• Sonuç bulunamadı

pH kağıdı pH ölçeği ile karşılaştırıldığında aynı rengin bulunduğu yerdeki sayı o maddenin pH değeridir.

Yüzey Alanı formülü ile hesaplanır.

2. pH kağıdı pH ölçeği ile karşılaştırıldığında aynı rengin bulunduğu yerdeki sayı o maddenin pH değeridir.

Kuvvetli asit ve bazlar yakıcı ve tahriş edici olup zehirlenmelere neden olabilir. Temizlik

malzemelerinde, süt ve süt ürünlerinden sebze ve meyvelere, ekmekten deniz ürünlerine kadar hemen her şeyde bir miktar asit veya baz bulunur. Sabun, şampuan, deterjan gibi temizlik ürünlerinin yapımında çeşitli asit ve bazlar kullanılır. Aşağıda günlük hayatta kullandığımız ürünlerin pH değerleri verilmiştir.

Bazı Ürünlerin pH Değerleri

Ürün pH Değeri Ürün pH Değeri Ürün pH Değeri

Tuz Ruhu 0,1 Limon 2,0 Akü 0,8

Yağmur Suyu 5,5 El Sabunu 10,0 Çamaşır Suyu 12,6

Fasulye 4-6,5 Maydanoz 4,8-5,2 Ekmek 5-5,6

Pancar 4,2-4,4 Elma 2,9-3,3 Tavuk eti 6,2-6,4

Lahana 4,9-6 Muz 4,5-4,7 Balık 6,6-6,8

Havuç 5,6-6 Marul 6 Bal 5,6-6

Patlıcan 4-5,8 İncir 4,6 Tereyağı 6,1-6,4

Kereviz 5,7-6 Portakal suyu 3,6-4,3 Yoğurt 3,8-4,1

Mısır 7,3 Greyfurt suyu 3 Sirke 4-4,5

Süt 6-6,5 Kavun 6,3-6,7 Yumurta akı 7,6-9,5

Patates 5,3-5,6 Erik 2,8-4,6 Yumurta Sarısı 6-6,3

Domates 4,2-4,3 Karpuz 5,2-5,6 Krema 6,5

Ispanak 5,5-6 Üzüm 3,4-4,5 Midye 4,8-6,3

Kırmızı soğan 5,3-5,8 Peynir 4,9-6,1 Karides 6,8-7,8

Asit ve Bazların Etkilerini Öğreniyorum

Asitler ve bazları kullanırken bazen çok tehlikeli sonuçlar ortaya çıkabilmektedir. Bu tehlikeleri azaltmak için asitler ve bazlar genellikle çözeltileri hazırlanarak kullanılır. Bir maddenin asitliğinin veya bazlığının kuvvetli ya da zayıf olduğu “seyreltik” ve “derişik” sözcükleri ile ifade

edilir. Çözeltideki asit veya baz miktarı sudan daha fazla ise çözelti derişik, asit veya baz miktarı sudan daha az ise çözelti seyreltik olarak ifade edilir.

Yediğimiz besinlerin çoğunun pH’ı 3 -7 arasındadır. Yani besinlerin çoğunda bir miktar asit bulunmaktadır. Dengeli beslenme durumunda vücudumuz ihtiyaç duyduğu kadar asidi almış olur. Ancak asit değeri yüksek yiyecek veya içecekler fazla miktarda veya uzun sure alınırsa vücutta rahatsızlık oluşturabilir.

Besinlerin vücuda yararlı hale gelebilmesi için bazı işlemlerden geçirilmesi, mekanik ve kimyasal sindirime uğraması gerekir. Mide ve on iki parmak bağırsağında salgılanan enzimler besinlerin kimyasal sindiriminde önemli rol oynar. Besinlerin midedeki sindirimi sırasında salgılanan mide öz suyu asidik özelliktedir. Karaciğer tarafından on iki parmak bağırsağına salgılanan safra ise bazik özelliktedir. Besinler mideden bağırsaklara geçerken on iki parmak bağırsağındaki safra suyu mide asidini nötralleştirir.

