması öğretmen adaylarına etkinlileri planlarken, öğretime hazırlanırken veya karşılaştıkları sorunları çözmeye çalışırken kolayca görüş alışverişinde bulunabilecekleri bir arkadaş grubu ve “güvenli” bir etkileşim ortamı sağlamaktadır. Programların işbirliği yaptığı okullarda da öğretmenler gruplar halinde örgütlenmişlerdir; gruplar halinde plan yapar ve çalışırlar ve böyle yaparak hem yeni hem de tecrübeli öğretmenler için bir “Mesleki Öğrenme Topluluğu”91 yaratmaktadırlar. Bu öğrenme toplulukları öğretmen adaylarına öğrenme için bir işbirliği modeli sunmaktadır (Darling-Hammond, 2006: 110).

90 Professional Development School

Başarılı öğretmen eğitimi programlarında öğretmen adaylarına, birbirlerinin verdiği dersleri gözleme, elektronik araçlarla görüntüyü kaydetme, birbirlerinin ders verme tarzıyla ilgili eleştiri ve yorum yapma ve böylece hem kendilerinin hem de arkadaşlarının öğretmenliğini geliştirme fırsatları verilmektedir. Adayların yerleştirildikleri A–12 okulları da özenle seçildiği için, bu okullarda da müfredatı ve öğretimi geliştirmek amacıyla yapılmakta olan “arkadaş rehberliği” (peer-coaching) ve “ortak değerlendirme” (shared evaluation) türü etkinliklere önem verilmektedir (Darling-Hammond, 2006: 110). Söz gelimi, Trinity Üniversitesi’nde beşinci yılda okutulan “Liderlik ve Uygulamanın Denetlenmesi”92 dersinde öğretmen adayları uygulamanın denetlenmesi etkinliğini bir anlamda gerçek olarak yapmaktadırlar. Küçük gruplar halinde çalışan öğretmen adayları, sırayla kendi gruplarına ders vermekte, birbirlerini sınıf ortamında gözlemekte, gözlemlerini yazmakta ve yaptığı gözlemlerle ilgili bir dosya hazırlamak için veri toplamaktadır. Böylece öğretmen adayları, daha mesleğin başında, bir meslek adamı olarak kendilerini geliştirmek için meslektaşlar arası yardımlaşmanın gerekli olduğunu öğrenmektedir (Darling-Hammond, 2006: 110)

Başarılı Programlarda Uygulanan Yöntemler

Öğretime ilişkin bilgi, beceri ve değerlerin kavramlaştırılması, bir şeyi “bilme”nin, “anlama”nın ve “anlaşıldığını göstermenin” ne demek olduğuna ilişkin bir görüş geliştirmeyi gerektirir. Amerika’daki en başarılı öğretmen eğitimi programlarının önemli ortak özelliklerinden birisi de bu programların kendi müfredatlarını, “öğrenilenin uygulanması” veya “anlaşılanın gösterilmesi” (performances of understanding) ilkesi etrafında yapılandırmış olmalarıdır. Bu programlarda öğretmen adaylarından, müfredatı anladıklarını gösteren uygulamaları (performansları), hazırladıkları ödevlerde veya değerlendirme sürecinde göstermeleri istenmektedir. Başarılı öğretmen eğitimi programlarında, öğretmen adaylarının müfredatı anlamalarını ve anladıklarını uygulayarak göstermelerini sağlamak amacıyla uygulanan başlıca yöntemler şunlardır:

(1) Örnek olay araştırması

(2) Öğretim ve öğrenmenin analizi (3) Uygulamalı ödev ve sergiler (4) Etkinlik dosyası hazırlanması (5) Öğretmen araştırması

(6) Performansa dayalı değerlendirme (7) Öğretmenlik uygulaması

Bu yöntemler ve onların gerektirdiği ödevler, öğretmen adaylarının öğrendikleri bilgi ve becerileri eyleme dönüştürerek, anladıklarını göstermelerini gerektirmektedir. Bu tür ödevler öğrenme sürecini yapılandırmakta, kuram ve uygulama arasında güçlü bir köprü kurmaktadır. Öğretmen adaylarının “öğrenci,” “öğrenme,” “gelişim,” “müfredat,” “amaçlar” ve benzeri gibi öğretmenlik mesleğinin temel unsurlarına ilişkin bilgi ve becerileri aktif olarak öğrenmelerine ve uygulayarak göstermelerine fırsatlar sağlayan bu yöntemler, en iyi öğretmen eğitimine sahip kurumlara kişiliklerini kazandıran “marka pedagojiler” (signature pedagogies) veya onları marka yapan yöntemler olarak kabul edilmektedir. Bu öğretmen eğitimi yöntem ve teknikleri (pedagojileri), öğretmen adaylarının teorik ilkeleri farklı ortamlardaki problemlere uygulayarak öğrenmelerini sağlamaktadır. Bu yöntemleri kullanışlı yapan onların salt “bilgi”nin ilerisinde, derinlemesine bir “anlama”nın eyleme dönüştüğü, performansa dayalı stratejiler olmasından kaynaklanmaktadır.93 Aşağıdaki alt bölümlerde, başarılı öğretmen eğitimi programlarında uygulanan öğretim yöntemleri tanıtılacak, daha sonra da Türkiye’deki öğretmen eğitimi programlarında uygulanması önerilen yöntemler açıklanacaktır.

(1) Örnek Olay Araştırması

Bu alt bölümde, Amerika’daki en başarılı öğretmen eğitimi programlarında çok sık kullanılan yöntemlerden örnek olay araştırmasının (case studies) çeşitli türleri tanıtılacak ve uygulamalardan örnekler verilecektir.

