• Sonuç bulunamadı

Kadın Elbisesinin Belirlenebilen Özellikleri

4. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

4.1. RİVAYETLERDE ADI GEÇEN GİYSİLER

4.1.3. Kadın Elbisesinin Belirlenebilen Özellikleri

Ayet ve hadis-i şeriflerde kadının bütün vücudunu gizleyen bir örtü olması şartından bahsedilmektedir. Kadının el, yüz ve ayaklarının haricinde, sarkan saçları da dâhil vücutlarının tamamı hem namazda, hem de nâmahrem erkeklerin karşısında gizlenmesi gerekli kılınmıştır.391

Vücut hatlarını belli edecek şekilde dar veya altını gösterecek derecede ince olması durumunda, giyindiği halde çıplak kabul edilmiş ve “giyinmiş çıplaklar” olarak tasvir edilerek cennetin kokusunu beşyüz senelik mesâfeden bile almamakla ikâz edilmişlerdir.392 Resûlullah (s.a.s), ince elbise ile karşısına çıkan Esmâ'dan yüzünü diğer

tarafa çevirmiştir.393 “Çağımızdaki kadınların en titiz davranmaları gereken noktalardan

biri de, bu tabirin ihtivâ ettiği kapsam içine dâhil olmaktan şiddetle kaçınmalarıdır. Çünkü bu husus, dış görünüm itibârıyla örtülü görünen birçok kadının aslında çırılçıplak sayıldığı ve ayakların en çok sürçtüğü kaypak bir alandır.”394

Örtünün kalın ve bedenin içini belli etmeyecek şekilde sık dokunmuş kumaştan olması gerekir. Buna göre, üzerinde teninin rengini açığa vuracak kadar şeffaf elbise ile, bir kadın örtülü hükmünde değildir. Yine vücut hatlarını ortaya çıkaracak derecede dar elbise de giyilmemelidir.395 Başörtüsü de saçlarını ve boynunu belli etmeyecek kadar kalın kumaştan dokunmuş olmalıdır.396

391 Beşer, “Fıkıh Açısından Avret ve Örtünme”, 118; Karaman, İslâm’da Kadın ve Aile, 105; Elbânî; Cilbabü’l- mer’eti’l-müslime, 16.

392 Müslim, “Libas”, 125; “Cennet”, 52; Muvaṭṭa, “Libas”, 7. 393 Ebû Dâvûd, “Libas”, 31.

394 Uysal, Peygamber Günlerinde Giyim - Kuşam ve Süslenme, 179; “Giyinmis çıplak” ifadesiyle ilgili

açıklama için bk. Karaman, İslâm’da Kadın ve Aile, 105-106.

395 Elbânî, Cilbabü’l- mer’eti’l-müslime, 56-59; Yıldırım, Kaynaklarıyla İslâm Fıkhı, 96. 396 Ebû Dâvûd, “Libas”, 29-30; Muvaṭṭaʾ, “Libas”, 4.

106

Kokusunun da duyulmaması gerekmektedir. Allah Resûlü (s.a.s) güzel kokuyu çok tavsiye etmekle birlikte,397 başkalarının farkedeceği şekilde sürüp, dışarıda erkeklerin arasında gezen kadını zânî olarak vasıflamış398 ve koku sürünüp camiye giden

kadının namazının kabul edilmeyeceğini haber vermiştir.399

Resûlullah, “Her bir göz, mahrem olmayan kadına bakmakla göz zinası işlemiştir. Bir kadın da güzel kokular sürünüp evinden dışarı çıkarsa o da aynı şekilde namahreme bakan erkekler gibi zina etmiş gibidir.”400 buyurmuştur.

Ebû Hüreyre’den (r.a) rivâyet olunduğuna göre Rasûlüllah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah’ın kadın kullarını O’nun mescidlerine gelmelerinden alıkoymayınız. Fakat ziynetlerini açığa çıkarmış bir şekilde ve güzel kokular sürünmüş oldukları halde mescide gelmesinler.”401

Bununla birlikte, Abdullah b. Mesʿud’dan (r.a) naklen Rasûlüllah (s.a) şöyle buyurmuştur: “Kadının evinin en gizli köşesi olan yatak odasında namaz kılması, (evin) salonunda namaz kılmasından, (eşyalarının gizlendiği) daha özel odada namaz kılması ise yatak odasında namaz kılmasından daha faziletlidir.”402

Dış giysinin bizzat kendisinin de ziynet olması yasaklanmıştır. Çünkü ziynetlerin açığa çıkarılması ayetle yasaklanmıştır.403

Sahabe kadınları rengarek giysiler giydikleri ve bundan men olunmadıkları görülmektedir.404 Hz. Âişe'nin (r.a) “güllü” diye isimlendirdiği bir elbisesi olduğu

bilinmektedir.405 Bir ara kardeşi Kâsım b. Muhammed’e (r.a), Resûlullahın safranla boyanmış ve altın sırmalı kırmızı giysi giyilmesini men ettiği bildirilince ablası Aişe’nin

397 Rûdânî, Ebû Abdillâh Şemsüddîn Muhammed b. Süleymân. Cemʿu’l-fevâʾid min Câmiʿi’l-uṣûl ve Mecmaʿi’z-zevâʾid, thk. Ebȗ Ali Süleymȃn b. Deri‘, (Beyrut: Dȃru İbn Hazm, 1998), 2: 418.

398 Ebû Dâvûd, “Tereccül”,7; Tirmizi, “Edeb”,35; Nesâî, “Zînet”,35. 399 Çakan, “Sünnette Giyim-Kuşam ve Örtünme”, 50-51.

400Tirmizî, “Edeb”, 44. 401 Bûḫârî, “Edeb”, 38. 402 Ebû Dâvûd, “Salât”, 53.

