• Sonuç bulunamadı

KARŞILAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRME

Belgede Diyarbakır'da su mimarisi (sayfa 100-200)

Bu çalışmada su mimarisi ile ilgili 3 adet köprü, 6 adet hamam ve 33 adet çeşme incelenmiştir. Katalogda incelenen yapılardan da anlaşıldığı üzere araştırmanın ağırlığını Türk dönemi yapıları oluşturmaktadır.

Değerlendirilmeye alınan eserler kendi grupları içinde plan, malzeme, yapı elemanları, cephe düzenlemeleri ve süsleme gibi ana başlıklar altından incelenmiştir.

6.1- KÖPRÜLER

6.1.1-KÖPRÜLERİN PLAN TİPLERİ

Anadolu’nun hemen hemen her bölgesinde bulunan ve değişik dönemlerde farklı formlarda inşa edilen tarihi taş köprüler, araştırmacılar tarafından çeşitli şekillerde gruplandırılmışlardır.

C.Çulpan, köprüleri incelediği kitabında Tipoloji denemesine gitmeden köprüleri Antik Devir Köprüleri, Romalılar Devri Köprüleri, Bizans Devri Köprüleri, Artukoğulları Devri Köprüleri, Selçuklu Devri Köprüleri, Osmanlı Devri Köprüleri ve Cumhuriyet Devri Köprüleri olmak üzere yedi başlıkta ele almıştır126.

Gülgün Tunç ise köprüleri, uzunluklarına göre tek gözlü veya çok gözlü olarak sınıflandırarak kendi arasında düz ve eğimli köprüler olarak gruplandırmıştır127.

Diyarbakır’daki taş köprüler plan tipolojisi olarak Fügen İlter tarafından yapılan sınıflandırmaya daha uygundur. Bu amaçla tarihi taş köprüler tabliye durumuna göre değerlendirilmiştir.

a- Düz Köprüler

Bu tür köprüler genellikle aralarında fazla seviye farkı olmayan iki kıyıyı birbirine bağlayan akarsular üzerinde inşa edilen köprülerdir. Diyarbakır’ın topografyasından dolayı bu türden örnekler daha çok sayıda kullanılmıştır.

Düz Köprü olarak değerlendirilen Dicle Köprüsü ile Kara Köprü tabliye yol durumlarından kaynaklanmaktadır. Bu tür köprülerin Anadolu’da çok sayıda örneği bulunmaktadır. Van-Erçiş Haydarbey Köprüsü, Konya Ala Köprüsü (Fot.157), Kayseri- Boğazlıyan yolunda Çokgöz Köprüsü (Fot.158), Tokat-Hıdırlık Köprüsü (Fot.159), Erzurum- Hasankale yolunda Çobandede Köprüsü128 örnek olarak gösterilebilir .

b-Dik Köprüler

Bu tür köprüler genellikle aralarında seviye farkı fazla olan iki kıyıyı veya kıyılar ile akarsu arasında çok fazla seviye farkı olmayan, akarsular üzerinde inşa edilen köprülerdir.

Devegeçidi Köprüsü, dik köprüler grubuna girmektedir. Anadolu’da çok sayıda olan bu türden örnekler kemer sayıları bakımından farklılık gösterirler. Anadolu’da tabliye yolu eğimli olan dik köprü örnekleri: Diyarbakır-Çermik Haburman Köprüsü (Fot.160), Gümüşhane Kongan Köprüsü, Kırşehir Kesik Köprü (Fot.161), Kütahya Ak Köprü’dür129.

128 İlter, Fügen, A.g.e., 1978, s.30. 129 İlter, Fügen, A.g.e., 1978, s.93-219.

6.1.2- MALZEME

Diyarbakır şehir merkezinde inşa edilen köprülerin yapımında kullanılan ana malzeme düzgün kesme taştır. Kesme taş, köprülerin kemerlerinde, tempan duvarlarında, selyaranlarında, payandalarda, kemer ayaklarında, korkuluklarında, tabliye döşemelerinde kullanılmıştır. Kullanılan kesme taşlar genellikle siyah bazlat, nadiren de kahverengi ve beyaz renktedir. Yardımcı malzeme olarak da moloz taş, kaba yonu taşı kullanılmıştır. Moloz taşı köprülerin tempan duvarlarında, tabliye korkuluklarında son dönemlerde yapılan onarım çalışmalarında kullanılmıştır (Fot.11, 12).

