• Sonuç bulunamadı

Kayıt dışı ekonomi, devletin haberi ve denetimi olmaksızın gerçekleşen legal ve illegal etkinliklerin tamamını kapsamaktadır (Erkuş ve Karagöz, 2009: 127). Farklı bir deyişle kayıt dışı ekonominin, faturalandırılmamış alışveriş, adil olmayan muafiyetin mevcudiyeti, sübvansiyon yahut indirimlerden faydalanmak, vergi kaçakçılıkları, sigorta dışı işçi çalıştırmak, farklı bir işte daha çalışmak, uyuşturucunun pazarlanması ve bunun gibi birçok illegal faaliyetin meydana gelmesi olarak sıralanabileceği gibi, yine bu etkinlikler belgelendirilmemiş yardımlaşma faaliyetlerini de içermektedir (Selman, 2007: 4).

Kayıt dışı ekonomiyi; ikincil ekonomi, saklı ekonomi, gizli ekonomi, paralel ekonomi, yeraltı ekonomisi, beyan dışı ekonomi, kaydedilmeyen ekonomi, yasadışı

ekonomi, enformel ekonomi, gölge ekonomi, illegal ekonomi, kara ekonomi gibi isimlerle de adlandırmak mümkündür. Bu farklı adlandırılmalar, kayıt dışı ekonomi kavramının açıklanmasını da zorlaştırmıştır. Dolayısıyla literatür kapsamında kayıt dışı ekonomi tanımıyla alakalı ortaklaştırılmış görüşlere rastlamak mümkün değildir (Tütüncü, 2013: 6).

Belgelenmemiş yahut içerik bakımından gerçek dışı olan belgeler doğrultusunda meydana getirilmiş ekonomik etkinliklerinin devletin malumatı dışına taşınılmasıdır. Bahsi geçen ekonomik etkinlikler; ekonomi etkinlikleri alanı içinde legal yükümlülükleri sağlamamak adına etkinliklerini saklayan kurum ve şahıslar mevcutsa kayıt dışı ekonominin varlığından söz edilebilir. Bu sebeple kayıt dışı ekonomi, kamu otoriteleri kontrolü olmaksızın gerçekleştirilen ekonomik işlemler ve faaliyetler şeklinde de tanımlanabilir (Karaarslan, 2010: 6).

Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) söz konusu ülkenin bir sene içinde ürettiği nihai mal ve hizmetlerinin tamamın maddi getirisi olarak açıklanabilir (Sarıkaya, 2007: 24). GSMH açısından kayıt dışı ekonomiyi ise GSMH içerisinde sayılmasına karşın kapsanmayan üretim gelirinin büyüklüğü, vergi bakımından; vergilendirilme işlemi yapılmalıyken bazı nedenlerle vergi yetkililerinin bilgisi dahilinde olmaksızın saklanan ve denetleme kapsamına alınamayan gelirler, istihdam bakımından; sosyal güvenlik kurumlarında kayıtları bulunmadan çalışmış olan kesimleri istihdam kayıtları içerisinde bulunmayan ve işsizliği kabul görmüş eksiklikler tanımlamaktadır (Sarıkaya, 2007: 3).

Kayıt dışı ekonomiyi belirleyen başlıca faktörleri şöyle sıralamak mümkündür:

Ekonomik etkinlik kapsamı dahilinde olması, Sonucu ölçülmemiş bir etkinlik olması,

Resmiyeti olan hiçbir kayıt ve istatistiksel veride bulunmaması, Belli bir miktar maddi getirisi olması (Şapçı, 2006).

Kayıt dışı ekonominin oluşmasına neden olan faktörler; yeraltı ekonomi, yarı kayıtlı durumda olan ekonomi, yasal yükümlülükleri yadsınması ve gelirlerin kanunlara uygun olmayan bir şekilde kayıt dışı bırakılması şeklinde dört ayrı başlık altında incelenebilir. Bu

gelirlerin yalnızca bir bölümünü kayıt altına alması yahut bu gelirleri hiçbir şekilde kayıt altına almaması ve yine sağlanan gelir için gerekli vergi mükellefiyetlerini yerine getirmiyor olmasıdır.

