• Sonuç bulunamadı

Karşılaştırmalı Hukukta Düzenlenişi

Dolandırıcılık suçuna ilişkin hükümler, Alman Ceza Kanunu‟nun (StGB) özel hükümler kısmının 22. bölümünde, 263 ve devamı maddelerinde yer almaktadır. Suçun temel şekli 263. maddede düzenlenmiş olup bu maddede “YanlıĢ olguları gerçek gibi göstermek veya gerçek olguları tahrif etmek veya gizlemek suretiyle, bir kiĢi hataya düĢürerek veya hatayı sürdürerek, kendisine veya üçüncü bir Ģahsa hukuka aykırı bir malvarlığı çıkarı sağlamak maksadıyla, baĢkasının malvarlığına zarar veren kiĢi beĢ yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası ile cezalandırılır.” hükmü yer almaktadır.

Alman hukukunda dolandırıcılık suçunun oluşumu açısından suçun kanuni unsurunda aranan ilk şart bir kandırma hareketinin mevcudiyetidir. Kanuni tanımdan da anlaşılacağı üzere, dolandırıcılık suçunun oluşumuna sebebiyet verecek hileli hareketler açısından her hangi bir sınırlama mevcut değildir. Kandırma hareketinin hile, sania şeklinde özel bir şekil alması gerekmemektedir. Dolayısıyla mağdurda hata meydana getirebilecek her türlü hareket ve hatta hareketsizlikler, soyut yalanlar ve yanlış beyanlar hileli hareket olarak değerlendirilmektedir.115

Kandırma hareketi neticesinde harekete muhatap kalan kişi yani aldatılan kişi bir hataya düşürülmeli veya bu kişide bulunan mevcut hatalı düşünce kuvvetlendirilmelidir. Kandırılan kişi yapılan hareket neticesinde malvarlığına ilişkin bir tasarrufta bulunmalıdır. Bu sonucu sağlayan beceriksizce yapılan basit bir kandırma hareketi bile suçun oluşumu açısından yeterli görülmüştür.116

Suçun temel şeklinin düzenlendiği 263. maddenin ikinci fıkrasında teşebbüsün cezalandırılacağı, üçüncü fıkrasında ise çok ağır hallerde cezanın arttırılacağı düzenlenmiştir. Maddenin üçüncü fıkrasında dolandırıcılığın meslek haline getirilmesi, temadi edecek şekilde bir çete üyesi olarak işlenmesi, büyük miktarda

115Dönmezer, 1943: 554

mal kaybına neden olması, ekonomik sıkıntıya neden olması,117

kamu görevlisi tarafından işlenmesi ve sigorta bedelini almak amacıyla işlenmesi halinde çok ağır hallerin mevcut olacağı kabul edilmiştir. Maddenin dördüncü fıkrasında ise aynı evde yaşayan kişi aleyhine veya aile mensubu, kayyım aleyhine işlenen dolandırıcılıklarda ve ayrıca malın değerinin azlığının söz konusu olduğu dolandırıcılıklarda suçun şikâyete tabi olacağı düzenlenmiştir.

Alman Ceza Kanunu'nun 263a paragrafında, bilgisayar dolandırıcılığı (computerbetrug) ayrı bir suç olarak düzenlenmiştir. Bu maddeye göre “ Her kim, kendisine veya üçüncü bir Ģahsa hukuka aykırı bir malvarlığı çıkarı sağlamak maksadıyla bilgisayar programına doğru olmayan bir Ģekil vermek, doğru olmayan veya eksik veya yetkisiz olarak veri kullanmak suretiyle veya baĢka bir Ģekilde yetkisi olmaksızın bilgisayar programının cereyanına müdahale etmek suretiyle, bilgi iĢlem sürecinin neticesini etkileyerek, baĢkasının malvarlığına zarar verirse..” cezalandırılacaktır. Görüldüğü üzere bu maddede, kişiye yönelik hileli hareket ifadesi yerine, veriye veya veri işleme faaliyetine müdahale edilmesi suçun unsuru olarak düzenlenmiştir.