6.1.3-YAPI ELEMANLARI

Mimari elemanlar bakımından fazla zengin olmayan Diyarbakır taş köprüleri, tamamen fonksiyonel bir karakter taşımaktadır. Mimari eleman olarak korkuluklar, ayaklar, selyaranlar, hafifletme gözleri karşımıza çıkmaktadır.

a- Korkuluklar

Korkuluk, tabliyenin her iki yanında ve tempan duvarının üzerinde yükselen, geçişte güvenliği sağlayan bölümlerdir.

Diyarbakır Köprüleri, köprü korkulukları bakımından sade, gösterişten uzak, dikdörtgen kesitli üst bölümü düz veya çatı biçimindedir. Dicle Köprüsü’nde korkuluklar üçgen çatı biçimde sonlanırken, Devegeçidi Köprüsü’nde dikdörtgen biçimindedir. Kara Köprü’de ise korkuluklar yok denecek kadar alçak seviyede tutulmuştur.

Selyaranlar, çok kemerli köprülerde suyun köprü ayaklarına fazla etki etmemesi amacıyla yapılır. Köprü ayaklarının sağlam kayalık yerde seçilmiş olması sonucu, orta ayaklar üzerinde yer alan selyaranlar su basıncını azaltma işlevini, su taşkınlarında yerine getirmektedirler. Selyaranlar üçgen prizma veya silindirik formda inşa edilirler.

Dicle Köprüsü’nde memba yönündeki tüm selyaranlar üçgen prizma formunda inşa edilmişlerdir. Kara Köprüde de selyaranların formu üçgen prizma formundadır. Devegeçidi Köprüsü’nde ise selyaranlardan bir tanesi silindirik, diğerleri ise üçgen prizma formunda inşa edilmiştir.

c- Hafifletme Gözleri

Boşaltma gözleri olarak da bilinen hafifletme gözleri, kemerler arasında ve ayaklar üzerindeki küçük gözler ile ana gözler yanındaki küçük gözlerdir. Bunlar taşkınlarda fazla suyu boşaltarak köprünün sudan zarar görmesini önlemektedir. Ayrıca tempan duvarındaki ağırlığı hafifletmek ve cepheye bir hareketlilik kazandırmak amacıyla inşa edilmektedirler. Kara Köprü’de ana kemerin yanında bir tane hafifletme gözü bulunmaktadır (Fot.14).

6.1.4- SÜSLEME

Süsleme bir yüzeye estetik bir görünüm vermek amacıyla yapılan her türlü çalışmadır. Diyarbakır köprülerinde işlevsellik ön planda yer almaktadır. Bu nedenle oldukça sade yapılı olup, diğer bölgelerde bulunan köprülerdeki gibi bitkisel, geometrik ve figür süsleme ağırlıkta değildir. Dicle Köprüsü’nde kitabe ile aynı hizada yer alan “arslan figürü” korumayı sembolize ederken aynı zamanda süsleme unsuru olmuştur. Ayrıca kitabenin satır aralarında kullanılan bitkisel motifler süsleme amacıyla kullanılmıştır. Devegeçidi Köprüsü’nde ise iki kemer arasında yer alan ayak üzerine sağır sivri kemer içine yerleştirilmiş kitabe köprüye estetik bir değer katmıştır. Kara Köprü’de ise hafifletme gözü hareketlilik katan tek unsurdur.

6.1.5-KİTABELER

Diyarbakır şehir merkezinde yer alan ve katalogta incelenen köprülerden ikisinin kitabesi mevcut olup, birinin kitabesi bulunmamaktadır. Devegeçidi Köprüsü’nde iki tane kitabe bulunmaktadır. Selçuklu ve Artuklu köprülerinin özelliği olan ayaklar arasına kitabe yerleştirme durumu burada da görülmektedir. Sağır sivri kemer içerisine yazılan kitabelerden diğeri ise şerit halinde yazılmıştır. Dicle Köprüsü’nde ise kitabe bir onarım kitabesi olup, ilk üç kemer arasına yazılmıştır. Çiçekli kufi ile yazılan kitabenin satır aralarında bitkisel süslemeler yer almaktadır.

