• Sonuç bulunamadı

2.1. Doğrudan Yabancı Yatırımların Türleri

2.1.3. Sermayenin Çıkışına Göre Doğrudan Yabancı Yatırımlar

2.1.3.3. Karmaşık Doğrudan Yabancı Yatırımlar

Karmaşık DYY’ler ikiye ayrılmaktadır. Bunlardan ilki, bu yatırımların hem dikey hem de yatay DYY’leri içermesidir. Bu alan son zamanlarda ön plana çıkmış ve çok sayıda teori oluşturulmuştur.

Karmaşık DYY teorileri arasında en çok vurgulanan teori, Ekholm vd.

(2003a) tarafından oluşturulan ihracat platformu DYY’dir. Esasında Helpman (1984) ve Markusen (1984) tarafından geliştirilen sırasıyla

dikey ve yatay DYY modelleri 2 ülkeli; yani kaynak (yatırımı yapan) ve ev sahibi (yatırımı alan) ülkeleri kapsayan modellerdir. Ekholm vd.

(2003a) tarafından ortaya atılan ve hem dikey hem de yatay doğrudan yabancı yatırımın bileşenlerine sahip ihracat platformu DYY modeli ise 3. ülkeyi de modele dâhil etmiştir. ÇUŞ’ların gerçek hayatta doğrudan yabancı yatırım yaparken pazar arama ve faktör fiyatlarının farklılıklarından yararlanmak amacının aynı anda hareket ettiği görülmektedir. Yani ÇUŞ’lar dikey-yatay karışımı şeklinde yatırım yapabilmektedir. İhracat platformu DYY kavramı, dikey DYY ve yatay DYY kavramlarına tam olarak girmemektedir. Böylece Ekholm vd. (2003a), firmaların yabancı yatırım kararlarında serbest ticaret anlaşmalarının, büyük piyasalara yakınlığın ve üretim maliyetlerinin bir bütün olarak ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır.

İhracat platformu DYY, firmaların yatırım yaptıkları ülkenin (ev sahibi ülke) üretiminin önemli kısmını ev sahibi ülkelere satmasından ziyade 3. ülkelere ya da 3. ülke ve ana ülkeye ihraç etmesini açıklamaktadır. İhracat platformu DYY ikiye ayrılmaktadır.

Bunlardan ilki, üçüncü ülke ihracat platformudur. Üçüncü ülke ihracat platformu DYY, firmaların yatırım yaptıkları ülkenin (ev sahibi ülke) üretiminin önemli kısmını ana ülke ya da ev sahibi ülkelere satmasından ziyade 3. ülkelere ihraç etmesini açıklamaktadır (Ekholm vd., 2003b: 2). Modele göre, DYY’ler ev sahibi ülkeyi 3. ülkelere bir ihracat platformu olarak kullanmak amacıyla yapılmaktadır. Ekholm vd. (2003a) modelinde, piyasası büyük olan, maliyetleri yüksek olan W ve E ülkeleri ile piyasası küçük olan, maliyetleri (ücretleri) düşük

48 | Dr. Burak UĞUR

olan S ülkesi ele alınmıştır. Modelde W ve E ülkesinde tek bir ürünün üretildiği ve başlangıçta aralarında ticaret olmadığı varsayılmıştır.

Ayrıca küçük ülke S ile kaynak ülke W’nin serbest ticaret anlaşması yaptığı varsayılmıştır. Bu durumda E ülkesi hem S’deki düşük maliyetten yararlanmak amacıyla (dikey güdüler) hem de W ülkesine tarifesiz mal satışı yaparak W ülkesi pazarındaki satışlarını artırmak amacıyla (yatay güdüler) S ülkesinde bir fabrika kurmaktadır. Böylece E ülkesinin S ülkesinde kurduğu fabrika, üretiminin çoğunu 3.