Alman Ceza Kanunu'nun 264. paragrafında ise iktisadi devlet yardımı (sübvansiyon) dolandırıcılığı “subventionsbetrug” suçu yer almaktadır. Sübvansiyon, federal hukuka veya eyalet hukukuna göre, piyasa koşullarında karşı edimi olmaksızın verilen ve ekonominin teşviki amacına yarayan kamu kaynaklarından bir işletme veya şirkete verilen edim anlamına gelmektedir. Maddenin birinci fıkrasının ilk bendinde bir kimsenin sübvansiyon tahsis etmeye yetkili olan bir makama veya sübvansiyon işlemlerine katılan bir başka merci‟e veya kişiye (sübvansiyon veren) sübvansiyonunun verilmesiyle ilgili olgular hakkında; kendisi veya başka birisi ile ilgili, kendisinin veya diğerinin yararına olarak, sahte veya eksik bildirimde bulunması suç olarak düzenlenmiştir. Maddenin ilk fıkrasında dört bent halinde nelerin sübvansiyon dolandırıcılığını oluşturacağı düzenlenmiş, diğer fıkralarında ise suçun daha fazla ve daha az cezayı gerektiren nitelikli halleri düzenlenmiştir.

117

Alman uygulamasında, Alman Federal Yüksek Mahkemesi 50.000 Euro tutarındaki bir zararı malvarlığının büyük oranda kaybedilmesi olarak kabul etmiştir. Cezanın ağırlaştırılmasına sebep olarak kabul edilen ekonomik zorluğa düşme ise, mağdurun kendisi veya bakmakla yükümlü olduğu kimseler için hayati önemi taşıyan harcamaları yapamayacak kadar yokluk durumuna düşmesi anlamına gelmektedir. (Wessels ve Hillenkamp, 2009: 157)

Kanunun 264a maddesinde ise yatırım dolandırıcılığı düzenlenmiş olup, bir ticari işletmenin kıymetli evrak, hisse senetlerine ilişkin olarak kişilerin yapacakları yatırımlara yönelik yanlış ve eksik bilgilendirme yapılması cezalandırılmıştır.

Kanunun 265. maddesinde ise sigortayı kötüye kullanma başlığı altında sigorta dolandırıcılığı düzenlenmiş ve bu tip eylemler yaptırım altına alınmıştır. Bu maddeye göre “Kendisine veya baĢka birisine bir sigortadan edim sağlamak maksadıyla yok olmaya, zarar görmeye ihlal edilmeye, kullanım olanağının ihlal edilmesine, kaybolmaya veya hırsızlığa karĢı sigortalanmıĢ bir Ģeye zarar veren, tahrip eden, kullanım olanağını ihlal eden, kaçıran veya baĢka birine veren kiĢi 263‟ üncü madde gereğince cezalandırılması öngörülmemiĢse..” cezalandırılacaktır. Görüldüğü üzere bu maddede 263 maddede sayılan nitelikte sigorta dolandırıcılığı sayılamayacak nitelikteki sigortayı kötüye kullanma halleri yaptırıma bağlanmıştır.

Kanunun 265b paragrafında TCK‟nın 158/1-j maddesinde düzenlenen ve kredi dolandırıcılığı olarak nitelendirilen “kreditbetrug” suçu bağımsız bir suç şeklinde düzenlenmiştir. Suçun oluşumu açısından tehlikenin varlığı yeterli sayılmış ve taksirle bu suçun işlenebileceği düzenlenmiştir. Bu maddeyle bir işletme veya şirkete, bir işletme veya şirket adına veya uydurulmuş bir işletme veya şirket adına kredi almak, krediyi sürdürmek veya kredinin koşularını değiştirmek için yapılan başvuru ile ilgili olarak, ekonomik durumu hakkında kredi verilenin lehine ve böyle bir talep hakkında verilecek karar açısından önemli olan durumlara ilişkin olarak doğru olmayan veya eksik bilgi verilmesi halleri cezalandırılmıştır.