6.2- HAMAMLAR

6.2.1- HAMAM PLAN TİPLERİ

Kamusal yapı olarak halkın yıkanması amacıyla inşa edilen hamamlar, Anadolu’da hemen her dönemde inşasına önem verilen yapı grubu olmuştur.

Türk toplumunun inancından kaynaklanan temizlik anlayışı, gelenek ve göreneği ile bütünleşerek, “Türk Hamamı” ismiyle Türk kültürünün bir parçası haline gelmiştir. Değişik dönemlerde inşa edilen hamamlar farklı araştırmacılar tarafından çeşitli şekillerde gruplandırılmıştır. Semavi Eyice tarafından yapılan tipolojide hamamlar, sıcaklık ve halvet kısımları dikkate alınarak altı tipte incelenmiştir. Bunlar; haçvari dört eyvanlı ve köşe hücreli tip, yıldızvari ve sıcaklıklı tip, kare planlı sıcaklığın etrafında halvet hücreli tip, çok kubbeli sıcaklıklı tip, ortası kubbeli enine sıcaklıklı ve çift halvetli tip, soğukluk- sıcaklık ve halvet eş odaları şeklinde olan tip olarak değerlendirmiştir130. Yılmaz Önge ise; Selçuklu hamamlarını incelerken üç gruba ayırmıştır. Bunlar: haçvari dört eyvanlı tip, yıldızvari dairevi tip, münferit tip olarak değerlendirmiştir131.

Diyarbakır şehir merkezinde günümüze ulaşabilen hamamların ana çizgisine bakıldığında ve tarihi belli olanların tarihi göz önüne alındığında hemen hepsinin Osmanlı döneminde inşa edildikleri görülmektedir. Hamamların tamamı kullanılamaz durumdadır.

Günümüzde mevcut olan hamamlar Semavi Eyice’nin yaptığı tipolojiye göre değerlendirilmiştir:

130 Eyice, Semavi, “İznik’te Büyük Hamam ve Osmanlı Devri Hamamları Hakkında Bir Deneme”, T.D.,

Sayı:XI, İstanbul, 1960, s.108.

a- Dört Eyvanlı Köşe Halvetli Plan Tipi

Katalogda incelenen hamamlardan dört tanesi haçvari, dört eyvanlı köşe halvetli plan tipinde inşa edilmiştir.

Diyarbakır’daki Melik Paşa Hamamı’nın sıcaklık bölümü yıkılmış olduğundan hangi plan tipine sahip olduğu bilinmemektedir. Ancak sağlam olarak günümüze ulaşan Kadı Hamamı, Paşa Hamamı, Deva Hamamı, Vahabağa Hamamı haçvari, dört eyvanlı ve köşe halvetli plan tipinde inşa edilmişlerdir. Eyvanların üzerleri tonozlarla örtülü iken halvetlerin üzerleri kubbelerle örtülmüştür.

Anadolu’nun değişik bölgelerinde dört eyvanlı köşe halvetli plan tipine sahip Selçuklu ve Osmanlı dönemi hamamları bulunmaktadır. Bazıları şunlardır: Beyşehir Eşrefoğlu Süleyman Bey Hamamı (1296), Konya Sahip Ata Hamamı (1258-1259) (Çizim 45), Kars Ani Menüçehr Hamamı (1110)132,Kayseri Hunad Hamamı (1235)133(Çizim 43), Urfa Şaban Hamamı (XVIII. yüzyıl)134, Kayseri Setenönü Hamamı(XVII. yüzyıl)135, Bitlis Şerefiye Han Hamamı (1528)136 (Çizim 44), İstanbul Çiğli Hamamı(1540)137, Trabzon Hacı Arif Hamamı(XVIII. yüzyıl), Trabzon Meydan

Hamamı(XIX. yüzyıl)138.

Kadı Hamamı ve Paşa Hamamı benzerleri ile aralarında küçük farklılık olmasına rağmen sıcaklık bölümü plan şeması bakımından aynı çizgilere sahip oldukları görülür. Kayseri Setenönü Hamamı ile Kadı ve Paşa Hamamı’nı karşılaştıracak olursak Setenönü Hamamının eyvanlarının üzerinin aynalı tonozlarla, Kadı Hamamı ve Paşa Hamamı sıcaklık eyvanlarının üzerinin beşik tonozlarla örtülü olduklarını görürüz.

