• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: YAHUDĐLĐKTE KADININ BAŞINI ÖRTMESĐ

1.3. Rabbinik Literatürde

1.3.2. Kadının Peruk Takması

Talmud dönemlerinde kadınlar çok saça sahip oldukları izlenimini vermek için peruk takarlardı. O dönemdeki kadın tarzının bir özelliği de saç parçasını ve peruğu kozmetik olarak kullanmaktı. Peruk takma, Talmud dönemindeki kadınlar arasında yaygın bir uygulama olarak göze çarpmaktadır. Bununla birlikte, Talmud’da peruğun başörtüsünün

440 Eliezer Berkovits, “Jewish Women in Time and Torah”, Ktav Publishing House: New Jersey, 1990, s. 17.

441 Brayer, I, 317.

442 Brayer, I, 174. Maymonides döneminde durum bu şekilde olmasına rağmen 12. yüzyılda R. Yehuda Ha-Hasid, Gentileliler tarafından Yahudi kadınlarına gelebilecek herhangi bir saldırıyı önlemek için Yahudi kadınlarının dışarıda kendilerini erkekler gibi gizlemelerine ve erkeklerin kıyafetlerini giymelerine izin verdi. Aynı şekilde, Purim’de, Yahudi düğünlerinde, geleneksel kutlamalarda ve şenliklerde maskeli eğlencelere katılmak için Ortaçağ dönemindeki erkeklerin de kadınların kıyafetleriyle gizlenmeleri bir gelenekti. Brayer, I, 174.

yerini tutan bir örtü olduğu kastedilmemektedir. Bu dönemde birçok Avrupalı haham, peruğa ve halkın bunu benimsemesine itiraz etmişlerdir444.

Mişna, peruğu acayip bir saç lülesi (pe’ah nokrit) olarak adlandırmakta ve Şabat’ta bir kadının avlu içinde peruk takabileceğini fakat caddede takamayacağını bildirmektedir. Daha sonra ise, kadının peruğu çıkartarak onu özel yerlerden halk içerisine taşımaması gerektiğini açıklamaktadır445. Erkek şayet eşinin saçını kestirmesine karşı çıkarsa evlilik yeminine itiraz edebilirdi. Tannaimlerden bazıları kadının peruk takabileceği fikrindedir; fakat R. Me’ir, temiz olmamasından dolayı kocasının peruğa itiraz edebileceğini belirtmektedir446.

16. yüzyılda Avrupalı Yahudi kadınlar, başörtüsünün yerini tutan bir peruk (sheitel) veya yapma saç keşfettiler447. Geleneğe ait başörtme uygulamasına yönelik ilk ciddi meydan okuma, 16. yüzyılda Fransızlar arasında moda haline gelen peruk kullanımıyla başlamıştır. Peruk, Fransız kadın ve erkekleri tarafından giyildi ve sonunda Yahudi kadınları, komşuları olan Fransızları taklit etmek üzere bu olaydan etkilendiler. Peruk takma uygulaması ilk kez Rabbinik otoriteler tarafından tepki gördü. Fakat sonunda, çoğu haham tarafından kabul edildi448.

Peruğun kendisi Yahudiler için yeni bir şey olmayıp başörtüsünün yerini almıştı. Takma saç (ilave saç), Tannaitik dönemlerde biliniyor ve kadınlar tarafından onların öndeki saçlarını kabartmak için kullanılıyordu. Amoraik dönemlerde, teknolojinin gelişmesiyle beraber saç bukleleri kaybedilmek suretiyle veya kazıtılarak sunî peruklar yapıldı. Peruk, o günlerde sadece kadınların bir aksesuarıydı. Yahudi kadınları giyside ayırt ediciliğin öneminden dolayı yapma saçı, Musevî olmayan hemcinslerinin de kendileri gibi takmalarını kabul ettiler449.

Yahudi kadınları için takma saç kullanma, Yahudi hukukunun ve iffetlilik uygulamasının bir sorunuydu. Onlar rahibelerin modasına göre başlarını örterlerdi. Çünkü onlar kesinlikle takma saçın yeniliğiyle tanışmamışlardı. Bazı kimseler takma saçın bir başörtüsü olduğunu düşünüyorlardı. Diğerleri ise, yapma saç takıp onun 444 Bronner, s. 6. 445 TB, Shabbath, 6/5; 64b. 446 TB, Nazır, 28b. 447 Wright, s. 192-218, 207. 448 Epstein, s. 52-55. 449 Epstein, s. 53.

