• Sonuç bulunamadı

KayıtdıĢı Ekonomi ve Büyüme

3.5. KAYITDIġI EKONOMĠ VE BAġLICA MAKROEKONOMĠK

3.5.2. KayıtdıĢı Ekonomi ve Büyüme

Ekonomik büyüme, uzun dönemde bir ülkenin üretim kapasitesindeki artıĢla iliĢkilidir (Uluatam, 1987: 311). Ülke ekonomisinin üretim

kapasitesindeki artıĢ baĢlıca üretim faktörleri olan iĢgücü ve sermayenin miktarındaki artıĢa bağlıdır. Özellikle sermaye stokundaki net artıĢı gösteren yatırım ekonomik büyümenin temel belirleyicisidir. Ekonomik büyüme, GSMH‟nin bir önceki yıla göre gerçekleĢtirdiği değiĢme olarak tanımlanabilir.

Bir ülkenin GSMH‟sinde, yıllar içindeki değiĢme o ülkenin büyüme hızını bize gösterir. Büyüme hızı, bir ülkenin ekonomik yapısının değerlendirilmesinde kullanılan baĢlıca makroekonomik değiĢkenlerden biridir. Büyüme hızındaki artıĢ ekonomik geliĢme ve refah artıĢının baĢlıca göstergesidir. Tam aksine büyüme hızındaki düĢüĢ ekonomik küçülmeyi gösterir. Bir ülke ekonomisinin büyüme hızının düĢmesi, kiĢi baĢına milli gelirin azalarak ülkenin fakirleĢmesi anlamına gelir. Ancak, büyüme hızındaki düĢme her zaman ekonominin kötüye gittiğini göstermeyebilir. KayıtdıĢı ekonominin GSMH içinde hacminin yüksek olması durumunda, büyüme hızının düĢük gerçekleĢmesi sonucu oluĢan ekonomik durgunluk, kayıtdıĢı ekonomide ortaya çıkan canlılık ile giderilebilir. Genellikle kayıtlı ekonomide durgunluk yaĢandığı dönemlerde kayıtdıĢı ekonomi büyüme eğilimine girmektedir. Türkiye‟de de bu durum yaĢanmıĢtır. Ekonomik büyümede yavaĢlama ve hatta küçülme olmasına rağmen, sanayi iĢletmelerinin elektrik ve doğal gaz tüketiminde beklenenin aksine yükselme gözlenmiĢtir.

Bireylerin, ekonomik büyümenin sağladığı refah artıĢından ne ölçüde yararlandıkları KiĢi BaĢına DüĢen Milli Gelir (KBMG) ile gösterilir. GSMH‟nin toplam nüfusa bölünmesi ile KBMG bulunur. GSMH artmasına rağmen, nüfus artıĢı da hızlı olabilir. Bu nedenle GSMH‟yi temel alan analizler hatalı olabilir, KBMG‟deki artıĢ ülke vatandaĢlarının refahındaki artıĢı gösterir.

Ancak KBMG, milli gelirin bireyler arasında ne derece dengeli dağıldığını göstermekte oldukça yetersiz bir araçtır. KBMG her zaman, her koĢulda ekonomik ve toplumsal geliĢmiĢliğin bir göstergesi sayılmaz. Örneğin, Kuveyt ve Ġsveç‟te KBMG‟in birbirine yakın olması bu ülkelerin geliĢmiĢlik derecelerinin aynı olduğunu göstermez (Kepenek ve Yentürk, 1994: 410).

KBMG, gelir dağılımının ne kadar adil olduğuna dair bir bilgi içermez. KBMG çok yüksek gerçekleĢmekle birlikte milli gelirin dağılımı oldukça dengesiz olabilir. Gelir dağılımının adil dağılıp dağılmadığı ölçmek için farklı analiz

araçları kullanılır. Bireyler arasında milli gelirin adaletli dağılıp dağılmadığını ölçmek amacıyla kullanılan araçların baĢında “Lorenz Eğrisi” gelmektedir.