132 Önge, Anadolu’da XII. XIII. Yüzyıl…, s.262, 229-236, 112. 133 Denktaş, Mustafa, A.g.e., 2000, s.167.

b- Yıldızvari Sıcaklıklı Plan Tipi

Diyarbakır hamamlarından Çardaklı Hamamı altı eyvan ve altı halvet odası ile bu gruba giren tek örnektir. Sıcaklık bölümü diğer hamamlardan daha gösterişlidir. Eyvanların üzerleri beşik tonoz ile, halvetlerin üzerleri ise kubbelerle örtülüdür (Fot.61- 62). Türkler tarafından Anadolu’da inşa edilen bu tipin en erken tarihli örneklerinden olan Kayseri Kölük Hamamı’nı, örneğimizle karşılaştıracak olursak Kölük Hamamı’nın sıcaklık düzenlemesinin farklı olarak eyvanların yerlerinde nişlerin olduğunu ve duvarların üzerine açılan kapılarla halvetlere girildiği görülür. Oysa Çardaklı Hamamı sıcaklık bölümü düzenlemesi farklı olup, halvet ve eyvanlara basık kemerli kapılarla girilmektedir. Çardaklı Hamamı halvet hücreleri çokgen formda iken Kölük Hamamında halvetlerin nişler halinde düzenlendiği görülmektedir.

Anadolu’da yıldızvari plan şemasının değişik uygulamaları görülmektedir. Örnekleri: Karaman Yeni Hamam(XV.yüzyıl)139 , Ereğli Eski Hamam(XV. yüzyıl)140 , Haseki Sultan Hamamı (1553)141, Çardaklı (Küçük Ayasofya) Hamamı (1504), İstanbul Tahtakale Hamamı (1561) ve Mimar Sinan tarafından inşa edilen Ayasofya Hamamı’dır.

139 Önge, Anadolu’da XII. XIII. Yüzyıl…, s.36 140 Önge, Anadolu’da XII. XIII. Yüzyıl…, s.37 141Kuran, Abdullah, A.g.e., s.92

6.2.2- MALZEME

Diyarbakır’da inşa edilen hamamlarda inşa malzemesi olarak kesme taş, kaba yonu taş, moloz taş ve tuğla kullanılmıştır.

Diyarbakır taş malzeme bakımından oldukça zengin yapıya sahiptir. Özellikle bazalt taşı kahverengi, gri ve siyah renkte sert bir taş cinsidir. Yapılarda taş malzemenin daha fazla kullanılmasının sebebi taş malzemenin bu bölgede zengin oluşundandır.

Diyarbakır’da bulunan hamamlardan Kadı Hamamı, Paşa Hamamı, Çardaklı Hamamı, Melik Paşa Hamamı cephe, iç bölümlerindeki iç duvarlar, tonoz ve kemer inşasında kesme taş, kaba yonu taş, malzeme kullanılmıştır. Deva Hamamı ve Vahabağa Hamamı ise dıştan incelemelerde kaba yonu taş ağırlıklı inşa edildiği tespit edilmiştir (Fot.43).

Kadı Hamamının iç bölümlerde dökülen sıvalardan anlaşıldığı kadarıyla kubbe, tonoz, geçiş elemanlarından tromp ve pandantiflerinde tuğla malzeme kullanılmıştır.

Kadı Hamamı’nda kaba yonu taş malzeme ve tuğla malzeme üzerine horasan harcın kullanıldığı harcın döküldüğü bölümlerden anlamaktayız. Horasan harcının Paşa Hamamı’nın iç duvarlarında da kullanıldığı tespit edilmiştir.

Diyarbakır’da mermer ve kerpiç malzemenin kullanıldığı hamam örneği tespit edilmemiştir.

6.2.3- YAPI ELEMANLARI

a- Duvarlar

Diyarbakır’da inşa edilen hamamların dış duvar kalınlıkları yaklaşık olarak 1.00 m. ile 1.20 m. arasında, iç duvar kalınlıkları ise 0.60 m. ile 0.90 m. arasında değişmektedir. Genel olarak Diyarbakır’daki tüm hamamlar sağır bir yapıya sahiptir. Günümüzde kullanılmayan hamamlardan Paşa Hamamı’nın soğukluk bölümüne girişin sağ tarafında yer alan pencere hariç dış cepheye açılan herhangi bir pencere tespit edilememiştir.

