• Sonuç bulunamadı

2.   YAPI KAVRAMI

2.3.   Kanun ve Yönetmeliklerde Tanımlanan Yapı Türleri

2.3.1.   Karada yapılan yapı

Arsa, arazi veya parsel gibi kara parçaları üzerinde yapılan yapılardır.

Arazi (kırsal toprak): “Kent içinde, dışında ya da kent sınırları yakınında tarım etkinliklerine ayrılmış ya da bölünerek ve altyapısı hazırlandıktan sonra kentsel yerbölümler (parsel) durumuna getirilmeye elverişli yerlere verilen” addır.

Arazi resmi olarak imara açılmamış olan toprak parçasıdır. İmara açılmış olan toprak parçaları ise arazi vasfından çıkarılarak arsa vasfını alır.

Arsa (kentsel toprak): “Kent ve kasabalarda, yapı yapmaya ayrılmış ve kent yönetiminin sunduğu kolaylık ve donanımlardan yararlanılabilecek yerey” (yeryüzü parçası)dır.

Parsel (yerbölüm): Kentin düzen tasarımına ve yasalara uygun olarak, üzerinde yalnız bir yapının yapılabileceği toprak parçası; bir kentin toprağın bölünebileceği en küçük birimdir.

Parsel, kadastrosu yapılmış yerlerde, imar düzeni bakımından belli ölçüler göz önüne alınarak, plan ya da haritalarla sınırlandırılmış olan arazi parçasıdır.

17 2.3.2. Suda yapılan yapı

Deniz, göl, akarsu, nehir gibi su alanlarının altında ya da üstünde yapılan yapılardır. Bu yerlerin üstünde yapılan yapıların, imar hukuku açısından yapı kapsamına girebilmesi için, su tabanıyla bağlantısının olması gerekir.

04.04.1990 Tarih ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu kapsamında deniz, göl ve akarsularda yapılan yapılar, suda yapılan yapılardır. Kanun’un 7. maddesine göre; kamu yararının gerektirdiği durumlarda, uygulama imar planı kararı ile deniz, göl ve akarsularda doldurma ve kurutma suretiyle arazi elde edilebilir. Elde edilen bu araziler üzerinde de Kanun’un 19. maddesinde belirtilen yapılar yapılabilir.

22.03.1971 Tarih ve 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu madde 2’de belirtilen dalyanlar da suda yapılan yapılardandır. Dalyanlar; denizlerde ve iç sularda su ürünleri istihsal etmek için kazık, çit, çubuk, tel, taş veya beton ve benzeri manialarla çevrilmek suretiyle, sınırları değişmeyecek şekilde kurulan veya tabii olarak çevrilmiş su sahalarından meydana getirilen diple irtibatlı yapılardır.

Yapının toprakla olan bağlılığının yalnızca karada yapılacak olan yapılarda değil suda yapılacak olan yapılarda da sağlanması gerekir. Yukarıda belirtilen yapılar İmar Kanunu’nda yer alan suda yapılan yapılar kapsamına girmekte olup bu yapıların da su tabanıyla doğrudan ya da dolaylı olarak bağlılığı bulunmaktadır. Ayrıca bu yapılar da İmar Kanunu hükümlerine tabidirler.

2.3.3. Resmi yapı

Resmi yapının tanımı gerek İmar Kanunu gerekse yönetmeliklerde yapılmamıştır.

Doktrinde yapılan tanıma göre ise resmi yapı: Devlete, kamu idarelerine ve müesseselerine ait olan, belirli amaçlarla kullanılan yapılardır.

Daha ayrıntılı olarak yapılan diğer bir tanıma göre de resmi yapı; “Devlet örgüt ve nizamında yer alan ve devletin yapmakla görevli olduğu hizmet ve faaliyetleri yerine getiren kurumlarca ya da bu kurumlarca sermayesinin yarısından fazlasına iştirak olunan kuruluşlara (teşekküllere) ait olup, bir kamu hizmeti için kullanılan yapılardır”.

