• Sonuç bulunamadı

Kaynak Özetleri

Belgede ANKARA ÜN (sayfa 58-70)

2. KURAMSAL TEMELLER

2.4 Kaynak Özetleri

Aral vd. (1999) beş-altı yaş grubu çocuklarda yaratıcı drama eğitiminin alıcı dil gelişimine etkisi incelemişlerdir. Araştırma evrenini Ankara il merkezindeki üniversitelere ve çeşitli kurumlara bağlı anaokullarına devam eden yaratıcı drama eğitimi alan ve almayan beş-altı yaşındaki çocuklar oluşturmaktadır. Çocukların alıcı dil gelişimlerini belirlemek amacıyla “Peabody Resim-Kelime Testi” kullanılmıştır. Elde edilen veriler değerlendirilerek çocukların alıcı dil puanlarına, yaş, cinsiyet, yaratıcı drama eğitimi alıp-almama durumu, yaratıcı drama alma süresi, anaokuluna devam süresi, kardeş durumu, doğum sırası ve anne-baba öğrenim süresinin etkili olup olmadığını belirlemek için Varyans Analizi yapılmıştır. Araştırma sonucunda, beş-altı yaşındaki çocukların alıcı dil gelişimlerinde yaşın ve yaratıcı drama eğitim süresinin etkisinin istatistiksel olarak önemli olduğu görülürken, cinsiyet, kardeş olup olmama durumu, doğum sırası, anne-baba öğrenim düzeyi, anaokuluna devam süresi ve yaratıcı drama eğitimi alıp-alma durumlarının etkili olduğu belirlenmiştir.

Einarsdottir (1996) yaptığı çalışmada “dramatik oyun ve yazılı materyaller” konusunu incelemiştir. Araştırma okul öncesi eğitimi kurumunda altı yaşındaki çocuklara cesaret verici etkinlikler sunmak, okul öncesi eğitimde basılı materyalleri göz önünde bulundurmak ve okuma yazma gelişiminde oyunun önemini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma İzlanda’da iki okul öncesi eğitim kurumunda iki sınıfta yapılmıştır. Einarsdottir, sınıfın düzeyinin ve programın özelliklerinin çocukların okuma yazma davranışlarını etkilediği ve okuma yazma materyallerinin sınıf ortamında bulundurulması gerektiği sonucuna ulaşmıştır.

Öztürk (1996) yaratıcı dramanın okul öncesinde müzik eğitimindeki katkılarını araştırmak amacıyla, beş-altı yaş grubunda yirmi sekiz deney grubu, yirmi sekiz kontrol grubu olmak üzere toplam elli altı çocuk ile deneysel bir çalışma yapmıştır. Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen gözlem formu kullanılmıştır.

Gözlem formu çocukların öğretmenleri tarafından doldurulmuştur. Deney ve kontrol grupları arasında dinlenme, ritim ve şarkı söyleme değişkenleri açısından anlamlı bir farkın olup olmadığına t testi ile bakılmıştır. Araştırma sonucunda drama ile verilen müzik eğitimi, drama uygulanmadan yapılan müzik eğitimine göre daha başarılı olmuştur.

Uysal (1996) anaokuluna giden beş-altı yaş grubu çocuklarda yaratıcı drama çalışmalarının sosyal gelişim alanına olan etkisini incelemiştir. Örneklemi beş-altı yaş grubu çocuklardan yirmi üçü kız, yirmi beşi erkek olmak üzere toplam kırk sekiz çocuk oluşturmuştur. Çocuklar deney ve kontrol grubu olmak üzere yirmi dört kişilik iki gruba ayrılmıştır. Veri toplama aracı olarak, Portage Erken Çocukluk Dönemi Eğitim Programı’nın altmış bir-yetmiş iki aylara ait maddelerini içeren, sosyal gelişime ait kontrol listesi kullanılmıştır. Bu kontrol listesi her çocuk için yaratıcı drama programı öncesi ve sonrasında çocuğun öğretmeni tarafından doldurulmuştur. On iki haftalık yaratıcı drama programı deney grubuna seçilen yirmi dört çocuğa haftada bir gün, yaklaşık otuz ile kırk beş dakika arasında değişen sürede uygulanmıştır. Sonuç olarak yaratıcı drama eğitimi sonrasında deney grubu kontrol grubuna oranla daha başarılı olmuştur. Yaratıcı drama çalışmaları sosyal gelişim alanına olumlu yönde etki etmiştir.