Hamamların dış cephelerinin tamamı sıvasızdır. Kadı Hamamı, Paşa Hamamı, Melik Paşa Hamamı iç duvarları sıvalıdır. Paşa Hamamı ve Kadı Hamamı’nın bazı bölümlerinde özellikle temizlik alanlarında iç bölmeler yapmak için bölme duvarları sonradan inşa edilmiştir.

b- Kapılar

Günümüzde kullanılmayan hamamlardan girişi sağlam olarak orijinal haliyle kalan Kadı Hamamı, Çardaklı Hamamı ve Paşa Hamamı’nın dışındaki hamamların girişini sağlayan kapılar hakkında her hangi bir bilgi bulunamamaktadır.

Kadı Hamamı’na girişi sağlayan kapı tek kanatlı düz lentolu olarak inşa edilmişken, Çardaklı Hamamı’na girişi ise portal şeklinde arka arkaya iki kapıdan ibarettir. Paşa Hamamı’na giriş soğukluğun sol ucunda yer alan basık kemerli bir kapı ile sağlanmaktadır.

Hamamların iç mekanlarının birbiriyle irtibatını sağlayan kapılar genellikle sivri ve yuvarlak kemerlidir. Hamamların halvet hücrelerine giriş ise basık kemerli olarak inşa edilmiştir.

c- Pencereler

Hamamların bütün cepheleri sağır olarak inşa edilmiştir. Paşa Hamamı’nın soğukluk duvarında girişin sağ tarafında yer alan sivri kemer içerisine dikdörtgen pencere yapıya hareketlilik kazandıran bir öğedir. Pencerenin bir tarafında yer alan geometrik geçmeli sütunçenin parçaları dağınık bir vaziyette pencerenin etrafında kullanılmıştır.

Diğer hamamların sağlam olanlarında pencere bulunmamaktadır. Kısmen yıkık olan Melik Paşa Hamamı’nda ise pencere olup olmadığı tespit edilememiştir.

6.2.4- GEÇİŞ ELEMANLARI

Diyarbakır’da inşa edilen hamamların kubbelere geçişi, tromp ve pandantiflerle sağlanmıştır.

Kadı Hamamı’nın soğukluk bölümünün üzerini örten kubbeye geçiş tromplarla sağlanmıştır.

Bölgedeki hamamlarda çok kullanılan bir geçiş elemanı olan pandantif; Melik Paşa Hamamı, Paşa Hamamı ve Çardaklı Hamamı’nın soğukluk bölümlerinin üzerini örten kubbelere ve hamamların sıcaklık bölümlerindeki halvetlerin üzerini örten kubbelere geçiş pandantiflerle sağlanmıştır. Paşa Hamamı, Kadı Hamamı ve Çardaklı

Deva Hamamı’nı ve Vahabağa Hamamı’nı içten inceleme imkanı olmadığından kubbelere geçişlerde hangi bingilerin kullanıldığını bilinmemektedir.

6.2.5- ÖRTÜ ELEMANLARI

a- Kubbe

Diyarbakır hamamlarında en çok kullanılan örtü elemanı kubbedir. Hamamların sıcaklık, soğukluk bölümleri, kare planlı halvet mekanların üzeri kubbe ile örtülüdür. Mekan genişliğinden dolayı en büyük çaplı kubbeler hamamların soğukluk bölümlerinde kullanılmıştır. İncelenen bütün hamamlarda soğukluk bölümünün üzerini örten kubbe sekizgen bir kasnağa oturmaktadır.(Fot.19,43,60)

b- Tonoz

İçine girip inceleme imkanı bulduğumuz Paşa Hamamı, Kadı Hamamı, Melik Paşa Hamamı, Çardaklı Hamamı’nda daha çok beşik tonoz kullanımı tercih edilmiştir.

Çardaklı Hamamı’nın yıldızvari sıcaklıklı kısmındaki eynaların üzeri beşik tonoz ile örtülmüştür. Yine soğukluk kısmının iki bölümü beşik tonoz, diğer bölümü ise kubbe ile örtülmüştür.