Günlük hayatta kullandığımız sabun, çamaşır suyu, diş macunu, sirke, ketçap, gazoz gibi maddelerde bir miktar asit ya da baz bulunur. Yediğimiz sebze ve meyvelerin çoğu doğal olarak çeşitli asit ya da baz içermektedir. Hatta vücudumuzda bazı asit ya da bazların eksikliği çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilir. Buna karşılık asit ve baz çözeltileri doğrudan temas haline, organ veya dokulara zarar verebilir. Asit ve baz çözeltileri ile çalışırken bu maddelere doğrudan temas

etmemek ve buharını solumamak gerekir. Asit ve baz gibi maddelerin etiketlerinde zararları ile ilgili uyarıcı işaretler ve açıklayıcı bilgiler bulunur. Bu tur maddeleri kullanmadan önce

etiketlerindeki uyarı işaretlerini incelemek ve bu uyarıları mutlaka dikkate almak gerekir.

Asitler mermer ve metalleri, bazlar da cam ve porseleni etkileyerek tahrip eder. Örneğin kesilmiş limonun uzun sure mermer mutfak tezgâhı üzerinde bırakılması durumunda limonda bulunan asit mermere zarar verebilir. Kristal cam eşyalar ile sırsız seramik kapların bulaşık makinesinde yıkanması durumunda deterjanın yapısında bulunan bazlar, bu eşya ve kapların yüzeylerinde bozulmalara neden olabilir. Asitler metalleri aşındırmaktadır. Bazların da kirleri çözme özelliği vardır. Günlük yaşamda bazların kirleri çözme özelliğinden yararlanarak çok çeşitli temizlik malzemeleri üretilmiştir.

Temizlik Malzemelerindeki Asit ve Bazların Etkileri

Kuvvetli asit ve bazlar aşındırıcı etkileri nedeniyle vücudumuzla temas etmemesi gerekir. Asit ve bazlarla ilgili kazalarda insan vücudunda kalıcı izler oluşabilmektedir. Özellikle sanayide kullanılan asit ve bazlar çok kuvvetlidir. İş yerlerinde bu tür kazaları önlemeye yönelik iş güvenliği tedbirleri mutlaka alınmalıdır. Evlerimizde kullandığımız temizlik malzemelerinin kullanımı esnasında oluşabilecek kazaları önlemeye yönelik tedbirler ve kaza sonrası yapılacaklar ile ilgili aşağıdaki uyarıları dikkate almalıyız.

Asit ve bazları kullanırken dikkat edilmesi gerekenler:

 Asit ve bazları gıdalardan uzak bir bölümde saklamalıyız.  Asit ve bazları çocukların erişemeyeceği yerde saklamalıyız.

 Temizlik malzemelerinin cildimize temasını önlemek için eldiven kullanmalıyız.  Temizlik yaparken deterjanlı yüzeyleri bol su ile durulamalıyız.

 Herhangi bir kaza anında asit ya da baz temas eden yüzeyi bol su ile yıkamalıyız.  Temizlik malzemelerini birbiri ile rastgele karıştırmamalıyız.

 Herhangi bir kaza anında en kısa sürede sağlık kuruluşuna başvurmalıyız.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım

*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi: V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

Uygundur ...

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 8. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS

PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 17.Hafta (7-11 Ocak 2019)

Sınıf: 8. Sınıf

Ünite No-Adı: 4. Ünite: Madde ve Endüstri Konu: Asitler ve Bazlar

Önerilen Ders Saati: 1 Saat II.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

8.4.4.7. Asit yağmurlarının önlenmesine yönelik çözüm önerileri sunar.

Ünite Kavramları ve Sembolleri: Asit, baz, pH, asit yağmurları, asit yağmurlarına karşı çözüm önerileri Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler: Açıklamalar:

Asit yağmurlarının oluşum sebepleri ve sonuçlarına değinilir. Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Asit Yağmurlarının Etkileri Azaltılabilir

Yaygın olarak kullanılan kömür ve petrol gibi fosil yakıtların önemli kısmını karbonlu bileşikler oluşturur. Ancak bu yakıtların yapısında bir miktar da kükürt ve azot gibi maddeler

bulunur. Yakıtların asıl yanıcı kısmı olan karbonun yanması sonucunda ısı ile birlikte karbon, kükürt ve azotun oksitleri de oluşur.