1.3.2. Fransız Hukuku

Dolandırıcılık suçu halen yürürlükte olan 1994 tarihli yeni Fransız Ceza Kanunu‟nun 313-1 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Suçun temel şeklinin düzenlendiği yasanın 313–1 maddesine göre, “Sahte bir isim veya nitelik kullanmak suretiyle ya da gerçek bir ismi kötüye kullanarak veya sanialara baĢvurarak bir gerçek veya tüzel kiĢiyi onun veya bir baĢkasının zararına bir parayı, değer veya herhangi bir Ģeyi vermeye veya bir hizmeti yapmaya veya yükümlülük doğuran bir iĢlemi yapmaya rıza göstermeye veya borçtan ibraya ikna etmek.... beĢ yıl hapis ve 375.000 euro para cezası ile” cezalandırılacaktır. Görüldüğü üzere madde kapsamındaki hileli hareketler, gerçek veya tüzel bir kişiye karşı sahte isim veya hayali bir sıfat (mevki, güç) kullanmak, gerçek bir durumu kötüye kullanmak ya da sanialar yapmaktır.

Kanun‟un 313-2 maddesinde dolandırıcılık suçunun ağırlatıcı nedenleri düzenlenmiştir. Buna göre suç, kamu gücü kullanan veya kamu hizmeti görmekle yükümlü olan bir kimse tarafından görevin veya hizmetin ifası sırasında veya ifası nedeniyle işlenirse, kamu gücü sahibi veya kamu hizmeti görmekle yükümlü kişi sıfatını usulüne uygun biçimde üstlenen kişiler tarafından işlenirse, sosyal ve insancıl yardım amacıyla bir para toplamak için ya da piyasaya kıymetli evrak sürmek için halka çağrıda bulunan bir kişi tarafından işlenirse, fail tarafından bilinen veya açıkça görülen hallerde yaşı, hastalığı, sakatlığı veya fiziki veya psikolojik durumu veya hamileliği nedeniyle zor durumda olan bir kişiye karşı işlenirse, örgütlü suç olarak işlenirse ağırlatıcı neden gerçekleşmiş sayılacak ve bu durumda fail daha fazla ceza ile cezalandırılacaktır.

Yasa‟nın 313-3 maddesinde dolandırıcılık suçuna teşebbüsün tamamlanmış suç gibi cezalandırılacağı düzenlenmiştir.

Yasa‟nın dolandırıcılık suçuna benzer suçlar başlıklı 313-5, 313-6 ve 313-6-1 maddelerinde dolandırıcılık suçuna benzer suçlar düzenlenmiştir.

Yasa‟nın 313-5 maddesinde ise, 765 sayılı TCK'nın 521/a maddesinde ve karşılıksız yararlanma suçu başlığı altında düzenlenmiş olan suça benzer bir düzenleme yer almaktadır. Bu maddeye göre “Dolandırıcılık, Ģahsın kendisini

tamamıyla ödeme yapamayacağını bilmesi veya ödeme yapmamakta kararlı olması durumunda, 1)yiyecek ve içeceklerin satıldığı bir yerde yemek veya içecek sipariĢ etmesi, 2)konaklamanın 10 günü aĢmadığı oda kiralama kuruluĢlarında bir veya daha fazla odayı fiilen iĢgal etmesi veya bir veya daha fazla oda için rezervasyon yaptırması, 3)uzman bir dağıtıcı tarafından kısmen veya tamamen doldurulan yakıt tankına sahip olan Ģahıs tarafından yağ veya yakıt sipariĢ etmesi, 4)kendisinin bir taksi ile veya kiralık bir araç ile taĢınmasına sebebiyet vermesi durumunda gerçekleĢir.” Bu gibi durumlarda suçun cezası 6 ay hapis cezası ve 7,500 euro para cezasıdır.

