• Sonuç bulunamadı

Kavramsal Etkileşim ve Đletişim Boyutlarında Evrim

BÖLÜM 3: ĐLETĐŞĐM SÜRECĐNĐN ELEŞTĐREL DÖNÜŞÜMÜ

3.4. Kavramsal Etkileşim ve Đletişim Boyutlarında Evrim

Postmodern dönemin bir diğer önemli özelliği de, iletişime ait temel prensip ve kuralların değişikliğe uğramış olmasıdır (Sözer, 2009).

Zaman hızla akıp giderken toplumun değer yargıları da değişime uğramaktadır. Tercih ve seçimler bu yeni anlayışın etkisi altında gerçekleşmektedir. Artık öncelikli olarak elle tutulamayan değerlerin varlığı sorgulanmaktadır (Kadıbeşegil, 2009).

Postmodernizm; bilgi toplumu, bilişim toplumu, teknolojik devrim, iletişim devrimi, kitle iletişimi gibi kavramları tartışma konusu yapmış (Şimşek, 1993) ve gerçeği, oturmuşluğu, güveni ve karşılıklı bütün bir anlayışa dayanan insan ilişkilerini reddederek iletişime son derece radikal bir bakış açısı getirmiştir (Babacan ve Onat, 2007).

Postmodernizm ve iletişim konusunu incelemede tek bir bilimsel yaklaşım biçimi yoktur, yaklaşım çokluğu vardır. Bu çokluğa bağlı olarak, üzerinde anlaşılan tek bir tanım yerine birbirine paralel, birbirini tamamlayıcı, birbirine kuramsal bakımdan benzeyen veya birbiriyle rekabet içinde egemenlik mücadelesi veren tanımlamalar vardır (Erdoğan, 1999).

Postmodernistlere göre insan sürekli bir iletişim halindedir; o hem her an çevresinden etkilenmekte, duyularıyla çevresini algılamakta, duygulanmakta, yorumlamakta ve anlamakta, hem de çevresini kendi eylem, tavır ve görüşleriyle etkilemektedir (Karaduman, 2010).

Đletişim konusu bu tür değerlendirmelerin ötesine götürülmeli ve belli biçimlerde

şekillendirilmiş teknolojik yapılarla olan ilişkileri içinde ele alınmalıdır (Erdoğan, 1999).

Geleneksel dönem içerisinde, kitle iletişim kanallarının kullanımı yaygınlık göstermiş, modern döneme geçildiğinde, pazarın ve teknolojinin gelişimi sonucunda ve iletişim etkinliğinin zorlaşması sebebiyle yeni kanallar ortaya çıkmıştır. Postmodern dönemin

yapısına ve dinamiklerine uygun olarak da yeni iletişim kanalları kullanılmaya başlanmıştır. Bu yeni kitle iletişim kanalları, ağırlıklı olarak internet ve dijital yayın teknolojisinin ürünleri olarak ortaya çıkmıştır (Sözer, 2009).

Roland Barthes, Soren Kierkegaard, Martin Heidegger, Friedrich Nietzsche, Marcel Duchamp, Jacques Lacan, Edmund Husserl ve Ludwig Wittgenstein gibi isimler, postmodern bakıs açısının habercileri; Jean-François Lyotard, Ferdinand de Saussure, Henri Lefebvre, Jacques Derrida, Guy Debord, Michel Foucault, Julia Kristeva, Jean Baudrillard, Gilles Deleuze ve Richard Rorty gibi isimler ise postmodern değişimin en önemli temsilcileri arasında kabul edilmektedirler (Bayram, 2007).

Postmodern sürece olumlu olarak yaklaşanların yanında olumsuz olarak yaklaşanlar da bulunmaktadır. Mesela; Drucker, Etzioni, Sontag, Hassa, Fiedle, Ferre gibileri, postmoderni temelde olumlamakta, Toynbee, Mills, Bell, Baudrillard gibileri de olumsuz olarak yaklaşmaktadırlar (Özcan, 2007).

Çoğu yazarın üzerinde anlaşmış oldukları nokta ise postmodern dönem ile enformasyon ve iletişim teknolojilerinin kitle iletişimine ivme kazandırmış olmasıdır (Özcan, 2007).

Đletişimin teknik ve alt yapısındaki değişimlerin ardında, postmodern düşüncenin yattığı yönünde epeyce görüş mevcuttur (Karaduman, 2010) ve bu görüşlere göre, iletişim teknolojileri, postmodern durum ile doğrudan bağlantılıdır. Postmodernizm; enformasyon, kitle iletişimi ve iletişim teknolojilerindeki değişime adeta anlam katmıştır (Felsefe Ekibi, 2006).

Yazarların üzerinde durduğu temel konu; ileri teknoloji kullanan medya ve toplumsal ilişkilerde meydana gelen dönüşümdür (Đnaç, 2009).

Fransız felsefeci Roland Barthes’a göre, hangi iletişim ortamında olursa olsun, dilde olduğu gibi bütün göstergelerde de anlama ulaşmak mümkündür (Doltaş, 2010).

Fransız Sosyolog Jean Baudrillard’a göre özne, çağdaş iletişim teknolojisi çerçevesinde iletilerin her türlüsünden yakın çevresinden etkilenirmişçesine etkilenmektedir (Doltaş, 2010).