Resmi binanın tanımı ise, İmar Kanunu’na dayanılarak düzenlenen 02.11.1985 tarihli Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği’nin 4. maddesinin 5. fıkrası ile yine İmar Kanunu’na dayanılarak düzenlenen 02.11.1987 tarihli 3030 Sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliği’nin (kısaca Belediyeler Tip İmar

18

Yönetmeliği olarak tabir edilecektir) 16. maddesinin 20. fıkrasında yapılmıştır.

Yönetmeliklere göre resmi bina: “Genel, katma ve özel bütçeli idarelerle, il özel idaresi ve belediyelere veya bu kurumlarca sermayesinin yarıdan fazlası karşılanan kurumlara, kanunla veya kanunun verdiği yetki ile kurulmuş kamu tüzel kişilerine ait bina ve tesislerdir”.

10.12.2003 Tarih ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile kamu idareleri ve kamu kurumlarının yer aldığı bütçeler yeni bir sınıflandırmaya tâbi tutulmuştur. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nda yapılan bu değişikliği resmi bina tanımına uyarlarsak, resmi bina; genel ve özel bütçeye, düzenleyici ve denetleyici bütçeye, sosyal güvenlik kurumu ve mahalli idare bütçesine sahip olan kurumlara veya bu kurumlarca sermayesinin yarıdan fazlası karşılanan kurumlara, kanunla veya kanunun verdiği yetki ile kurulmuş kamu tüzel kişilerine ait bina ve tesislerdir.

Vakıf üniversiteleri yukarıda belirtilen resmi bina kategorisi içinde yer almamaktadır. Ancak, Danıştay içtihatlarına göre, vakıf üniversiteleri, Anayasa madde 130’da yapılan tanım ve kamu hizmeti görmeleri nedeniyle resmi bina kavramı içinde yer almaktadır.

Düzenleyici ve denetleyici kurum bütçesi: Özel kanunlarla kurul, kurum veya üst kurul şeklinde teşkilatlanan ve bu Kanuna ekli (III) sayılı cetvelde yer alan her bir düzenleyici ve denetleyici kurumun bütçesidir.

Sosyal güvenlik kurumu bütçesi: Sosyal güvenlik hizmeti sunmak üzere, kanunla kurulan ve bu Kanuna ekli (IV) sayılı cetvelde yer alan her bir kamu idaresinin bütçesidir.

Mahalli idare bütçesi: Mahalli idare kapsamındaki kamu idarelerinin bütçesidir.

2.3.4. Özel yapı

Yapıların, resmi ve özel olarak bir ayırıma tabi tutulması çeşitli açılardan önemlidir.

Misal olarak, yapıya ruhsat verilmesinde özel ve resmi yapılar için İmar Kanunu’nda farklı başvuru usulleri düzenlenmiştir. Özel kişiye ait bir yapıya ruhsat verilirken İmar Kanunu m.22, resmi yapılara ruhsat verilirken İmar Kanunu m.26’da yer alan başvuru usulleri uygulanır. 4708 sayılı Yapı Denetim Hakkında Kanun’un uygulandığı illerde de resmi yapılar bu Kanun hükümlerine tâbi değilken özel yapılar

19 tabidir.

İmar Kanunu’nda ve yönetmeliklerde yer almayan özel yapı ya da özel bina tanımı, doktrinde yapılmıştır.

Kalabalık’a göre özel yapı; “genel, katma ve özel bütçeli idarelerle, il özel idaresi ve belediyeye veya bu kurumlarca sermayesinin yarıdan fazlası karşılanan kurumlara ait olmayan ve bir kamu hizmeti için kullanılmayan yapılarla, eğitim, sağlık ve spor tesisleri, sinema ve tiyatro yapılarının dışındaki yapılar”dır. Kalabalık yaptığı tanımda, umumi binaları özel yapı kapsamı dışında tutmuştur.

2.3.5. Umumi bina

İmar Kanunu’nda tanımı yer almayan ve hem resmi hem de özel olabilen umumi binalar, yönetmeliklerde tanımlanmıştır. Belediyeler Tip İmar Yönetmeliği’nin 16.

maddesinin 21. fıkrasına göre umumi bina: “Kamu hizmeti için kullanılan resmi binalarla ibadet yerleri, özel eğitim, özel sağlık tesisleri, sinema, tiyatro, opera, müze, kütüphane, konferans salonu gibi kültürel binalar ile gazino, düğün salonu gibi eğlence yapıları, otel, özel yurt, işhanı, büro, pasaj, çarşı gibi ticari yapılar, spor tesisleri, genel otopark ve buna benzer umuma ait binalardır”.

Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği’nin 4. maddesinin 6. fıkrasında, Belediyeler Tip İmar Yönetmeliği’ndeki umumi bina tanımı yer almakla birlikte, Yönetmelikte “Köy konağı, köy kahvesi ve lokantası gibi köy ortak yapıları”nın umumi bina kavramı içinde yer almadığı belirtilmiştir.

2.3.6. Daimi ve muvakkat yapı

Daimi yapı; sürekli kalmak amacı ile inşa edilen yapılardır. Bu yapılar resmi ya da özel yapı niteliğinde olabilirler. Misal olarak, bina ve köprü gibi.

Muvakkat (geçici) yapı; Sürekli kalmak amacı olmaksızın, geçici bir süre için yapılmış olan yapıdır. Baraka, kulübe, şantiye binaları gibi.

2.3.7. Sabit ve hareketli yapı

Sabit yapı, doğrudan ya da dolaylı olarak zeminle bağlı olan yapıdır. Doğrudan bağlılık, yapının temelinin zemine oturtulması, dolaylı bağlılık ise yapının temelinin

20

yine zeminle doğrudan bağlantılı olan taşıyıcı kolonlar üzerine oturtulmasıdır.

2.3.8. Tamirat ve tadilatlar

Mevcut yapılarda yapılacak olan tamirat ve tadilatlar ikiye ayrılır. Bunlar basit ve esaslı tamirat ve tadilatlardır.

Basit tamirat ve tadilat; yapılarda derz, iç ve dış sıva, boya, badana, oluk, dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik ve sıhhi tesisat tamiratleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması, korkuluk, paratoner, pergole, bölme duvarı, bahçe duvarı, baca, saçak ve benzeri elemanlarının tamiratı gibi yapının taşıyıcı unsurunu etkilemeyen tamirat ve tadilatlardır.

Esaslı tamirat ve tadilat; yapılardaki temel, duvarlar, kolon, sütun ve kiriş gibi taşıyıcı unsuru etkileyen ve/veya yapı alanını veya ruhsat eki projelerini değiştiren tamirat ve tadilatlardır.

2.3.9. İlaveler

İlave yapılar, yapı inşaat alanında artış meydana getiren inşa faaliyetleridir. Yapı inşaat alanında artış meydana getiren faaliyetler ise, ana yapıya ek ya da ana yapıdan bağımsız olarak inşa faaliyetlerinin yapılmasıdır.

21 3. RUHSAT (İZİN) KAVRAMI

Arapça bir sözcük olan ruhsat, birinci anlamı ile izin, müsaade; ikinci anlam olarak da bu izni veya müsaadeyi gösteren izin belgesi, ruhsatname, anlamlarına gelmektedir.

Arapça ruhsat ve Farsça nâme sözcüklerinin birleşiminden meydana gelen

“ruhsatname” sözcüğü ise, “belli etkinliklerde bulunabilmek, kamu hizmeti ve mallarından yararlanabilmek için kişilere, önceden belirlenmiş ve bazı şartlara uyma kaydıyla idarece verilen izin, ruhsat” anlamına gelir.

“Yapı ruhsatı” deyimi ise, taşınmaz malikinin ya da taşınmaz üzerinde yapı yapma hakkı olan kişi ya da kurumların, taşınmazı üzerinde imar mevzuatına uygun bir yapı ya da mevcut bir yapı üzerinde esaslı değişiklik ve ilaveler yapılabilmesi için yetkili makamlar tarafından verilen izin belgesi anlamına gelmektedir.

İmar Kanunu’nun 21. maddesinde, bu kanun kapsamına giren bütün yapılar için (istisnalar dışında) yetkili idareden yapı ruhsatının alınmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir.