Gönen ve Uyar-Dalkılıç (1997) anaokuluna giden altmış-yetmiş iki aylık çocuklara destekleyici olarak verilen eğitimde drama programının dil gelişimine etkisini incelemişlerdir. Deneysel nitelikteki araştırmanın örneklem grubunu; Bilkent Üniversitesi Merkez Kampus Anaokuluna ve Bilkent Üniversitesi Özel Kent İlkokulu Anasınıfına devam eden, yaşları altmış-yetmiş iki ay arasında değişen kırk çocuk oluşturmuştur. Örneklem grubundaki çocukların yirmisi deney grubunu, yirmisi kontrol grubunu oluşturmuştur. Araştırma deney grubu için; ön test (Peabody Resim Kelime Testi), son test (Peabody Resim Kelime Testi), kontrol grubu için ise; ön test (Peabody Resim Kelime Testi) son test (Peabody Resim Kelime Testi) uygulama deseniyle yürütülmüştür. Ön test çalışmaları tamamlandıktan sonra, deney grubundaki çocuklara, on üç hafta süresince günlük eğitim programlarına ek olarak destekleyici olarak uygulayıcı tarafından hazırlanan, yetmiş tane eğitimde drama programı uygulanmıştır.

Program temelde; fen, matematik, sosyal yaşantı ve edebiyat alanlarındaki kelime ve kavramları öğretmeye yöneliktir. Araştırma sonucunda, destekleyici eğitimde drama programının, çocuğun alıcı ve ifade edici dil gelişim düzeyinde, bunlara bağlı olarak sözcük dağarcığında ve tüm bunların sonucunda dil kullanımı ve dil gelişiminde önemli bir ilerlemeye neden olduğu gözlemlenmiştir.

Solmaz (1997) altı yaş grubu çocukların alıcı ve ifade edici dil gelişiminde yaratıcı drama eğitiminin etkisini incelemiştir. Örneklemi altı yaşında anasınıfına devam eden çocuklar oluşturmuştur. Örneklemi meydana getiren çocuklar yaş ve cinsiyetleri göz önüne alınarak eşit sayıda olmak üzere deney ve kontrol grubuna ayrılmıştır. Her iki gruba ön ve son test olarak Peabody Resimli Kelime Haznesi Testi, Denver Gelişimsel Tarama Testi, Seatle Testi, Gazi Üniversitesi Farklı-Sosyal-Ekonomik Düzeylerde Erken Çocukluk Gelişimi Ölçeği kullanılmıştır. Deney grubundaki çocuklara haftada iki gün yaratıcı drama etkinliği uygulanmıştır. Araştırma sonucunda deney grubundaki çocukların dil gelişimi testlerinin son test başarı yüzdelerinin, kontrol grubunun son test başarı yüzdelerinden daha yüksek olduğu bulunmuştur. Sonuç olarak yaratıcı drama eğitiminin hem kız, hem de erkek çocuklarının alıcı ve ifade edici dil gelişimini olumlu yönde etkilediği belirlenmiştir.

Aylıkçı-Şimşek (1999) araştırmasında, drama tekniğinin Sosyal Bilgiler öğretiminde kalıcılığın arttırılmasında nasıl kullanılacağını saptamayı amaçlamıştır. Araştırma ilköğretim okulu dördüncü sınıflardan seçilen elli altı öğrenci ile gerçekleştirilmiştir.

Yapılan araştırma kapsamında Mili Eğitim Bakanlığı İlköğretim Okulu Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programında yer alan “İlk Türk Devletinde Kültür ve Uygarlık” konusu seçilmiştir. Seçilen bu konu araştırma sürecinde kontrol grubunu oluşturan yirmi sekiz öğrenciyle düz anlatım yöntemi ile, deney grubunu oluşturan yirmi sekiz öğrenciyle ise drama tekniği kullanılarak işlenmiştir. Öğrencilerin araştırma süreci sonunda ne gibi bir farklılaşma gösterdiklerini tespit etmek için araştırmacı tarafından bir bilgi testi her iki gruba konunun işlenmesinden önce ön test, konunun işlenmesinden sonra son test 1 ve öğrenmede kalıcılığın belirlenmesi amacı ile üç hafta sonra son test 2 olarak uygulanmıştır. Ön test ve son test 1 sonuçları karşılaştırıldığında, drama tekniği kullanılarak ders işlenen grupta ve düz anlatım yöntemi kullanılarak ders işlenen grupta belli bir öğrenme meydana gelmiştir. Ancak drama tekniği kullanılarak ders işlenen grupta öğretmenin ve öğrenilenlerin kalıcılığının daha fazla olduğu görülmüştür. Son test 2 sonuçları değerlendirildiğinde drama tekniğinin öğrenmede kalıcılığı sağlamada daha etkili olduğu sonucu ortaya çıkmıştır.

