• Sonuç bulunamadı

1.6. TAHVİLLERDE GETİRİ KAVRAMI, HESAPLAMASI VE

2.1.2. Kırılgan Beşli Ülkelerine İlişkin Literatür Özeti

Çelikel, Orhan ve Serin (2014), çalışmalarında FED politikalarının kırılgan beşli ülkeleri gibi zayıf gelişmekte olan piyasalara etkilerini incelemişlerdir. Temel olarak FED’ in kırılgan beşin döviz kuru, faiz oranı ve borsa endeksleri gibi temel göstergelerindeki değişikliklerin sonuçlarına odaklanmışlardır. Çalışmanın sonucuna göre 2013 yılının ortalarında, kırılgan beşli ülkelerinin tüm para birimlerinin daha büyük döviz kuru amortismanına sahip olduğunu tespit etmişler, merkez bankaları, döviz swapları satarak ve Güney Afrika haricinde referans faiz oranlarını artırarak müdahale etmişlerdir. Borsa endeksleri, Ocak-Temmuz 2013 arasında farklı oranlarda düşürülmüş, bu düşüş Temmuz 2013'te tersine dönmüş ve yükseliş eğilimi Ekim 2013'e kadar devam etmiştir. Bağ endekslerindeki artışların enflasyon oranlarını yükseltmesine

ve ekonomik büyümeyi düşürmesine, aynı zamanda küresel düzeyde risk fiyatlandırmasına yol açtığı görülmüştür.

Erşin (2014), çalışmasında kırılgan beşli ülkeleri arasında Türkiye’nin konumunu ve ekonomik yapısını incelemiştir. Çalışması için CDS primleri ve ekonomik göstergelere bakılmıştır. Bu göstergelere 2013 yılı için bakılmış ve sonuç olarak Türkiye’nin enflasyon oranının yüksekliği bakımından bu 5 ülke içinde Hindistan’dan sonra 2. sırada geldiği görülmüştür. Yine aynı tarih için cari açığı en fazla olan ülke olmuştur. Bütçe açığına bakıldığında ise diğer ülkelere kıyasla en düşük bütçe açığına sahip ülke olmuştur. CDS primi açısından aynı yıl için bakıldığında Türkiye risk priminde en yüksek artışı gösteren ülke olmuş yani olası bir tahvil alımı azaltma politikasına karşı en çok etkilenebilecek ülke olduğu görülmüştür.

Akel (2015), çalışmasında kırılgan beşli ülkelerinin hisse senedi piyasa endekslerinin Kasım 2000-Aralık 2013 yılları arasındaki haftalık kapanış verileri alınarak Johansen eşbütünleşme analizi ile Granger nedensellik testi yapılmıştır. Johansen eşbütünleşme testinde kırılgan beşli ülkelerinin sermaye piyasaları arasında uzun dönemli bir denge ilişkisinin geçerli olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu piyasalar arasındaki kısa dönemli nedensellik ilişkisinin geçerliliği Vektör Hata Düzeltme Modeli (VECM) ile analiz edilmiştir. VECM sonuçlarına göre, hisse senedi piyasa endeksleri kapsamında Hindistan’ın diğer ülkelerin hepsiyle kısa dönem nedensellik ilişkisi içerisinde olduğu, Türkiye’den Endonezya’ya tek yönlü, Brezilya’dan Endonezya ve Güney Afrika’ya tek yönlü, Endonezya’dan Güney Afrika’ya tek yönlü, Güney Afrika’dan Türkiye’ye tek yönlü bir Granger nedenselliğinin geçerli olduğu tespit edilmiştir.

