• Sonuç bulunamadı

Uygun ve Acar (1989), pH ve metal iyonlarının kızılcık nektarlarının rengi üzerine etkisini belirlemişlerdir. Bunun için pH’sı ayarlanmamış (doğal pH’da) örneklerle pH’sı 2.5, 3.0 ve 4.0’e ayarlanmıs örneklere demir (15 ppm), kalay (150 ppm) ilave etmisler, bir gruba ise metal iyonu ilave etmemislerdir. Nektar örneklerini pastörize edip üç ay süresince depolamıslardır. Çalısma sonucunda nektarların rengi üzerine; süre, metal iyonları, pH, süre x metal iyonları, süre x pH etkilesimlerinin etkisinin önemli olduğunu saptamışlardır.

Uygun ve Acar (1992), kızılcığa rengini veren maddenin antosiyaninler olduğunu bildirmişler ve kızılcık nektarlarında renk ve antosiyanin miktarına ışık ile depolama sıcaklık ve süresinin etkisini belirlemişlerdir. Yaptıkları çalışma sonucunda, süre ve depolama sıcaklığının kızılcık nektarlarının rengi ve antosiyanin miktarı üzerine önemli derecede etkili olduğunu tespit etmişlerdir.

Kalkısım ve Odabas (1994), Samsun’un Vezirköprü ilçesinde kızılcıgın seleksiyon yolu ile ıslahı üzerine çalışmışlardır. 28 değişik tipin özelliklerini belirlemişler ve üç tipin hem reçel hem de meyve suyu sanayine uygun özellikte olduğunu bulmuşlardır.

Pırlak ve Güleryüz (1997), farklı oluşum aşamalarındaki (yarı olgun, olgun ve aşırı olgun) kızılcık meyvelerinin fiziksel ve kimyasal özelliklerini belirlemişlerdir. Kızılcık meyvesinde olgunlaşma ilerledikçe meyve eni ve boyu, meyve ve çekirdek ağırlığı, suda çözünür katı madde, toplam kuru madde, toplam seker, indirgen seker, sakaroz, protein ve askorbik asit içerikleri ve pH’da artma, toplam asitlikte ise azalma olduğunu saptamışlardır.

Güleryüz ve ark. (1998), Çoruh vadisinde yetişen kızılcıklar arasından iri ve verimli olanların seçilmesini amaçladıkları çalışmalarında, meyve iriliği ve verimliliğine göre 40 tip selekte etmişlerdir. Bu tiplerin bazı fiziksel özellikleri ile kimyasal özelliklerini belirlemişler ve bu tiplerden 15’inin üstün sofralık özelliklere sahip olduğunu bulmuşlardır.

Didin ve ark. (2000), 5 farklı kızılcık tipinin nektara işlenmeye uygunluğu üzerine çalışma yapmışlar, kırmızı renkli tiplerin nektara işlenmeye daha uygun olduğunu belirlemişlerdir.

Sengül ve Keles (2001), Erzurum piyasasından satın aldıkları kızılcığın da aralarında olduğu güneşte kurutulmuş bazı sert çekirdekli meyvelerin besleyici özelliklerini belirlemişlerdir.

Karadeniz ve ark. (2001), Trabzon ve çevresinde yetişen 25 değişik kızılcık tipinin pomolojik ve kimyasal özelliklerini belirlemişlerdir.

Karadeniz (2001), Görele ve çevresinde yaptığı seleksiyon çalışması sonucunda 6 kızılcık tipini meyve özellikleri açısından üstün bulmuştur. Bu tiplerin bazı fiziksel ve kimyasal özelliklerini belirlemiştir.

Erdogan ve ark (2001), Batı Karadeniz Bölgesinde yetişen kızılcıkların seleksiyonu üzerine çalışmışlar ve 24 kızılcık tipinin fiziksel ve teknolojik özelliklerini belirlemişlerdir.