Girgin (1999) Türkiye’de okul öncesi eğitim kurumlarında yaratıcı drama etkinliğini incelemiştir. Araştırma okul öncesi eğitim kurumlarında uygulanmakta olan yaratıcı drama etkinliğinin ne şekilde gerçekleştirildiğinin ortaya çıkarılması amacıyla yapılmıştır. Araştırma, Ankara’da resmi ve özel okul öncesi eğitim kurumlarından eğitim programlarında yaratıcı drama etkinliğine yer verenlerle yapılmıştır. Araştırmada veri toplamak için iki ayrı anket kullanılmıştır. Girgin, Ankara’da bulunan okul öncesi eğitim kurumlarının yarısından çoğunda drama etkinliğinin yer aldığını, bu etkinliğin ders programı içinde bir sanat eğitimi alanı olarak ayrı bir zamanda ya da programa yayılmış bir şekilde yöntem olarak uygulandığını ortaya kormuş, drama etkinliğinin yapıldığı kurum yöneticilerinin bakış açılarını netleştirmeleri ve amaçlarını belirlemelerinin önemli olduğunu drama liderlerinin kesinlikle eğitim bilim donanımına sahip olması gerektiğini vurgulamıştır.

Güven-Metin (1999) dramanın beş-altı yaş çocuklarının sosyal-duygusal gelişimlerine etkisini incelemiştir. Araştırmada İstanbul ilinden yirmi beşi deney grubu, yirmi beşi kontrol grubu olmak üzere elli çocuk ve aileleri; Zonguldak ilinden yirmi üçü deney grubu, yirmi ikisi kontrol grubu olmak üzere kırk beş çocuk ve aileleri ile çalışılmıştır.

Dokuz hafta boyunca eğitimciler tarafından Marmara Gelişim Envanteri Sosyal-Duygusal Gelişim alt boyutundaki gelişim sistemlerine hizmet eden drama etkinliği uygulanmıştır. Yapılan istatistiksel işlemler sonucunda elde edilen bulgular drama çalışmalarının çocukların sosyal-duygusal gelişimleri açısından anlamlı farklılıklar ortaya koyduğunu göstermiştir.

Kaf (1999) araştırmasında, Hayat Bilgisi dersinde bazı sosyal becerilerin kazandırılmasında yaratıcı drama yönteminin etkisini incelemiştir. Araştırma, Adana ili Seyhan ilçesinde bulunan Özel Bilfen Okulu’nun ilköğretim üçüncü sınıflarında yapılmıştır. Deney grubunda on dokuz, düz anlatım yönteminin kullanıldığı birinci kontrol grubunda on yedi ve ikinci kontrol grubunda on beş olmak üzere elli öğrenci ile çalışılmıştır. Ön ölçüm ve son ölçüm olarak araştırmacı tarafından hazırlanan Sosyal Beceriler Gözlem Formu kullanılmıştır. Bulgular, Hayat Bilgisi dersinde selam verme ve paylaşma-işbirliği becerilerini kazandırmada yaratıcı drama yönteminin etkili

olduğunu, çevreyi koruma sosyal becerisini kazandırma da ise etkisinin anlamlı olmadığını ortaya çıkarmıştır.

Koç (1999) yaratıcı dramanın öğrenmeye etkisini incelemek üzere ilköğretim dördüncü sınıf Sosyal Bilimler dersinin “Türklerin Anadolu’ya Yerleşmesi” ünitesinin öğretiminde yaratıcı dramanın yöntem olarak kullanımının, öğrencinin erişimlerine etkilerini araştırmıştır. Araştırma, deney grubunda on sekiz, kontrol grubunda yirmi altı olmak üzere kırk dört öğrenci ile yürütülmüştür. Ölçme aracı olarak Özgün Ünite Dergisi’nin ünite testi kullanılmıştır. Araştırmanın temel ve alt problemlerini test etmek için kontrol grubu ön test ve son test modeli kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarından elde edilen bulgulara göre; yaratıcı dramanın uygulandığı deney grubu ile geleneksel yöntemin uygulandığı kontrol grubunun erişi puan ortalamaları arasında anlamlı bir fark bulunduğundan yaratıcı drama ile öğretim daha etkili olmuştur.