Atasoy (2015), çalışmasında, kırılgan beşli ülkeleri için Mayıs 1996-Aralık 2013 yılları arasındaki verileri kullanarak Uluslararası Parite Kuramları’ nın geçerliliğini incelemiştir. Satın alma gücü paritesi, Fisher Etkisi ve Uluslararası Fisher Etkisi, durağanlık testleri, sınır testleri ve parametrik olmayan regresyonlar yapılarak test edilmiştir. Satın alma gücü paritesine ilişkin çalışmalarda durağanlık ve sınır testi sonuçlarına göre sadece Endonezya’ da satın alma gücü paritesinin geçerli olduğu bulunmuştur. Fisher etkisine ilişkin yapılan sınır testi sonuçlarına göre ise Endonezya, Güney Afrika ve Türkiye’ de Fisher etkisinin geçerli olduğu bulunmuştur. Uluslararası

Fisher Etkisi’ ne ilişkin parametrik olmayan regresyon analizleri sonuçlarına göre, kırılgan beşli ülkelerinin hiçbirinde bu kuramın geçerli olmadığı tespit edilmiştir.

Bhattarai, Chatterjee ve Park (2015), gelişmekte olan ülkeler için Amerika’nın parasal genişlemesinin uluslararası sermaye yapıları üzerindeki etkisini incelemişlerdir. Araştırmada VAR analizi kullanılmıştır. Veri seti olarak Amerika’nın makroekonomik ve finansal verileri aylık olarak alınmıştır. Analiz sonucunda gelişen piyasa ekonomilerinde Amerika parasal genişleme şokunun finansal değişkenler üzerinde önemli etkileri olduğunu görüyoruz. Parasal genişleme şoku, döviz kuru değerlenmesine, uzun vadeli tahvil getirilerinin azaltılmasına, borsa patlamasına ve bu ülkelere sermaye girişlerinin artmasına yol açıyor. Finansal değişkenler üzerindeki bu etkiler, kırılgan beşli ülkelerinde diğer gelişmekte olan ülkelere göre daha güçlü olduğunu belirtmişlerdir.

Çeviş ve Ceylan (2015), çalışmalarında gelişmekte olan ülkeler içinde yer alan kırılgan beşli ülkeleri için eş-bütünleşme yöntemi kullanılarak Ocak 2003-Ağustos 2013 döneminde satın alma gücü paritesi hipotezinin geçerliliğini incelemişlerdir. Kullanılan veriler kırılgan beşli ülkelerine ait aylık TÜFE, nominal döviz kuru ve ABD’nin TÜFE değişkenleridir. Çalışmanın sonucunda Türkiye, Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika’da yurt içi TÜFE, döviz kuru ve ABD için hesaplanan TÜFE arasında uzun dönemli ilişki söz konusudur ve SAGP hipotezi geçerlidir. Endonezya için yapılan analizlerde ise herhangi bir uzun dönemli ilişki görülmemiştir yani Endonezya için SAGP hipotezi geçerli değildir.

Hayaloğlu (2015), çalışmasında kırılgan beşli ülkeleri için finansal gelişmenin ekonomik büyüme üzerindeki etkisini araştırmıştır. Analizinde 1990-2012 dönemini kullanmış ve dinamik panel veri analiz yöntemiyle araştırmıştır. Çalışmada kullanılan değişkenler finansal gelişmenin göstergesi olarak özel sektöre verilen yurtiçi krediler ve bankalar tarafından özel sektöre verilen yurtiçi kredilerdir. Çalışmanın sonucunda, kırılgan beşli ülkeleri için finansal gelişmenin ekonomik büyüme üzerinde pozitif rol oynadığı görülmüştür.

Kandır, Yavuz ve Akel (2015), çalışmalarında kırılgan beşli ülkelerinin döviz kurları ile hisse senedi fiyatları arasındaki kısa ve uzun vadeli ilişkilerini araştırmışlardır. Çalışma Nisan 2004-Aralık 2013 dönemini kapsamaktadır. Çalışmada

eşbütünleşme tabanlı testler, vektör hata düzeltme modelleme teknikleri ve Granger nedensellik testleri kullanmaktadır. Analizler sonucunda hisse senedi endeksleri ile döviz kurları arasında sabit bir uzun vadeli ilişkinin olduğunu ve kırılgan beşli ülkelerinde Brezilya hariç olmak üzere hisse senedi fiyatlarının döviz kurlarıyla pozitif yönde ilişkili olduğu görülmüştür.

