• Sonuç bulunamadı

2.2. Para Politikası Araçları

2.2.6. Kısa Vadeli Faiz Oranları ve Koridor Faizi

Farklı ülkelerdeki Merkez Bankacılığı uygulamalarına bakıldığında birçok merkez bankasının kısa vadeli faiz oranlarını yoğun bir şekilde kullandığı sonucu elde edilmektedir. Gecelik veya haftalık vadeler itibariyle gerçekleştirilen işlemlerde kullanılan bu faizler, bankalarla merkez bankası veya bankaların kendi aralarındaki fon alışverişinde gündeme gelmektedir93.

Finansal piyasalardaki gelişmelere bağlı olarak para politikası stratejisi anlamında örtülü veya açık enflasyon hedeflemesinin benimsendiği ekonomilerde kısa vadeli faiz oranı önemli bir araçtır. Belirli bir dönem dahilinde diğer şartlar sabitken toplam rezerv arz ve talebine göre şekillenen kısa vadeli faiz oranları, farklı ülkelere göre farklı isimlerle adlandırılsa da genel çerçevede politika faizi olarak ifade edilmektedir94.

Kısa vadeli faiz oranı konusu TCMB özelinde değerlendirildiğinde birkaç farklı faiz türünden söz edilebilmektedir. Burada politika faizi, gecelik faiz ve geç likidite penceresi faizi önem arz etmektedir. Politika faizi, bir hafta vadeli repo ihalesi

92 Memduh Aslan AKÇAY, Para Politikası Araçları: Türkiye ve Çeşitli Ülkelerdeki Uygulamalar,

(Devlet Planlama Teşkilatı Uzmanlık Tezi), Ankara: 1997, s. 13.

93 ÖZATAY, a.g.e., s. 440.

kapsamında uygulanan faizdir. Politika faizi ile borçlanmak isteyen bankalar, Merkez Bankası’nın açtığı repo ihalelerine katılarak ellerindeki tahvil ve bonoları Merkez Bankası’na verip kredi kullanırlar ve vade sonunda kredi geri ödemesini yaparak kıymetli evraklarını bankadan geri alırlar. Gecelik faiz, pozisyonlarını denkleştirmek isteyen bankalara Merkez Bankasınca gecelik olarak borç almak veya borç vermek için uygulanan faizdir. Geç likidite penceresi faizi ise, açık pozisyonlarını kapatmak veya fazla pozisyonlarını Merkez Bankası’nda değerlendirmek için son ana kadar bekleyen bankalara saat 16.00 – 17.00 arasındaki işlemleri için uygulanan faizdir. Merkez Bankası, bu faizler ile mevduat ve kredi faiz oranlarını, bankaların kredi hacmini, diğer varlık fiyatlarını ve döviz kurlarını etkileyebilmektedir95.

Tablo 3: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Faiz Oranları (%)

Tarih

Politika Faizi Gecelik Faiz Geç Likidite

Penceresi Faizi

Borç Verme Borç Alma Borç Verme Borç Alma Borç Verme 01 Eylül 2017 Cuma 8,00 7,25 9,25 0,00 12,25 15 Aralık 2017 Cuma 8,00 7,25 9,25 0,00 12,75 Kaynak: TCMB

Tablo 3’te TCMB’nin 01.09.2017 ve 15.12.2017 tarihlerindeki politika faizi, gecelik faiz (faiz koridoru) ve geç likidite penceresi faiz oranları yer almaktadır. Tablodan görüleceği gibi politika faizi, gecelik borç alma ve borç verme faiz oranları arasında bir değere sahiptir. Diğer taraftan bankalar için hem borç almada hem de borç vermede en dezavantajlı faiz kalemi geç likidite penceresi faizidir. Geç likidite penceresi faizinde borç alma faiz oranının 0,00 olmasının nedeni de Merkez Bankasınca bankanın elindeki fon fazlasının piyasada değerlendirmesinin istenmesidir.

