• Sonuç bulunamadı

KKTC’de Kayıtdışı Ekonomi ile Mücadele Projesi kapsamında ilk aşama olan kayıtdışı ekonominin boyutlarının ölçümü değişik yöntem ve tekniklerle hesaplanmıştır. Kapsamlı bir yöntem izlenerek, kayıtdışı milli gelir ve kayıtdışı maliye geliri olmak üzere iki ana yaklaşımla kayıtdışı ekonominin boyutları hesaplanmıştır.Buna göre KKTC’de kayıtdışı milli gelir kayıtlı milli gelirin yüzde 22,2 alt sınırı ve yüzde 28,9’da üst sınırı olarak hesaplanmıştır. Bu tespitle ülkede önemli ölçüde gelirin milli gelir hesaplamalarına yansımadığı ve kayıtdışı kaldığı belirlenmiştir. Bunun yanında kayıtdışı maliye geliri yaklaşımı ile yapılan hesaplamada beyan edilmeyen ve düşük beyan edilen gelirlerin resmi GSMH’nın yüzde 50,5’i alt sınır ve yüzde 60,2’de üst sınır olarak hesaplanmıştır. Bu denli yüksek oranlı kayıtdışılığın ekonomik, mali, sosyal ve toplumsal sorunlar yaratmaktadır . Beyan edilmeyen gelirler ile kayıtdışı istihdama ilişkin tespitler, KKTC’de kayıtdışı ekonominin önemli bir sorun olduğunu ortaya koymaktadır. Yapılan hesaplamalar ülkenin temel yapısal sorunları arasında yer alan bütçe ve sosyal güvenlik açık sorunu kayıtdışı ekonominin minimize edilmesiyle önemli ölçüde kapatılabilecektir.

Şekil 9.1 Kişi Başı Gelir ve Kayıtdışı Ekonomi

Kayıtdışı ekonominin yüksek olması ülkedeki gelişmişliğin de yeterince sağlanmadığını göstermektedir. Schneider (2012) ve Dünya Bankası verilerinden yararlanarak hazırlanan Şekil 8.2, ülkelerin kişi başı gelirleri ile kayıtdışı ekonomi arasında negatif bir ilişki olduğunu göstermektedir. Şekilden de takip edilebileceği üzere, kişi başı geliri yüksek olan ülkelerde kayıtdışı ekonomi görece olarak daha düşüktür.Bu tespitle gelişmekte olan KKTC için kayıtdışı ekonomi önemli bir engel teşkil etmektedir. Bu nedenden dolayıdır ki bu önemli sorunun minimize edilmesi için kapsamlı çözüm önerileri geliştirilmeli ve detaylı hazırlanacak eylem planı ile bunlar hayata geçirilmelidir. Bunun yanında güçlü bir siyasi irade yanında toplumsal bir mücadeleye ihtiyaç duyulmaktadır.

Çalışmanın devam eden bölümlerinde sırasıyla çözüm önerileri ve detaylı hazırlanmış eylem planı bulunmaktadır.

24 KKTC’de Kayıtdışı Ekonominin yarattığı sorunların detayı için bakınız ”KKTC’de Kayıtdışı Ekonomi: Tanımı, Nedenleri, Yarattığı Sorunlar ve Çözüm Önerileri”, Kıbrıs Türk Ticaret odası, Ocak, 2012.

İKİNCİ KISIM

KAYITDIŞI EKONOMİ İLE MÜCADELEDE ÇÖZÜM

ÖNERİLERİ

BİRİNCİ BÖLÜM

GİRİŞ: ÇALIŞMANIN KAPSAMI, YÖNTEM VE AKIŞI

1. ÇALIŞMANIN KAPSAMI

KKTC için kayıtdışı ekonomi "milli gelir istatistiklerinde yer almayan, vergi, sosyal güvenlik ve diğer resmi istatistiklerde olmayan ve/veya kapsanamayan yasal veya yasadışı tüm ekonomik faaliyetler ve onların sonuçları" olarak tanımlanmaktadır (KTTO, 2012). Bu çalışmada, kayıtdışı ekonomiye yönelik politikalar, yasal ve kurumsal düzenleme önerileri; Beyan Edilmeyen Gelir, Kayıtdışı İstihdam ve Kayıtdışı Milli Gelir yönleriyle değerlendirecek olup, Yasadışı Ekonomi çalışma kapsamına alınmamıştır.

KKTC’de kayıtdışı ekonomi ile mücadelede öngörülecek politikalar ve bunların uygulamaları toplumsal uzlaşı ile gerçekleştirilmek zorundadır. Bu konuya yönelik tüm çalışmalar ve yürütülecek kampanyalar, ancak kamu-özel işbirliği ile sonuç alacaktır. Bu çalışma KKTC’de kayıtdışı ekonomi ile mücadele anlamında bir şans yakalanmış olup, önemli bir sivil toplum örgütü olan Kıbrıs Türk Ticaret Odası çatısı altında ve kamu kesimi ile birlikte, toplumun diğer tarafları ile de paylaşılarak yürütülmektedir. Bu yönüyle sürecin de doğru yönetilmesi ve yaklaşımın devam ettirilmesi halinde başarılı sonuçlar almak mümkün olacaktır.

