• Sonuç bulunamadı

2. KAMU-İŞLETME YÖNETİMİNDE MOTİVASYON VE MOTİVASYONU ETKİLEYEN FAKTÖRLER

2.1. Kamu-İşletme Yönetiminde Motivasyon

2.1.3. Kamu Yönetiminde Yapılan Çalışmalar

Aktarılan mevcut durumda kamu yönetimine ilişkin aksaklıkların giderilmesi için kamu yönetiminde yeniden yapılanma yoluna gidilmiştir. Nitekim artan nüfus, kıt kaynakların yetersiz kalması, teknolojik gelişmeler sonucu insanların ihtiyaçlarındaki ve isteklerindeki artış ve çeşitlilik gibi etmenler kamu yönetiminin de daha fazla, daha çeşitli ve daha kaliteli hizmet üretmesi gereğini ortaya çıkarmıştır.

Kamu yönetiminde sürecin yavaş işlemesi kaynakların verimli kullanımını önlemektedir. Kamu yönetimindeki merkezileşme ve büyüme işleyişi hantallaştırmakta ve hizmet kalitesinin düşmesine neden olmaktadır.

Bu anlamda yapılan çalışmalar çerçevesinde Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, bugün 23104 müfettiş, kontrolör, denetmen ve on binlerce yöneticiye rağmen yolsuzlukların varlığının kamu denetiminin etkin olmadığını gösterdiğini belirtmiştir. Bunun nedeni örgüt yapılarının çok büyümesi ve aşırı merkeziyetçilik olarak görülmektedir. Buna ilişkin olarak personel sayısının her yıl % 2,67 artması ve tüm personelin 2116362’sinin ( % 16’sının ) Ankara’da

çalıştığı gerekçe olarak gösterilmiştir. Buna istinaden de yerel kararların birçoğunun bile merkezden verildiği savunulmaktadır. Gelişmiş ülkelerin birçoğunda ise yerel yönetimler kamusal hizmetlerin % 50’sinden fazlasını üretmektedir.

Tüm ifade edilen gerekçelere istinaden merkezi idareyi, yerel yönetimleri, kamu personelini de içeren geniş bir çalışma hazırlanmıştır. Kamu yönetiminde yeniden yapılanma içerisinde Kamu Yönetimi Temel Kanunu, Personel Rejimi Reformu, Yerel Yönetim Reformu yer almaktadır.

Tasarıya göre kamu kurum ve kuruluşlarında amaçlar, izlenecek politikalar net olarak belirlenmelidir. Gereksiz hizmet ve birimlerin elden çıkarılması, tasfiye edilmesi öngörülmektedir. Yetersiz ve yüksek maliyetli hizmet ve birimler kapatılarak dışarıdan satın alınması öngörülmüştür.

Kamu yönetiminde personel yönetiminden insan kaynakları yönetimine geçilmesi planlanmaktadır. Bu çerçevede Personel Genel Müdürlüğü veya Personel Daire Başkanlığı’nın İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı’na dönüştürüleceği ifade edilmiştir. Çalışanlar için performans göstergeleri ve hizmet kalite standartları belirlenmesi, performansa göre ödüllendirme sisteminin geliştirilmesi gerektiğine değinilmiştir. Çalışanlara ilişkin bir başka farklılık da sözleşmeli istihdama yönelinmesidir. Buna göre tam zamanlı veya kısmi zamanlı çalışan kamu görevlileri ile işçilerin kadro esasına dayalı olmaksızın, sözleşmeye dayalı olarak istihdam edilmesi söz konusu olacaktır. Sözleşmede ilgili personelin görevleri, hak ve

yükümlülükleri ile performans göstergeleri yer alacaktır.

(www.kalder.org/genel/YY%20Besinci%20 Adim.ppt- )