Kılıç, Balan ve Kurt (2015), çalışmalarında kırılgan beşli ülkelerinde siyasi istikrarın unsurları ile iş çevrimleri arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Çalışmada panel en küçük kareler tahmin yöntemi kullanılmıştır. Kullanılan veriler 1986-2013 yıllarını kapsamaktadır. Analiz sonucu yasaların, sosyo-ekonomik koşulların ve iç çatışmaların GSYİH büyüme oranını olumlu etkilediğini ortaya koyuyor. Yüksek enflasyonun ve nüfus artışının daha düşük GSYİH büyümesi ile ilişkili olduğunu, bir önceki yıldaki GSYİH büyüme oranının iş çevrimleri ile pozitif yönde ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, siyasi istikrarın kırılgan beş ülkenin iş çevrelerinin şekillendirilmesinde önemli bir rol oynadığına karar verdik.

Önder, Taş ve Hepşen (2015), çalışmalarında kırılgan beşli ülkelerinin ekonomik durgunluk döneminde ve sonrasında kırılganlıklarını belirlemek amacıyla ekonomik performanslarını değerlendirmişlerdir. Çalışmada 2001-2013 dönemini kullanmışlardır. Analiz için Analitik Ağ Süreci (ANP) ve İdeal Çözümle Benzerlik Yoluyla Sıralama Tercihi (TOPSIS) metodolojisi kullanılmıştır. Analiz sonuçlarına göre kırılgan beşli ülkelerinin ekonomik performansı için GSYH (0.1806), cari işlemler dengesi (0.1278), enflasyon, ortalama tüketici fiyatları(0.0966) ve işsizlik oranı (0.0910) en büyük dört makroekonomik parametre olarak belirlendi. Mal ve hizmet ithalat hacmi (0.0640), mal ve hizmet ihracat hacmi (0.0734) ve genel devlet toplam harcamaları (0.0735), genel devlet brüt borcu (0.0495) ise ekonomik performansı en az önemli olan makroekonomik parametreler olarak belirlenmiştir.

Sezgin ve Atakan (2015), çalışmasında kırılgan beşli ülkelerde hisse senedi piyasalarındaki gelişmeleri incelemek ve bu faktörleri belirlemek için inceleme yapmıştır. Çalışmada Calderon Rossell Modeli kullanılmıştır. 2003-2013 dönemini yıllık verilerle analiz etmiştir. Analiz sonuçları, reel ekonomik büyüme, ciro oranı, gayri safi yurtiçi tasarruflar ve doğrudan yabancı yatırım değişkenlerinin borsa gelişimi açısından istatiksel olarak önemli olduğunu ve bu değişkenlerin pozitif yönde etkili olduğunu ortaya koymaktadır. Özel sektöre verilen banka kredileri ve enflasyon oranı

olan bağımsız değişkenler istatistiksel olarak önemsiz çıkmış ve borsa gelişimi üzerinde herhangi bir etkisi olmamıştır.

Uz (2015), çalışmasında kırılgan beşli ülkelerinde dönemlerarası cari hesap modelinin geçerliliğini analiz etmiştir. Çalışmada cari işlemler dengesinin GSYİH’ ya oranı değişkenine ait çeyrek yıllık verileri kullanılmıştır. CA/GSYİH verisinin KSS ve AESTAR birim kök testleri ile durağanlığına bakılmıştır. Çalışmada Brezilya için 1995/1-2014/1, Hindistan için 1996/1-2014/1, Güney Afrika için 1987/1-2014/1, Endonezya için 1990/1-2014/1 ve Türkiye için 1987/1-2014/1 yılları arasındaki veriler kullanılmıştır. Çalışmanın sonucunda Brezilya hariç diğer dört ülke için dönemlerarası cari hesap modeli geçerlidir. Endonezya, Güney Afrika, Hindistan ve Türkiye’de cari işlemler dengesi/GSYİH oranı sürdürülebilir niteliktedir ve birim kök içermemektedir. Brezilya için ise cari işlemler dengesi/GSYİH oranı sürdürülebilir değildir ve birim kök içermektedir.