Çalışmada, kayıtdışı ekonominin nedenleri ve etkilerine yönelik konulara kısaca değinilecek ve daha çok çözüme yönelik politikaların oluşturulmasına yoğunlaşılacaktır. Nedenler ve etkilerine yönelik hususları KTTO, 2012 yayınından bulabilmek mümkündür. Kayıtdışı ekonominin 1970'lerin sonunda yayımlanan ve yayımlandığında önemli etkiler bırakan birkaç makale ile hızla gündeme geldiği söylense de, konuya ilişkin ilk ekonomik araştırmalar 1940'lı yılların başlarına rastlamaktadır. Ancak asıl bilimsel ilgiyi, Gutmann'ın 1977'de yayınlanan makalesi ile çekmeye başlamıştır. Bu nedenle 1980’lere kadar kayıtdışı ekonomi uluslararası bir olgu olarak kabul edilmemiştir. Kayıtdışı ekonomiye ilişkin ilk uluslararası konferans 1983'te Almanya’nın Bielefeld eyaletinde yapılmıştır. Tanımsal sorunlar hakkında genel ilkelere varmak, konferansın temel amaçlarından biri olmasına rağmen, katılımcılar bir konsensüse varamamış ve çok farklı tanımlamalar kullanılmıştır (Çetintaş, 2003).

Birleşmiş Milletler, kayıtdışı ekonomi faaliyetlerini, saklanmış üretim (concealed production) ve yasadışı üretime (illegal production) yönelik faaliyetlerin üretim sınırları içindeki bölümünün toplamı olarak tanımlarken, EUROSTAT kara ekonomi ve yasal olmayan ekonominin toplamı olarak ele almaktadır (Şişman, 1999: 21-22).

Kayıtdışı ekonomi ile mücadelede politika önerileri öncesinde doğaldır ki boyutu ve sebeplerinin de kısaca bilinmesi gerekmektedir. KKTC’de kayıtdışı ekonominin boyutlarına yönelik çalışma çalışmanın ilk aşamasında oldukça kapsamlı olarak ortaya konmuştur.

Kayıtdışılığın ölçümü, yapılacak mücadelenin boyutunun bilinmesi ve diğer ülkeler ile karşılaştırılarak, politika araçlarının tespitinde doğru araçların kullanılması açısından

Cumhuriyeti Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’te 22 Mayıs 2012 tarihinde düzenlediği basın toplantısında konunun üzerinde durarak“bugüne kadar en güvenilir çalışmayı Dünya Bankası için Avusturya’daki Johannes Kepler Üniversitesi’nde görevli Profesör Friedrich Schneider’in yaptığını kaydetmiş” ve “kayıtdışı ekonominin büyüklüğünün saptanması ve vergiye uyum maliyetlerinin hesaplanması amacıyla, Hacettepe Üniversitesi ile Gelir İdaresi Başkanlığı arasında bir protokol imzalandığını” belirtmiştir.

Kayıtdışılığın nedenleri (sebepleri); ekonomik nedenler (ekonomik istikrarsızlık, enflasyon, işsizlik, gelir dağılımındaki dengesizlikler, devletin düzenleyici işlemleri, ekonomik yapı ile ekonomik birimlerin ölçek büyüklükleri, ekonomik krizler, nakit ekonomisi, haksız rekabet, tarım sektörü çalışanları, üretim ve pazarlamada küreselleşme), mali nedenler (vergi yükü ve vergiye karşı direnç, vergilendirme ortamının belirsizliği, denetim yetersizliği, vergi afları, vergi istisna ve muafiyetleri, sosyal transferler, muhasebe ve müşavirlik hizmetlerinin yetersizliği), sosyolojik nedenler (nüfus hareketleri, eğitim düzeyi, ahlaki normlarda oluşan değişiklikler, gelir seviyesi, yolsuzluk), psikolojik nedenler (kişisel alışkanlıklar, kimlik arayışı, diğer kişilerin ekonomik faaliyetleri, vergi ahlakı, vergi bilinci, kamu hizmetleri, devlet-vatandaş ilişkisi ve devlete ve harcamalarına bakış açısı, toplumsal çıkar ile bireysel çıkar çatışması, toplumsal içselleştirme ve benimseme, kötü yönetimlere demokratik tepki, primsiz sosyal yardım programları), hukuki ve idari nedenler (yasaların basit-açık olmaması ve sık sık değişikliklere uğraması, vergi oranlarının yüksekliği, yaygın istisna ve muafiyetler, cezalardaki yetersizlikler, Gelir ve Vergi Dairesinin etkinsizliği), sosyal güvenlik ve iş hayatından kaynaklanan sebepler, teknolojiye bağlı nedenler olarak sıralanabilir (Karatay, 2009: 28-59, Dinçer, 2007: 35-51, Çolak, 2012: 40-45).

