• Sonuç bulunamadı

4. BİR KENTSEL HAK OLARAK KULLANICI KATILIMI KAVRAMI VE

4.5 Kullanıcı Katılımına Örnekler

4.5.4 Karşıyaka

Karşıyaka Kent Meclisi, 2000 yılında, Belediye Başkanı’nın önderliğinde, daha önce benzer sivil örgütlenmelere kafa yormuş insanlarla birlikte, kentlinin konuyu kanıksamasına olanak verecek kadar uzun ön çalışmalar sonrasında resmen kurulmuştur (Erten, 2004). Kent Meclisi, Karşıyaka’lıların ilçelerine dair kendilerini ilgilendiren güncel sorunlar hakkında aktif olarak bilgilendirmelerini ve ortak kararlar alarak yönetimde rol oynamayı amaçlıyordu.

İlk adımlar, katılımcıların ve tüzüğün belirlenmesiydi. Meclis ilk kurulduğunda katılımcılar; Belediye Başkanı, kent meclisi sekreteri, eski belediye başkanları, belediye başkan adayları, il genel meclisi üyeleri, muhtarlar, uzmanlar (eski valiler, yöneticiler, psikolog veya mimarlar gibi özel uzmanlık gerektiren alanlardan birer temsilci olmak üzere), partiler, spor klübü, dernek ve vakıflar, sendikalar, odalar, mahalle temsilcilerinin toplamı olan 270 kişiden oluşuyordu (Erten, 2004).

Mecliste gündemin hazırlanmasından yürütme kurulu sorumlu idi. Kent meclisine isteyen herkes gönüllü olarak katılabiliyor, fakat sadece üyelere söz önceliği veriliyor, kararlar da yalnızca üyeler tarafından alınabiliyordu. Yalnızca bilgilendirmeye dönük olan toplantılar panel adını almakla birlikte; kent meclisi toplantıları esasen karar almaya yönelikti. Meclis, kurulduğu andan itibaren kente dair önemli ve güncel sorunları gündemine alarak, umut verici bir şekilde pek çok yaptırımın da baş aktörü olmuştur. Bu gündemlerden bazılarında, kıyı şeridindeki çay bahçelerinin kente kazandırılması ve kentlinin kıyıyla bütünleştirilmesi, engelli vatandaşların günlük kent yaşamında karşılaştıkları sorunlar ve kent olanaklarının bu vatandaşlara göre dönüştürülmesi, semtte bir devlet hastanesinin eksikliği, semtte inşası durdurulan huzurevinin gerekliliğine dair çalışmalar, kadın danışma ve sığınma evi eksikliği, bu birimlerin kurulabileceği, elverişli arazi parçalarının tespiti (uzman kadrosundaki plancı ve mimarların önderliğinde), Karşıyaka çarşısındaki tarihi binaların tahribi, çarşıya ulaşım sorunu, tabela kirliliği, bina dış cephelerindeki dil ayrılığı, kent ormanı kurma, Nazım Hikmet’i anma, Aşık Mahsuni Şerif’i anma, kitap fuarına katılım, dünya barış günü etkinlikleri, geziler, söyleşiler, okuma yazma kursları, baz istasyonlarının değerlendirilmesi, Alaybey tersanesi projesinin değerlendirilmesi (mimarlar odası önderliğinde), kent meclisi parkının oluşturulması (şehir plancıları odası önderliğinde), Alaybey sahiline çay bahçesi kurulması, Karşıyaka katlı otoparkının değerlendirilmesi, Aliağa- Basmane demiryolu banliyö sisteminin geliştirilmesi projesini değerlendirilmesi, kentteki binaların dış cephelerinin değerlendirilmesi (mimarlar odası), Karşıyaka yeşil kuşak projesinin değerlendirilmesi (Ege Ünv. Çevre araştırma merkezi), Karşıyaka’da hastane ve sağlık tesisi gereksinimlerinin değerlendirilmesi, Karşıyaka Belediyesi Parklar müdürlüğünün çalışmalarının değerlendirilmesi, Karşıyaka’da hava kirliliğinin değerlendirilmesi, sahil düzenleme çalışmalarının değerlendirilmesi, Pazar yerleri ve sorunlarının değerlendirilmesi, otopark sorunu, sokak şenlikleri ve yazlık sinema kültürünü geri getirme gibi ciddi kampanyalar yürütülmüş, organizasyonun kuvveti sayesinde tamamına yakınında başarılı olunmuştur. Alınan kararların uygulandığını görmek noktası bu konuda çok önemlidir çünkü işlerini bırakıp, dükkanlarını kapatıp toplantılara gelen pek çok insanın, sosyal hayatlarına ayırabilecekleri bu vakti ayırdıkları bu “örgütlenmenin” neye yaradığını görmeleri kent konseyinin başarıya ulaşmasının birinci ve en önemli sebebidir.