Dolandırıcılık suçuna benzer suçlar başlığı altında düzenlenen suçlardan bir diğeri, yasanın 313/6 maddesinde yer almaktadır. Bu madde de kamu ihalelerinde hile yapılması özel bir suç tipi olarak düzenlenmiştir. Maddede kamu adına yapılan arttırma veya eksiltmeleri eşit değerde kabul etmek ve diğer isteklilerin tekliflerini kısıtlama veya teklifte bulunmalarını engelleme veya ihaleden men etme fiilleri yaptırım altına alınmıştır. Madde bu amacı taşıyan fiillerin, hediye verme veya bu yönde vaatte bulunma, gizli anlaşma yapma veya diğer herhangi hileli hareketler şeklinde olabileceği düzenlenmiştir. Bu vaatlerin veya hediyelerin kabul edilmesi halinde de fail aynı cezayla cezalandırılacaktır.118

Maddenin ikinci fıkrasında teşebbüs halinin cezalandırılacağı düzenlenmiştir.

Dolandırıcılık suçuna benzer suçlar başlığı altında düzenlenen bir diğer suç ise yasanın 313-6-1 maddesinde yer almaktadır. Bu maddeye göre “Üçüncü Ģahıslarca da kullanılabilen baĢkasına ait bir araziyi belli bir ücret veya herhangi bir ayni yarar karĢılığında mesken haline getirmek maksadıyla arazi sahibinin izni olduğunu kanıtlamaksızın bu araziyi kullanan Ģahıs” cezalandırılacaktır.

118

Fransız Ceza Yasası 313-6 maddesinde “Açık artırma ile satıĢta veya ihale sürecinde, hediye, vaat, pey, anlaĢma veya diğer herhangi hile vasıtaları ile tekliflerin reddedilmesi veya pey veya tekliflerin kısıtlanması 6 ay hapis cezası ve 22,500 euro para cezası ile cezalandırılır. Bu vaatlerin ve hediyelerin kabul edilmesi de aynı cezaya tabidir. Aynı ceza, 1)Açık artırma ile satıĢ veya ihale sürecinde pey veya teklif ileri sürme özgürlüğü cebir, fiili tecavüz veya tehdit ile engellemek veya ket vurmak 2)açık artırmaya yetkili yasal memur veya menkul eĢyanın satımına isteyerek katılmıĢ genel kabul görmüĢ bir Ģirket katılmaksızın yapılan (ilk)açık artırma kararından sonra tekrar yapılan açık artırmalara katılmak veya açık artırmayı icra etmek durumunda da verilir.” hükmü yer almaktadır.

Yasa‟nın 313-7, 313-8 ve 313-9 maddelerinde dolandırıcılık suçunu işleyen gerçek ve tüzel kişiler hakkında bir takım hak mahrumiyetlerine hükmedileceği ve bu hak mahrumiyetlerinin neler olduğu düzenlenmiştir.

1.3.3. İtalyan Hukuku

Dolandırıcılık suçu, yürürlükteki 1930 tarihli İtalyan Ceza Kanunu'nun 640- 640 bis maddelerinde düzenlenmiştir. Suçun temel şekli Kanun‟un 640/1.maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddede “her kim, hile veya desiselerle bir kiĢiyi hataya sevk etmek suretiyle, baĢkasının zararına kendisine veya baĢkasına haksız bir yarar sağlarsa, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ve 51 euro‟dan 1.032 euro‟ya kadar para cezası ile cezalandırılır.” hükmü yer almaktadır.