Yassa (1999) lise öğrencilerinin yaratıcı dramaya katılım algılarını ve bu katılımın sosyal ilişkileri üzerindeki etkilerini incelemiştir. Çalışmada veri toplama aracı olarak görüşme ve gözlem metodu kullanılmıştır. Bütün veriler nitel araştırma teknikleri kullanılarak analiz edilmiştir. Katılımcılar iki erkek, dört kız öğrenci ve üç öğretmenden oluşmuştur. Çalışma sonucunda, yaratıcı dramanın kişiler arası günlük ilişkiler içindeki yaygın tutum ve davranışlara bakış açısı sağladığı ve pek çok durumda drama sınıflarına katılımın, sosyal etkiletişimi ve özgüveni geliştirdiği sonucuna varılmıştır.

Kocayörük (2000) ilköğretim öğrencilerinin sosyal becerilerini geliştirmede dramanın etkisini incelemiştir. Denekler, Ankara Yasemin Karakaya İlköğretim Okulu’nun altıncı, yedinci ve sekizinci sınıflarında okuyan öğrencilerden seçilmiştir. Sosyal Beceri Ölçeği ön test olarak uygulanmıştır. Test ölçümünden en düşük not alan otuz dört öğrenciden tesadüfi seçimle on altı öğrenci deney grubuna atanmıştır. Oluşturulan deney grubuna iki hafta süreyle drama etkinliğiyle önceden belirlenmiş temel sosyal beceriler verilmiştir. Kontrol grubundaki öğrencilere hiçbir işlem yapılmamıştır. Eğitim programının bitiminden bir hafta sonra aynı ölçek iki gruba da son test olarak verilmiştir. Araştırmanın sonucunda drama ile yapılan eğitim programının, öğrencilerin sosyal beceri düzeylerinin gelişmesinde etkili olduğu saptanmıştır.

Okvuran (2000) drama eğitimi alan bireylerin dramaya yönelik tutumlarını ölçmüştür.

Drama eğitimine katılan bireylerin, eğitim sonunda yaptıkları yazılı ve açık uçlu soruları içeren değerlendirme formlarından yola çıkılarak “Yaratıcı Drama Tutum Ölçeği” geliştirmiştir. Araştırmaya drama eğitimi alan iki yüz kırk yetişkin katılmıştır.

Araştırmaya katılanların meslekleri onların dramaya bakışını ve tutumlarını etkilerken, dramaya ilişkin temel düzeydeki eğitimlerinin tutumları çok etkilemediği görülmüştür.

Yaş ilerlemesinin olumlu tutumları, çalışma süresinin uzunluğunun ise eleştirel tutumları artırdığı belirlenmiştir.

Tanrıseven (2000) matematik öğretiminde problem çözme stratejisi olarak dramatizasyonun kullanılmasını incelemiştir. Araştırmanın örneklemini beşinci sınıfında okuyan iki farklı şubeden yetmiş altı öğrenci oluşturmuştur. Örneklem deney ve kontrol grubu olarak ikiye ayrılmıştır. Uygulamaya başlamadan önce matematik dersinde öğrencilerin problem çözme başarılarını ölçmek için ön test uygulaması yapılmıştır. Yöntem farklılığının hatırlatma üzerindeki etkisini görmek için ise, son testten sekiz hafta sonra hatırlatma testi uygulanmıştır. Sonuç olarak dramatizasyon yoluyla problem çözme ile geleneksel yolla problem çözme arasında anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Dramatizasyonun kullanımı hatırlamaya olumlu olarak etki etmiştir.

Akın-Antepli vd. (2001) drama eğitimi almanın yetişkinliklerin benlik kavramı üzerine etkisini incelemişlerdir. Araştırma Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü’nde yüz otuz altı komiser yardımcısı kursiyeri üzerinde yürütülmüştür. Kursiyerlere haftada iki saat olmak üzere otuz iki hafta süreyle verilen drama eğitimi öncesinde ve sonrasında aldıkları eğitimin benlik kavramı üzerinde bir etkisinin olup olmadığını ölçebilmek için

“Sosyal Karşılaştırma Ölçeği” uygulanmıştır. Elde edilen bulgulara göre drama eğitimi, kursiyerlerin benlik kavramlarının gelişmesini sağlamıştır.