İdare, imar düzenini korumak, dengeli, düzenli ve sağlıklı şehirleşmeyi gerçekleştirmek amacıyla, kolluk faaliyetleri kapsamında çeşitli imar etkinliklerinde bulunur. İdare bu etkinliklerini de değişik organları aracılığıyla ve idare hukukunun en önemli araçları olan idari işlem ve eylemlerle gerçekleştirir.

İdarenin imar etkinlileri arasında yer alan yapıya ruhsat verme işlemi, yapılaşmayı denetim altında tutabilmek ve böylelikle dengeli, düzenli ve sağlıklı şehirleşmeyi sağlayabilmek için, kolluk yetkisine dayanarak yaptığı bir idari işlemdir.

22 4. WEB TARAYICI (BROWSER)

Web standart olarak bilgi hizmetlerinin görüntülenmesi ve hazırlanması için birçok değişik platform (Unix, Windows, MacOs,...) üzerinde çalışan programlara izin verir.

Bu programlara Web Tarayıcılar (Browser) denir. HTML kodları World Wide Web (Dünya Çapında Kütüphane) için hazırlanmış Web tarayıcılarında görüntülenir. Her bir HTML dokümanı tarayıcılar tarafından görüntülenebilse de tarayıcılardan kaynaklanan çeşitli eksiklik ve özelliklerden ötürü hazırlanan dokümanlar her tarayıcıda aynı görüntülenmez.

Neden değişik tarayıcıların değişik sürümlerine ihtiyacımız var? Bu sorunun cevabı, HTML dilinin Internet’ ın ortak dili olduğu gerçeğine bir ölçüde gölge düşürecektir.

Çünkü ortak bir HTML dili bulunmasına rağmen, tarayıcıların ve aynı tarayıcının farklı sürümlerinin HTML kodlarını yorumlayışı farklıdır. HTML, Uluslararası Web Konsorsiyumu adlı kuruluşun çıkarttığı standart sayılan ve 4.01 Sürümüne ulaşmış bir dil konumundadır. Böyle bir standartlaşmaya rağmen, Netscape ve Microsoft firmaları, bilgisayar kullanıcılarını rağbet ettiği tek tarayıcı programını kendi programları olmasını sağlamak üzere giriştikleri rekabet çerçevesinde, programlarını sadece HTML dilini aynı şekilde yorumlayan ve dolayısıyla birbirinden farksız sonuçlar veren programlar olmaktan çıkartmak istediler. Bunun sonucu ise Web tasarımcısının, bazen Netscape’ in anladığı ama IE’ nın anlamadığı, kimi zaman IE’ in becere bildiği, buna karşılık Netscape’ in henüz programına koyamadığı HTML özelliklerinden hangisini kullanacağına karar veremez duruma düşmesi oldu.

HTML dilini kullanarak, ticari amaçlı Web tasarımı yapan kişi, Internet ile bağlantılı bilgisayar kullanıcılarının (Internet kullanıcıların) hepsinin ekranda aynı şekilde gösterilecek sayfalar yapmaya mecburdur. Buna karşılık bir firmanın intranet ortamı için Web tasarımı yapan kişinin, HTML kodlarından sadece kendi firmasının standart olarak benimsediği tarayıcının anlayabileceği özelliklerinden yaralanması mümkündür.

23 5. COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ

İngilizce Geographical Information Systems (GIS) ifadesinin Türkçe karşılığı olan Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) çok farklı disiplinlerden olması nedeniyle değişik şekillerde tanımlanmaktadır. Özellikle CBS’ nin dünyada konumsal bilgi ile ilgilenen kişi, kurum ve kuruluşlar arasında geniş bir merak uyandırması, gelişmelerdeki hızlı değişiklikler, özellikle ticari beklentiler, farklı uygulama ve fikirler, CBS’ nin standart bir tanımının yapılmasına henüz izin vermemiştir.

CBS, bazı araştırmacılara göre konumsal bilgi sistemlerin tümünü içeren ve coğrafi bilgiyi irdeleyen bir bilimsel kavram, bazılarına göre; konumsal bilgileri dijital yapıya kavuşturan bilgisayar tabanlı bir araç, bazılarına göre de; organizasyona yardımcı olan bir veri tabanı yönetim sistemi olarak nitelendirilmektedir. Buna göre en genel haliyle CBS'tanımı aşağıdaki şekildedir;

Coğrafi Bilgi Sistemleri; konuma dayalı gözlemlerle elde edilen grafik ve grafik- olmayan bilgilerin toplanması, saklanması, işlenmesi ve kullanıcıya sunulması işlevlerini bütünlük içerisinde gerçekleştiren bir bilgi sistemidir.

