• Sonuç bulunamadı

Dış Kaynak Kullanımı (Outsourcing)

1. REKABET VE REKABET GÜCÜ

1.1. TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİNDE ETKİLİ OLAN TRENDLER

1.1.1. Dış Kaynak Kullanımı (Outsourcing)

Geçmişte Henry Ford tedarik zincirinin öneminin farkına vararak dikey entegrasyon yoluyla kendi tedarik zincirini entegre etmeye karar vermişti. Amacı, tedarik zincirindeki çeşitli kaynaklar üzerindeki kontrolü gerçekleştirerek maliyetleri düşürmekti. Ancak artan yönetim maliyetleri ve sadece işlemsel değil aynı zamanda kültürlerin kontrol edilmesinin zorlukları nedeniyle dikey entegrasyon istenen başarıyı elde edemedi. Dikey entegrasyon ile yapılandırılmış firmalar günümüzde yerini, sadece asıl uzman olduğu işi yapan, stratejik avantaj sağlayan veya müşteri için değer teşkil eden proseslere odaklanan organizasyonlara bırakmaktadır. Bu değişim, önceden firma bünyesinde var olan üretim teknolojileri ile üretim bileşenlerinin büyük çoğunluğunun dış kaynaklardan sağlanması gibi bir sonuç doğurmuştur. Böylece dış kaynak kullanımı, bir çok firma için anahtar strateji olarak önemli ölçüde büyümüş ve ortaya çıkan ürün ya da değerdeki dış tedarikçi payı gittikçe artmıştır.

Üretim bir malzemeye ilave değer katarak, çeşitli kabiliyetlerin ortaya konduğu, böylece bu malzemelerin mümkün olan farklı kullanımlarını gerçekleştiren bir aktivite olarak tanımlanabilmektedir. Üretim sürecindeki her bir adım ek değer yaratır. Üreticiler, ürünleri tasarlamak ve yaratmak için çalışan kişilerdir. Onlar hem üreticiler hem de tedarikçiler olarak, kaynakları toplama, yönetme ve malzemeleri için katma değer yaratmak üzere çeşitli yöntemler kullanmışlardır. Zaman içinde üretim değerinin çeşitleri ve miktarları ilave edilen ya da tedarik edilen bir çok uzmanlıkla birleşmiştir. İşletme faaliyetlerinde uzmanlaşmanın artması sonucu, kaynakların daha fazla katma değer yaratır duruma gelmesi ile her bir işlemin maliyetlerini azaltmak, etkinliği ve kalitesini artırmak olanaklı oldu.

Görüldüğü gibi 20. yüzyılda birçok üretim işletmesi tek bir işletme yapısı içinde bir ürünü pazara sunmak için ihtiyaç duyulan hammadde ve çalışanlarla üretim sürecine

başlayan bir vizyon çerçevesinde yapılandırılmaktaydı. Bu yaklaşımla artan kontrol ve tüm zincirdeki koordinasyonun sağlanmasıyla bir kısım maliyetler azaltılırken diğer taraftan esas yapılması gereken işlerden uzaklaşma ve ortaya çıkan fırsatlardan yararlanamama önemli bir paradoks oluşturmuştur. Bu paradoksun çözümü için bir çok işletme tedarik zinciri yönetimine yönelmiştir.

1980 ve 1990’larda dünya çapında rekabet arttığından üretim karlılığı çeşitli baskılar altına girmişti. Üreticiler, içsel maliyetlerini düşürmeye ve rekabet avantajlarını artırmaya çaba göstermekteydiler. Bu çabalar “dış kaynaklara yönelme- outsourcing”olarak adlandırılan yönetim anlayışını ortaya çıkardı.Üreticiler,kendi gerçekleştirdikleri ürünler için katma değerin çeşitlerini ve maliyet düzeylerini analiz ettiklerinde ve dış tedarikçilerden sağlanan yeteneklerle onları karşılaştırdıklarında,satın alınan ya da “dış kaynaklara yaptırılan” faaliyetlrin çok daha etkin olabildiğini keşfettiler.