Kanun‟un 640/2. maddesinde ise suçun daha fazla cezayı gerektirecek nitelikli halleri düzenlenmiştir. Buna göre dolandırıcılık suçunun devletin veya bir başka kamu makamının zararına veya askerlik hizmetinden kurtarılması bahanesiyle işlenmiş olması ve mağdur kişide hayali bir tehlike korkusu meydana getirmek veya yetkili bir merciin emrini yerine getirme yükümlülüğü olduğu hususunda yanlış şekilde ikna etmek suretiyle işlenmiş olması halinde ceza, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve 309 euro‟dan 1.549 euro‟ya kadar para cezasıdır. Maddenin üçüncü fıkrasına göre suçun, ikinci fıkrada belirtilen nedenlerden biri veya başka bir ağırlatıcı nedenin olmaması halinde şikayete tabi olduğu düzenlenmiştir.

Dolandırıcılık suçunda daha fazla cezayı gerektirecek halleri düzenleyen bu Kanun‟un 640-bis maddesine göre ise, eğer 640.maddedeki fiil, her halükarda devlet, diğer kamu makamları veya Avrupa Toplulukları tarafından kamu yararına yapılacak bir iş için ödemelere, kredilere, yumuşak kredilere ya da bu tip ödemelere izin vermeye veya bağış yapmaya yönelik olarak gerçekleştirilirse, ceza bir yıldan altı yıla kadar hapis olup, takibat da re‟sen yapılır.

Kanun‟un 640-quater maddesine göre, 640.maddenin 2.fıkrasının 1 numaralı durumunda ve 640-bis maddesindeki durumda eğer fiil, sistem kullanıcısının niteliğini kötüye kullanması suretiyle işlenmişse bu takdirde uygulanabildiği ölçüde bu kanunun 322-ter maddesindeki düzenlemeler uygulanır. Bu kanunun 322-ter maddesi ise, müsadereye ilişkindir.

Kanun‟un 643. maddesi ehliyetsiz kişilerin tuzağa düşürülmesi suçunu düzenlemektedir. Bu maddeye göre, kendisine veya başkalarına bir kazanç temin etmek için, hacir altına alınmamış veya hukuki ehliyeti kaldırılmış olsa da, küçük bir kişinin ihtiyaçlarını, tutkularını veya acemiliğini kötüye kullanmak suretiyle yahut bir kişinin hastalık durumunu veya zekâ geriliğini kötüye kullanmak suretiyle bunları bir hukuki işlem yapmaya sevk eden kişi, bu kişilerin veya başkalarının zararına her hangi bir şekilde hukuki sonuç doğduğu takdirde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ve 206 euro‟dan 2.065 euro‟ya kadar para cezası ile cezalandırılır.

İtalyan Ceza Kanunu‟nun 640ter maddesinde bilgisayar dolandırıcılığı suçu düzenlenmiştir. Bu maddede, klasik dolandırıcılık suçunun unsurları muhafaza edilmekle birlikte klasik dolandırıcılık suçundan farklı olarak hile ve desise ile kişinin hataya düşürülmesi unsuru yerine genel olarak veri işleme faaliyetine veya verinin kendisine müdahale edilmesi suçun unsuru haline getirilmiştir. İlgili maddede, bir bilişim sistemini veya telematik sisteminin işlemesini her hangi bir şekilde değiştirerek veya bu tür sistemlerdeki veri veya programlara hukuka aykırı şekilde müdahale ederek başkasının zararına veya başkasının yararına haksız kazanç elde edilmesi suç sayılmıştır.