Yapısında H bulunmadığı hâlde NO2, SO2 ve CO2 gibi maddeler de birer asittir. Baca ve egzoz

gazlarından havaya karışan bu asitler solunum sırasında akciğerlerimize kadar ulaşır. Atmosferde bulunan bu gazlar yağmurla karşılaşınca su ile tepkime verir ve H+ iyonları oluşturur. Yağışlarla yere

inen asitli çözeltiler de bitki örtüsü, toprak ve tarihî eserlerde ciddi zararlara neden olur. Bu tür yağışlara asit yağmurları adı verilir.

Asit yağmuruna sebep olan gazlar sanayi atığı olan gazlardır. Bu nedenle asit yağmurları daha çok büyük sanayi kuruluşlarının yakınlarında görülür. Bu gazların doğaya salınımına yönelik önlemler alınmalıdır. Sanayi kuruluşlarının mutlaka baca gazlarını arıtmaya yönelik filtreleme sistemleri bulunmalıdır. Bu şekildeki sanayi kuruluşları mümkün olduğunca tarım arazilerinden, şehirlerden, ormanlık alanlardan uzak yerlere yapılmalıdır. Asit yağmurlarına neden olan bir diğer etken de yanardağlardır. Yanardağların atmosfere püskürttüğü duman, su buharı ile bir araya gelerek asit

yağmuru oluşturmaktadır.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım

*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi: V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

Uygundur ...

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 8. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS

PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 17.Hafta (7-11 Ocak 2019)

Sınıf: 8. Sınıf

Ünite No-Adı: 4. Ünite: Madde ve Endüstri Konu: Maddenin Isı ile Etkileşimi Önerilen Ders Saati: 3 Saat

II.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

8.4.5.1.Isınmanın maddenin cinsine, kütlesine ve/veya sıcaklık değişimine bağlı olduğunu deney yaparak keşfeder.

8.4.5.2.Hâl değiştirmek için gerekli ısının maddenin cinsi ve kütlesiyle ilişkili olduğunu deney yaparak keşfeder.

Ünite Kavramları ve

Sembolleri: Isı ve öz ısının bağlı olduğu faktörler Uygulanacak

Yöntem ve Teknikler:

Anlatım, Soru Cevap, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

a. Q=m.c. Δt bağıntısına girilmez.

b. Bağımlı, bağımsız ve kontrol edilen değişkenler örneklerle açıklanır. a. Saf maddelerin hâl değişimi sırasında sıcaklığının sabit kaldığına değinilir. b. Matematiksel hesaplamalara girilmez.

Yapılacak Etkinlikler: Özet:

Fırından yeni çıkmış patatesli böreği bir süre bekletip yeterince soğuduğunu düşünüp ısırdığınızdapatateslerin çok sıcak olduğunu ve ağzınızın yandığını göreceksiniz. Böreğin hamur kısmının ve patateslerinaynı ortamda bekletilmesine rağmen patateslerin geç soğumasının nedeni ile kızartma yaparken tavada bulunan yağ bir süre sonra çok yüksek sıcaklığa ulaşırken aynı süredetavada su olsaydı suyun sıcaklığı bu kadar yükselmemesinin nedeni aynıdır. Aynı ısı verilmesine rağmen maddelerin farklı sıcaklığa sahip olması

maddelerin ayırt edici özelliklerinden biri olan özısı kavramı ile açıklanır. Bir madde hâl değişimi söz konusu değilken ısı aldığında sıcaklığı artar, ısı verdiğinde sıcaklığı azalır.

Ancak maddelerin sıcaklık değişimi her madde için aynı değildir. Mesela aynı miktarda su ile zeytinyağınıısıttığımızda sıcaklık değişimleri farklıdır. Zeytinyağının sıcaklığı suya göre daha fazla artar. Tüm saf maddelerin ısı almaları ya da vermeleri sonucunda sıcaklıklarında meydanagelen değişimler farklıdır. Bir maddenin birim kütlesinin sıcaklığını 1 °C değiştirmek için alınan ya daverilen ısıya özısı denir. Özısı maddenin ayırt edici özelliklerindendir. Özısının birimi J/g°C’tur. Bazı safmaddelerin özısı değerleri tabloda verilmiştir.

