• Sonuç bulunamadı

Kaynak Ülke Açısından Doğrudan Yabancı Yatırımları Belirleyen Faktörler

2.2. Doğrudan Yabancı Yatırımları Belirleyen Faktörler

2.2.2. Kaynak Ülke Açısından Doğrudan Yabancı Yatırımları Belirleyen Faktörler

Kaynak ülkenin sahip olduğu itici koşullarla ilgili olarak birçok faktör bulunmaktadır. Bu başlıkta kaynak ülke açısından DYY’leri belirleyen kâr maksimizasyonu haricindeki faktörler değerlendirilecektir. Bu faktörler şunlardır:

a. Ucuz İş Gücü ve Hammadde Aranması: Ev sahibi ülkede doğal kaynak ve emeğin kaynak ülkeye göre bol ve ucuz olması bu faktörlerin yoğun kullanıldığı malları üreten firmalar için üretim maliyetlerini düşüren, kaynak ülkeler açısından bu ülkelere DYY çıkışında itici bir faktördür. Birçok Amerikan şirketinin Meksika, Malezya, Hindistan, Tayvan gibi ülkelere yaptıkları yatırımlarda bu faktörün etkisi önemlidir. Japon şirketleri de giderek Meksika ve diğer ucuz emek ülkelere doğru yönelmektedir (Seyidoğlu, 2013: 634).

Ücret seviyeleri kadar sosyal güvenlik giderleri gibi diğer işçi maliyetleri ve emek verimliliği de önemli bir faktördür.

b. Üretim Faaliyetlerinde Bütünleşme: Firmalar dikey ve yatay DYY’ler aracılığıyla üretim faaliyetlerinde bütünleşme yoluna

86 | Dr. Burak UĞUR

yönelmektedirler. Firmalar pazar paylarını artırmak, ölçek ekonomisiniden yararlanmak, piyasada tekel olmak, girdi sağlamayı güvence altına almak, belirli aşamaları farklı ülkede gerçekleştirmenin yarattığı maliyet avantajı gibi çeşitli amaçlarla üretim faaliyetlerinde bütünleşme yoluna gitmektedirler.

Bir firmanın üretimini gerçekleştrdiği mal ve hizmetlerin aynısını veya benzerini farklı ülkelerde de üretmek üzere yaptığı yatırımlar yatay DYY olarak tanımlanmaktadır. Yatay DYY yoluyla firmalar pazar paylarını artırmaya, ölçek ekonomisiniden yararlanmaya ve piyasada tekel olmaya çalışırlar. Ayrıca yatay bütünleşmeye giden firma, sahip olduğu üretim teknolojisi veya yönetim becerisini başka firmalarla paylaşmaksızın yurt dışına açılabilmektedir. Bu duruma petrol dağıtımında öncü olan bir ÇUŞ’un çeşitli ülkelerde petrol dağıtımı yapan firmaları satın alması örnek olarak verilebilmektedir.

Dikey DYY ise, üretim süreci ya da değer zincirinin ülkeler ya da bölgeler arasında ÇUŞ’ların iştirakleri vasıtasıyla parçalara ayrılmasıdır (Kommerskollegium, 2008: 16). Dikey DYY yoluyla firmalar girdi sağlamayı güvence altına almak ve belirli aşamaları farklı ülkede gerçekleştirmenin yarattığı maliyet avantajı gibi çeşitli amaçlar güderler.

c. Aktarılamayan Bilgilerin Varlığı: Firmalar üretim, satış ve yönetim ile ilgili teknik bilgileri belirli bir tecrübe sonucunda elde ederken, bunları gizli tutmak isteyebilmektedirler. Firmalar elindeki bu teknikleri başka firmalara lisans anlaşması çerçevesinde kiralayabilmektedirler. Ancak firmalar bu ticari sırların yerli

firmalarca korunamayacağını düşünerek DYY gerçekleştirmek yoluna gidebilmektedirler. Örneğin, Coca- Cola ve Pepsi gibi firmalar ürünlerdeki formülleri gizli tutmak adına lisans yerine DYY gerçekleştirmektedirler (Ayaz, 2018: 47).

d. Şirket Ünvanını Korumak: Bazı firmalar dünya çapında duyulmuş ünvanlara sahiptirler. Lisans anlaşması yaparak ürünlerin imalatını yerli firmalara verdiklerinde ürünlerin kalitelerinin tutturulamayarak ünvanlarına zarar gelebileceğini düşündükleri için DYY yoluyla mallarını yurt dışında kendileri üretirler.