1.3.4. İngiliz Hukuku

İngiliz hukukunda dolandırıcılık suçu, bu suçun düzenlendiği kanunları anlaşılır hale getirmek amacıyla, 2006 Dolandırıcılık Kanunu (The Fraud Act 2006) ile yeniden düzenlenmiştir. 15 Ocak 2007 tarihinde yürürlüğe giren bu kanun ile dolandırıcılık suçuna yeni bir çerçeve çizilmiştir.119

Bu kanunun 3. maddesine göre dolandırıcılık başlıca üç şekilde işlenebilir;

1- Yanlış beyanla (false representation)

2- Yasal sorumluluğu olduğu halde kişinin aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmemesi suretiyle,

3- Başkasının ekonomik çıkarlarını korumakla görevli olan kişinin bu konumunu ihmali/suistimali suretiyle

119

Suçun kanunda öngörülmüş cezası; jürisiz yapılan muhakeme sonucunda verilen mahkûmiyet kararlarında 12 ayı aşmayan hapis cezası veya para cezası iken, iddianame ile açılan dava sonucunda mahkûmiyet kararı verilmesi halinde 10 yılı aşmayacak şekilde hapis cezası ve/veya para cezasıdır.

2006 Dolandırıcılık Kanunu 1968 ve 1978 tarihli kanunlardan farklı olarak, suçun oluşumu açısından failin hileli harekette bulunmasını yeterli görmüş, bunun neticesinde mağdurun aldanmış olmasını ve mağdurun aldandığının ispatını zorunlu görmemiştir.120

Failin kendisine veya bir başkasına kazanç elde etmek veya başka bir şahsı zarara yahut da zarar riskine maruz bırakmak kastıyla, hilekârca yanlış beyanda bulunması halinde eylem, yasanın 2/1 maddesindeki yanlış beyan ile dolandırıcılık suçunu oluşturacaktır. Bu suç, bir başkasının zarar görmesini ve bu zararın kanıtlanmasını gerektirmeyen sırf hareket suçu niteliğindedir. Hilekârca yanlış beyanda bulunmak suçun maddi unsurunun oluşumu açısından yeterli görülmüştür.121 Bu madde kapsamındaki suç açısından beyan sözlü olabileceği gibi davranış şeklinde de olabilir. Keza beyanın açık veya zımni olması arasında da bir fark yoktur. Beyan bir olguya, bir hukuki duruma veya mağdurun gerçeklerine ilişkin idrakine yönelik olabilir. Ancak bu beyanın geçmişteki ve günümüzdeki maddi olaylarla ilgili olması gerekir. Örneğin, failin bir tabloyu satışa sunması, bu tablonun satışı konusunda hak sahibi olduğunu zımnen ortaya koyması anlamına gelmekte olup satışa sunma şeklindeki davranışı bu madde kapsamında beyan niteliğindedir. Beyanın yanlışlığı, beyan ile failin gerçek düşüncesinin farklı olmasıdır. Örneğin, at yarışında kullanmak niyetiyle arkadaşından harç parası yatıracağını beyan ederek para isteyen failin eylemi yanlış beyan ile dolandırıcılık suçunu oluşturacaktır.122 Bunun gibi bir kişinin ücreti karşılığında hizmet veren bir lokantaya gidip yemek

120

Allen, 2007: 478; Farrell QC vd., 2007: 7

121

Allen, 2007: 486; Farrell QC vd., 2007: 7.Madde kapsamındaki suçun tehlike suçu olması nedeniyle, örneğin, bir şahıs teyzesine mektup yazarak gerçeğe aykırı olarak zor durumda olduğunu beyan edip para istese ve bu mektup teyzesine hiçbir zaman ulaşmasa bile, eylem bu madde kapsamındaki dolandırıcılık suçunu oluşturacaktır. Yine satışların artmasına yönelik yanlış yönlendirici veya abartılı reklamlar bile jürinin değerlendirmesine bağlı olarak dolandırıcılık suçu kapsamanda değerlendirilebilecektir.

122

sipariş etmesi, bu kişinin ücreti karşılığında yemeği yiyebileceğini bildiğini ve aynı zamanda ücretini ödeyeceğini beyan etmesi anlamına gelmektedir. Burada zımni bir beyan söz konusudur. Bu şahıs gerçekte ücretini ödememek niyetinde ise bu bir yanlış beyandır.123

Kanunun 2/2 maddesine göre, beyan gerçeğe aykırı veya yanıltıcı ise ve fail beyanın yanlış olduğunu biliyor veya bilmesi gerekiyor ise beyanın yanlış olduğu kabul edilir.