2.1.1. Yer Altı Ekonomisi

Yer altı ekonomisi, yasa dışı olan faaliyetler aracılığıyla elde edilen gelirleri kapsamaktadır. Yasa dışı olmaları nedeniyle herhangi bir vergilendirmeye tabi tutulamayacak olan bu ekonomik faaliyetler;

Yasa dışı uyuşturucu üretimi ve ticareti, Silah kaçakçılığı,

Fahişelik, Yolsuzluk, Kaçakçılık,

Yasa dışı kumar oynatmak, Tefecilik,

Çalınmış malların ticaretini yapmak olarak sıralanabilir (Karatay, 2009: 10).

Yeraltı ekonomisi bağlamında ele alınan her türlü illegal faaliyetin kayıt altına alınmasının sağlanması yerine bu faaliyetlerin gerçekleşmemesini amaçlamak önemlidir. Bu nedenle suç ekonomisine dönüşmüş olan yeraltı ekonomisi, kayıt dışı ekonominin tetkik edilmesinde, vergi tabanlarının uygun bir şekilde tayin edilmesiyle alakalı çalışmalar kapsamında kendisine yer bulamamaktadır. Öyle ki yeraltı ekonomisinin oluşmasını sağlayan etkinliklerin bir bölümünde; yeni baştan katma değer oluşturmaya değil, halihazırda var olan değerin yasal olmayan yöntemlerle el değiştiriyor olmasına rastlamak mümkündür. Bu nedenle mevzubahis illegal etkinlik, kayda geçirilmiş olsa bile Gayri Safi Milli Hasıla’yı artıracak bir etkiye sahip olamayacaktır (Sarıkaya, 2007: 6).

2.1.2. Yarı Kayıtlı Durumdaki Ekonomi

Ekonomik etkinlikleri legal olan; fakat söz konusu etkinliklerle sahip oldukları gelirin önemli bir bölümü kayıtlara geçirilmeyen şahısların etkinlikleri, yarı kayıtlı

ekonomik faaliyet kapsamında ele alınmaktadır (Sarıkaya, 2007: 7). Bu etkinliklerin görüldüğü sektörlerden bazıları aşağıda listelenmiştir;

Kendisini hayat standardı üzerinden ödenen vergiye endekslemiş olan serbest meslek erbabı (Doktorlar, Avukatlar ve Muhasebeciler),

Kereste ve mobilya ticareti yapanlar, Oto galerileri,

Emlak komisyoncuları, Kum ocakları,

Kaçak olarak yurda giren demir ticareti ile uğraşanlar, Kuyumcular,

Döviz büroları,

Yüksek ücret alan ücretliler,

Özel inşaat yapan müteahhitler (Yap - Satçılar), Proje büroları,

Tekstil iplik piyasasında çalışanlar, Gayrimenkul kiraya verenler,

Spot piyasasında dayanıklı tüketim malları ve elektronik cihaz ticareti yapanlar, Küçük sanayi bölgelerinde oto tamir bakımı yapanlar,

Oto yedek parçası satanlar,

Deri imalatı ve satışı ile uğraşanlar, Otel, lokanta ve eğlence yerleri işletenler, Yüksek rant elde eden arsa ve bina sahipleri,

Sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler, Tarımsal ürünleri alıp satanlar (Sarılı, 2007: 34-35).

2.1.3. Kanuni Mükellefiyet Zorunluluğu Olmayanlar

Türkiye’de bazı vergi mükellefleri tarafından elde edilen kazançların saptanmasında yaşanan zorluklar sebebiyle bu kazançlar vergi yasaları aracılığıyla muafiyet kapsamına alınmış, bu sayede bu gelirler vergi dışında kalmış veya ödenmesi gereken vergiyi devlet götürü usul ile tespit edilmiştir. Bir başka deyişle, söz konusu mükellefler tarafından

faaliyetleri neticesinde kazanılan gelirlerin kanuna uygun şekilde kayıt dışında kalması öngörülmüştür (Karatay, 2009: 11).