Bıyık (2001) İlköğretim okulları Hayat Bilgisi dersinde kullanılan dramatizasyon yönteminin etkinliğini incelemiştir. Araştırmada ön test, son test deneme modeli kullanılmıştır. Araştırma üçüncü sınıf Hayat Bilgisi dersi “Çevremizdeki Canlılar Ünitesi, Hayvanlar konusu” ile ilgili yapılmıştır. Dramatizasyon yönteminin kullanıldığı

deney grubunu ve geleneksel uygulamaların kontrol grubunu okul yöneticileri belirlemiştir. Araştırma altmış dörtü deney, altmış dörtü kontrol grubunda olmak üzere yüz yirmi sekiz denek ile yürütülmüştür. Veri toplama aracı olarak, araştırmacı tarafından geliştirilen erişi testi kullanılmıştır. Deney grubunda dramatizasyon yönteminin kullanıldığı dersler altı gün süreyle işlenmiş, kontrol grubunda ise geleneksel yönteme devam edilmiştir. Dersler işlendikten sonra deneklere son test uygulanmıştır. Dramatizasyon yönteminin geleneksel uygulamalara göre daha etkili olduğu bulunmuştur.

Güven (2001) okul öncesi eğitimde drama liderlerinin, anaokulu öğretmenlerinin ve anne babaların eğitimde drama çalışmaları hakkında görüşlerini almaya yönelik çalışma yapmıştır. Bu çalışma tarama modelinde düzenlenen betimsel bir araştırmadır.

Araştırma evrenini Anakara ilinin Çankaya ilçesindeki özel anaokulu, kreşler ve gündüz bakımevlerindeki drama liderleri, anaokulu öğretmenleri ve drama etkinliğine katılan çocukların anne babaları oluşturmuştur. Araştırmaya yirmi bir anaokulunda drama eğitimi veren yirmi bir drama lideri, altmış anaokulu öğretmeni, altmış anne baba dahil edilmiştir. Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen anket formu kullanılmıştır. Araştırmada drama liderinin ve anaokulu öğretmeninin yaşlarının, eğitim durumlarının, çalışma sürelerinin, çalıştıkları çocuk ayısının, drama ile ilgili görüşlerini etkilemediği sonucuna ulaşılmıştır.

Öztürk (2001) yaratıcı drama yöntemiyle işlenen tiyatro dersinin öğretmen adaylarındaki sözel iletişim becerilerine etkilerini incelemiştir. Araştırma Anadolu Üniversitesi, Eğitim Fakültesi’nde tiyatro dersi alan yetmiş iki öğretmen adayı ile gerçekleştirilmiştir. Deney ve kontrol gruplarının oluşturulmasında yansız atama yöntemine başvurulmuştur. Veri toplamak amacıyla araştırmacı tarafından sözel iletişim becerilerini ölçebilecek bir gözlem formu geliştirilmiştir. Bu ölçme aracı deney ve kontrol gruplarına ön test ve son test olarak uygulanmıştır. Araştırma sonucunda yaratıcı drama yöntemiyle işlenen dersi alan deney grubu ile almayan kontrol grubu arasında anlamlı farklılık bulunmuştur.

Asutay (2003) “Dramanın Yabancı Dil Eğitimindeki Yeri ve Önemi” adlı doktora tezinde Almanca’nın öğretiminde drama öğretiminin katkıları ortaya koymayı amaçlamıştır. Çalışmada Alman Dili ve Eğitimi Anabilim Dalı’nda öğrenim gören yüz yetmiş yedi öğrenciye model uygulama dersi ve veri toplamak amacıyla “Yaratıcı Drama Değerlendirme Formu” uygulamıştır. Araştırma sonucunda, Almanca öğretiminde yaratıcı drama eğitiminin öğrencilerin Almanca’yı daha iyi öğrenmelerine katkıda bulunduğunu, derse daha hazırlıklı gelmelerine ve derse daha iyi motive olmalarına etki ettiği belirtmiştir.

Özdemir (2003) yaratıcı drama dersinin duygusal zeka gelişimine etkisini incelemiştir.