Benzer faaliyetler yürütmek adına, Karşıyaka Kent Meclisi’nin deneyimlerinden faydalanmak isteyerek kendilerine çağrı yapan bazı belediyeler olmuştur. Datça, Mardin-Derik, Bodrum, Kars, Rize-Fındıklı, Ankara gibi kentlerle de bu bilgi ve deneyimler paylaşılmıştır (Erten, 2004). Karşıyaka örneğinin özgünlüğü, uzman katılımcılar ve örgütlü bir organizasyon şemasının avantajları sayesinde, çok çeşitli ve farklı ölçeklerde projeler yürüterek çoğunda yaptırım gücüne erişmiş olmalarıdır.

4.6 Bölüm Sonucu

Kullanıcı katılımı konusu; kentsel hizmetlere erişim ve karar alma mekanizmalarına katılımın ötesinde, kenti değiştirerek kendimizi değiştirme arzusuyla da ilişkilidir. Kenti değiştirmek yoluyla kendimizi ve yaşantımızı değiştirme hakkı da bir kent hakkıdır. Lefevbre’in ünlü Şehir Hakkı (The Right to the City) makalesinde kullanıcı katılımı kavramının iki önemli gerekliliğinden bahsedilir: Kenti yaşamak, kentsel hizmetlerden faydalanmak; ve karar alma süreçlerinde aktif rol oynamak (Harvey, 2008, s. 23). Demokratik bir metropol yaşamı için zorunlu bir etken olan katılımcı politikalar, kentlinin yaşadığı yere olan bağını da güçlendirmekte; yönetimler açısından bakıldığında ise, kentli tarafından oluşabilecek tepkilere önceden önlem alınmaktadır.

Yerel düzeyden demokratik idealleri gerçekleştirmeye çabalayan örneklerin sayısı dünya çapında gittikçe artmaktadır. Geleneksel olan, tasarımcının kendisini “problem çözen, doğru tasarım kararlarını veren” kişi gören veya yönetimlerin kendisini seçilmiş karar mekanizmaları addeden anlayışlarındansa, İlhan Tekeli’nin de belirttiği gibi “mimar da plancı da kolektif olmak zorundadır, yani bir mimarın, bir plancının bütün dünya meselelerini kavrayıp da kendini gerçekten bir bilge, problemleri mutlaka çözecek bir insan zannetmemesi gerekir. Bilginin de kolektif, örgütlü olması gerekiyor” (Tekeli, 2011, s. 113). Katılım yöntemi konusunda Harvey’in önerisi ise; katılımı gerçek anlamda sağlamak için “çift koldan taarruz” yapılması gerektiği şeklindedir: Hem devleti daha fazla kamu hizmeti yapmak için zorlamak, diğer yandan kentli nüfuslar olarak kendi kendine örgütlenerek bu hizmetleri sahiplenmek, onlardan faydalanmak, bu hizmetlere katkı yapmak. Tüm bunların da, ortak alanların kullanımına dair mevcut teorilerin sunduğundan çok daha

hareketler bunları başarmak için çok sayıda insanın ve kritik politik enerji eşiğinin var olduğuna dair pek çok ipucu veriyor” (Harvey, 2012, s. 142). Bu bağlamda, bir önceki bölümde incelenmiş olan kent hakkı eylemlerinin, kullanıcı katılımını sağlayacak altyapıyı oluşturma sürecinde önemi büyüktür.

Bu bölümde incelenmiş olan katılım örnekleri ise, tüm dünya kentleri için ortak bir model oluşturma yolunda bize kentsel ve toplumsal pek çok ipucu vermekte, başarılı katılımın bileşenleri konusunda geçmiş deneyimlerden önemli çıkarımlar yapılmasını sağlamaktadır.