Faiz oranı, birçok ekonomik büyüklük üzerinde doğrudan etkiye sahip olan bir araçtır ve hem yurt içi yerleşiklerin hem de yabancıların yatırım davranışlarını kısa

95 Mahfi EĞİLMEZ, Ekonomide Analiz: Örnek Olaylar ve Çözümler, İstanbul: Remzi Kitabevi,

sürede etkileyebilmektedir. Bu bağlamda faiz oranı konusunda alınan bir karar bazı büyüklüklerde olumlu bazı büyüklüklerde ise olumsuz etkiler oluşturabilecektir. Örneğin resesyonist bir dönemde genişletici para politikası izlenirken faiz oranlarının düşürülmesi yönünde alınacak bir karar, yurt içi yatırım ve tüketim eğilimini artırarak milli gelirin yükselmesini sağlayacaktır. Faiz oranlarındaki bu düşüş aynı zamanda yabancı yatırımcının ülkeden ayrılmasına yol açarak döviz kurunun yükselmesine ve ithalat maliyetlerinin artması yoluyla enflasyonun yaşanmasına da neden olabilecektir. Dolayısıyla sahip olunan ekonomik dinamiklerin iyi analiz edilerek optimal uygulamaların gerçekleştirilmesi büyük önem arz etmektedir.

Kısa vadeli faiz oranları konusunda Türkiye’de 2010 yılı sonlarından itibaren uygulanmaya başlayan faiz koridoru aracı, günümüzde yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Ekonomik anlamda oluşan belirsizliklerin ortadan kaldırılması ve uluslararası hızlı sermaye hareketlerinin ekonomik göstergeler üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılmasını amaçlayan faiz koridoru uygulaması, TCMB’nin gecelik borç alma ve borç verme faizi arasında oluşan bant olarak tanımlanabilir. Koridorun alt bandı olan borç alma faizi, bankaların ellerindeki likidite fazlasını merkez bankasına sunarak elde etmeyi kabul ettikleri faiz getirisini gösterirken, koridorun üst bandı olan borç verme faizi de likidite açıklarını kapatmak isteyen bankaların merkez bankasından borçlanırken ödedikleri gecelik faizi göstermektedir. Gecelik borç alma faizi getirisini düşük, borç verme faizi maliyetini de yüksek bulan finansal kesim temsilcileri koridorun üst bandı ve alt bandı arasında belirlenen bir oranla piyasada fon alışverişi yapmaktadır. Dolayısıyla faiz koridoru, piyasa faizinin politika faizinden belirgin bir şekilde ayrılmasının önüne geçme noktasında da kullanılmaktadır96.

Küresel finansal krizin risk iştahını artırmasıyla fon sahibi iktisadi karar birimlerinin ülkeler üzerinde ani fon akımları gerçekleştirmesi koridor faizinin yoğun bir şekilde kullanılması sonucunu doğurmuştur. Uluslararası piyasalarda fon akışının artış gösterdiği veya azaldığı dönemlerde koridorun alt veya üst bandında değişiklikler yapılarak döviz kuru volatilitesinin önüne geçilmektedir.

96 Umut VURAL, Geleneksel Olmayan Para Politikalarının Yükselişi, (Türkiye Cumhuriyet Merkez

Koridor faizinin temel işlevlerinden biri de bankacılık kesimi için son derece önemli olan ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin hesaplanmasında kullanılmasıdır. Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti (AOFM), gecelik borç verme faizi ile politika faizinin ağırlıklı ortalaması alınarak hesaplanan faizdir ve merkez bankası piyasada oluşan faizlere yön vermede ve enflasyonu denetlemede bu aracı kullanmaktadır97.

TCMB’nin yüzde 9,25 gecelik faiz ile 20 milyar liralık ve yüzde 8,00 politika faizi ile 30 milyar liralık piyasayı fonladığını düşünelim. Bu durumda piyasaya yapılan fonlamanın yüzde 40’ı gecelik, yüzde 60’ı da politika faizinden oluşmaktadır. Koridorun üst bandı yüzde 40 ve politika faizini de yüzde 60 ile ağırlıklandırıldığında ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin yüzde 8,50 olduğuna ulaşılır. Merkez Bankası, doğrudan faizlere dokunmadan piyasaya kullandırdığı gecelik fonlamayı azaltıp, haftalık fonlamayı artırdığında piyasa faizini düşürmüş olacaktır. Diğer taraftan gecelik fonlamayı artırıp haftalık fonlamayı azaltan banka piyasa faizlerini de otomatikman yükseltmiş olacaktır. Ayrıca haftalık repo ihalelerinin kaldırılması, gecelik borçlanma miktarının sınırlandırılması gibi uygulamalarla bankalar geç likidite penceresine itilerek faiz oranları örtülü bir şekilde de yükseltilebilmektedir.

Benzer Belgeler