• Sonuç bulunamadı

1.3. KAYIT DIġI EKONOMĠNĠN ÜLKE EKONOMĠLERĠNE ETKĠLERĠ

1.3.2. K AYIT D IġI E KONOMĠNĠN O LUMSUZ E TKĠLERĠ

1.3.2.11. Karaparanın Sebep Olduğu Olumsuz Etkiler

Öte yandan karaparanın, kontrolün az olduğu ülkelere yöneldiği, kaynakların yönünü uluslararası boyutlarda ters yöne çevirdiği, böylece döviz ve faiz piyasasını etkilediği de görülmektedir. Özellikle aklama sürecindeki karapara, beklenmedik fon giriĢ ve çıkıĢları dolayısıyla döviz kurunda ve faiz oranında dalgalanmalar ve

129 A.g.t.

76 istikrarsızlıklar doğurabilmektedir. Benzer bir istikrarsızlık hisse senedi ve gayrimenkul fiyatlarında ortaya çıkabilmekte, bu varlıkların değerleri istikrarsız olarak artıp azalabilmektedir.131

Bu konuda basına yansıyan bazı uzman ve yetkili görüĢleri aĢağıdaki gibidir: ―Günümüzde malî transferlerin mal değiĢiminin kat kat üzerinde olması ve spekülatif sermayenin ya da sıcak paranın hızla artmıĢ olması nedeniyle, karaparanın sıcak para kimliğine bürünerek uluslararası piyasalarda aklanması sermayenin serbestçe dolaĢabildiği ülkeler için olası bir geliĢmedir.132

YasadıĢı faaliyetler ve bu faaliyetlerden elde edilen gelirlerin aklanması, sadece ekonomik değil aynı zamanda sosyo-politik etkiler de doğurmaktadır. Bu çerçevede bahsedilecek ilk etki, toplumun sosyal ve ahlaki yapısında zayıflamanın ortaya çıkabilmesidir. YasadıĢı faaliyetlerin yaygınlaĢmasıyla birlikte, yasal ve kayıtlı sektörde faaliyet gösterenlerin, suç örgütlerinin birtakım çevrelerle bağlantıları olduğu hususundaki kanıları yaygınlaĢabilecek, bu durum ise idareye olan güveni sarsacak ve toplumsal huzursuzluklara yol açacaktır. Ayrıca yasadıĢı faaliyetlerin yaygınlaĢması ve idareye olan güvenin sarsılmasının bir yansıması olarak hukuk sistemine olan güven de azalabilecek ve hukuk sistemi sorgulanır hale gelebilecektir. Sayılan bu sosyo-politik etkiler daha sonra bir ―nedene‖ dönüĢerek suç ekonomisine ortam hazırlayabilmektedir.133

Aklama sürecinde karaparanın ülke içine hangi nedenlerle girebileceği genel hatlarıyla söylenebilirse de, bu para giriĢinin hangi dönemlerde yoğunlaĢacağını söylemek çok zordur. Hangi dönemlerde ülkeye girdiği ve hangi dönemlerde ülkeden çıktığı belirsiz olan bu para, kaçınılmaz olarak para talebinde istikrarsızlık doğuracaktır. Para talebindeki bu istikrarsızlık, para politikası belirleyicileri tarafından bu değiĢkenin öngörülemeyebilirliği sonucunu doğurmakta, bu durum ise para politikasının baĢarısını etkilemektedir.134

131 Ercan Uygur, ―Karapara Aklama Faaliyetlerinin Ekonomik Boyutu‖, TCMB Karapara Aklama Faaliyetleri ve Önlemler, Ankara 1999

132 TCMB BaĢkanı Gazi Erçel‘in Açıklaması, Milliyet Gazetesi, 08.08.1996 133 T.C. BaĢbakanlık DPT, a.g.e., s.70

134

Ġnönü Akgün Alp, ―Paranın Karası Karaparanın Makroekonomik Etkileri‖, http://www.masak.gov.tr/Kurulumuz/yayinlar/makale/akgunmakale.htm, 22.08.2005

77 Peter James Quirk tarafından 1996 yılında 19 sanayileĢmiĢ ülke bazında Ġnterpol verileri kullanılarak yapılan ampirik çalıĢmada ortaya Ģu sonuç çıkmıĢtır: YasadıĢı faaliyetlerdeki %10‘luk bir artıĢla birlikte, para talebinde %10 ve her türlü mevduatı içeren geniĢ anlamda toplam para talebinde de %6‘lık bir düĢüĢ kaydedilmektedir.135 Ancak Quirk aynı ampirik incelemeyi 1998 yılında Asya-Pasifik

bölgesindeki 14 geliĢmekte olan ülke bazında yaptığında, suç oranındaki artıĢın tedavüldeki yerli para talebini artırdığını görmüĢ, fakat bu artıĢın da anlamlı olmadığını belirtmiĢtir. Ancak suç oranındaki artıĢ, geniĢ anlamda para talebini olumsuz etkilemektedir. Asya-Pasifik ülkelerinde suç oranındaki %10‘luk bir yükselme, geniĢ anlamda yerli para talebinde %2‘lik bir düĢüĢe neden olmaktadır. Para talebindeki bu istikrarsızlık ise, yukarıda da değinildiği gibi, para politikasının etkinliğini azaltan bir unsur olarak karĢımıza çıkmaktadır.136