Dünya üzerinde bulunan konumsal olan ve olmayan bilgileri belirli bir amaca yönelik olarak toplamaya, bilgisayar ortamında depolamaya, kontrol etmeye, analiz etmeye ve görüntülemeye olanak sağlayan teknik araçlar bütününü CBS olarak tanımlamak mümkündür.

Harita üzerindeki bilgiler grafiksel olarak ifade edilebildiğinden, konuma dayalı grafik ve grafik olmayan nitelikleri açıklayabilen bilgilerin, bir bütün içinde aynı sistemde toplanıp analiz edilmesi gereği CBS’nin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bilgilerin tek bir sistem içerisinde toplanıp, depolanması, modellenerek analiz edilmesi, eldeki bilgilere hızlı ve güvenli bir ulaşımı sağlayacağından sistemin etkinliği ve güvenilirliği daha fazla olacaktır.

CAD (Computer Aided Design) gibi bilgisayar destekli çizim ve tasarım ile uydu görüntü analizi sistemleri, CBS sistemlerinin gelişmesine oldukça önemli katkı sağlamışlardır. Bu tür sistemler daha çok fiziksel çevrenin takip-kontrol edilmesi ve modellenmesi ile ilgilenmektedirler. CBS ise coğrafi bilgilerin toplanması, depolanması, analizi ve görüntülenmesinden oluşan yazılımlar bütününü oluşturmaktadır. Karar vermeyi destekleyen bir bilgi sistemi olduğu söylenebilir. CBS sık sık geniş çaplı olarak coğrafik kantitatiflerin modellenmesi ile ilişkilendirilmektedir.

24

Kısacası, CBS, konuma ait olan tüm konularda uygulama alanı bulmaktadır, bu nedenle CBS Konumsal Bilgi Sistemleri olarak da adlandırılmaktadır.

5.1. Temel Kavramlar

Günlük yaşamdaki her karar, coğrafi olgular tarafından etkilenmekte, sınırlanma ve yönlendirilmektedir. Karmaşık planlama ve yönetim sorularının çözülebilmesi için tasarlanan; mekândaki konumu belirlenmiş verilerin kapsanması, yönetimi, işlenmesi, analiz edilmesi, modellenmesi ve görüntülenebilmesi işlemlerini kapsayan donanım, yazılım ve yöntemler sistemidir (İŞG, 2005).

Daha basit bir ifade ile ‘dünya üzerindeki bölgeleri tarif eden, verileri saklayan ve kullanan bilgisayar sistemi’ olarak da tanımlanmaktadır. CBS, mekansal verilere bağlı sözel bilgileri entegre bir şekilde depolayan bir yapıya sahiptir. CBS, problemlerin çözümünde etkin bir koordinatördür (İŞG, 2005).

Veri Yapısı: Coğrafi veri yapısı temel olarak mekansal ve tamamlayıcı bilgiler olmak üzere iki gruba ayrılır. Mekansal veriler, özelliklerin yerini, şeklini ve diğer mekansal veriler ile ilişkilerini belirler. Tamamlayıcı bilgiler ise özelliklere ait bilgilerin veri tabanında tutulmasıdır (İŞG, 2005).

Şekil 5-1 Grafik ve grafik olmayan veriler (İŞG, 2005).

25

Şekil 5-2 CBS kurulması için gerekli elemanlar (İŞG, 2005).

Ancak, sistemin başarısı bu teknolojileri kullanacak personel ve yöneticilerin eğitimine bağlıdır ve en önemli faktör bu konuda yetişmiş “insan”dır. Coğrafi Bilgi Sistemlilerinde amaç Coğrafi bilginin; üretimini, yönetimini, analiz ve network üzerindeki dağıtık veri tabanlarından coğrafi verileri tüm insanların paylaşabileceği profesyonel bilgi sistemi teknolojisini sunmaktır (İŞG, 2005).