Ünver ve Doğru (2015), çalışmalarında kamu mali sürdürülebilirlik ve ülke kredi notları kapsamında ekonomik kırılganlığın uzun dönem belirleyicilerini kırılgan beşli ülkeleri ile analiz etmişlerdir. Analizde Tam Değiştirilmiş En Küçük Kareler (FMOLS) yaklaşımını kullanmışlardır. Çalışmada kullanılan veri seti; kamu mali sürdürülebilirlik için 1980–2012 dönemini ve ülke kredi notları için 1990–2012 dönemini kapsamaktadır. Çalışmanın sonucunda kamu mali sürdürülebilirlik ile cari işlemler dengesi, GSYH, toplam rezervler, enerji ithalatı, döviz kuru, dış borçlanma ve özel sektör kredi değişkenleri arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişkilere ulaşılmıştır. Ülke kredi notlarının belirleyicilerinin döviz kuru, toplam rezervler, enerji ithalatı, doğrudan yabancı sermaye yatırımları net akışı, cari işlemler dengesi, GSYH ve dış borçlanma olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Yenice ve Tekindal (2015), çalışmasında kırılgan beşli ülkelerinin ileriye dönük hisse senedi endekslerini tahmin etmek ve benzer trendlere sahip olup olmadığını belirlemek amaçlanmıştır. Veri seti olarak ülkelerin 3 yıllık günlük endeks kapatma verileri kullanılmış ve ARIMA yöntemi ile analiz edilmiştir. Çalışmanın sonucunda tüm ülkeler için oluşturulan modellerin anlamlı olduğu ve hata payının oldukça düşük olduğu tespit edildi. Türkiye için oluşturdukları modelin doğruluğu yaklaşık %72, Brezilya için oluşturulan modelin doğruluğu yaklaşık %65, Endonezya için yaklaşık

%74, Güney Afrika için yaklaşık %66 ve Hindistan için yaklaşık %59 olarak öngörülmüştür.

Aydın, Vatandaş ve Hepşen (2016), çalışmalarında kırılgan beşli ülkelerindeki konut piyasaları arasında uzun dönemli bir ilişki olup olmadığını araştırmışlardır. Çalışma 2002-2013 dönemini kapsamaktadır. Çalışmada analiz için etki/tepki analizi, varyans ayrışma korelasyon analizi, regresyon krigingmetamodelling yöntemi kullanılmıştır. Sonuçta GSYİH, toplam yatırım, gayri safi milli tasarruf, mal ve hizmet ithalat hacmi, nüfus, genel devlet geliri artışı ve enflasyon, cari işlemler dengesi, işsizlik oranı, mal ve hizmet ihracat hacmi, genel devlet brüt borcun azalışı %5, Brezilya için konut emlak fiyat endeksi (RPPI) %2,86 azalmış, Endonezya için RPPI %0,09 azalmış, Afrika için RPPI %7,09 azalmış, Türkiye için RPPI %6,34 azalmıştır. Konut piyasası verilerinin yetersizliğinden dolayı Hindistan için istatistiksel model oluşturulamamıştır.