1905 yılında Max Otto Lorenz tarafından gelir dağılımının ifade edilmesi amacıyla geliĢtirilmiĢtir. Eğride x eksenindeki değerin y eksenindeki dağılımın yüzde kaçına sahip olduğu yine yüzde ile gösterilir. Gelir dağılımı söz konusu olduğunda grafiği çaprazlamasına ikiye bölen doğru "tam eĢitlik"

durumunu ifade eder. Bu durumda ülkedeki hane halklarının % 50'si gelirin % 50'sine, % 80'i % 80'ine vb. sahiptir. Zaman içinde eğrinin tam eĢitlik doğrusundan uzaklaĢması, o ülke için gelir dağılımının bozulduğuna iĢaret eder. Dikey eksende milli gelirin birikimli yüzdeleri % 20'lik paylar halinde; yatay eksende ise nüfusun birikimli yüzdeleri % 20'lik dilimler halinde gösterilir. Bu iki eksenin karĢılarına aynı uzunlukta tamamlayıcı eksenler çizilmesiyle oluĢturulan karenin sol alt köĢeden sağ üst köĢeye olan köĢegeni mutlak eĢitlik doğrusunu ifade eder. Bu doğrudan sapmalar gelir dağılımındaki eĢitsizliğin derecesini ortaya koyar. J alanı ne kadar küçük olursa gelir dağılımı o kadar sağlıklı demektir. J‟nin J+U‟ya oranı “Gini Katsayısı”nı verir. Gini katsayısı ne kadar küçükse ülkedeki gelir dağılımı son derece bozuktur. KayıtdıĢı ekonominin varlığı Lorenz eğrilerinin eĢitlik doğrusuna yakın veya uzak olarak değiĢmesini sağlar. KayıtdıĢı ekonomik faaliyetlerle oluĢan Lorenz eğrileri Ģekilde noktalı çizgilerle gösterilmiĢtir.

ġekil 4‟de de görüldüğü gibi, kayıtdıĢı ekonominin varlığı gelir dağılımını daha dengesiz hale getirebildiği gibi aksine düĢük gelir gruplarında bulunanların harcanabilir gelirini arttırarak dengesizliği azaltabilir. ġekil 4‟de noktalı çizgilerle düz çizgiler arasındaki alan kayıtdıĢı ekonomiden elde edilen geliri göstermektedir. KayıtdıĢı ekonomik faaliyetler ile sağlanan gelir artıĢı düĢük gelir gruplarındaki bireylerin tüketimini artırır. Tüketim eğiliminin düĢük gelir gruplarında daha yüksek olması ise tüketim etkisinin daha da Ģiddetli hissedilmesine yol açar. Tüketim harcamalarındaki artıĢ hızlandıran etkisi ile özellikle uyarılmıĢ yatırımlarda artıĢ yaratır. Kriz dönemlerinde kayıtdıĢı ekonominin bireylerin yatırım dürtülerini harekete geçirmesi sebebi ile kayıtlı sektörde üretim azalıĢı kayıtdıĢı sektördeki yatırımları artırabilir.

Özelikle yüklü vergi oranlarının bulunduğu kayıtlı ekonomiden kaçınmak için emek ve sermaye kayıtdıĢı sektörde istihdam edilebilir.

Gelirden Aldığı Pay Yüzdesi 100

90 80 70 60

50 Tam Eşitlik 40

30 20 10 0

10 20 30 40 50 60 70 80 90 100

Hane Halkı Yüzdesi ġekil 4. Lorenz Eğrisi

Hazine MüsteĢarlığı Yıllık Ekonomik Raporlarına göre, 1979 ve 1980 yıllarında ülkemizde yaĢanan ekonomik küçülmenin baĢlıca nedenleri, döviz darboğazından ötürü yatırım malları ithalatının azalması ve genel grevlerdir.

1994 yılında ekonomik büyüme oranı % -6.1 olarak gerçekleĢmiĢtir. Bu küçülmenin baĢlıca sebebi ise kamu kesimi borçlanma gereğinin yükselmesi ve gerekli politika önlemlerinin alınmasındaki gecikmelerdir. TÜĠK „e göre, Türkiye‟de 1998 yılında KBMG 3.200 dolar, 2004 yılında ise 3.383 dolardı.

Yeni milli gelir hesaplama yöntemine göre 576 milyar TL olan 2006 yılı GSMH‟sı yüzde 31,6 artıĢla 758 milyar TL‟ye ulaĢmıĢtır. DeğiĢikliğe sebep

Tam Eşitlik Doğrusu Eşitsizlik Bölgesi J

Lorenz Eğrisi U

olan Türkiye‟nin Avrupa Hesap Sistemi (ESA)‟ya geçmesidir. KiĢi baĢına düĢen milli gelirin ise 2006 yılı için 7.500 dolar düzeyinde olduğu açıklanmıĢtır. Bu rakam, daha önceki hesaplamalara göre 5.480 dolar idi.