• Sonuç bulunamadı

5. KENTLER İÇİN KATILIMCI BİR MODEL ÖNERİSİ

5.3 Katılımın ve Kentsel Muhalefetin Yöntemleri

Önceki bölümlerde de detaylı bir şekilde tanımlanan kullanıcı katılımı kavramı, kenti deneyimleyen kentlinin yaşamsal birikimlerinin, tasarımcının profesyonel donanımı ile birleştirilmesidir (Baba, 2009). Yani kentsel katılımı gerçekleştirebilmek için öncelikle kentli harekete geçirilmek zorundadır. Kentlinin eylemli olma halini öğrenmesi, ve bunu kent için kullanması gerekmektedir. Bu örgütlü eylemlilik halini oluşturmada; genç nüfus için bilişim araçları daha baskın olabilecekken, orta ve üst yaş grubu için yerel yönetimlerin düzenlediği bilgilendirme, anket ve analizler daha teşvik edici olabilir.

Türkiye kentleşme tarihinin incelendiği bölümlerde de değinildiği gibi, 1990’lı ve 2000’li yıllarda hız kazanan dönüşüm süreçlerinde, kentlerin tarihlerinden ve

yaşayanlarından kopuk projelerle doldurulmuş olmasının kentli üzerindeki yansıması çaresizlik ve seçeneksizlik şeklinde gözlemlenmekteydi. Büyük ölçüde kent arazilerinin değerinin artışına yönelik olan bu kentsel dönüşüm projeleri ile birlikte, daha farklı ve katılımcı bir kent politikası izlemenin önündeki engeller de günümüzde sıkça görülmektedir.

Adaletsizlik, eşitsizlik, mağduriyet, çıkar ilişkileri, göstermelik katılım süreçleri, şeffaflıktan uzak proje süreçleri, günümüz kentlerinin en önemli rahatsızlıkları arasındadır. Buna karşı çıkması gereken de bizzat kentlinin kendisidir; çünkü egemen güçler veya bu projeleri yürüten star mimarların, büyük gayrimenkul, inşaat şirketlerinin, ihale sahiplerinin ve kazananlarının kente ve kentliye dair böyle bir çabasının olmayacağı ortadadır.

Bilimsel Etkinlikler: Kente dair harekete geçilmesi gereken bir sürecin bilgilendirme

aşamasında; kongre, sempozyum, seminer ve konferanslar gibi bilimsel etkinliklerin, kentlinin net ve doğru bir şekilde bilgi alması, sürece dair fikir geliştirilmesi açısından önemi büyüktür. Kentlinin yaşayabileceği en büyük problemlerden birinin projeleri okuyamamak veya anlayamamak olabileceği savıyla; bu tarz etkinliklerin kentliye konuyu, verileri, artıları ve eksileri net bir şekilde kavratabilmesi açısından önemli rolü vardır.

Sanatsal etkinlikler : Kente dair fikir beyan etmesi gereken bir takım projeleri

okumakta zorluk çekmesi olası olan kentli için, bu süreci daha cazip hale getirmek amacıyla sanat kollarını kullanma fikri, özellikle sergileme, belgesel yöntemleriyle beraber çok daha etkili olabilir.

İşgal et eylemleri; dünyada onlarca yıllık bir tarihi bulunan işgal evlerinin devlet

tarafından legal mekanlar olduğunu söylemek zor olsa da, “geçiciliği” kullananlarca da bilinen bu evlere belli bir süre anlayış göstermektedirler.

İşgal evleri, öncesinde genellikle iyi araştırılıp, sahibi olmayan ve uzun süredir kullanılmayan boş evlerden seçilir; sonra da dayanışma içerisinde bu evleri yaşanabilir hale getirmek için çalışma, tamir ve onarım süreci başlar. Genel katılımcılar, evsizler, azınlıklar, dışlanmışlar, göçmen kimseler, feministler, öğrenci kolektifleri, eşcinseller olabileceği gibi, dayanışmayı, doğrudan demokrasiyi,