Suçlular sahip oldukları, bu muazzam kara fonlar sayesinde politik ve ekonomik sisteme etki etmekte, hukuk devletini ve bu devletin egemenliğini zayıflatmaktadır. Nitekim bugün dünyada, uyuĢturucu, kara parası sahiplerinin kontrolüne girmiĢ ekonomilerden (narko-ekonomiler) ve uyuĢturucu kartellerinin gölge iktidar oldukları devletlerden (narko-devletler) bahsedilmektedir. Kolombiya, Bolivya, Peru, Meksika ve Tayland gibi söz konusu ülkeler, siyasi ve ekonomik istikrarsızlık ve krizlerle boğuĢmaktadırlar.137

Karapara aklama faaliyetinde, aklayıcıların karaparayı yasadıĢı kaynağından uzaklaĢtırmak amacıyla sık sık, bir para birimini diğer bir para birimine çevirdikleri görülmektedir. Bu çerçevede ülkeye döviz olarak giren karapara, ülke içerisinde yerli para birimine dönüĢtürüldükten sonra elde bir süre tutulması, orta vadede yerli paranın aĢırı değerlenmesine yol açacak, bu durum ise muhtemelen ödemeler bilançosuna yansıyabilecek; ihracatı azaltıp ithalatı özendirdiği için toplam talebi kısıcı bir etki yaratabilecektir. Öte yandan döviz kurlarında yaĢanan bu değiĢim, bir kur riski doğuracak; bu ise döviz üzerinden borçlananlar lehine, yerli para üzerinden

135

Peter James Quirk; ―Macroeconomic Implications of Money Laundering‖, IMF Working Paper No.96/66

136 Alp, a.g.m., s.1 137

Ergin Ergül, ―Uluslararası SözleĢmeler ve KarĢılaĢtırmalı Hukuka Göre Kara Para Aklamanın Önlenmesi ve Cezalandırılması‖, Kayıt DıĢı Ekonomi ve Kara Para Konferansı, Ankara 2003

78 borçlananlar aleyhine bir durum yaratacaktır. Bu durum sadece bankalar açısından değil, vadeli ödemelerin yaygın olduğu ticari sektörde de büyük sorunlara ve iflaslara yol açabilecektir.138

Yukarıda belirtilen yasadıĢı faaliyetler her toplumda büyük sosyal sıkıntılar yaratmaktadır. Ayrıca aklanan karapara miktarının her geçen gün artıĢı, suç örgütlerine siyasi açıdan güç kazandırdığı gibi bu örgütlerin devlet kurumlarındaki hakimiyetlerini de artırmaktadır. Öte yandan karaparanın aklanması ülke ekonomilerini de olumsuz yönde etkilemektedir. Örneğin; ekonomide mal ve hizmet arz-talep miktarında bir değiĢme olmadığı halde piyasaya sürülen para miktarındaki ani değiĢmeler fiyatlarda dalgalanmalara neden olabilmektedir. Ayrıca beklenmedik fon giriĢ - çıkıĢları döviz kurlarında ve faiz oranlarında çeĢitli istikrarsızlıklar yaratmakta, dolayısıyla da ülkenin ekonomik verileri gerçek durumu yansıtmayacağı için ekonomi ve devlet yönetiminde bulunan kiĢiler yanlıĢ kararlar alabileceklerdir.139

Benzer bir istikrarsızlık hisse senedi piyasasında ortaya çıkabilecektir. YasadıĢı kaynaklı bu sıcak para giriĢi borsayı ateĢleyebilecek, bu para ülkeden çıkmaya karar verdikten sonra ise borsada ani düĢüĢlere rastlanabilecektir. Bir istikrarsızlık da gayrimenkul fiyatlarında ortaya çıkabilmekte, bu varlıkların değerleri istikrarsız olarak artıp azalabilmektedir. Bu varlıkların değerinde görülen artıĢ ve azalıĢlar ise, gayrimenkul sahiplerinin beklentilerini de etkilemekte; dolayısıyla bu piyasada ĢiĢirilmiĢ fiyatlarla karĢılaĢılabilmektedir. Özetle, büyük miktarlara ulaĢan ―kirli‖ para, yöneldiği piyasada fiyatları ĢiĢirirken, çıktığı piyasada ani fiyat düĢüĢlerine neden olmaktadır.140

