• Sonuç bulunamadı

99

3.4. Yerleşme Şekilleri

Araştırma alanımızdaki konumuzu teşkil eden kırsal yerleşmeleri; geçici yerleşme tipleri( yayla ve bağ-bahçe evleri) devamlı yerleşme tipleri (mahalle ve köy yerleşmeleri) olarak iki kısma ayırabiliriz.

3.4.1. Geçici Yerleşmeler

Yazın çıkılıp oturulan serin yer, dağlar üzerindeki serin yerleşmeler. Yaz mevsiminde en sıcak aylarda çıkılan ve geçici olarak yerleşik hale getirilen mahalleler (EMİROĞLU, 1977, 17) olarak tanımlar yapılmaktadır. Bu tanımlar ışığında ülkemizde önemli bir yerleşim yeri olan yayla yerleşmelerinin tanımına uyan hiçbir yerleşme tipi, araştırma alanımızda yaptığımız görüşmeler esnasında rastlanmadı.

Araştırma alanımızda en çok görülen geçici yerleşme tipi bağ-bahçe yerleşme tipidir. Bağ- bahçe evlerinin dağılışı ile bağ-bahçe tarımını yapıldığı alanlar arsında bir paralellik söz konusudur. Araştırma sahamızda özellikle bağ-bahçe tarımının yapıldığı alan olarak sahamızın kuzeyine doğru yükselen dağların iç kısımlarında lokal olarak bağ bahçe tarımına uygun alanlarda bu tip yerleşmelerin olduğunu görmekteyiz. Zergan Deresinin alanımızın kuzeydoğu istikametinde başlayıp ova içine girdiği yere kadarki alanlarda bu tip yerleşmelere rastlamak mümkündür. Bağ evi olarak adlandırılan yerleşme tipleri genel itibariyle üzümün olgunlaşması döneminde gerçekleşmektedir. Halk arasında “mahsere” olarak adlandırılan bu eylem bağın büyüklüğüne göre 1 veya 5 hafta arasında değişmektedir. Mahsere sonbahar mevsiminin eylül ekim aylarında yapılmaktadır. Bağ evlerinin bulunduğu yerleşme alanlarımız; Çimenlik, Uzunkaya, Yedikardeş, Gürmeşe, Örencik, Doğanlı, Beşdeğirmen, Arakapı, Uluköy, Soğanlı, Ayaz köyleri ve Yüceli beldesidir. Ayrıca ova köylerinin birçoğunda da aynı şekilde tarlaların kenar kısımlarında bağ tarımının yapıldığını, ancak bu tarım faaliyetinin genel itibariyle köy halkı tarafından yapılıyor olması geçici yerleşmelerin oluşmasına müsaade etmemiştir.

3.4.2. Daimi Yerleşmeler

Araştırma sahamızda en çok görülen yerleşme tipidir. Bu tip yerleşmeler toplu dokuda ve geniş alanlara yayılmıştır. Araştırma alanındaki yerleşmeler;1 şehir merkezi, 4 belde ve 152 köyden oluşmaktadır.

100

3.4.2.1. Şehir Yerleşmesi

Mardin Eşiğinin güneyinde yer alan ovada düz sayılabilecek bir alanda ülkemizin batısından başlayarak Gaziantep- Şanlıurfa- Kızıltepe – Irak ve oradan da Ortadoğu ülkelerine bağlanan tarihi ipek yoluyla( E – 24) Diyarbakır – Mardin – Kızıltepe – Musul karayolunun kesişme noktasında kurulan Kızıltepe’nin şehir merkezi tarihi milattan önceki yıllara kadar uzanmaktadır. Çıkarılan kalıntılar da bunu doğrular niteliktedir.

Tarih boyunca farklı medeniyetler tarafından farklı bir ad verilen Kızıltepe’nin Artukoğulları zamanında adı, tarihi ipek yolu kastedilerek “dünyanın geçtiği yer, dünyanın olduğu yer” anlamına gelen ‘Dünaysır’ adı verilmiştir. Daha sonra ‘Ermeni Tepesi’ anlamına gelen ‘Telermen’, İranlılar zamanında ‘Koçhisar’ veya ‘Kosar’ adı verilen yerleşme, Cumhuriyet döneminde 1931 yılında Kızıltepe adı altında Mardin’e bağlı bir ilçe merkezi yapılmıştır.

Yapılan araştırmalara göre yerleşme birçok kez savaşlar sonucunda harabeye dönüp yer değiştirmiştir. Buna göre ilk yerleşim alanı bugünkü şehir merkezinin 10 km Güneyinde bir köy yerleşmesi olan Haramhattat’tır.