6.2.6.- AYDINLATMA

Anadolu’da inşa edilmiş ilk Türk yapılarında ışıklandırmanın, havalandırma ile birlikte dış duvarlara açılmış küçük mazgal pencereler ile; üst örtüde ışık gözleri ve aydınlık fenerleriyle sağlandığı görülmektedir.142

Hamamlar, ısı kaybını azaltmak için ve fonksiyonları gereği mahremiyet gerektiren yapılar olduklarından aydınlatma genellikle üst örtü elemanları üzerine açılan tepe pencereleri yada ışık gözleri ile yapılmıştır143. Erken tarihli Selçuklu hamamlarında

ışık gözleri ve aydınlık fenerleri oldukça küçük ve az sayıda görülmektedir. Ancak XIV.yüzyılın ortalarından itibaren ışık gözlerinin arttığı görülmektedir144.

Diyarbakır hamamlarında aydınlatma tepe pencereleri, ışık gözleri, aydınlık feneri, ve kubbe kasnağına açılan pencerelerle sağlanmıştır.

a- Aydınlık Feneri

Katalogta incelenen altı hamamda soğukluk bölümlerinin üzerini örten kubbenin ortasında sekizgen formlu aydınlık feneri bulunmaktadır. Kasnaklar üzerine oturan kubbenin aydınlık feneri sekiz pencere ile oluşturulmuştur.

b- Kasnak Üzerinde Açılan Pencereler

Hamamlarda tabii ışıklandırmada XV. yüzyılın başlarından itibaren büyük kubbelerin kasnaklarına pencere açıldığı görülmektedir145. Günümüzde hiçbiri kullanımda olmayan Diyarbakır hamamlarının soğukluk bölümlerinin üzerini örten kubbeler kasnaklara oturmaktadır. Kasnaklara açılan pencereler karşılıklı dört adet olup farklı formlarda inşa edilmişlerdir.

Melik Paşa Hamamı’nın kubbe kasnağında yer alan pencereler siyah beyaz renkli taşlarla sivri formda inşa edilmiştir.

c- Işık Gözleri

Diyarbakır’daki hamamların iç mekanları, kubbe ve tonozlarının sırtlarına açılan yuvarlak kesitli ışık gözleri ile aydınlatılmıştır. Mimari yapılarını inceleme imkanı bulamadığımız Deva Hamamı ve Vahapağa Hamamlaı’nın iç mekanlarının nasıl bir düzenlemeye sahip oldukları bilinmemektedir. Melik Paşa Hamamı’nın soyunmalık hariç diğer bölümlerinin yıkık olması dolayısıyla nasıl bir düzenlemeye sahip oldukları hakkında bilgi sahibi değiliz.

Paşa Hamamı, Kadı Hamamı ve Çardaklı Hamamı’nın sıcaklık bölümlerini örten kubbe ve tonozlarda dairesel formda çok sayıda ışık gözleri mevcuttur. Kadı Hamamı’nda sıcaklık bölümünün üzerini örten kubbede dörtlü ışık gözleri kullanılmışken; Paşa Hamamı ve Çardaklı Hamamı sıcaklık bölümü merkezi kubbelerinde ışık gözlerinin çok sayıda ve dağınık olarak kullanıldığı görülmektedir.

d- Duvarlara Açılan Pencereler

Hamamlar fonksiyonu gereği tepeden ışıklandırılan yapılardır. Ancak XV. yüzyıldan itibaren, soyunma mahallerinde dışarıya açılan alt pencerelerin görülmeğe başlanması dikkati çeker146. Paşa Hamamı’nın soyunmalık duvarında yer alan pencere dışında hiçbir hamamın soyunmalık duvarında pencere bulunmamaktadır.

146 Önge, Yılmaz, “Anadolu Türk Mimarisinde Üstten Tabii Aydınlatma: Aydınlık Feneri”, Önasya, VI,

6.2.7- SÜSLEME

Diyarbakır şehir merkezinde yer alan altı hamamda da fonksiyonları gereği süslemeye fazla önem verilmediği görülmektedir.

Paşa Hamamı’nda soyunmalık bölümünün duvarında yer alan pencerenin geometrik geçmeli sütunçesi yapıya hareketlilik katmıştır. Melik Paşa Hamamı’nın soyunmalık kısmını örten kubbe kasnağına açılan pencerelerdeki renkli taşlar üst örtüye hareketlilik kazandırmıştır.(Fot.19,20)

6.2.8- KİTABELER

Katalogda yer alan altı hamamın da kitabesi bulunmadığından bu konuda herhangi bir bilgi sahibi değiliz.