e. Ürünün Yaşam Evrelerinde Son Aşamaya Ulaşılması: Ürünün yaşam evreleri hipotezine göre, yeni bir ürün gelişmesini tamamladıktan ve iç piyasada doyum noktasına ulaştıktan itibaren, iç piyasada daha fazla kâr olanağı kalmaz. Bu durumda firmaların kâr artışını sürdürebilmek amacıyla daha az girilmiş olan, rekabetin daha az ve maliyetlerin daha düşük olduğu yabancı ülkelerde fabrikalar kurması gerekli olmaktadır.

f. Oligopolcü Piyasa Yapısı: Oligopolistik piyasalarda birkaç büyük firma piyasaya egemendir. Bu durumda, birinin alacağı kararlar diğerlerini de etkilemektedir. Firmalardan biri DYY yaptığında, diğeri de piyasayı ona kaptırmamak için DYY yaparak dış piyasaya açılır (Seyidoğlu, 2013: 633).

g. Şirketin Marka ya da Ünvanından Yararlanılmak İstenmesi:

Böyle yatırımlarda amaç, marka ya da ünvandan yarar sağlayarak satış

88 | Dr. Burak UĞUR

hacmini artırmaktır. Örneğin, bankacılık sektöründe bir bankanın uluslararası bilinir olması ona karşı olan güveni yükselterek mevduatlarının artmasını sağlayacaktır. Bankaların uluslararası yayılmalarının temelinde bu faktör yatmaktadır.

h. Tarife, Kota ve Taşıma Giderlerinden Kaçınmak: İhracatçı firmalar, ithalatçı ülke hükümetlerinin yerli üreticiyi korumak, döviz rezervlerinin azalmasını engellemek gibi çeşitli amaçlarla koydukları kota ve tarife engellerini o piyasayı kaybetmemek amacıyla DYY yoluyla aşmaktadırlar. 1957 Roma Anlaşması ile Avrupa Ekonomik Topluluğu kurulduğunda, topluluk içerisindeki ülkeler arasındaki gümrük vergisi, kota gibi ithalat kısıtlamaları kaldırılırken üçüncü ülkelere karşı ortak gümrük vergisi uygulanmaya başlanmıştır. Bu durum Amerikan şirketlerinin topluluk içerisindeki ülkelere ihracatını olumsuz etkilediğinden Amerikan şirketlerinin topluluk içerisindeki ülkelere DYY yapmasına neden olmuştur (Seyidoğlu, 2013: 633).

Maliyetler konusundaki diğer önemli hususta taşıma giderleridir. Ev sahibi ülke ile kaynak ülke arasındaki uzaklık fazla ise ya da nihai ürünlerin ağırlığı fazla ise yüksek taşıma maliyetlerinden dolayı maliyetli olan ihracat yoluyla piyasaya girmek yerine DYY tercih edilmektedir. Ancak tarife, kota ve taşıma giderlerinin fazla olmasının sadece yatay DYY’leri artırdığı vurgulanmalıdır. Dikey DYY ise, firmanın ana merkezi ve ev sahibi ülkedeki iştiraki arasında ara malların ya da nihai malların ithal edilmesi, ihraç edilmesi açısından ticaret yaratıcı bir etkiye sahip olduğundan tarife, kota ve taşıma giderlerinin fazla olması dikey DYY’leri azaltmaktadır.

ı. Yurtiçi Engellerden Kurtulmak: Bazı ülkeler firmalara birçok alanda ciddi kısıtlamalar getirebilmektedir. Firmalar, ülkelerindeki maliyet artırıcı bu yasal düzenlemelerden kurtulmak amacıyla standartları daha düşük olan ülkelere yönelmektedirler. Genelde gelişmiş ekonomilerde şirketlerle ilgili çevre koruma standartları, finansal kısıtlamalar vb. engeller bulunabilmektedir. Bu durumda ülkedeki çevre koruma standartlarından kaçınmak isteyen bazı firmalar (çimento, kimya sektörü gibi) düşük çevre standartlarının olduğu ya da böyle bir standartın olmadığı ülkelere yatırım yapmayı tercih edebilirler. Benzer şekilde, bankalar finansal anlamda ciddi standartların olduğu ülkelerden düşük finansal standartların olduğu ya da böyle bir standartın olmadığı ülkelere yatırım yapmayı tercih edebilirler. Diğer yandan gelişmekte olan ülkeler çeşitli vergi teşvikleri sağlayarak gelişmiş ülkelere göre DYY’lere daha düşük vergi oranı uygulayabilmektedirler. Bu durum ülkesindeki vergi oranlarını ağır bulan yatırımcıların yatırımlarını vergi oranlarının düşük olduğu ülkelere kaydırmasına sebep olabilmektedir.