Artuklular döneminde önemli ticaret ve konaklama merkezi olan Dünaysır (Kızıltepe) 13. yüzyıl başlarında Eyyubiler tarafından yağmalanmış ve yeniden kurulmuştur. Daha sonra sırasıyla Selçuklular, İlhanlı, Memluk, Karakoyon, Akkoyun, Artuklular (tekrar) ve Timur devleti yönetimlerine girmiştir. Daha sonra İran hâkimiyetine geçen yerleşme 1515 yılında Osmanlı hükümdarı Y. Sultan Selim’in İran üzerine düzenlemiş olduğu doğu seferi sırasında Büyük Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu tarafından ele geçirilmiştir. Bundan sonra Cumhuriyet dönemine kadar Osmanlıların yönetiminde kalmıştır.

Günümüze kadar yerleşme açısından sürekli büyüyen Kızıltepe şehir merkezi gerek tarım faaliyetlerinin büyüklüğü açısından gerekse de ticari anlamda önemli bir coğrafyada yer almasından dolayı önemli bir merkezdir. 1935 sayımında nüfus toplamında 944 kişi gibi az bir değere sahip olup, tüm sayım dönemleri içinde en küçük paya sahiptir. 1935 – 1940 yılları arasındaki dönemde nüfusun 714 kişi artarak 1658 kişiye çıktığı görülür.

1940 – 1945 yılları arasındaki nüfus sayım devresinde nüfusunun 1658 kişiden 1484 kişiye düştüğü gözlemlenmiştir. Nüfus miktarında 174 kişi gibi küçük bir değerde azalma olmuştur. Daha önce de nüfus ünitesinde de değindiğimiz gibi bu dönemler arasında tüm dünyayı etkileyen, dolayısıyla Türkiye’yi de etkisi altına alan 2. Dünya Savaşı’ndan dolayı Türkiye’de genel seferberlik ilan edilerek erkeklerin silâh altına

101

alındığı dönemdir. Türkiye’nin genel nüfus sayımında daha önce de değinildiği gibi nüfus artış hızı ve oranının en düşük olduğu dönem 1935 – 1940 dönemiydi. Kızıltepe’de ise 1940 – 1945 arası dönemde nüfus miktarı, nüfus artış hızı ve nüfus artış oranının düştüğü dönemdir. Fakat nüfus miktarında sadece 174 kişi gibi küçük bir değerin düştüğünü görebiliriz.

1945 – 1950 nüfus sayım dönemine baktığımızda Kızıltepe nüfusunun 955 kişi artarak 2439 kişiye çıktığı görülmektedir. Erkek nüfusunun genel nüfus içindeki oranının artışı, nüfus artış oranının Kızıltepe de artmasıyla, bu dönemde 2. Dünya Savaşı tehlikesinin ortadan kalktığını ve askere alınan nüfusun terhis edilmesinden kaynaklanmaktadır.

1950 – 1955 yılları arasındaki döneme baktığımız zaman nüfus beş yıl içinde 2062 kişi artmış ve 4501 kişiye yükselmiştir.

1955 – 1960 devresinde nüfus tekrar artarak 6379 kişiye çıkmıştır. Türkiye genelinde de nüfus artış hızı ve nüfus artış oranının en fazla olduğu dönem 1950 – 1960 devresidir.

1960 – 1965 sayım devresinde 6379 kişiden 9589 kişiye çıkmıştır. Bu dönemde Kızıltepe’de nüfus arış hızı %o 81,5 nüfus artış oranı da % 50,3’tür. Erkek nüfusun oranı %54,4 ve kadın nüfus oranı da % 45,6 ile bir önceki döneme ait değerlere sahiptir. Yine bu dönemdeki nüfus artışının temel sebebi doğal nüfus artışıdır.

1965 – 1970 arasındaki dönemde Kızıltepe’nin nüfusunda 6753 kişilik bir artış olmuş ve nüfus 16342 kişiye çıkmıştır. Genel nüfusta büyük bir nüfus artış miktarı olmasına rağmen bu dönemde erkek nüfus oranının genel nüfus içindeki payı % 50,9’a düşerek tüm sayım dönemleri arasında en düşük 2. paya sahiptir. Kadın nüfus oranı da en yüksek 2. paya bu dönemde sahiptir. Kızıltepe şehir merkezinin genel nüfus artışının yaşandığı bu dönemde erkek nüfus oranının düşmesinin en büyük nedeni, başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerine giden işçilerimizin göçüdür.

102

Foto 1: Kızıltepe İlçe Merkezinde Çarşı Meydanın Eski Görünümü: 1930 Yılında İlçe Merkezinde

Nüfusunun Az ve Yerleşmelerin Seyrek Olduğu Görülür

Foto 2: Kızıltepe İlçe Merkezinde Koçhisar Mahallesinin Eski Görünümü: 1930’a Kadar Koçhisar

Mahallesinde Yerleşmenin Olmadığı Görülmektedir.

Foto 3: Kızıltepe İlçe Yerleşim Merkezinin Genel Görünümü: 2007 Yılında Yerleşme Nüfus Miktarının

Oldukça Artığı Gözlenmektedir.

Foto 4: Kızıltepe İlçe Merkezinde Çarşı Meydanından Bir Görünüm 1930-2007 Yılları Arsına Şehirleşme

103