Veri Depolama Formatları: Coğrafi Bilgi Sisteminde yeryüzüne ait bilgiler, vektör ve raster formatlarda birbirlerinden soyutlanmış farklı tabakalar seklinde depolanırlar.

Vektörel Veri: Formatında konuma ait veriler; nokta, çizgi ve alan özellikleri x,y koordinat değerleriyle depolanırlar. Nokta özelligi tekbir x,y koordinat çifti ile temsil edilen verilerdir (Elektrik Direkleri, Yangin Musluklari, Kuyular gibi). Çizgi özelliği, bir baslangıç ve bir bitiş noktası olan x,y koordinatlar dizisi ile temsil edilirler (Dereler, Yollar, Elektrik Hatlari gibi). Alan özelliği ise, baslangıç ve bitiş noktası aynı olan x,y koordinatlar dizisi ile temsil edilirler. (Parseller, Binalar, Arazi Kullanimi gibi)

Raster Veri: Formatında konuma ait veriler ise; hücrelere bağlı olarak temsil edilir.

Aynı boyuttaki hücrelerin bir araya gelmesi ile oluşurlar. En küçük birim pixel olarak tanımlanır. Raster verilerde verinin hassasiyeti pixel buyutuna göre değisen çözünürlük (resolution) özelligi ile tanımlanır. Raster veride her pixel bir değere sahiptir. (İŞG, 2005).

26 Aralarındaki Farklılıklar:

Raster verilerin veri depolama hacmi vektör verilere göre oldukça büyüktür. Bazı konumsal analizler (Bindirme analizleri, Alan hesaplamaları ve yakınlık analizleri gibi) raster veri formatında daha kolaydır. Verilerin hassasiyeti raster verilerde pixel size ile orantılı olduğunda hassas çalısmalarda veri kayıplarına neden olabilir. Vektörel veri formatında grafik objeleri tanımlayan öznitelik bilgilerine ulaşma ve güncelleme ve daha kolaydır (İŞG, 2005).

Sorgulama: Cografi Bilgi Sistemi grafik ve grafik olamayan verilerin birbirleri ile bütünleşik olarak sorgulanmasına olanak tanır. Buna göre grafik veriden sözel verilere, sözel verilerden de grafik (konumsal veriye) verilere hızlı bir erişim sağlanmış olur (İŞG, 2005).

Select Feature & Select By Attribute: Cografi Bilgi Sisteminde depolanmış bir yol objesinin tanımlanması ile, o yolun uzunluk, adı, tipi, vb bilgilere hızlı bir erişim sağlanmış olur. Bir parsel tanımlandığında o parselin alan, çevre, ada ve parsel numarası gibi veritabanına girilmiş bilgilere erişim sağlanmış olur. Veri tabanından mantıksal ifadeler kullanılarak grafik verilere ulaşılmış olur. Mahalle adı tanımlanarak o mahalledeki tüm parseller ekranda görüntülenebilir (İŞG, 2005).

Select by Location: Birbirlerinden soyutlanmış farklı tabakalarda ve aynı coğrafi düzlemde depolanmış verilerin (Yol,Mahalle Sinirlari, Parseller, Okullar, Ilçe Sinirlari gibi) birbirleri ile iliskilendirilmesidir. Örnegin bir mahalle içine giren parsellerin, okulların seçilmesi, D750 karayolunun geçtigi ilçelerin seçilmesi, bir sanayi alanına belli bir mesafede olan yerleşim yerlerinin belirlenmesi gibi mekansal sorgulamalar yapılabilmektedir (İŞG, 2005).

Veri Görüntüleme ve Harita Çıktı Işlemleri: Sistemde depolanan vektör veriler, veritabanı bilgilerine göre sınıflandırılarak farklı özelliklerde görüntülenebilirler.

Sistemde yer alan semboloji kütüphanesi ile, vektör verilere çizgi tipleri, tarama, renk ve grafik semboller atayarak ilgili yönetmeliklere göre harita görüntüleme islemleri hizli bir sekilde gerçekleştirilir (İŞG, 2005).