Isı -Özısı İlişkisi

Özısısı büyük olan maddeler soğurken daha çok ısı vermektedir.

Çünkü bu maddeler ısıtılırken daha fazla ısı almaktadır. Isı ile özısı doğru orantılı olarak değişmektedir.

Örneğin eşit kütledeki bakır ve demir tencereler 20 °C sıcaklıkta iken özdeş ocaklarda bir süre bekleterek tencerelerin sıcaklıklarının 120 °C olması için geçen süreleri karşılaştıralım. (Demirin özısısı 0,46 J/g°C,bakırın özısısı 0,37 J/g°C’tur.) Bu durumda demir tencerenin daha geç ısındığını başka bir ifadeyle daha fazla ısı verilmesi gerektiğini görürüz. Çünkü Özısısı daha büyük olan demir tencerenin sıcaklığını 100 °C artırmak için gereken ısı, bakır tencereye verilen ısıdan daha fazladır. Bu nedenle demir tencere ocakta daha fazla ısıtılmalıdır.

Isı -Kütle İlişkisi

Yazın güneşin en etkili olduğu öğlen saatlerinde bir masanın üzerinde bekletilen yarım bardak suyun sıcaklığı ile bir havuz dolusu suyun sıcaklığını karşılaştırdığımızda aynı güneş ışığı altındaki bir bardak suyun sıcaklığının daha fazla olduğunu görürüz.

Görüldüğü gibi bir maddenin kütlesi arttıkça aynısıcaklık değişimini meydana getirmek için daha fazlaısı vermek gerekir. Isıtılan maddelerin kütlesi arttıkçaverilen ısı da artmaktadır.

sıcaklığını10 °C artırmak için verilen ısının iki katıdır. Yaniısı ile maddenin kütlesi arasında doğru bir orantıvardır.

Isı -Sıcaklık İlişkisi

Hâl değişiminin yaşanmadığı anda ısıalan maddelerin sıcaklıkları artarken ısıveren maddelerin sıcaklıkları azalır. Bir çaydanlık su ısıtılınca suyun sıcaklığı 10 °C artıyorsa bu suyun, iki kat daha şiddetli yanan ocakta sıcaklığı 20 °C artmaktadır. Isı ile sıcaklık değişimi de doğru orantılı bir şekilde değişmektedir.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım

*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi: V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

Uygundur ...

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 8. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS

PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 18.Hafta (14-18 Ocak 2019)

Sınıf: 8. Sınıf

Ünite No-Adı: 4. Ünite: Madde ve Endüstri Konu: Maddenin Isı ile Etkileşimi Önerilen Ders Saati: 2 Saat

II.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

8.4.5.3.Maddelerin hâl değişimi ve ısınma grafiğini çizerek yorumlar.

8.4.5.4. Günlük yaşamda meydana gelen hâl değişimleri ile ısı alışverişini ilişkilendirir.

Ünite Kavramları ve

Sembolleri: Isı ve öz ısının bağlı olduğu faktörler Uygulanacak

Yöntem ve Teknikler:

Anlatım, Soru Cevap, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler: Açıklamalar: Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Hâl Değişim Grafiğini Çiziyorum

Eşit kütledeki buzun/suyun ısınma/soğuma eğrileri aşağıdaki gibi oluşur.

Isınma ve soğuma grafiklerine göre su hâl değiştirirken suyun sıcaklığı sabit kalmaktadır. Bu durum tüm saf maddeler için geçerlidir. Grafiğe baktığımızda kaynama ve yoğunlaşma olaylarının erime ve donma olaylarından daha uzun sürede gerçekleştiği görülmektedir. Yani bir maddenin kaynama ve yoğunlaşması için alması ya da vermesi gereken ısı, erime ve donmadan daha fazladır.

Yazın suyun serinletici etkisini hepimiz biliriz. Aşırı sıcaktan bunalıp yüzümüzü ıslattığımızda yüzümüzdeki su damlacıkları yüzümüzden ısı alarak buharlaşır ve bizleri serinletir. Yine yaz aylarında suyumuzu topraktan yapılan testilerde muhafaza edersek suyumuzun uzun süre soğuk kaldığını görürüz.