2006 yasası herhangi bir insan müdahalesi olmaksızın çalışabilen makinelere yönelen hileli hareketler neticesinde yarar elde edilmesini dolandırıcılık suçu kapsamında değerlendirmiştir. Bu nedenle örneğin bir başka şahsın banka kartını ve şifresini ele geçirip ATM‟den kartı yerleştirip para çeken şahsın eylemi bu madde kapsamında değerlendirilmektedir.124

Bu madde kapsamındaki suçun manevi unsurunu, failin beyanın yanlış olduğunu veya yanlış olabileceğini bilerek, kendisine veya bir başkasına kazanç elde etmek veya bir başkasını zarara veya zarar riskine maruz bırakmak amacıyla hilekârca hareket etmesi oluşturur. Eylemin neticesinde, kazanç, zarar ve zarar riskinin doğmamış olması önemsizdir. Bu durumda dahi eylem tamamlanmış suç gibi cezalandırılacaktır.125

Failin davranışının hilekârca olup olmadığının tespitinde “Ghosh Testi” olarak adlandırılan bir test uygulanmaktadır. İki aşamalı bu testin ilk aşamasında, failin davranışının dürüst, makul ve olağan standartlara sahip olan üçüncü bir şahıs tarafından hilekâr bir davranış olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği sorusuna cevap aranır. Bu cevabın olumlu olması halinde, ikinci aşamada fail davranışlarının dürüst, makul ve olağan standartlara sahip insanlar tarafından bu şekilde değerlendirildiğinin farkında olmalımıdır sorusuna cevap aranır. Her iki sorunun da olumlu olması durumunda davranışın hilekârca olduğu sonucuna ulaşılır.126 123 Farrell QC vd., 2007: 24 124 Allen, 2007: 491 125 Allen, 2007: 492; Farrell QC vd., 2007: 17 126

Dolandırıcılık Kanunu'nun 3. maddesinde aydınlatma yükümlülüğünün ihmali suretiyle dolandırıcılık suçu düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, fail kendisi veya bir başkasına kazanç elde etmek veya başka bir şahsı zarara uğratma veya zarar riskine maruz bırakmak niyeti ile başka bir şahsa yasal olarak açıklama yapma yükümlülüğü altında olduğu bir durumda, hilekârca açıklama yapmaması halinde dolandırıcılık suçunu işlemiş olur. Kanun metninde yasal yükümlülükten bahsedilmiş ise de, kanunu hazırlayan komisyon aydınlatma konusunda ahlaki yükümlülüğünün bulunduğu durumlarda suç oluşacağını belirtmiştir.127

Mağdurun, failden açıklama beklemesinin makul kabul edildiği durumlarda failin böyle bir açıklama yapma yükümlülüğünün olduğu kabul edilir.128

Failin açıklama yükümlüğü bir statüden, iyiniyet kurallarından, sözleşmenin açık veya zımni hükümlerinden, ticari örf ve adetten veya taraflar arasında var olan güvenden kaynaklanabilir.129 Örneğin fail mağdurun ticari temsilcisi ise, taraflar arasında bir güven ilişkisinin var olduğu kabul edilir. Bu nedenle bir sigorta akdinin söz konusu olduğu hallerde sigorta yaptıranın sigorta edilen şeyin bütün niteliklerini doğru şekilde bildirmesi zorunlu olup, sigorta yaptıranın bu yükümlülüğünü ihmal ederek sigortalanan şeyin bir takım eksikliklerini kasten beyan etmemesi halinde aydınlatma yükümlülüğünün ihmali suretiyle dolandırıcılık suçu işlenmiş olur.130

Failin aydınlatma yükümlülüğünün varlığını bilmesine veya bilmesi

Benzer Belgeler