üzerine bir başörtüsü veya atkı koyulabileceği fikrini savunuyordu. O dönemin Avrupalı hahamı R. Joshua Boaz Baruk, “Talmud Kaynaklarının Temeli” üzerine bir notunda, peruğun saçın bir örtüsü olduğunu düşünmüştür. Bununla birlikte, dönemin bazı âlimleri bunu problemli bulmuşlardır. Onlar, kadının saçını açmasına karşı olan Talmudik yasağın perukla da ilgili görüldüğünü ve peruğun erkeklere bir cazibe sunduğunu veya en azından erkekleri kötü düşüncelere sevk ettiğini ileri sürmektedirler. Ayrıca, peruk kadınların uzun saçını taklit etmekte olup daha ziyade onun saçının cazibesini vurgulamaktadır. O dönemin âlimlerinden R. Samuel Yehuda Katznellenbogen ise, “Kadının saçını açmasını yakışık almayan bir davranış olarak görmekte ve peruğun da onların doğal saçını anımsattığını” dile getirmektedir. Bundan dolayı da kadınlardan hem saçlarını açmamalarını, hem de peruklarla süslememelerini talep etmektedir. O, ipeğin yününden yapılmış bir takma saçın ve insan saçını taklit eden bir baş sargısının (bindi) kullanılmasına daha önceleri eski dönem âlimleri tarafından da karşı çıkıldığını hatırlatır. Çünkü onun rengi insan saçının rengindedir450.

Yahudi olmayanlar arasında peruk modasının sonuna gelindiğinde, peruk takma Yahudiler arasında modanın bir sorunu olarak değil de, dinî bir gereklilik olarak hâlâ devam etmekteydi. Fakat onlar, halk içinde saçlarını açarak dolaşmıyorlar daha ziyade peruk kullanıyorlardı. Peruk onlar için kesinlikle süs değil, dinin gerektirdiği bir başörtüsü idi. Yukarıda da bahsedildiği gibi, evli olmayan kızlar saçlarını örtme konusunda samimi değillerdi451.

Öte yandan peruk, gelinler tarafından onun evliliği esnasında ve evli bulunduğu yaşam boyunca giyilmiştir. Fakat bu uygulama evrensel değildi. Çoğu kadın, şu an için onun modasının geçmiş olduğunu dile getirdi ve başı açık dolaştı452. Durum bu şekilde olmasına rağmen, başlıkları sadece dindâr kadınlar kabul edip taktılar. Diğerleri kanuna karşı geldi ve halk içinde başı açık dolaştılar. Doğu Musevi halkı bu meseleyle yüz yüze gelmedi. Çünkü onlar peruğu asla kabul etmedikleri gibi ona karşı da çıkmadılar. Eski zamanlarda olduğu gibi, kanuna boyun eğen kadınlar tarafından başörtüsü kullanılmaya devam edilmiştir453. Doğulu Yahudi kadınlar eski dönemlerden beri kullandıkları gibi, bir yüz örtüsü kullanmaya devam ettiler. Bugün hâlâ peruk, dindâr kadınlar tarafından 450 Epstein, s. 53-54. Bronner, s. 6. 451 Bronner, s. 6. Epstein, s. 54. 452 Wright, s. 192-218, 207. 453 Epstein, s. 55.

kullanılılıp mistik tarikat üyeleri tarafından uygulanmasına rağmen, kadınların büyük bir çoğunluğu saçlarını örtmezler454.

Hahamlardan bazıları perukla ilgili görüşlerini dile getirdiler. Birkaç örnek verecek olursak, mesela R. Yakup Emden (1697-1776) peruk takmayı uygun görmeyenler arasındaydı. Hatta kadınların bulunduğu bir ortamda Şema’dan okurken bir kadının peruk takmasının yasak olduğunu bildirmiştir. Öte yandan, R. Moshe Isserles (1525?-1572) Shulhan Aruk’a notunda, peruğun kabul edilebileceğini bildirmiş ve onun esnek kuralı daha sonraları Aşkenazi Yahudileri tarafından kabul edilmiştir. Bazı Yahudi kadınları da başörtüsüyle peruğu mukayese ederek peruğa dair kendilerine tanınmış olan bu ruhsatın güzellik ve öz saygı verdiğini ileri sürerek daha önceki başörtüleri kullanmayı reddetmişlerdir455.

Bununla birlikte, sonunda, peruk takma konusunda da memnuniyetsizlik söz konusu oldu. Kadınların çoğunun yavaş yavaş onu takmayı bıraktıkları görüldü. 20. yüzyılın başlarında R. Jehiel Epstein (Şulhan Aruk’un yazarı) daha önce çoğu kadının başörtme âdetini ihlal ettiğini iddia ederek, kadınlar arasında bu âdetin eksikliğine üzüldüğünü belirtti. Fakat bu çok mutsuzluk veren gerçeğin farkında olarak, saçı açık bir kadının olduğu bir ortamda ibadet yapılmasının caiz olduğunu bildirdi456.

Sosyal âdetler rabbilerin başörtme konusunda daha esnek bir tutum sergilemelerine neden olmuştur. R. Yehoshua Babad, (1754-1838) Yahudi kadınlarının başlarını örtme konusunda kendi yörelerinin uyguladığı gibi yapmaları gerektiğini belirtmektedir. Şayet öyleyse, bir bölgenin kadını başörtüsüyle dolaşmaya alışık değilse, onlar saçlarını örtmeseler dahi, onların bu davranışları iffetsizlik olarak değerlendirilmez457.