Kayıtdışı ekonominin olumsuz etkilerini ve büyüklüğünü azaltmak için bireyden devlet yönetimine kadar geniş bir yelpazede herkese görev düşmektedir (Karatay, 2009: 1). Kayıtdışılık ile mücadele bir bütünlük içerisinde sürdürülmesi gereken bir olgudur. Mücadelede, ilgili tüm kurumlar ile toplumun tüm kesimlerinin aktif katılımı ile başarıya ulaşılabilecektir.

Kayıtdışı ile mücadele, mali ve iktisadi olduğu kadar aynı zamanda sosyal ve siyasi bir sorundur. Kayıtdışı ekonomide en önemli konu olan vergi ve istihdam bir yandan kayıtdışı ekonominin nedeni iken, bir yandan da kayıtdışı ekonomi ile mücadelede en önemli politikalardır. Politikalar yasal ve diğer mevzuat düzenlemeleri ile hayat bulmaktadır. Ancak, yapılacak mevzuatı da hayata geçirecek olan uygulayıcı kurumlardır. Bu kurumların başında ise Gelir ve Vergi Dairesi ile Sosyal Güvenlik Kurumları gelmektedir. Özellikle, bu kurumların diğer ilgili kurumlar ile işbirliği içerisinde belirleyecekleri strateji, faaliyet ve programlar kayıtdışılık ile mücadelede büyük önem taşımaktadır (Acar ve Aydın, 2011). Diğer yandan, kayıtdışı ekonomi, ekonomik büyüme oranları, vergi yükü ve vergi adaleti, kamu kesiminin ekonomideki büyüklüğü, vergi kapasitesi, vergi esnekliği, milli gelir, işsizlik oranı, enflasyon oranı, ithalat-ihracat rakamları ve ödemeler dengesi, ekonomik göstergeler, ekonominin dolarize olması, ekonomi politikalarında meydana gelen sapmalar, gelir dağılımı, çalışma hayatı ve sosyal güvenlik, teknolojik gelişmişler üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır.

Kayıtdışı ekonominin toplumsal maliyetine bakacak olursak; nüfus hareketleri, kadın işçiliği, çocuk işçiliği, işsiz kalma korkusu, çarpık yerleşim, yolsuzluk, organize suçların ortaya çıkması, toplum üzerinde kültürel ve psikolojik değişimin başlatılması, vatandaşlık bilinci ve ahlakının yitirilmesi (yozlaşma), anti-sosyal davranışların artmasına ve yayılmasına yol açması, aile birliğinin tehdit edilmesi, toplumsal refahın düşmesi, demokrasinin yozlaşması, yaşanabilir çevrenin tehlikeye girmesi olarak görülmektedir (Karatay, 2009: 94-108).

Karatay, kayıtdışı ekonomiye yönelik olarak ortaya koyduğu nedenler, olumsuz etkiler ve toplumsal maliyetinden yola çıkarak çözüm önerilerini de oluşturmuştur. Çözüm önerileri olarak mali açıdan; vergi istisna, muafiyet ve teşviklerinin gözden geçirilmesini, vergi kaçırma olanaklarını engelleyen mekanizmalar oluşturulmasını, vergi oranlarının düşürülerek vergi tabanının genişletilmesini, vergi uygulamalarının olağanlıktan çıkarılmasını, yaptırım gücü yüksek vergi cezalarının oluşturulmasını, idari açıdan; kamu kurumları arasında sağlıklı eşgüdüm, bilgi akışı ve koordinasyon sağlanmasını, kamu kaynaklarının israf edilmediği inancının yerleştirilmesine yönelik uygulamalar yapılmasını, vergilendirmenin mali amacı ve öneminin kavratılması, vergi ya da kimlik numarası uygulamasının yaygınlaştırılması, kobileri devlet kayıtlarına alacak tedbirlerin alınmasını, nakit para kullanımının azaltılmasını, sosyal açıdan; yoksullukla mücadele edilmesi, nüfus hareketinin kontrol edilmesi, vergi sistemi açısından; karmaşık yapıdan kurtarılması, cezaların etkin şekilde uygulanması, Gelir ve Vergi Dairesinin etkinliği ve verimliliğinin artırılması, vergi dairelerinin yükümlü sayısında bir standart getirilmesi,vergi denetimi açısından; denetim etkinliğinin artırılması, denetim biriminin bağımsız özerk bir kurum haline getirilmesi, teknik ve teknolojik olanaklardan yeterinde yararlanılması, internet üzerinden beyanname gönderilebilmesi, bankalar üzerinden ödemelerin gerçekleştirilmesi, her türlü mevzuatın internet üzerinden sunulması, veri tabanı oluşturulması, özel usulsüzlük ve trafik cezalarının (POS) vb. elektronik cihazlarla kesilmesi, vergide halkla ilişkiler biriminin oluşturulması, vergi istihbarat biriminin etkin olarak çalıştırılması şeklinde sıralamıştır.

Benzer Belgeler