Bayraktar, Eğri ve Yıldız (2016), çalışmalarında kırılgan beşli ülkelerinde petrol fiyatlarındaki artışların cari açık ve ekonomik büyümeye etkisini incelemişlerdir. Çalışma, 1980-2014 dönemini kapsamaktadır. Analiz için Levin, Lin ve Chu paneli, Pesaran ve Shin W-stat, ADF-Fisher Ki-kare ve panel verisi analizinden önce verilerin kararlılığını belirlemek için PP-Fisher Ki-karekök testleri kullanılmıştır. Analiz sonuçlarında petrol fiyatları ile GSYİH arasında pozitif bir ilişki var iken, petrol fiyatları ile cari açık arasındaki negatif bir ilişki vardır. GSYİH ile petrol fiyatları arasında uzun vadeli bir ilişki bulunmamaktadır, cari açık ile petrol fiyatları arasında uzun vadeli bir ilişki bulunmuştur. GSYH ile petrol fiyatları arasında çift yönlü ilişki vardır, petrol fiyat değişkeninden cari açıktaki değişime ise tek yönlü nedensellik çıkmıştır.

Çan ve Dinçsoy (2016), çalışmalarında 2005-2013 döneminde kırılgan beşli ülkelerinde yaşanan finansal krizler ile kırılganlık kavramı arasındaki ilişkiyi ortaya koymuşlardır. Kırılganlık karşılaştırması için ülkelerin büyüme oranı, cari işlemler dengesi, enflasyon, bütçe açığı ve işsizlik oranlarına bakılmıştır. Sonuçta, incelenen kırılganlık göstergeleri bu beş ülkenin kırılgan yapıya sahip olduğunu ve herhangi bir ekonomik krizden diğer gelişmekte olan ülkelere göre daha fazla etkilenebileceklerine ulaşılmıştır.

Güvercin (2016), çalışmasında ABD dolarının değerindeki değişimin kırılgan beşli ülkelerinin hisse senedi piyasa endeksleri üzerindeki etkisi 1 Ocak 2002-31 Aralık 2015 dönemi arası hafta ortasına ilişkin beş endeksin günlük kapanış verileri ile hesaplanan haftalık veriler kullanılmıştır ve regresyon modeli ile incelenmiştir. Ayrıca, bu etki küresel finansal kriz öncesi dönem, küresel finansal kriz dönemi ve küresel finansal kriz sonrası dönem olarak üç alt düzeyde de ayrı ayrı ele alınmıştır. Çalışmanın sonucunda, tüm dönemlere ait bulgulara göre ABD doları değişmesinin Brezilya, Güney Afrika, Endonezya, Hindistan ve Türkiye’nin hisse senedi piyasa endeksleri üzerinde çeşitli dönemlerde anlamlı ve asimetrik etkilerinin olduğu sonuçlarına varılmıştır.

Göçer ve Akın (2016), çalışmalarında kırılgan beşli ülkelerinde tasarruf yatırım açığı ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi araştırmışlardır. 1980-2013 yılları arasındaki verilerden yararlanmışlar ve yeni nesil zaman serisi yöntemleriyle analizlerini yapmışlardır. Çalışmanın sonucuna göre, kırılgan beşli ülkelerinin tasarruf açıkları ile büyümeleri arasında negatif yönlü bir ilişki olduğu görülmüştür. Yani bu da kırılgan beşli ülkelerinin tasarruf açığının artmasıyla büyüme oranlarının azalacağını gösterir.

Karabulut ve Şahbaz (2016), çalışmalarında kırılgan beşli ülkelerinde reel döviz kuru değişiminin cari açık üzerindeki etkisini araştırmışlardır. Cari hesap bakiyesinin ulusal para birimindeki amortismana olan tepkisine bakılmıştır. Brezilya 1991-2016, Türkiye 1987-2016, Hindistan 2004-2015, Endonezya 1990-2015, Güney Afrika’da ise 1980-2016 yılları arası analize dahil edilmiştir. SVAR modeli ile analiz yapılmıştır. Analiz sonuçları Brezilya, Türkiye ve Endonezya ekonomilerinin ulusal para birimindeki amortismanın cari hesap dengesinde etkili olduğunu göstermektedir. Bu ülkelerde reel döviz kurunun artması cari işlemler açığını azaltacaktır. Hindistan ve Güney Afrika’da ise reel döviz kuru ile cari işlemler dengesi arasında herhangi bir ilişki yoktur. Ülkeler arasındaki fark reel ekonominin yapısı ve ihracat - ithalat sektörlerinden kaynaklı olabilir.