01.01.1999’a kadar götürü usule tabi olan mükelleflerin, reel kazançları kanuni olarak kayıt dışında kalmıştır, bunun nedeni bu usule tabi olan mükelleflerin gelir ve gider miktarlarının belgelendirilememesidir. Bu usule tabi mükellefler, kendilerinin vergi ödememelerine ek olarak asıl vergi ödeme zorunluluğu olan kesimin de gelirlerini doğru olarak beyan etmesini engellemişlerdir, bu sayede bu kesimin de gerekenden çok daha az vergi ödemesini sağlamışlardır. Götürü usule tabi olan mükellefler bu yolla kayıt dışı ekonominin boyutunun artmasına sebep olmuşlardır. 22.07.1998 tarihli 23417 Mükerrer Sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 4369 sayılı kanun uyarınca, götürü usul yerine basit usul getirilmiştir (Sarılı, 2002: 34).

2.1.4. Gelirleri Yasalara Aykırı Biçimde Kayıt Dışı Bırakma

Vergi mükelleflerinin bir kısmı, ödemesi gerekenin altında vergi vermek yahut hiç vergi vermemek adına ekonomik etkinliklerinin bir bölümünü yahut hepsini kayda geçirmekten kaçınmaktadır. Bu tarz vergi mükellefleri neredeyse bütün sektörlerde faaliyet göstermektedir. Bu tür kayıt dışılık boyutları esasında, söz konusu alanın kendine has yapısı tarafından meydana getirilmektedir. Kimi alanlarda yürütülmekte olan faaliyetler de, sektörün yapısı dolayısıyla tespiti ve denetlenme araçları zor olması nedeniyle daha kolayca kayıtlardan muaf tutulabilmektedir (Sarıkaya, 2007: 8).

Denetlenmesi daha basit olan alanların ekonomik etkinliklerinin her evresinde belli yaptırımlar uygulanmasının neticesinde kayıt dışı faaliyetler engellenebilirken, denetlenmesi daha meşakkatli olan sektörlerin kayıt dışı çalışması, şahıslar açısından bir kazanım olarak düşünülmektedir. Nitekim bu alanlarda ekonomik etkinlik gösterenlerin, sağladıkları gelirlerin önemli bir bölümü saklama eğilimleri gösterdiklerinden kayda geçirilmeme sorununun önüne geçilmesinde büyük sıkıntılar yaşanmaktadır (Karatay, 2009: 13).

2.1.5. Hiç Kaydedilmemiş Ekonomi Faaliyetleri

Kayıt altına alınmayan ekonomik faaliyetler sorunu daha çok gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkmaktadır. Belgelendirilme ve kayıt altına alınma sorunu olan sektörler

dolayısıyla gerçekleştirilmiş olan ekonomik faaliyetler şu örneklerle özetlenebilir (Karatay, 2009: 13-14):

İşportacılar, Hamallar,

Kaldırımlarda otopark işletenler, Jeton ve otobüs bileti satıcıları,

Evlerde oluşturulan küçük atölyelerde üretim yapanlar, Evlerinde özel ders verenler,

İnşaat ve tarım işçileri,

Gezici sebze ve meyve satıcıları, Canlı hayvan alım- satımı yapanlar,

Küçük çaplı tamir ve bakım işleri yapanlar.

Hiçbir şekilde kayıt altına alınmayan ekonomi alanının büyük bir bölümü de çocuk işçiler tarafından meydana gelmektedir. ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü)’nun hazırlamış olduğu raporlar doğrultusunda da kayıt altına alınan sektörlerde çocuk işçilerin sayılarında azalma olduğu da göze çarpmaktadır (Sarıkaya, 2007: 10).