(a) Örnek Çocuk Araştırması

Başarılı öğretmen eğitimi programlarında “öğrenci-merkezli” bir eğitim görüşünün gelişmesini ve etkili olmasını sağlayan en önemli etmenlerden birisi, öğretmen adaylarına çocukların nasıl geliştiklerini ve nasıl öğrendiklerini incelemek için yaptırılan örnek çocuk araştırmalarıdır. Bu programlar öğretmen adaylarına, çocukları veya gençleri konu alan en az bir genellikle de birden fazla örnek olay araştırmaları yaptırmaktadır. Bu uygulamanın amacı, öğretmen adaylarının gelişim, öğrenme, davranış ve motivasyon teorilerini, ailedeki, okuldaki veya toplumdaki belirli çocuklara uygulamayı öğrenmelerine yardım

93 “Bilgi” bir konu hakkında gerektiğinde kullanılabilecek tanım ve açıklamalar olarak görülebilir; “anlama” ise bir konuyu değişik açılardan görebilecek, o konuyu, üzerinde esnek düşünecek ve esnek hareket edebilecek kadar derinlemesine bilmek olarak tanımlanabilir. Performansa dayalı anlama, bir insanın bilgi ve becerisini, düşünmeyi ve karar vermeyi gerektiren bir işi başarmak için kullanma yeteneğine sahip olması demektir (Perkins, 1998).

etmektir. Örnek olay incelemelerinde çocukların öğrenme ve gelişimleri, güçlü olduğu yönler, gelişimlerindeki ilerleme, nelerden etkilendikleri ve ihtiyaçları incelenir; gözlemlerden, görüşmelerden, kayıtlardan ve öğrenci ödevlerinden toplanan veriler analiz edilir. Bu çalışmaların amacı öğretmen adaylarının gözleme ve belgeleme becerilerini ve ayrıca gelişim sürecindeki çocukların nasıl öğrendiklerini ve nasıl desteklenebileceklerini anlama yeteneklerini geliştirmektedir. Böyle bir örnek olay araştırmasında, incelemeyi yapan öğretmen adayı, bir çocuğun düşünmesi, öğrenmesi, etkileşimleri, inançları, endişeleri ve idealleri hakkında ayrıntılı örnekler hazırlar (Darling-Hammond, 2006: 120). Aşağıdaki alt bölümde, “Bank Street College”da örnek çocuk araştırmasının nasıl uygulandığını gösteren bir örnek verilecektir.

“Bank Street College”da Örnek Çocuk Araştırması: Çocukları anlamak için kullanılan, yukarıda sözü edilen yöntemlerin çoğu daha kuruluşunun ilk dönemlerinden itibaren Bank Street College’da uygulanmaktadır. Bu üniversitenin müfredatında, çocuk gelişimi hakkında, çocukları hem kuramsal hem de deneysel açılardan ele alıp, anlamaya çalışan bir dizi ders vardır. Bu kurumda uygulanan öğretim programının daha başında alınan çocuk gelişimi dersleriyle oluşmaya başlayan çocuk-merkezli anlayış, onları takip eden ilgili diğer derslerle ve alan çalışmalarıyla daha da derinleşmektedir. Bu derslerden birisi, “Gözlem ve Kayıt”94 dersidir. Ödevleri arasında bir “örnek çocuk inceleme projesi” de olan bu ders, bu kurumun öğrencileri, mezunları ve öğretim üyeleri tarafından bu kurumda verilen eğitimin “marka”sı olarak nitelendirilmektedir. Uzmanlar bu dersin, öğretmen adaylarının, çocukları büyüyen bireyler olarak görmeyi, onları yakından incelemeyi ve onların öğrenmesini sağlayan yollar bulmayı öğrenmelerinde çok önemli bir rolü olduğunu belirtmektedir. Bu ders, çocuklar hakkındaki bilimsel “bilgi” ile öğretmen adayının kendi gözlem ve inançlarına dayanan “bilgi”si arasındaki etkileşime dikkat çekmekte ve öğretimle ilgili kararlar verirken teorileri ve verileri doğru olarak kullanmanın önemini vurgulamaktadır. “Gözlem ve Kayıt” dersinin “Bank Street College”daki öğretim üyesi tarafından hazırlanan ders programında (syllabus) ders hakkında şöyle denmektedir:

“Gözlem ve Kayıt” (Observation and Recording) dersi öğretmen adaylarının çocuklardan veri toplamayı öğrenmelerine yardım etmek için özel olarak tasarlanan derslerden birisidir. Öğretmen adaylarına işlerini özenle yapmayı öğrenmeleri için yardım etmenin yollarından birisi budur. Adaylar, çocuk davranışını bir

bağlam (context) içinde görmeyi öğrenmelidirler. Onlar bu derste bireysel öğrenme tarzlarını, mizaç farklılıklarını, özel ihtiyacı olan çocukları ve çocukların sevdiği konuları öğrenirler. Çocukların nasıl düşündüğünü ve nasıl arkadaş olduğunu öğrenirler. Ciddi bir örnek çocuk inceleme çalışması, öğretmen adaylarının “doğru” verileri bulmasına ve gördüklerini yorumlamaya yarayacak teorileri kullanmasına yardımcı olur (“TE 502 Observing and Recording” ders programından nakleden Darling-Hammond, 2006: 121). Bu derste öğretmen adayları, bir yandan “gözlem”in nasıl yapılacağını ve çocukların nasıl inceleneceğini öğrenirken, diğer yandan da öğrendiklerini kendi “örnek çocuk inceleme” projelerine uygularlar. Dersin ana ödevi bireysel bir çocuk

Benzer Belgeler