6.3- ÇEŞMELER

6.3.1-TİPOLOJİ

Diyarbakır çeşmeleri arasında Artuklu Dönemine ait pek çeşme bulunmamaktadır. Çeşitli devirlere ait bu çeşmelerin büyük bir çoğunluğu Osmanlı Devri’ne aittir.

Osmanlı çeşmeleri değişik araştırmacılar tarafından çeşitli şekillerde gruplandırılmıştır. A. Aytöre, çeşmeleri ilk önce şehir dışında ve şehir içindeki çeşmeler olarak iki grupta ele almış, şehir içindeki çeşmeleri ise kendi arasında: Hususi Çeşmeler, Umumi Çeşmeler, Abidevi Çeşmeler ve Şadırvanlı Çeşmeler olmak üzere dörde ayırmıştır147. C. Esad Arseven ise çeşmeleri bulundukları yerlere göre: Mahalle,

Cami, Şadırvan, Oda, Abidevi Çeşmeler ve Musluklar olarak 6 grupta incelemiştir148.

Semavi Eyice çeşmeleri: Cephe ve Meydan çeşmeleri olarak ikiye ayırmıştır149. Yılmaz

Önge de çeşmeleri çalışma şekilleri ve durumlarına göre olmak üzere 2 grupta değerlendirmiştir150. Ayla Ödekan ise çeşmeleri konum ve fiziksel biçimlerine göre gruplandırmaktadır151. Diyarbakır çeşmeleri Ayla Ödekan tarafından yapılan tipolojiye göre değerlendirilecektir. Ancak bazı örneklerin bu tipoloji denemesinin dışında kalması nedeniyle bu tipolojiye bazı eklemelerde bulunulmuştur. Haşim Karpuz’un O. Nuri Dülgerler ile birlikte Konya çeşmeleri üzerine hazırladıkları Tipoloji denemesinden de faydalanılmıştır152.

Diyarbakır’da bulunan çeşmeler, bulundukları yer ve cephe kompozisyonları dikkate alınarak iki grupta incelenmiştir. İlk grupta incelenen çeşme örneklerinin gruplandırılmasında fiziksel konumları göz önüne alınmıştır. İkinci grupta ise ele alınan 147 Aytöre, Ayhan, “Türklerde Su Mimarisi”, I. Milletler Türk Sanatları Kongresi Tebliğler, Ankara,

1962, s.45-69.

148 Arseven, C. Esad, “Çeşme”, S.A., Cilt:I, İstanbul, 1988, s.388-389. 149 Eyice, Semavi, “İstanbul”, İ.A., Cilt:V-II, İstanbul, 1998, s. 1214-89/94. 150 Önge, Yılmaz, Türk Mimarisinde…, s.14.

151 Ödekan, Ayla, “Kent İçi Çeşme Tasarımında Tipolojik Çözümleme”, Semavi Eyice’ye Armağan,

İstanbul Yazıları, İstanbul, 1992, s.284.

152 Karpuz, Haşim, Dülgerler, O. Nuri, “Konya Çeşmeleri Üzerine Bir Tipoloji Denemesi”, Sanatta

çeşmelerin gruplandırılmasında cephe formları, özellikle kemer formları dikkate alınarak yapılmıştır. Ayrıca bu gruplandırmaya üçgen alınlık mimari unsur da eklenmiştir.

a-Bulundukları Yere Göre Çeşmeler

1-Mimariye Bağımlı Çeşmeler

Bu grupta ele alınan çeşme örnekleri, herhangi bir evin, bir caminin, türbenin, bir dükkanın ve bahçenin duvarı ile birlikte inşa edilen çeşmelerdir. Söz konusu çeşmelerin yapıyla birlikte mi yoksa daha sonra mı inşa edildikleri, incelemeler sonucunda tam olarak tespit edilememiştir.

Diyarbakır şehir merkezinde yer alan 33 çeşmeden 27 tanesi bu gruba girmektedir. Bunlar: Tahtalı Katsal Sokak Çeşmesi, Telgrafhane Sokak Çeşmesi, Pamukçu Sokak Çeşmesi, Ziya Gökalp Sokak Çeşmesi, Yukarı Karataş Sokak Çeşmesi, Yiğit Ahmet Sokak Çeşmesi, Zağlı Sokak Çeşmesi, Köylü Sokak Çeşmesi, Binici Sokak Çeşmesi,

Belgede Diyarbakır'da su mimarisi (sayfa 100-200)

Benzer Belgeler