• Sonuç bulunamadı

Kartal (Semrük-Bürküt) Ana

I. MİTOLOJİK ANALAR

I.1. ANALARIN ANASI MİTOLOJİK (YER-ULU) ANA KÜLTÜ

I.1.1. İyi (İyi Ruhlu) Analar

I.1.1.25. Kartal (Semrük-Bürküt) Ana

Kartal Ana, Türkçede çeşitli şekillerde adlandırılmıştır. Bürküt, Merküt,

Markut, Mörküt, Börkit, Börköt, Bürgid Ana olarak da karşımıza çıkan Kartal Ana,

Saha Türklerinde de Hotoy Ene olarak bilinmektedir. Moğollarda ise Bürgüd Ece ya da Bürged Ece olarak adlandırılmıştır (Karakurt, 2012: 214).

Türk kültüründe önemli bir yeri olan Kartal Ana, şaman mitolojisinde de yaygın şekilde kullanılan bir simgedir. Gök Tanrı’yı sembolize eden Kartal Ana’nın, Yakut Türklerinde şamanın ruhunu taşıdığına inanılmaktadır (Çoruhlu, 2015: 174). Kartal Ana’nın Gök Tanrı’nın habercisi ya da Gök Tanrı’nın yeryüzüne inmiş şekli olduğuna inanılmaktadır (Roux, 1984: 86). Gelecekte yaşanacak olaylardan haber veren, ruhlar ile bağlantısı olan, yer ve gök arasında aracılık yapan Kartal Ana, doğa olaylarının meydana gelmesinde etkin bir rol oynamıştır (Örnek, 1971: 132).

Kartal Ana, türemeyi de sembolize eden bir varlıktır. Yakutlara ait bir mitte Kartal Ana’dan türeme şöyle söz konusu edilmiştir:

“Yakut Türklerinin inanışlarına göre şamanlar, yeryüzüne bir kartal tarafından getirilirlerdi. Onlara göre, şaman olacak bir çocuğun ruhu, çocuk daha

73

doğmadan bir kartal tarafından yenirdi. Bu ruhu yiyen kartal, bundan sonra güneşli bir bölgeye göç ederdi. Ortası büyük bir çayırlıkla kaplı olan bu bölgede, güneşin ışıkları solmaz ve her zaman pırıl pırıl parlarmış. İneklerin ilk defa süte geldiği yer de, yine bu çayırlık alan imiş. Tam bu çayırların ortasında ise, kırmızı bir çam ile bir gürgen veya bir de kayın ağacı varmış. İşte bu kartal, bu ağaçların üzerine gelir ve yumurtasını bıraktıktan sonra gidermiş. Yumurta, bir süre ağaçların üzerinde kaldıktan sonra yarılır ve içinden bir çocuk çıkarmış. Ağaçların altında da bir beşik bulunurmuş. Çocuk, yumurtadan çıkar çıkmaz, hemen bu beşiğin üzerine düşer ve orada büyümeğe başlarmış.” (Ögel, 2014: 1/648).

Bir başka Yakut mitinde ise Kartal Ana’nın hem iyi hem de kötü şamanları dünyaya getirdiği ve onların koruyuculuğunu üstlendiği bilgisi bulunmaktadır:

“Yakutların inanışına göre, iyi şamanlar kırmızı çam üzerindeki yumurtadan; kötü şamanlar ise, gürgen ağacı üzerindeki yumurtadan çıkarlarmış. Yumurtadan çıkan bu şamanlar, tabii olarak hayatları süresince, Kartal Ana’ları tarafından korunurlarmış. Bu kartal, onların her işlerinde büyük bir yardımcı olurmuş.” (Ögel, 2014: 1/648).

Yakut Türkleri arasında yaşayan bir inanca göre ise kısır kadınların kartala dua ederek ondan çocuk istemeleri (Bayat, 2015a: 37) kartalın doğurganlık ve üremeyle alakasını bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Efsane metinlerinde karşımıza çıkan Kartal Ana, göğü simgelediği için Kuzey Sibirya topluluklarında çift başlı kartal önemli bir motiftir. Aynı zamanda Selçuklu Devletinde de bir sembol olarak kullanılan çift başlı kartal hakkında Bahaeddin Ögel şu bilgileri vermektedir:

“Sibirya’da ve Altay bölgelerinde, şehirler ile yurtların yanında dikilmiş, uzun bir sırık bulunuyordu. Sırığın tepesinde ise, “ağaçtan yontulmuş, bir kuş figürü” vardı. Sırığın tepesindeki bu kuşa, “gök kuşu” denilirdi. Yakutlar ise bu kuşa “Öksökö” derler. Onlara göre bu sırık, “göğün direği” idi. Bu kuş, yaygın olarak, “çift başlı kartal şeklinde yapılırdı. “Dünyanın direği” dört köşe yontulmuş bir ağaçtı. İnanışlara göre bu sırık, “göğe uzanıyor” ve tepesinde de “kartal” bulunuyordu. Daha gelişmiş olan Yakut Türklerine göre, kartal “Tanrı’nın gücü ve erki’nin” sembolü idi. Dolganlara göre ise “kartal göğün kapısını kanatlarıyla” tutuyordu” Göğün kanatları, sırık üzerindeki 7 veya 8 dal göstermişti. Kartal ise “kırmızı renge” boyanmıştı. Gökte “Tanrı’nın katı, bu büyük kartalın bulunduğu yer idi. Ruhlar “kuş olup” uçuyorlardı. Yerde bir çocuk doğacağı zaman, bu küçük kuşlardan biri inerek, çocuğun ağzından girer ve ona ruh verirdi…” (Ögel, 2014: 2/224).

Bu açıklamalar bize Kartal Ana’nın gök ile yani Gök Tanrı bağlantısı olduğunu ve çocuklara ruh verdiğini göstermektedir.

Bazı halkların mitolojilerinde ise soylarının Kartal Ana’dan geldiği bilgisi mevcuttur. Bu bağlamda Eski Türkler arasında bulunan Arpad Sülâlesi de Kartal Ana’dan türemiştir:

74

“Macarlar bir zamanlar, Hazar Devleti’nin egemenliği altında yaşarlardı. Bunların da başlıca iki kralları vardı. Bu krallardan biri, Almos’un oğlu Arpad ve diğeri de Lebedias idi. Hazar Hakanı, Macarların başına, kral olarak önce Lebedias’ı seçmiş ve ayrıca kızını da ona vermişti. Fakat Hazar Hakanının kızından hiçbir çocuğu olmamış ve bu suretle de Lebedias’ın soyu sona ermişti. Bunun üzerine Macar kabilelerinin başına Arpad kral olarak geçti. Macarların başına geçen bu yeni kral ailesi “Kartal Boyundan geliyorlardı.” (Ögel, 2014:

1/645).

Göktürk Devletinin idaresinde olan Şato Türkleri de kartaldan türediklerine inanmaktadır: “Şato Türklerinin başkanı, kartal yuvasından doğdu.” şeklindeki bilgi bu durumu kanıtlar niteliktedir (Ögel, 2014: 2/165). Buryat ve Finler kartaldan türemiş olan topluluklardır (Bayat, 2015a: 100). Bu toplulukların dışında Teleütler, Yurtaslar ve bazı Türk hükümdarlarının da Kartal Ana’dan türediklerine inanılmaktadır. Teleüt Türklerinden Merküt adlı topluluk kara kartaldan, Berkut Yurtas topluluğu ise beyaz başlı bir kartaldan türemiştir (Bayat, 2015b: 178; Ögel, 2014: 1/52).

Kartal Ana, kutsal kabul edildiği için zaman zaman ona kurbanlar da sunulmuştur. Örneğin Yakut Türkleri, gökte kartal gördükleri zaman ona dana kurban ederler ve kurban ettikleri hayvanın etini de diğer hayvanlara dağıtırlardı (Ateş, 2001: 127). Bu doğrultuda Yakut Türklerinin inancına göre kartalı öldürmek günah sayılmıştır. Kartal bir av sonucu veya tesadüfen öldürülmüşse onun ölüsü bir kayın ağacına asılmak suretiyle ruhunun huzur bulmasına yardımcı olunur (Kalafat, 2010: 211).

Bu kutsal varlık zaman içerisinde simgesel nitelikli bazı anlamlar da kazanmıştır. Gök iyesi olan Kartal Ana’nın sol kanadı Ay’ı, sağ kanadı ise Güneş’i sembolize etmektedir (Bayat, 2015b: 300). Göktürkler ve Uygurlar zamanında ise koruyucu bir ruh olarak bilinen Kartal Ana adaleti simgelemiştir (Çoruhlu, 2015: 174). İfade ettiği simgelerin yanı sıra Kartal Ana figürü, sembolik anlamda şaman kıyafetinde yaşamaya devam etmiştir (Bayat, 2015a: 177).

Verilen bu bilgilerden hareketle Kartal Ana’nın doğurganlığı ve dolayısıyla soyun devamını sağlayan kutsal bir varlık olduğunu söyleyebiliriz. Bu özellikleri kapsamında ana rahmiyle yani anayla özdeşleşmektedir. Çünkü Kartal Ana, ana rahminde bulunan yumurta olarak tasavvur edilmiştir. Anne, yeryüzünde bulunan diğer varlıkların hepsinden farklı olarak yücelik ve kuvveti de ifade eder. Kartal Ana, konumu dolayısıyla anne gibi yüceliği ve kuvveti sembolize etmektedir. Koruyuculuk

75

işlevi de bulunan bu varlık, aynı zamanda adaleti de simgelemektedir. Onun adaleti simgelemesi ise hiç şüphesiz Gök Tanrı ile bağdaştırılmasından kaynaklanmaktadır.