Bütün bu finansal istikrarsızlıklar reel ekonomiyi de olumsuz etkileyebilmektedir. Karapara aklama faaliyetinin yoğun olduğu ülkeye özellikle yabancı yatırımcılar daha zor gelecektir. Zira karaparanın mali sistemde yarattığı istikrarsızlıklar ekonominin kredibilitesini de etkileyecek, rasyonel giriĢimciler yatırım yaparken ülke riskini de göz önünde bulunduracakları için bu ülkeye gelmekten sakınca duyacaklardır. Dolayısıyla ―kötü para, iyi parayı tedavülden

138 Ġnönü Akgün Alp, a.g.m., s.1

139 Ramazan BaĢak, 50 Soruda Karapara ve Karaparanın Aklanmasının Önlenmesi, Türkiye

Bankalar Birliği Yayını, Yayın No:206, 1998, s:2

79 kovar‖ Ģeklinde kabaca özetlenebilecek Gresham Kanunu, bir baĢka Ģekilde iĢlemeye baĢlayacak; karapara, yasal parayı tedavülden kovmaya baĢlayacaktır. Yasal paranın ülkeye girmekten kaçması ise yatırım oranının yükselebileceği kadar yükselmemesi sonucunu doğuracaktır. Bu durum ise uzun vadede, sürdürülebilir büyümenin düĢmesi anlamına gelmektedir.141 En büyük amaçları yasadıĢı faaliyetlerden elde

ettikleri gelirleri aklamak olan, bu nedenle de yapacakları fon transferlerinde yatırımın reel getirisi, vergi oranları vb. göstergeleri dikkate almayan karapara aklayıcıları, gerçekleĢtirdikleri ani fon transferleri ile uluslararası mali sistemde istikrarın bozulmasına, dolayısıyla globalleĢmenin de artması ile krizin diğer ülkelere yansımasına neden olabilmektedirler.142

Quirk‘in 1996 yılındaki çalıĢmasında ortaya çıkan sonuçlar da bu gerçeği doğrular niteliktedir. Quirk çalıĢmasında, karapara aklama ile ekonomik büyüme arasındaki iliĢkiyi incelemiĢ, 1983-1990 yılları arasında suçtan elde edilen gelirler arttıkça, yıllık GSMH büyümesinde önemli düĢüĢler olduğu yönünde bulgulara rastlamıĢtır. Suç sayısı yükseldikçe büyüme oranında düĢüĢ gözlenmekte; suç sayısında %10 yükselme, GSYĠH‘nın büyüme oranında %0,1 düĢmeye yol açmaktadır.143

Karapara aklama ayrıca gelir ve servet yoğunlaĢmasına yol açarak gelir dağılımı üzerinde de olumsuz etkiler doğuracaktır. Karapara, uluslararası mali piyasalarda dolaĢtıktan, veya daha genel bir ifadeyle aklama sürecini geçirdikten sonra belirli bazı kiĢi veya grupların ellerinde toplanmaktadır. Bu yoğunlaĢmanın vergi politikası yoluyla ne ölçüde giderileceği ise Ģüphelidir. Zira politika geliĢtirmek için gerekli olan sağlıklı veriler mevcut değildir. Ayrıca doğaldır ki bu yasadıĢı gelirin vergilendirilmesi için kayıtlı sisteme girmiĢ olması gerekir. Kaldı ki böyle bir politikanın baĢarısı da aklayıcıların vergilerini ödemelerine bağlıdır. Ayrıca Quirk‘e göre aklanan para, vergiden kaçma eğilimindedir. Quirk bunu yasalara saygısızlığın

141 A.g.m., s.1 142 BaĢak, a.g.e., s:2 143 Quirk, a.g.m., s.1

80 kendi içerisinde bulaĢıcı olmasına bağlamaktadır. Zira bir yasayı çiğnemek diğerlerini de çiğnemeyi kolaylaĢtırmaktadır. 144

Diğer yandan kestirilemeyen kararlar ve sermaye hareketleri aracılığıyla, ekonomik mekanizmaları ve dengeleri istikrarsızlaĢtırma riski taĢıması dolayısıyla, kara para aklama, ekonomi için de ölümcül bir risktir. Çünkü kara para aklayıcıların mantığı, klasik kâr ve en iyi yatırım mantığı, değildir. Aksine, yatırım kolaylıklarını, özellikle bankacılık, Ģirketler hukuku ve ceza hukuku alanlarında, mevzuatın gevĢekliğine bakmaktadırlar. Fransız Profesör Guilhem Fabre, 1994–1995 Meksika, 1997 Tayland ve 1998 Rusya krizlerindeki kara para aklamanın rolünü ortaya koyduğu, Nisan 2000 tarihli Le Monde Diplomatique gazetesindeki makalesinde, Venezuela, Nijerya ve Türkiye‘deki krizlerin de, aynı perspektiften analiz edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.145

1.4. KAYIT DIġI EKONOMĠYĠ ÖNLEMEYE YÖNELĠK TEORĠLER VE

Benzer Belgeler