Seeram ve ark. (2001), bazı kiraz çeşitleri ile üzümsü meyveleri antioksidan aktiviteleri ve siklooksigenaz inhibisyonu yönünden incelemişlerdir. Kiraz antosiyaninlerinin antioksidan aktivitesini, sentetik antioksidanlar (tersiyer bütillenmi hidroksikinon, BHT, BHA) ile karşılaştırmışlardır. Ahududu ve kiraz antosiyaninlerinin siklooksigenaz inhibisyon aktivitelerinin sırasıyla % 45 ve % 47 olduğunu saptamışlardır.

Seeram ve ark. (2002), Cornus türlerininin (C. mas, C. officinalis, C. controversa ve C. kausa) antosiyanin içeriğini HPLC ile belirledikleri çalışmada, C. mas’da delfinidin- 3-O-S-galaktopiranozit, siyanidin-3-O-S-pgalaktopiranozit ve pelargonidin-3-O-S- galaktopiranozit saptamışlardır.

Mazza ve ark. (2002), yaban mersinindeki antosiyaninlerin absorbsiyonu ve insan serumundaki antioksidan durum hakkında yaptıklar araştırmada, serumdaki toplam antosiyaninin serumdaki antioksidan kapasite ile direkt ilişkili olduğunu bildirmişler

Höner ve Cervellati (2002), elma, domates, armut, şeftali gibi meyveler düşük antioksidan aktivite gösterirken, çilek, ahududu ve kırmızı erik gibi antosiyaninlerce zengin meyve ve sebzelerin yüksek antioksidan aktivite gösterdiğini bunu soğan, pırasa, ıspanak, yeşil lahana gibi flavononlarca zengin sebzelerin izlediğini

bildirmişlerdir.

Moyer ve ark. (2002), böğürtlen ve yaban mersini başta olmak üzere üzümsü meyvelerin fenolik madde içerikleri ile antioksidan kapasitesini belirlemişlerdir. Araştırıcılar, antioksidan kapasiteyi belirlemede ORAC ve FRAP yöntemlerini kullanmışlardır. Çalışma sonucunda, toplam fenolik madde ile antioksidan kapasite arasındaki korelasyonun antosiyaninlerle antioksidan kapasite arasındaki korelasyondan daha yüksek olduğunu saptamışlardır.

Halvorsen ve ark. (2002), dünyadaki üç farklı coğrafik bölgede yetişen çeşitli meyve ve sebzeler, tahıllar, kabuklu yemişler ve baklagillerin toplam antioksidanlarını belirlemişlerdir. Rosaceae, Empetraceae, Ericaceae, Grossulariaceae gibi bazı bitki familyalarının yüksek antioksidan aktiviteye sahip olduklarını bulmuşlardır.

Kalyoncu ve Demir (2003), Konya Kurucuova’da yetişen 6 farklı tip kızılcığın pomolojik, fiziksel ve besleyici özelliklerini belirlemişler, sonuçları çizelgeler halinde sunmuşlardır.

Kim ve ark. (2003), 6 çeşit eriğin antioksidan kapasite ile toplam fenolik ve flavonoid içeriğini belirlemişlerdir. Çalışma sonunda, erik örneklerinin yüksek antioksidan kapasiteye sahip olduğunu, antioksidan kapasite ile toplam fenolik ve flavonoid içeriği arasında önemli derecede ilişki olduğunu bildirmişlerdir.

Lugasi ve ark. (2003), vişne, siyah Frenk üzümü, böğürtlen, çilek örneklerininin toplam flavonoid miktarını belirlemişlerdir. Araştırıcılar, üzümsü meyvelerin flavonoidlerce zengin kaynaklar olduğunu, gıda fenoliklerine olan ilginin antioksidan ve serbest radikal toplama kabiliyetleri nedeniyle arttığını bildirmişlerdir.

Benvenuti ve ark. (2004), bazı üzümsü meyvelerin polifenol, antosiyanin, askorbik asit ve radikal toplama aktivitelerini araştırmışlardır. Çalışma sonunda, örneklerin DPHH radikal toplama aktiviteleri ile toplam polifenoller arasında önemli korelasyon olduğunu; toplam antosiyanin ve askorbik asit arasındaki korelasyonun ise önemli olmadığını tespit etmişlerdir.