Küçüksille ve Karaoğlan (2016), çalışmalarında Ocak 2002-Aralık 2015 döneminde kırılgan beşli ülkelerinin para birimlerinin Amerikan Doları (USD) karşısında getirilerinin birbirleri arasındaki ilişkilerini araştırmışlardır. Çalışmada öncelikle durağanlık analizi yapılmış daha sonra regresyon denklemleri yardımıyla

getiriler arasındaki ilişkiler ortaya konulmuş ve son olarak nedensellik analizi yapılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre USD/TRY – USD/BRL, USD/BRL – USD/ZAR paritelerinin getirileri arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi mevcuttur. USD/TRY parite getirisinden USD/IDR, USD/IND parite getirilerine, USD/BRL parite getirisinden USD/IND, USD/IDR parite getirilerine, USD/IND parite getirisinden USD/IDR parite getirisine, USD/ZAR parite getirisinden USD/IND ve USD/IDR parite getirilerine tek yönlü nedensellik ilişkileri mevcuttur.

Pekkaya (2016), çalışmasında kırılgan beşli ülkeleri için hisse senedi endeksi ve döviz kuru arasındaki asimetrik nedensellik ilişkisinin varlığını ve yönünü belirlemek için uygulama yapmıştır. Uygulama 3 Ocak 2002 -2 Mart 2016 dönemi kullanılmıştır. Çalışmada birim kök testlerinden Maddala-Wu ve Im vd. panel durağanlık incelemesi dikkate alınmış ve Dimitrescu - Hurlin (2012) panel nedensellik testi kullanılmıştır. Analizlerde kırılgan beşli için döviz kuru ile hisse senedi piyasaları birbirinden etkilenmektedir ve döviz ve hisse senedi piyasalarının arasındaki ilişkinin simetrik ve çift yönlü olduğunu gösterirken, kırılgan beşli ülkelerinin döviz kuruna veya sermaye hareketliliğine olan kırılgan yapılarını destekler niteliktedir.

Şahin (2016), çalışmasında, kırılgan beşli ülkelerinin, hisse senedi piyasası üzerindeki döviz kurunun kısa ve uzun vadeli etkilerini analiz etmiştir. Döviz kurunun Uzun vadeli etkilerini analiz ederken Engle Granger ve Johansen koentegrasyon yöntemlerini kullanmış, kısa vadeli etkilerini analiz ederken ise En Küçük Kareler (EKK) ve Yumuşak Geçişli Regresyon (STR) modellerini kullanmıştır. Değişkenler analiz edilirken Doğrusal Olmayan Yumuşak Geçişli Hata Düzeltme (LSTRECM) yöntemi kullanılmıştır. Türkiye’ye ilişkin sonuçlar, uzun vadede döviz kurundaki eş zamanlı artış, hisse senedi fiyatlarını yükseltmekte ve iki parametre arasında koentegrasyon ilişkisine işaret etmektedir. Kısa vadede ise LSTRECM birinci rejim de döviz kurunun hisse senedi fiyatlarına eş zamanlı etkisi olumsuz iken; LSTRECM ikinci rejim de ise etkisi olumluya dönmektedir.