piyasalara satmaktadır. Bu arada E ülkesi, kendi ülkesine E ülkesindeki fabrikasından satış yapmaya devam etmektedir. Bu örnekte, bir anlamda yatay DYY (iki ülkede de üretim olduğundan) söz konusu iken, aslında üçüncü ülke ihracat platformu DYY söz konusudur. Amerika’nın İrlanda’daki yaptığı yatırımları da bu duruma örnek olarak verilebilmektedir. Amerikan firmaları tarifesiz ve düşük taşıma maliyetleriyle Avrupa Birliği pazarına satış yapmak amacıyla (yatay güdüler) bu yatırımı yaparken, Avrupa Birliği içerisinde İrlanda’nın seçilme nedeni ise İrlanda’nın düşük üretim maliyetlerdir.

Ayrıca Japon firmaları Toyota’nın 1994’te, Hyundai’nin 1997’de Türkiye’de üretime başlaması da bu duruma örnek olarak verilebilmektedir. Bu anlaşma sayesinde bu firmalar bütün AB ülkelerine gümrüksüz ve kotasız (satış miktarı kısıtsız) biçimde mal satabilmektedirler. Gümrük Birliği içerisinde Türkiye’nin seçilme nedeni ise Türkiye’deki düşük üretim maliyetleridir (Gökçe, 2018:

12). Ekholm vd. (2007) teorik modeli 2007 yılında ampirik olarak da test etmiş ve doğrulamışlardır.

Ekholm vd. (2003a), tarafından kurulan model serbest ticaret anlaşması varsayımına dayanmasına rağmen, model ülkeler arasında serbest ticaret anlaşması olmasa da işleyebilecektir. Buna göre, E ülkesi kendi ürünü için iyi bir pazar olarak gördüğü W ülkesine satış yapmak amacıyla hem ona yakın (yatay güdüler) hem de düşük üretim maliyetli (dikey güdüler) S ülkesine yatırım yapabilmektedir. Bu durumda E ülkesi kendi ülkesine E ülkesindeki fabrikasından satış yaparken, W ülkesine S ülkesindeki fabrikasından satış yapmaktadır.

Bu örnekte de, bir anlamda yatay DYY söz konusu iken, aslında üçüncü ülke ihracat platformu DYY söz konusudur. Üçüncü ülke ihracat platformu DYY’e bir diğer örnek ise, çok uluslu şirketlerin bir ülkenin maliyet avantajı ve piyasaya yakınlık avantajından yararlanmak düşüncesiyle montajlamayı sadece ev sahibi ülkede yaptırmasıdır. Montajlamanın tek bir ülkede yapılması dikey DYY iken, yatırımın piyasaya yakınlık amacıyla yapılması yatay güdülere girmektedir. Sonuçta, ev sahibi ülkede montajlanan ürünlerin önemli kısmı 3. ülkelere ve bir kısmı da ana ülkeye ihraç olmaktadır. Bu örnekte, bir anlamda dikey DYY söz konusu iken, aslında üçüncü ülke ihracat platformu DYY söz konusudur.

İhracat platformunun ikinci türü ise küresel ihracat platformu DYY’dir. Küresel ihracat platformu DYY, ÇUŞ’ların üretiminin önemli kısmını ev sahibi ülkeye satmaktan ziyade ana ülke ve 3.

ülkelere ihraç etmesidir. Bu yaklaşıma göre, DYY’ler ev sahibi ülkeyi 3. ülkelere ve kaynak ülkeye bir ihracat platformu olarak kullanmak amacıyla yapılmaktadır. Küresel ihracat platformu DYY bir örnekle

50 | Dr. Burak UĞUR

açıklanabilir. Buna göre, ÇUŞ’lar bir ülkenin üretim maliyeti ve kaynak ülkeye kıyasla ticaret maliyetleri (tarife ve taşıma) avantajlarından yararlanmak düşüncesiyle montajlamayı sadece ev sahibi ülkede yaptırabilmektedir. Montajlamanın tek bir ülkede yapılması dikey DYY iken, yatırımın pazar arayışı amacıyla yapılması yatay güdülere girmektedir. Sonuçta, ev sahibi ülkede montajlanan ürünlerin önemli kısmı ana ülke ve 3. ülkelere ihraç olmaktadır. Bu örnekte, bir anlamda dikey DYY söz konusu iken, aslında küresel ihracat platformu DYY söz konusudur (Ekholm vd., 2003b: 17).