Milli Eğitim Bakanlığı taşra teşkilatının görev ve yetkileri, binaları, borç ve alacakları, kadroları il özel idarelerine; Sağlık Bakanlığının taşra teşkilatının görev ve yetkileri, eğitim hastaneleri hariç, sağlık evi, sağlık ocağı, sağlık merkezi, dispanserlerin malları, alacak ve borçları kadroları ile birlikte personeli il özel idarelerine devredilecektir. Sağlık Bakanlığı, kamuda görevli doktorların özel muayenehanelerde ve hastanelerde çalışmasının önünü kesmeye çalışmaktadır. Bunun için önce aile hekimliği sistemi kurulacak, sonra uygulamaya geçilecektir. Böylece hekimler kamu için motive olacaktır. Sağlık Bakanlığı, üniversite

hastanelerini bu kapsam dışında tutacaktır. Bakanlık, sistemi kurabilmek için Çalışma Bakanlığı ile ortaklaşa yürüttüğü genel sigorta ve sağlık sigortasını birbirinden ayıracaktır. Ancak sağlık sigortası sistemi tümüyle ayrıldıktan sonra, hekimlerle ilgili belirleyici düzenlemeler yapılacaktır. Kamu hastanelerinde çalışmayı özendirmek için mecburi hizmetin kaldırılması, hekimlerin her bölgede çalışmalarına izin verilmesi gibi özendiricilerin gündeme getirilmesi planlanmaktadır. ( www.milliyet.com.tr )

Tasarı için olumlu ifadelerin yanı sıra tasarıya çeşitli çevrelerden tepkiler de gelmiştir. Bunların en bariz olanlarından KESK tasarının toplu sözleşme ve grev hakkını içermediğini, sözleşmeli çalışana yönelindiğini belirtmiştir. Buna göre çalışanların ancak adaylık ve deneme sürelerini bitirmeleri koşulu ile çalışmaya başlayınca sendikalı olabileceği belirtilmiştir.

KESK’e göre tasarıda eğitim ve sağlık sektörlerinde gereğinden fazla sözleşmeli çalışan alımına yönelindiği belirtilmiş, ayrıca 10 ay sözleşmeli öğretmen alımına başlanması da KESK tarafından eleştirilmiştir. Genel olarak sözleşmeli çalışanın arttırılıp devlet memurunun azaltılmasının planlandığı ifade edilmiştir. Sözleşmeli çalışan alımında toplu sözleşme hakkının bulunmadığına, performansa bağlı çalışmanın söz konusu olacağına değinilmiştir. Diğer memur ve kamu görevlilerinin de performansa göre değerlendirilip ödüllendirilmesi söz konusudur. Toplu sözleşme yerine toplu görüşmeyi esas alan ve görüşmeleri mali araçlarla sınırlandıran anlayışın var olduğu; oysa kamu çalışanlarının ücretleri, hak ve yükümlülükleri, yükselmeleri, değerlendirilme ve ödüllendirilmelerinin toplu sözleşme ile belirlenmesi gerektiği; tek yanlı belirlemelerin ise çalışanların aleyhine olduğu ifade edilmiştir. (www.kesk.org.tr/kesk.asp?sayfa=ceviri&id=46 )

KESK’in bir eleştirisi de tasarının hazırlık aşamasında iken bazı STK’ların, siyasi partilerin vb. görüşüne başvurulurken KESK’in yazılı taleplerine rağmen kamu çalışanlarını ilgilendiren böyle bir tasarıda KESK’in görüşünün alınmamasına yöneliktir.

Mevcut sisteme ilişkin yapılan tüm yorumlara, kamu yönetiminin içinde bulunduğu olumsuzluklara getirilen eleştirilere rağmen Türkiye’nin içinde bulunduğu işsizlik, ekonomik sıkıntı da göz önünde bulundurularak kamu sektöründe çalışanların günümüzde özel sektör çalışanlarına göre birçok konuda daha olumlu şartlarda bulunduğu da yadsınamaz. Nitekim 657

Sayılı Yasa çalışanlara sınırsıza yakın iş güvencesi sağlamaktadır. Özel sektör çalışanlarının önemli bir kısmı kriz döneminde yaygın işten çıkarma politikalarıyla karşı kaşıya kalmakta ve sıfır zamla çalıştırılmakta iken devlet memurlarının maaşlarına düzenli olarak az da olsa zam yapılmıştır. Kamu kuruluşlarında maaşların yanı sıra alınan ek ödemeler de düzenli olarak verilmeye devam etmiştir. Örneğin kamu hastanelerinde yan ödemeler ve nöbet paraları ile çalışanların maaşları özel sektörün çok üstüne çıkmaktadır. Bu gibi nedenlerle kamu sektöründe çalışmak isteyenlerin sayısı oldukça fazladır. Özel sektörde ise uzun süreli çalışma, düşük maaş ödeme ve birçok kuruluşta çalışanlara sigorta dahi yapılmaması gibi olumsuzluklar mevcuttur. ( www.hastanedergisi.com )