Araştırmada ön test-son test karşılaştırmalı deneysel desen kullanılmıştır. Araştırma Uludağ Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Sınıf Öğretmenliği Bölümü üçüncü sınıf öğrencileri ile yapılmıştır. Araştırmaya deney ve kontrol grubunda yirmi dokuz kız, otuz beş erkek olmak üzere toplam altmış dört öğrenci dahil edilmiştir. Sonuç olarak öğrencilerin ön testten aldıkları puan ile son testten aldıkları puan arasında anlamlı bir farklılık olduğu saptanmıştır. Geçen sürede öğrencilerin toplam EQ puanları ve öz bilinç, empati ve sosyal beceriler alt puanlarında anlamlı artış olduğu saptanmıştır.

Deney grubunu oluşturan öğrencilerin son test duygusal zeka puanlarının anlamlı olduğu gürülmüştür..

Akın ve Önder (2004) altı yaş grubu çocuklarının bakış açısı alma becerisi üzerinde drama eğitiminin ve aile tutumlarının etkisini incelemişlerdir. Ön test-son test, deney ve kontrol gruplu deneysel desenli bu araştırmanın örneklemi doksan çocuk ve anne-babalarından oluşmuştur. Denekler alt, üst, orta olmak üzere üç sosyo ekonomik düzeyden deney ve kontrol gruplarına tesadüfi yöntemi ile atanmıştır. Her üç sosyo-ekonomik düzeyden çocuklar on beşi deney, on beşi kontrol grubu olarak belirlenmiştir.

Deney grubundaki çocuklara yirmi beş drama etkinliği, aralıklı tekrarlar, tartışma ve destekli etkinlikler biçiminde uygulanırken, kontrol grubuna sadece genel eğitim etkinlikleri uygulanmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre; drama etkinliğinin çocukların bakış açısı alma becerisini olumlu yönde etkilediği saptanmıştır.

Kayhan (2004) yaratıcı dramanın ilköğretim üçüncü sınıf Matematik dersinde öğrenmeye, bilgilerin kalıcılığına ve matematiğe yönelik tutumlara etkisini araştırmıştır.

Araştırma kapsamında, ilköğretim üçüncü sınıf Matematik dersi “Ölçüler Ünitesinin, Uzunluk Ölçüleri” konusu ele alınmıştır. Uzunluk Ölçüleri konusunun öğretiminde deney grubunda yaratıcı drama, kontrol grubunda geleneksel öğretim yöntemi uygulanmıştır. Araştırma deneysel bir çalışma olup, Uzunluk Ölçüleri konusu için hazırlanan çoktan seçmeli ölçme aracı kullanılmıştır. Öğrencilerin Matematik dersine yönelik tutumlarını belirlemek amacıyla da “Tutum Anketi” kullanılmıştır. Araştırmaya katılan gruplara, öğrenilecek konu öncesi ön-test anketi, öğrenilen konu sonunda son-test, son-tutum anketi uygulanılmıştır. Bununla birlikte öğrenilen bilgilerin hatırlanma durumunu belirlemek için son-testlerin yapıldığı günden bir ay sonra kalıcılık testi her iki sınıfa uygulanmıştır. Kalıcılık testi ile grupların unutma dereceleri belirlenmeye çalışılmıştır. İki yöntemin öğrencilerin erişleri üzerine etkisini belirlemek için son test puanları üzerinde 2x2 Anova modeli uygulanmıştır. Verilerin değerlendirilmesi sonucunda; yaratıcı drama yöntemi Uzunluk Ölçüleri konusunun öğretiminde, öğrenilen bilgilerin kalıcılığı ve derse yönelik tutumları üzerinde etkili olmuştur.

Ömeroğlu vd. (2004) Türkiye yirmi bir il örnekleminde okul öncesi eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerin yaratıcı etkinlikler ve drama çalışmaları hakkındaki görüş ve uygulamaları incelemişlerdir. Araştırmaya, sekiz yüz yirmi dört öğretmen katılmış ve veriler anket aracılığıyla toplanmıştır. Elde bulgular göre; öğretmenlerin yaratıcı etkinlikler ve drama çalışmaları konularında yeterli bilgiye sahip olmadıkları saptanmıştır.

Önder ve Kamaraj (2004) ilköğretim birinci, ikinci ve üçüncü sınıf öğrencilerinin, anne babalarının ve öğretmelerinin drama dersi ile ilgili görüşlerini incelemişlerdir.