1990’larda değişim mühendisliği,küçülme(downsizing) ve dış kaynaklara yönelme(outsourcing) yaygın işletme uygulamaları haline geldi.Sonuç olarak OEM’ler artan bir şekilde outsourcing’e bağlı duruma gelmişlerdir.Yakın zamanda yapılan bir araştırma,1000’den fazla büyük firmadan %35’inin dış kaynak kullanımını arttırdıklarını göstermiştir.Büyük firmalar üzerinde yapılan bir başka araştırma ise en azından bazı malzemelerin ya da hizmetlerin %86’sının dış kaynaklardan sağlandığını bildirmektedir.Dış kaynak kullanımının en sık başvurduğu faaliyet alanı imalattır.96

P.Drucker’a göre performansa doğrudan katkısı olmayan faaliyetler işletmenin dışına kaydırılmalıdır.Drucker,büyükşirketlerin,devletdairelerinin,büyük hastanelerin,üniversitelerin,çok sayıda istihdam sağlayan yerler olmak zorunda olmadığını işaret etmektedir.Drucker,bu kuruluşların büyük kazançlar ve sonuçlar elde eden yerler olacağını ve bu başarıyı da yalnızca kendilerini esas faaliyetlerine odaklamış olmalarına borçlu olacağını ifade etmektedir.Böylece kendi elde edecekleri sonuçlarla

96

ilgili işleri yapacak,değer kattıkları,taktir gördükleri ve ödüllendirdikleri işlere yoğunlaşacaklardır.Geri kalan işler dış firmalara devredilecektir.97

Outsourcing, tedarikçiler için de önemli yararlar oluşturmaktadır.bu fırsatların bazısı,1980’lerde IBM ve diğerleri tarafından verilen kararlar ,Microsoft için PC işletim sistemleri dış kaynağı olan İntel’de micro işlemcilerde büyük gelişmelerin sağlanmasına yol açtı.Örneğin otomobil üreticileri otomobilleri için koltukları ya kendileri yapmakta ya da dışarıdan satın alarak montajlarını kendileri yapmaktaydı.Buna karşın ,1990’lardaki eğilimler,maliyeti azaltma,outsourcing ve tedarikçilerin sayısında azalmayı sağlama düşüncesi tedarikçiler için önemli fırsatlar yarattı.Bu düşünceye göre artık otomobil koltukları,tam olarak montajlanmaya hazır halde teslim edilmeye ve montaj hattı boyunca hareket eden araçların içine doğrudan kurulmaya başlandı.Çünkü,zamanında teslim,düşük maliyet,yüksek kalite ve düşük hata oranları rekabette kritik rol oynayan faktörlerdir v işletme yapılarının da bu hedeflere uygun düzenlenmesi gerekmektedir.

Comminitee on SCI(Tedarik Zinciri Entegrasyon Komitesi),işletme faaliyetlerinde dış kaynaklanmadan elde edilebilecek yararları şu şekilde belirtmiştir.98

1. İşletmede geriye kalan işlemlerin basitleştirilmesi ve kalite üzerinde odaklaşılması,

2. İşletmedeki envanterlerin azaltılması sonucu üretim işlemlerin daha düşük maliyetle gerçekleşmesi

3. Daha kısa sürede ürün realizasyon zamanları ve eğer tedarikçi doğrudan ürün tasarımında yer alıyorsa daha düşük ürün geliştirme maliyetlerine ulaşılması

4. Geliştirilemeyen yada maliyet- etkinlik karşılaştırması nedeniyle gerçekleştirilemeyen yeteneklere ve teknolojilere ulaşılması

5. OEM tarafından ilave sermaye yatırımı olmaksızın ek ürün kapasite elde edilmesi ve pazardaki talep değişiklerine daha hızlı cevap verilmesi

97 (Drucker, P., 1994, Kapitalist Ötesi Toplum, (Çev.Belkıs Çorakçı), İnkılap ,Kitabevi, Yönetim Dizisi, s.139)

98

Bu yararlarına karşılık OEM’ler sürekli rekabet avantajı sağlayan ya da OEM ile bir ürünü tanımlayan yetenekler gibi dikey entegrasyonun fırsatlarını elinden kaçırmamak için “outsource”ları eleyebilmektedir.