403 Uysal, Peygamber Günlerinde Giyim-Kuşam ve Süslenme, 231-235.

404 İbnü'l Esîr, Ebü’l-Hasen İzzüddȋn Alȋ b. Muhammed b. Muhammed eş-Şeybȃnȋ el-Cezerȋ, Üsdü’l-ġābe fî maʿrifeti’ṣ-ṣaḥâbe, thk. Ali Muhammed Muavviz, (Beyrut: Dȃrü’l- Kütübi’l-İlmiyye, ts.), 7: 379. 405 İbn Sa‘d, Ṭabaḳāt, 10: 70.

107

safranla boyalı elbisesi olduğunu ve altın yüzükler kullandığına şahit olduğunu söylemiştir.406

Âişe'ye (r.a) kürk hediye edilince O bunu giymeyi kerih görerek reddedince veren şahıs kürkü işleyerek tekrar verince kabul etmiş ve giymiştir. Yine Âişe (r.a) validemiz hanımlara nasihat ederken vucudu baştan aşağı örten özel bir namaz elbisesi edinmelerini söyler, kendisinin de bu vasıfta bir elbisesi vardı.407

4.1.3.1. Kadının, Mahrem Olmayan Erkek Karşısında Avreti

Hanefî, Malikî, Şafiî ve Hanbelî mezhebindeki kuvvetli görüşe göre, kadının mahremi olmayan bir erkek karşısındaki avreti, elleri ve yüzü haricindeki bütün bedenidir.408 Bunun delili ise fakihlerin birçoğu: “Her kim bir kadın ile nikâhlanmaya niyetlenirse onun yüzünü ve ellerini görsün.”409 hadisidir. Ebû Hanîfe de (r.a): “kadının

ayağı da yüz ve eller gibi, avret olmamasına dâhildir.”410 diye hükmetmiştir.

Şafiî mezhebinin görüşüne göre, kadının yüzü de olmak üzere, bütün bedeni avrettir.411 Ancak fitne tehlikesi durumlarında ise, elleri ve yüzünü açmasının yasak

olduğuna hükmedenler olduğu gibi, “kadın için bir vebâl yoktur, erkeğin bakması yasaklanmıştır.” diyenler de vardır.412

Kadın başka bir kadının yanında ise diz kapağı ile göbek arasını örtmesi farzdır. Ayrıca bedeninden hiçbir kısmı, gayri müslim bir kadına göstermemesi gereklidir. Çünkü o kadın gidip gayri müslim bir erkeğe anlatabilir. Gayri müslim kadına, yalnızca eller, yüz ve ayakların dışında hiçbir uzvunu göstermez. Bu hükmün delili olarak da Nûr Süresi 31.de geçen “(süslerini) müslüman kadınlardan (başkalarına göstermesinler)” âyeti gösterilmektedir.413

Kadınların saçı avret mahalli olarak kabul edilmekle birlikte, kulaklardan aşağı sarkan saçın avret dâhilinde olup olmadığı Hanefî âlimlerince tartışma konusu olmuştur.

406 İbn Sa‘d, Ṭabaḳāt, 10: 69. 407 İbn Sa‘d, Ṭabaḳāt, 10: 71.

408Cezîrî, el-Fıḳh ale'l-mezâhibi'l-erbaʿa, 1: 262. 409Tirmizî, “Nikâh”, 57.

410 Kudûrî, Ebü’l-Hüseyn Ahmed b. Ebî Bekr Muhammed b. Ahmed el-Kudûrî el-Bağdadî, Kudûrî Metni ve Tercümesi, trc. Ali Arslan, (İstanbul: Hikmet Neşriyat, 2006), 11.

411Cezîrî, el-Fıḳh ale'l-mezâhibi'l-erbaʿa, 1: 260.

412 Abdülaziz Bayındır, “Avret Yerlerinin Örtülmesi”, Tartışmalı İlmi Toplantılar Dizisi 2, İslȃmda Kılık Kıyafet ve Örtünme, (İstanbul: İSAV Yayınları, 2010), 133.

108

Fetâvâyi Hindiyye’de saçın tamamının avret olarak kabul edilmesi gerektiği bildirilmiştir.414

4.1.3.2. Kadının Mahrem Erkek ve Kadınlara Karşı Avreti:

Hanbelîler ve Malikîler, kadının baş, gerdan kısmı, eller, ayaklar ve baldırları dışında bütün vücudunun avret olduğunu söylerler.415 Hanefîler bu sayılanların içine

göğüs kısmını da eklemişlerdir.416. Bu konuda en müsamâhalı görüşe sahip olan, Şafiî

mezhebidir. Sadece göbekle diz kapağı arasındaki kısmın gizlenmesi gerektiğine hükmetmiştir.417

4.1.3.3. Kadının Kocasına Karşı Avreti

Kocaların, hanımlarının bütün vücutlarına bakması câiz kabul edilmiş ve eşler arasında herhangi bir mahremiyet sınırı tâyin edilmemiştir.418 Buna delil olarak: “Onlar

ki, ırzlarını korurlar, ancak zevcelerine ve sahip oldukları cariyelerine karşı, münâsebetleri müstesnâdır. Çünkü onlar (bu helâl olanlarda) kınanmazlar.” (el- Mü’minûn 23/5-6) âyeti ile “Zevcenle, elinin altındaki cariyeler dışında insanlardan avretini gizle!”419 hadisi gösterilmektedir. Bununla beraber “galîz avret” kabul edilen

edep yerlerine bakılmaması daha münâsib görülmektedir.420