Jayaprakasam ve ark. (2004), siyanidin-3-glukozit, delfinidin-3-glukozit, siyanidin-3-galaktozid, pelargonidin-3-galaktozid antosiyaninlerinin ve siyanidin, delfinidin,pelargonidin, malvidin, petunidin antosiyanidinlerinin in vitro koşullarda kemirgen hayvanların pankreatik S-hücrelerinden insülin salgılanmasını uyarıcı özelliğini belirlemek için yaptıklar çalışmada delfinidin-3-glukozid’i, C. officinalis meyvesinden, siyanidin-3-galaktozid ve pelargonidin-3-galaktozidi C. mas meyvesinden izole etmislerdir.

Ju ve Hsieh (2004), Cornus meyvelerinin fenolik madde ve antosiyanin miktarını,fenolik bileşiklerin dağılımını ve antioksidan aktivitelerini belirlemişlerdir. Cornus meyvelerinin yüksek değerde toplam fenolik madde içerdiğini ve yüksek antioksidan aktiviteye sahip olduğunu bulmuşlardır.

Cho ve ark. (2005), çeşitli böğürtlen ve yaban mersini örneklerinde flavonol glukozitleri ve antioksidan kapasiteyi belirlemişler, flavonol miktar ile antioksidan kapasite arasında korelasyon saptamışlardır. Einbond ve ark. (2004), 12 yenebilir meyveyi metanolle ekstrakte etmişler ve hekzan, etilasetat, sudan olu an 3’lü fraksiyon vererek solvent-solvent partisyonuna bırakmışlardır. DPPH yöntemi ile bu fraksiyonların antioksidan aktivitelerini incelemişlerdir.

Marinova ve ark. (2005), yaptıkları çalısmalarında kızılcıgın da aralarında oldugu 20 adet meyve ile 22 adet sebzenin toplam fenolik ve flavonoid miktarını belirlemislerdir.

Kızılcıgın toplam fenolik madde miktarının yüksek olduğunu, toplam fenolik madde miktarı açısından yaban mersininden sonra 2. sırada yer aldığını bulmuşlardır. Brindza ve ark. (2005), Slovakya’da yetişen 250 ekotip kızılcığın meyve ağırlıgı ve boyu gibi fiziksel; organik asit, askorbik asit, toplam seker gibi kimyasal özelliklerini belirlemişlerdir.

Gülçin ve ark. (2005), kızılcığın sudaki ekstraktının antioksidan kapasitesini belirlemişlerdir. Örneklerin antioksidan özelliğini belirlemede farklı testler (indirgeme gücü, serbest radikal toplama, süperoksit radikalini toplama, hidrojen peroksit toplama ve metal şelatlama kapasitesi) kullanmışlardır. Örneklerin antioksidan özelliklerinin lipit peroksidasyonunu inhibe etmede önemli derecede etkili olabileceğini bildirmişlerdir. Kızılcığın antioksidan özelliğini standart antioksidanlarla (BHA, BHT ve U-tokoferol) karsılaştırmışlardır.

Vareed ve ark. (2006), C. alternifolia, C. contreversa, C. kausa ve C. florida’daki doğal antosiyaninleri HPLC ile belirlemişlerdir. C. alternifolia ve C. contreversa’nın sırasıyla delfinidin-3-O-glukozit, delfinidin-3-O-rutinozit ve siyanidin-3-O-glukozit; C. florida ve C. kausa’nın, major antosiyaninler olarak sırasıyla siyanidin-3-O-galaktozit ve siyanidin-3-O-glukozit içerdigini saptamışlardır. Araştırıcılar, C. mas ve C.officinalis’deki major antosiyaninleri sırasıyla delfinidin-3-O- galaktozit, siyanidin-3-Ogalaktozit ve pelargonidin-3-O- galaktozit olarak bildirmişler ve C. mas’daki antosiyaninlerin konsantrasyonlarını siyanidin-3-O-galaktozit > pelargonidi-3-Ogalaktozit delfinidin-3-O-galaktozit olarak sıralamışlardır.

Benzer Belgeler