Kentte zaman zaman, kimsenin özel mülkü olmayan alanlarda, alana zarar vermeyerek hatta onararak ve güzelleştirerek, doğrudan demokrasinin, dayanışmanın, birlikte hareket etmenin mahalle ölçeğinde yaşanabilecek en güzel pratik alanı olan işgal evlerinin kurulması mahalleli açısından son derece önemlidir. Bu evlerde; film gösterimleri, dayanışma konserleri, insanlara birlik ruhunu gösterebilecek şekilde beraber yemek pişirme, yeme gibi aktivitelerin, toplantıların yapıldığı, Kadıköy Don Kişot işgal evindeki gibi çocuklar için bir oyun odasının bulunduğu, mahallelinin istediği her türlü zararsız, kültürel, eğlencel, dayanışmacı aktivitelerin gerçekleştiği, küreselleşen dünyada ihtiyacımız olan yerelliğe ve mahalle ölçeğine geri dönebilmemize fırsat veren deneyimlerin doğduğu ve paylaşıldığı mekanlar olarak kullanılmalıdır. Yabancılaşma ile dolu bir dünyada, insanların artık aileleri, eşleriyle beraber yaşarken dahi zaman zaman deneyimleyemediği anları, mahalle ile birlikte gerçekleştirebilmek, Kadıköy örneğindeki gibi bazı evlerde, yerel yönetimler tarafından da anlayışla karşılanmalı ve desteklenmelidir.

Demokratik gösteri ve yürüyüşler; özellikle herhangi bir politik veya siyasi

oluşumun içerisinde yer almayan bireyin kente dair tepki göstermek istediği durumlarda yalnız olmadığını hissetmesi, sesini duyurma ve eylemlilik içinde olma haklarını kullanabilmesi açısından önemlidir. Yönetimler tarafından nasıl bir tepki ile karşılandıkları, o ülkedeki demokrasinin oturmuşluğu açısından önemli bir göstergedir.

Halk oylaması (referandum); temsili demokraside, belirlediğimiz adayların bizim

yerimize karar aldığı, kimi zaman problemli ve karmaşalı süreçlere neden olan durumun aksine, doğrudan demokrasinin güzel bir örneği olan referandum, yani halk oylamalarında genelde sadece tek bir konuyla ilgili, halka cevabı “evet” ya da “hayır” olan sorular yöneltilir. Genellikle de anayasa veya önemli yasa değişiklikleri sebebiyle yapılır. Kentsel muhalefet için kullanılabilecek yöntemlerden biri olması düşüncesi, yerel ölçekte de kullanılabilir olmasından doğar. Lokal bir problemde tüm ülkenin dahil olması veya saf belirlemesi anlamsız ve imkansız olmakla beraber; mahalleler, beldeler, kentler ölçeğinde, sadece o kentliyi ilgilendiren konularda da etkin bir yöntem olarak başvurulmalıdır.

Forumlar; tarihte doğrudan demokrasinin en önemli alanı olan forumlar, Türkiye’de

şekilde devam etmiştir. Forumlarda günümüz pratiklerinden farklı olarak, halk akşam saatlerinde semtlerindeki büyük parklarda bir araya gelerek, seçilmiş bazı moderatörler eşliğinde, bir önceki gün belirlenmiş olarak gündem sorunlarını sıra ile tartışmaktaydı. Bu yöntem, kente dair gündemler için de gerçekleştirilerek, insanların “mahalleli, komşu” gibi kolektif duyguları harekete geçirilebilir.

Atölyeler; mimarlar ve plancıların önderliğinde ve yönlendirmeleriyle, kente dair,

kentte yaşayan insanların yabancılaşmasına neden olan süreçlere karşı bir duruş geliştirmek amaçlı düzenlenebilirler. Profesyonel yönlendirmenin bu noktada kentlinin projeleri okuyabilme ve değerlendirebilme, sonrasında da kente dair bir gündemde kendini ifade edebilme yetisini kazanmasında büyük yardımı olacaktır.

Medya; çağımızın en önemli iletişim araçlarından biridir. Toplumsal muhalefeti

kurma anlamında en etkin aktörler bu gruptadır; televizyon, gazete ve dergiler, radyolar ve tabi internet... Medya kente dair konularda ne kadar aktif olursa bilgilenmeden, örgütlenmekten ve kentsel süreçlere dahil olmaktan o derece bahsedilebilir. Medyanın bağımsızlığından bahsetmenin imkansızlığı bu araçları gerekli şekilde kullanamamayı beraberinde getirmektedir. Bu anlamda en büyük görev medya patronlarına, çalışanlarına düşmekle beraber, halkın da bu konuda bilinçlenerek farklı kaynaklardan haber almaları, tek bir kurum, kuruluş veya yayına bağlı kalmamaları, daha fazla ve objektif bilgi talep edebilmeleri gerekmektedir.