5.2. ArcGIS

ARCGIS™ 10.1 sistemi, entegre bir cografi bilgi sistemidir. CBS yazılım bileşenlerinin ortak kütüphanesi ArcObjects üzerine kurulmuş bir sistemdir.

27

ArcGIS Desktop: Ileri düzeyde CBS uygulamalarının bütünüdür.

ArcGIS Desktop, (ArcInfo, ArcView ve ArcEditor) içerisinde bütünleşik olarak gelen ArcMap, ArcCatalog, ArcToolbox, ArcGlobe ve Model Builder arayüzleri ile, haritalama, coğrafi analizler, veri editleme, veri yönetimi ve görüntüleme islemlerinin gerçeklestirilebildiği entegre bir cografi bilgi sistemi yazılımıdır.

ArcGIS Desktop, üç farklı yazılım üürünü ile CBS kullanıcıları için meknasal verilerin yönetimi ve bilginin etkin kullanımında bir koordinatördür.

•ArcView, çok kapsamli haritalama, veri kullanımı, analiz ve geoprocessing araçları saglar.

•ArcEditor, bütün ArcView fonksiyonlarına ek olarak shapefile ve geodatabase için gelişmiş editleme içerir.

•ArcInfo, çok kapsamlı CBS fonksiyonları ve çok zengin coğrafi işlemler içeren profesyonel bir yazılımdır. Çok gelişmiş geoprocessing ile ArcView ve ArcEditor fonksiyonlarını genişletir. ArcView, ArcEditor ve ArcInfo aynı mimariyi paylaşması sebebiyle ArcInfo Workstation için gereken uygulamaları da (Arc, ArcPlot™, ArcEdit™, AML, vs.) içermektedir.

ArcView: Çok kapsamlı veri kullanımı, haritalama ve analizler üzerine odaklanır.

ArcView profesyonel CBS kullanıcıları için anahtar bir veri kullanımıdır. ArcView 10.1, ArcMap, ArcCatalog, ArcToolbox ve ModelBuilder uygulamalarının bir bütünüdür. ArcView; haritalama, raporlama ve harita-bazlı analizler için güçlü bir toolkit oluşturur.

ArcGIS Server: Ortak CBS yazılım objeleri kütüphanesidir. Sunucu tarafinda bütün CBS uygulamalarını, SOAP tabanlı web servislerini ve web uygulamalarını gerçekleştirmek için kullanılır.

ArcGIS Server, merkezi olarak yönetilen, ileri düzeyde CBS fonksiyonelliği sağlayan, çok kullanıcılı ortamları destekleyen ve endüstri standartlarını kullanan bütün coğrafi bilgi sistemi uygulamalarını ve hizmetlerini kuran bir platformdur.

ArcGIS Server geliştiricilere, CBS Web uygulamaları yapılandırabildikleri bir ortamdır. Bununla birlikte, istemciler tarafindan kullanilan Web browser tabanlı uygulama, ArcGIS Desktop ürünleri ArcInfo, ArcEditor ArcView ve ArcGIS Engine uygulama hizmetleri sağlamaktadır.

28

Web-browser istemcileri, CBS sunucusuna bağlı hizmetlerden faydalanabilmek için kendi üzerlerine kurulan ArcGIS teknolojisine ihtiyaç duymazlar. ArcGIS Server, geliştiricilerin ve sistem tasarımcılarının merkezi olarak yönetilen CBS gerçekleştirmelerini saşlar. Web uygulaması gibi çok kullanıcılı ortamı destekleyen CBS uygulamaları üzerinden daha düşük maliyete sahip olma avantaji sağlar ve desktop

Web-browser istemcileri, CBS sunucusuna bağlı hizmetlerden faydalanabilmek için kendi üzerlerine kurulan ArcGIS teknolojisine ihtiyaç duymazlar. ArcGIS Server, geliştiricilerin ve sistem tasarımcılarının merkezi olarak yönetilen CBS gerçekleştirmelerini saşlar. Web uygulaması gibi çok kullanıcılı ortamı destekleyen CBS uygulamaları üzerinden daha düşük maliyete sahip olma avantaji sağlar ve desktop

Benzer Belgeler