İhracat platformu DYY’nin, ev sahibi ülkenin ihracatını arttırması beklenmektedir. Ekholm vd. (2003a)’e göre, yatay DYY’ler ev sahibi ülkenin ihracatını arttırmazken; dikey ve ihracat platformu DYY’ler ev sahibi ülkenin ihracatını arttıracaktır. Ayrıca yatay yabancı yatırım gelişmiş ülkeler arasında olurken; dikey ve ihracat platformu DYY’ler gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğru olacaktır (Ekholm vd, 2003a: 26).

Ekonometrik analizlere göre, ihracat platformu DYY’nin ev sahibi ülkenin düşük ticaret engelleriyle (serbest ticaret anlaşması, büyük pazarlara coğrafi yakınlık) arttığı, ev sahibi ülkenin iç pazar hacmiyle azaldığı bulunmuştur. Ayrıca ev sahibi ülkenin kaynak ve 3. ülkeye göre nispi düşük üretim maliyeti ve ev sahibi ülkenin çevre piyasalarının büyüklüğü de ihracat platformu DYY’i olumlu etkileyecektir (Ekholm vd., 2003a: 1-19).

Karmaşık DYY’lerin ikincisi ÇUŞ’un kendi üretim faaliyetleri ile ilgisi olmayan, farklı alanlara yaptığı yatırımlardır. Örneğin, bir sanayici ÇUŞ gibi lojistik dışı bir ÇUŞ, taşıma maliyetlerini azaltmak amacıyla da bir lojistik yatırımı yapabilmektedir. Aynı zamanda bu tür yatırımlarda diğer motivasyon kaynağı yeni teknolojiye erişmektir.

Görüldüğü üzere yatay DYY’de aynı endüstride faaliyet gösterilmesi söz konusu iken, dikey yatırımlarda firmaların aynı endüstrinin farklı aşamalarında yatırımcı olmaları söz konusudur. Karmaşık yatırımlar ise firmaların farklı endüstrilerde yabancı yatırım yapması ile ortaya çıkabilmektedir (Elia vd., 2011: 2-6).

Şekil 2.1: UNCTAD’a Göre Doğrudan Yabancı Yatırım Türleri (Şekil UNCTAD’ın 2018 Dünya Yatırım Raporu’ndan yazar tarafından hazırlanmıştır).

Son olarak çeşitli uluslararası ekonomik kuruluşların DYY sınıflandırmaları üzerinde durulacaktır. Şekil 2.1’de UNCTAD’ın DYY sınıflandırması görülmektedir. Buna göre DYY’ler sermaye (hisse) yatırımları, yeniden yatırılan kazançlar ve borç işlemleri olarak üçe ayrılmaktadır. Sermaye (hisse) şeklindeki DYY’ler ise yeşil alan

Doğrudan Yabancı Yatırımlar

Sermaye (Hisse) Yatırımları Yeniden Yatırılan Kazançlar Borç İşlemleri

Yeşil Alan Yatırımı Satın Alma ve Birleşmeler

52 | Dr. Burak UĞUR

yatırımları, satın alma ve birleşmeler olmak üzere ikiye ayrılmıştır.

IMF ve OECD ise DYY’lerin genel ayrımını aynı şekilde yapmakla birlikte, sermaye şeklindeki DYY’leri yeşil alan yatırımları, ilave yatırımlar, satın alma ve birleşmeler ve finansal yeniden yapılandırma yatırımları olmak üzere dörde ayırmıştır.