Testi, yapısı gereği suyun buharlaşmasını sağlayarak soğuk kalmasını sağlar. Eğer bir testiniz yoksa su kabınızı ıslak bir havlu ile sararak da suyunuzun soğuk kalmasını sağlayabilirsiniz. Benzer şekilde,karpuzu kesip bir süre güneş ışığı altında beklettiğimizde karpuzun suyu buharlaşırken karpuzun soğumasını sağlayacaktır.

Terlediğimizde büyüklerimiz üzerimizdeki ıslak atleti ve elbiseleri hemen değiştirmemiz gerektiğini söylerler. Bunun nedeni, terli atletin yapısındaki suyun, buharlaşırken vücudumuzdan ısı alması ve bu durumun, çok hızlı ısı kaybına ve üşümemize hatta hasta olmamıza sebep olmasıdır.

Isı alışverişi sonucu hâl değişiminden yararlanılarak üretilen teknolojik araçlar da vardır. En yaygın kullanım alanlarının başında evlerimizin ve iş yerlerimizin ısıtılması ve soğutulmasında kullandığımız klimalar yer alır. Klima ile benzer bir sistemde çalışan soğutucular da örnek olarak verilebilir. Şekilde gördüğünüz soğutma sistemi klima ve buzdolaplarında soğuk ortam oluşturmada kullanılır. Bu sistemin tam tersi çalıştırılınca klimaların ısıtma sistemi çalışır. Klima ve soğutucularda, hızla yoğunlaşan ve buharlaşan gazlar kullanılır. Gaz yoğunlaşırken ısı verip sıvı hâle geçer. Diğer ünitede ise bu sıvı, ısı alıp buharlaşarak tekrar gaz hâline geçer.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım

*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi: V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar: Enerji Tasarrufu Haftası

Uygundur ...

Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 8. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS

PLÂNI

Dersin Adı: Fen Bilimleri 18.Hafta (14-18 Ocak 2019) Sınıf: 8. Sınıf

Ünite No-Adı: 4. Ünite: Madde ve Endüstri Konu: Türkiye’de Kimya Endüstrisi Önerilen Ders Saati: 2 Saat

II.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar: 8.4.6.1.Geçmişten günümüze Türkiye’deki kimya endüstrisinin gelişimini araştırır.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:

İthal edilen kimyasal ürünler, ihraç edilen kimyasal ürünler, ülkemizdeki kimya endüstrisinin gelişimine katkı sağlayan resmî/özel kurumlar, kimya temelli meslekler

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler: -

Açıklamalar:

a. Ülkemizdeki kimya endüstrisinin gelişimine katkı sağlayan resmi / özel kurum ve sivil toplum kuruluşlarının yaptığı

çalışmalara değinilir.

b. İthal ve ihraç edilen kimyasal ürünlerden birkaç önemli örnek verilerek Türkiye kimya endüstrisinin işleyişine değinilir. Yapılacak Etkinlikler: Kimya endüstrisi alanında çalışan kimya mühendislerinin hangi

çalışmaları yaptıklarını araştırma ve sunma. Özet: Türkiye’de Kimya Endüstrisi

Oldukça geniş bir ürün yelpazesine sahip olan kimya sanayisi hemen hemen bütün sanayi dallarına yönelik hammadde ve ara ürün üretiminde bulunması nedeniyle, gerek kimya sanayinin gerekse diğer sanayilerin gelişmesine katkı sağlamaktadır. Üretiminde hammadde olarak kimya sanayi ürünü kullanılmayan ürün miktarı oldukça azdır. Kimya sanayisi ürünlerinin yaklaşık;

 % 30'u tekstil, temizlik ürünleri, boya, kozmetik ürünleri, ilaçlar gibi son tüketiciye yönelik üretilmektedir.

 % 70'i ise tarım sektörü için gübreler ve tarım ilaçları ile kimya sanayinin de dâhil olduğu imalat sanayisinin ihtiyaç duyduğu organik ve inorganik kimyasallar, boyalar, laboratuvar kimyasalları, termoplastikler ve benzeri ürünlerin üretimi için hammaddelerin üretiminde kullanılmaktadır.