Araştırmanın örneklemini İstanbul’daki bir öğretim okuluna devam seksen sekiz öğrenci, altmış dört anne-baba ve yedi öğretmen oluşturmuştur. Elde edilen bulgulara göre; öğrencilerin drama dersindeki çalışmaları çoğunlukla anne babalarına anlattıklarını ve anne-babalarının da çocuklarına drama dersi ile ilgili sorular sorduklarını ortaya koymuştur. Öğretmenlerin değerlendirmeleri ise drama dersinin öğrencilerin kendilerini hareketlerle ifade etme, öğretmen-öğrenci ilişkilerine katkı,

sözel dil yeteneği ve duygularını ifade etme becerileri üzerinde olumlu etkisi olduğu saptanmıştır.

Özcan (2004) ilköğretim beşinci sınıf Sosyal Bilgiler dersi coğrafya konularının öğretiminde drama yönteminin kullanılmasını incelemiştir. Örneklemi beşinci sınıfta okuyan otuz üçü deney ve otuz üçü kontrol grubu olmak üzere toplam altmış altı öğrenci oluşturmuştur. Araştırmada “Güzel Yurdumuz Türkiye” ünitesinden seçilmiş altı konu için drama etkinliği hazırlanmıştır. Konular deney grubunda drama etkinliği ile, kontrol grubunda ise geleneksel yöntemlerle işlenmiştir. Deney grubu öğrencileri her ders sonrası drama yöntemi ile işlenen konularla ilgili görüşlerin yer aldığı günlükler tutmuşlardır. Konuların öğretimi bittikten sonra yirmi soruluk başarı testi her iki gruba da son test olarak uygulanmıştır. Sonuç olarak öğrencilerin öğrenme düzeyleri arasında drama yöntemi ile ders işleyen deney grubu lehine anlamlı bir fark bulunmuştur.

Erkan (2005), altı yaş grubu çocukların yaratıcılıkları üzerinde drama ve rahatlama çalışmalarının etkisininin olup olmadığını araştırmıştır. Battalgazi İlköğretim Okulu’nda anasınıfına devam eden yirmi çocuk 1. deney grubunu, diğer anasınıfındaki yirmi çocuk da 2. deney grubunu oluşturmuştur. Abdullah Tokur İlköğretim Okulu’ndaki anasınıfında bulunan yirmi çocuk ise kontrol grubunu oluşturmuştur. Araştırmaya toplam altmış çocuk katılmıştır. 1.deney grubuna haftada iki kere, 2. deney grubuna haftada bir kere olmak üzere on iki hafta drama ve rahatlama çalışmaları uygulanmıştır.

Araştırmada çocuk ve ailesi hakkındaki bilgiler elde edebilmek için “Kişisel Bilgi Formu”, çocukların yaratıcılıklarını belirlemek amacıyla ise “Torrance Yaratıcı Düşünce Testi (T.Y.D.T)”, Sözel Formun Şekilsel kısmının A ve B formları kullanılmıştır. Yapılan istatistik değerlendirmeler sonucunda; 1. deney grubu ve kontrol grubu ön test puanları arasında akıcılık ve şekilsel çizgilerin sentezi alt boyutlarında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık olduğu bulunmuştur.

Ömeroğlu ve Can-Yaşar (2006) kız meslek lisesi öğretmenlerinin drama dersini planlama ve uygulamaları ile ilgili öğrenci görüşlerini incelemişlerdir. Araştırmanın evrenini Türkiye genelindeki kız meslek lisesi son sınıf öğrencileri, örneklemi ise

gelişmişlik düzeyine göre yedi bölgeden seçilen yirmi bir ilde bulunan kız meslek liselerinden toplam bin yedi yüz dokuz drama dersi alan kız meslek lisesi son sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak, araştırmacılar tarafından geliştirilen anket kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre öğrencilerin drama dersi ile ilgili temel bilgi kaynağı olarak öğretmenlerin, %60.3 oranında ders kitabını, %57.7 oranında kendi bilgi ve deneyimlerini kullandıklarını, %66.2 oranında ders işleyişindeki yaklaşımlarının uygulamalı olduğunu, drama dersindeki uygulamalı çalışmalarda %92.5 anlatım, %81.2 soru cevap, %71.3 tartışma %65.4 oranında gözlem yöntemlerini kullandıklarını, drama dersinde %74.3 oranında uygulamalı çalışmalara yer verdiklerini ve %60.0 oranında dersin amacı ve hedefini dönem başında her zaman açıkladıklarını ifade ettikleri saptanmıştır.

Belgede ANKARA ÜN (sayfa 58-70)

Benzer Belgeler