i. Müşterileri İzleme: Bazı sektörlerde firmaların müşterileri izlemeleri gerekmektedir. Bu şirketler, müşterileri yurt dışına yatırım yaptığında onların da o ülkelerde şube açmaları gerekmektedir. Bu şirketlere bankalar, danışmanlık şirketleri ve menkul kıymet aracı şirketler örnek olarak verilebilir (Dunning ve Lundan, 2008: 70)

90 | Dr. Burak UĞUR

j. Yatırımları Uluslararası Çeşitlendirme: Firmalar üretimlerini eğer tek bir piyasa ile sınırlandırırlarsa oluşacak krizlerde satış, maliyet veya nakit akımları açısından ciddi istikrarsızlık yaşarlar.

Firma ürün çeşitlendirmesi ile bunun bir kısmını aşabilir. Ancak aynı ülkedeki tüm ürünler açısından satış, maliyet ve nakit girişlerinin benzer etkilenmesi muhtemeldir. Oysa her ülke ekonomisi iktisadi krizlerden aynı ölçüde etkilenmez. Dolayısıyla firmanın üretim yaptığı ülkeleri çeşitlendirmesi, kendi ülkesinde oluşan bir kriz karşısında satış, maliyet veya nakit akımları açısından oluşabilecek istikrarsızlıkların önemli ölçüde dengelemesini sağlamaktadır.

k. Yeni Pazarlar Aramak/Mevcut Pazarları Korumak: ÇUŞ’ların DYY yapmalarında en önemli ve başlıca ekonomik nedenlerden biri mevcut pazarları korumak ve yeni pazarlara da giriş yapmaktır. Yeni pazarlara giriş yapılmasının temel sebebi, kaynak ülkedeki yatırım fırsatlarının az olmasıdır. Böyle bir durumda iç piyasaya yapılacak yatırımlardaki gelirlerin düşmesi, özellikle temel endüstrilerde doygunluk ve kâr tıkanılıklarından dolayı DYY’ler yoluyla yeni pazarlar aranması, çok uluslu şirketlere yüksek kâr fırsatları sağlamaktadır. Ayrıca firmanın ihracatının yoğun olduğu bir ülkede hükümet, yerli üreticiyi korumak adına gümrük tarifelerini yükseltirse ya da rakip firma yatırımlarını o ülkede ciddi artırırsa firma pazar payını korumak amacıyla DYY’lere yönelebilmektedir.

l. Teknolojiyi Öğrenme: Günümüz dünyasında gelişmekte olan ülkelerin önemli bir kısmı çağın teknolojilerini üretmekte zorluk yaşamakta hatta gelişmiş ülkelerden bu teknolojileri ithal etmede bile

zorlanmaktadır. Bu bağlamda ÇUŞ’lar devreye girmektedir.

Gelişmekte olan ülkelerin ÇUŞ’ları gelişmiş ülkelerde mevcut olan teknolojileri öğrenmek amacıyla bu ülkelerde fabrikalar kurmakta ya da kurulu fabrikaları satın almak yoluna gitmektedir.

“Teknolojik gelişmelerin DYY’ler üzerindeki bir diğer etkisi de, firma faaliyetlerinden bilgi depolamanın ve göndermenin, uluslararası ulaşım, iletişim ve kontrollerin maliyetlerini düşürerek ülkelerin daha çok dışa ve dolayısıyla dış yatırımlara açılmalarını sağlamasıdır”

(Ayaz, 2018: 50).

m. Ölçek Ekonomileri: DYY, şirketlerin piyasa hacimlerini genişletmesi sebebiyle firmalar ölçek ekonomilerinin yaratmış olduğu olumlu etkilere sahip olurlar. Ölçek ekonomileri, firmaların optimal üretim düzeyinin yakalanmasında ve üretim maliyetlerinin düşmesinde önemlidir. Firmalar, DYY yoluyla piyasa hacmi genişlediğinde üretim ölçeklerini artırmakta ve verimlilik artışı sağlamaktadırlar. Bu durum, firmaların daha fazla teknoloji üretmesine ve araştırma-geliştirmeye önem vermesine neden olmaktadır.