Kimya sanayisi birçok hammaddeye, sermayeye ve gelişmiş teknolojiye ihtiyaç duymaktadır. Ülkemizde kimya sanayisi ürünlerin bir bölümü ülkemiz kaynaklarından karşılanırken büyük bir kısmı da ithal edilmektedir. Ancak son yıllarda ülkemiz kimya endüstrisi alanında ürettiği ürünlerin ihracatını artırmaktadır.

 Kimya sektörü, ham madde olarak çoğunlukla petrol ürünleri ve metalleri kullanarak günümüzde 70.000’den fazla ürün elde edilmesini sağlamaktadır. Bu ürünlerin önemli bir kısmını plastik ve polimerler oluşturmaktadır.

üretilebilmeleri nedeniyle her alanda yaygınlaşmıştır. PVC (Poli Vinil klorür), alet sapları, şarter kolları, oyuncak, gözlük çerçevesi, naylon malzemeler, bebek biberonları, madenci baretleri, lamba kapakları, plastik düğmeler, lastikler ve teflon gibi birçok malzeme hayatımıza giren polimerlere örnek olarak verilebilir. Türkiye’de Kimya Endüstrisinin İşleyişi

Türk kimya endüstrisi, ağırlıklı olarak petrokimya, sabun, deterjan, gübre, ilaç, boya- vernik, sentetik elyaf, soda gibi çeşitli kimyasal hammadde ve tüketim ürünlerinin üretiminin gerçekleştirildiği tesislerden oluşmaktadır. Sektörde faaliyet gösteren firmalar ölçek ve sermaye kaynakları açısından farklılık göstermektedir. Sektörde faaliyet gösteren firmaların önemli bir kısmı küçük ve orta ölçekli işletmelerden oluşmakla birlikte, büyük ölçekli firmalar ile çok uluslu şirketler de faaliyet göstermektedir.

Türkiye’de kimya endüstrisinin işleyişini kavrama adına 2013-2015 yıllarına ait ihracat ve ithalat tablolarını inceleyebiliriz.

Kaynak: http://www.ekonomi.gov.tr/portal/content/conn/UCM/uuid/dDocName:EK-225802

Kimya sektörü ithalata bağımlı bir sektördür. Kullanılan hammaddenin yüzde 70’i ithal edilmekte,%30’u ise yerli üretimle karşılanmaktadır. Plastik üretimin ana girdisi %90 oranında petrokimya sektöründen sağlanmaktadır. Petrokimya sektörü ise büyük ölçekli, sermaye ve teknoloji yoğun bir sektördür. Plastik ve kauçuk sektörü %90’ın üzerinde ithalata bağımlı bir sektördür. Bu durumu kısa vadede tersine çevirmek ancak ekonomik getirisi yüksek ürünler üretmemizle mümkündür. Bunu başarabilmek için de araştırma ve geliştirme çalışmalarına ağırlık verilerek yüksek bir teknolojiye ulaşılması gerekir.

2014 yılında 189 ülkeye 15,5 milyar dolarlık ihracat yapan kimya sektörü, 149 ülkeden 40 milyar dolarlık ithalat yapmıştır. İthalat ve ihracat arasındaki fark da kimya sektörünün ithalatı bağımlı bir sektör olduğunu göstermektedir.

Kimya sektörü, sanayi sektörleri arasında en fazla ithalat yapan sektörlerdendir. Yurtiçi üretimin yetersizliği, sanayiciyi ithalata yönlendiren en önemli faktördür. Kimya sektöründe ithalatı yapılan ara mallara baktığımız zaman büyük bir bölümünü

petrokimyasal ürünlerin oluşturduğu görülmektedir.

Türkiye Petrokimya Sektörünün en önemli sorunu, hızla artan yurtiçi talebe karşın, yatırımların çok sınırlı yapılmasından dolayı yurtiçi üretimin son derece yetersiz kalmasıdır.

Sektörün önemli sorunlarından bir diğeri de yatırım yapılacak yer konusunda sıkıntı yaşanmasıdır. Bilindiği gibi sektör tarafından üretilen birçok kimyasal madde çevre ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etki göstermekte ve bu tür kimyasallar tehlikeli kimyasallar

Benzer Belgeler