Amerikalı düşünce tarihçisi Mark Poster’a göre, elektronik iletişim sistemlerinin (televizyon, telefon, faks makineleri, bilgisayarlar gibi), olağanüstü kurumsallaşması ve yaygınlaşması ile bilgi edinme ve aktarma yöntemleri de değişmiştir (Doltaş, 2010). Kitle iletişim araçlarının kimisi geleneksel araçlar iken kimisi de yeni iletişim teknolojileri kavramıyla anılmaktadır. Teknolojinin gelişmesiyle kitle iletişim araçları da gelişmektedir. Yeni iletişim araçları grubuna telekomünikasyon ve bilgisayar alanındaki gelişmelerden kaynaklanan ve özellikle bu ikisinin bileşimi ile ortaya çıkan kitle işletişim araçları girmektedir (Şimşek, 1993). Örneğin, elektronik alandaki buluşlar ile mobil bilgisayar şebekeleri (internet) vb. kitle iletişiminin hizmetine girmiştir (Yurtseven, 2009).

Geleneksel iletişim kanalları sırasıyla, televizyon, radyo, basın ve promosyonlardan oluşmaktadır. Modern iletişim kanalları ise telefon, mektup, e-posta (interaktif iletişim), satış noktası iletişimi, internet (web iletişimi), sponsorluk, açık hava iletişimi, ürün yerleştirme ve halkla ilişkilerden oluşmaktadır (Sözer, 2009).

Postmodern kanallar içerisinde, internet tabanlı mecralar olan weblog (blog)’lar, forumlar, e-haber bültenleri, web ansiklopedileri (wiki), arama motorları, sosyal paylaşım siteleri, podcast ve viral pazarlama uygulamaları ile uydu teknolojisi tabanlı dijital yayınlar yer almaktadır. Bu yeni nesil iletişim kanalları posmodern dönemin en önemli iletişim araçları konumundadır (Sözer, 2009).

Đletişim teknolojilerinin hızlı gelişmeleri ile özellikle yeniçağın kitle iletişim alanı sayılan internetin sağladığı olanaklarla da bir nevi ‘sanal kimlik’ kavramı oluşmuştur. Kimlik artık istediği şekle bürünür biçimde her an değişebilir haldedir. Yaşam stillerinin ve kimlik yapılarının tüketim odaklı inşa edildiği postmodern dönemde, kimlikler değişken ve kolayca terk edilebilecek şekilde biçimlenmektedir (Karaduman, 2010). Artık birey, kendi kimliğini gizleyerek, ismini cinsiyetini, toplumsal rol ve statüsünü değiştirerek hiç tanımadığı kişilerle bile iletişimde bulunabilmektedir. Küresel koşullarda bireyin yakınlık kavramı da farklılaşmıştır. Đnternetle birlikte oluşan sanal mekanda artık, burası-orası, iç-dış, yakın-uzak gibi ayrımların pek bir anlamı kalmamıştır. Đletişimde zaman ve mekan sorununun ortadan kalkmasıyla, bireyler için iletişim, sorun olmaktan çıkmıştır (Karaduman, 2010).

Đletişim araçlarının özellikle internetin gelişiminin iletişimin oluşum sürecinde etkili olduğu görülmektedir. Đnsanların çoğu için iletişim, yaşadıkları mekanla ve yerellikle sınırlıydı. Bilgileri yerel bilgilerdi ve bunların aktarım biçimi sözlü iletişime dayalı ve hayatın gerçeklerine göre adapte olmuş biçimdeydi. Ancak günümüzde bu koşullar iletişim araçlarının gelişmesiyle aşılmıştır. Gündelik yaşamın mekânsallığı içindeki birey, internet aracılığıyla uzak deneyimlere yelken açmıştır. Đletişim, bilgisayar aracılığıyla kurulan kendine özgü bir dil yaratmıştır. Bilgisayarlı kitle iletişimi ile birey; elektronik posta, tartışma grupları ve telekonferans gibi postmodern alanlarda seyir halindedir (Karaduman, 2010).

Kitle iletişiminde kullanılan kanallar; geleneksel, modern ve postmodern olmak üzere üç parçada incelenirken, bu parçalarda yer alan her mecranın iletişim içerisinde farklı bir yeri ve önemi bulunduğunu belirtmek gerekmektedir. Đletişim kanallarının üç ana parçada incelenmesinin temel sebebi, iletişimde de dünya ve toplum düzenindeki değişimlere paralel bir gelişmenin olduğunun gösterilmesidir. Geleneksel ve modern yaklaşımdan, postmodern yaklaşıma geçişte, iletişim kanalları da aynı şekilde evrim geçirmiştir. Bu evrimin bir sonucu olarak, geleneksel iletişim kanallarından sonra yeni dünya düzenine daha yakın duran, modern ve yeni nesil postmodern iletişim kanalları ortaya çıkmıştır. Đletişimde başarının anahtarı, hem uzaktan sesin duyurulabilmesi hem de dokunacak kadar yakın olunabilmesi iken bunun başarılabilmesi için de dikkat edilmesi gereken en önemli nokta iletişimin örgütsel ve yönetsel açıdan doğru yapılandırılmasıdır (Sözer, 2009).