Tuna ve Tuna (2016), çalışmalarında kırılgan beş ülkenin borsalarında yer alan ülkelerden her bir çift arasındaki uzun vadeli ilişkiyi incelemiş ve elde edilen kanıt parçalarına göre BIST ülkelerinin her biri için optimal portföy seçeneklerini belirlemişlerdir. Dönem olarak Haziran 2006-Temmuz 2015 arası aylık fiyat değeri

kullanılmıştır. Çalışma Maki Eşbütünleşme testi ile araştırılmıştır. Çalışmada elde edilen kanıt parçaları, uluslararası çeşitlendirme uygulayarak, kendi ulusal pazarlarındaki portföylerden daha düşük riskli portföylerin BIST ülkelerinde oluşturulabileceğini göstermektedir.

Ümit (2016), çalışmasında kırılgan beşli olarak adlandırılan ülkeler için satın alma gücü paritesi hipotezinin (PPP) geçerliliği, Ocak 2003-Ekim 2015 dönemlerinden aylık veriler kullanılarak analiz edilmiştir. Çalışmada geleneksel birim kök testleri ve birim kök testleri kullanılmıştır. Augmented Dickey-Fuller (ADF) ve Phillips-Perron (PP) birim kök testi sonuçlarına göre, kırılgan beş ülkenin reel döviz kuru serilerinin birim kök olduğu bulunmuş bu nedenle PPP hipotezi bu ülkelerde geçerli değildir. Zivot-Andrews birim kök testinin sonuçları, reel döviz kuru serilerinin Brezilya ve Hindistan için sabit olduğunu ve dolayısıyla PPP hipotezinin bu ülkelerde geçerli olduğunu göstermektedir. Lee-Strazicich birim kök testinin sonuçlarına göre, hipotezin sadece Hindistan için geçerli olduğu sonucuna varılmıştır. Carrion-i-Silvestre (CS) birim kök testini kullanarak yalnızca Güney Afrika ve Hindistan'ın reel döviz kuru serilerinin durağan olmadığını ve dolayısıyla PPP hipotezi bu ülkeler için geçerli değildir.

Yıldırım (2016), çalışmasında, küresel finansal koşulların kırılgan beşli ülkelerinin menkul kıymet piyasalarına etkilerini inceliyor. Çalışmasında yüksek frekanslı günlük verileri ve Bayesian çıkarımı kullanan bir yapısal vektör otomatik gidiş modelini tahmin etmiş, küresel finansal risk şoklarının devlet tahvil getirileri, hisse senedi fiyatları, CDS spreadleri ve kırılgan beşli ülkelerinin döviz kurları üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır, global finansal risk şoklarının, yerel para cinsinden devlet tahvili ve CDS piyasaları üzerinde, döviz ve borsalardan daha hızlı bir etkisi bulunmaktadır sonucuna ulaşılmıştır.

Akbalık ve Özkan (2017), çalışmalarında 2008 finansal krizinden sonra kırılgan beş ülkede haftanın günü etkisini incelemişlerdir. Analiz için kırılgan beş ülkenin hisse senedi piyasalarında bu pazarın temel endekslerinin günlük kapanış fiyatı verilerini kullanmışlardır. Çalışmada 2 Ocak 2009-31 Aralık 2015 dönemini kullanmışlardır. Analizde parametrik olmayan istatistiksel analizlerden biri olan Kruskal-Wallis testi ve Wilcoxon sıra toplamı testi uygulanmaktadır. Kruskal-Wallis

testi sonucuna göre Endonezya hariç 2008 küresel mali kriz sonrası dönemde diğer dört ülke için son yıllarda gelişmekte olan piyasalarda haftanın etkisinin olmadığını gösteriyor. Wilcoxon sıra toplamı testinin sonucuna göre ise Endonezya borsasında en düşük getiriyi Pazartesi günü, en yüksek getiriyi ise Çarşamba günü olarak gösteriyor.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

TAHVİL VERİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN KIRILGAN BEŞLİ ÜLKELERİ ÜZERİNE UYGULAMASI

3.1. ARAŞTIRMANIN VERİ VE METODOLOJİSİ