R. J. B. Hurewitz, (1868-1935) her iki yeniliği de, yani peruğu da (çirkin olmasına rağmen) ve başı açıklığı da savundu. Çünkü o, sosyal değişikliklerin Yahudi geleneğinin değişmesine sebebiyet verdiğini iddia etmektedir. Aynı şekilde o, başın örtülmesinin gerekli görüldüğü bir yerde bir kadının geleneğe karşı gelerek başını örtmemesinin iffetsizlik olarak değer gördüğünü savunmuştur. Çünkü erkekler böyle bir yerde kadının saçını görmeye alışık değillerdir ve onu gördükleri zaman tahrik 454 Wright, s. 192-218, 207. 455 Bronner, s. 6. 456 Bronner, s. 7. 457 Bronner, s. 7.

olacaklardır. Bu örnekte Hurewitz, bekâr ve evli kızlarla ilgili olarak, değişik Rabbanî kaynakların farklı yerlerinde bekâr kızların başı açık dolaşabileceğini, fakat evli kadınların başlarını kapayacağını açıkça belirten ifadelerle karşılaşmıştır. Bundan dolayı o, evli olmayan kızların uygulamalarının, o bölgenin geleneğine dayandığını dile getirmektedir458.

Hurewitz, genel olarak peruk kullanmaya karşı çıkmıştır. O, kadınların saçlarını örttüğü bir yerde, bir kadının perukla dolaşmasını Tevrat’ın ihlali olarak görmektedir. Bununla birlikte Hurewitz, Rabbinik karşıtlığın devam etmesine rağmen geleneğin yayılmaya devam ettiğini belirtmektedir. Kadınlar, peruk giymeyi alışkanlık haline getirdiler ve yavaş yavaş ona karşı gelmekten vazgeçtiler. Hurewitz ise, kadınların sonunda peruk giymekten hoşnutsuz olduklarını ve yavaş yavaş çoğunun onu takmayı bıraktığını belirtir. Kadınlar, özellikle Amerika’da, peruk gelenek haline gelene kadar, hatta iffetli ve itaatkâr kadınlar da başı açık olarak dolaşana kadar erkeklerin itirazlarına aldırmadılar. Hurewitz: “Bugün kim bu kadınların iffetsiz ve günahkâr olduğunu söylemeye cüret edebilir”? şeklinde sormakta ve yine o, kendi sorusuna “Đsrail’in kızlarının saygıdeğer ve terbiyeli olduğu” şeklinde cevap vermektedir459.

Hurewitz’in kadınların saçlarını açmasının onların yaşadığı topluma uyum sağlamasına yardımcı olduğunu öğütleyen görüşü kendine özgüdür. Çoğu dindâr kadın, başörtüsüne verilen değeri içselleştirmiş ve başörtü takmayı anlamlı bulmuştur460.

Diğer taraftan, hem başörtme hem de peruk takma, kadınların saçlarını gizlemek için yeterli değildi. Son yüzyıldaki Avrupalı Yahudiler, hem saçı kestirmeyi hem de kazıtmayı talep etmektedirler. Anlaşılan odur ki, bunun için özel bir törenin uygulandığı görülecektir. Ya derhal düğünden önce veya hemen sonra gelinin saçının kesilmesi ve bununla ilgili uygun kutlamalar yapılması gerekliydi. Bu fikir ve tören çok eski gelenekten kaynaklanıp kısmen Yahudi olanlar, ama aslında Yahudi olmayanlar tarafından uygulanmıştır461.

458 Maymonides, evli olmayan kızların başlarını örtmeleri gerektiğini ifade etmesine rağmen bu, Yahudi uygulamasını engellememiştir. Bkz. Bronner, s. 13, dipnot 42.

459 Bronner, s. 7. 460 Bronner, s. 7.

18. yüzyılın sonlarına doğru gelindiğinde bazı kadın çevrelerin peruk (shaytl) giyme uygulamasına belirli Ortodoks otoriteler tarafından karşı çıkıldı. Modern dönemlerde, sadece mutaassıp Ortodokslar, kadınların her zaman başlarını örtmeleri konusunda ısrar ettiler. Bununla birlikte bu, uygulama olarak devam etmektedir. Hatta bazı Reformist cemaatlerde bile kadınlar sinagogda başlarını kapatmaktadırlar462.

19. yüzyılın ilk dönemlerinde, bazı kadınlar peruk takarak geleneği takip ettiler. Bugün ise, sadece mutaassıp Ortodoks Yahudi kadınlar her zaman başlarını örtmektedirler463.

462 Ydit, “Head Covering”, EJ, VIII, 2-6, 6. 463 Bowker, “Head Covering”, ODWR, s. 416.