• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: KAVRAMSAL VE KURAMSAL ÇERÇEVE

1.2. Kültürlerarası İletişim Ve Etkileşim

1.2.4. Kültürlerarası Yeterlik ve Duyarlılık

Kültürlerarası iletişim kavramını açıklarken sıkça kullanılan kavramlardan birisi kültürlerarası yeterliktir. Kültürlerarası yeterlik kavramı alan yazındaki birçok çalışmada kültürlerarası iletişim yeterliği olarak ele alınmaktadır. Yine bu kavram yerine zaman zaman, kültürlerarası iletişim, uluslararası iletişim, kültürlerarası farkındalık, uluslararası yetenek, kültürlerarası uyum, kültürlerarası etkileşim, kültürlerarası hassasiyet vb. gibi kavramların da kullanıldığı görülmektedir. Kültürlerarası yeterlilik kavramı İngilizce “intercultural competence” olarak ifade edilir ve bu kavramın tam olarak ne anlama geldiğini anlamak için sözcük anlamlarına bakılmalıdır. Kültürlerarası (intercultural) farklı kültürden ya da çok kültürden kişiler arasındaki etkileşimi, yeterlik (competence) ise kişinin gösterdiği performansın izlenebilir ve gözlemlenebilir halini ifade etmektedir (Temel Eğinli ve Yalçın, 2016: 7-8). Bu sözcük anlamları bağlamında Taylor (1994) kültürlerarası yeterliliği, “kişinin farklı bir kültürü ya da farklı bir kültürden yabancıyı anlayabilmesi ve doğru bir şekilde etkileşim kurabilmesi için kişinin kültürel bilgi ve davranışsal becerilere sahip olması olarak” ifade etmektedir (Akt: Temel Eğinli ve Yalçın, 2016: 8).

Bir kişinin kendini yeterli hissetmesi demek onun iletişim yeterliğine sahip olduğu anlamına gelmez. Kişinin iletişim yeterliğine sahip olup olmadığını anlamak için onun iletişim yeterliği başkaları tarafından gözlenmeli ve etkileşimde bulunduğu kişiler tarafından da onaylanmalıdır. Bu bağlamda iletişim yeterliği, kişilerin amaçlarını formüle edip onlara ulaşmaları, diğer bireylerle etkin bir şekilde işbirliği yapmaları ve bu becerilerini değişen şartlarda da gösterebilmeleri gibi ölçütler dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir (Kartarı, 2014: 256). Wieamann (1977)’a göre, iletişim yeterliği, “etkileşime katılan bir bireyin, etkileşim sırasında her iki tarafı da ilgilendiren amaçlarına ulaşmak için mevcut durumun koşulları içinde, olası iletişim

28

davranışlarından en uygun olanını seçme becerisidir (Akt: Kartarı, 2014: 257). Wieamann’ın bu tanımına göre iletişim yeterliğine sahip kişilerin dikkat merkezlerinde iletişime katılan farklı kültürdeki kişilerin olduğu ve amaçlarına ulaşılması gerektiği vurgulanmaktadır (Kartarı, 2014: 257).

Kültür pek çok alanda kişileri ve grupları etkilemektedir. Her toplumun kendine has bir takım kültürel değerleri ve özellikleri vardır ve bunlar kişilerin hayatlarına yansımaktadır. Bu bağlamda farklı toplumlarda da farklı fikir, tutum ve davranışların olabilmesi kaçınılmaz bir gerçekliktir. Toplumların farklı kültürel özellikleri sonucu, örgütsel davranış konularında da farklılık söz konusu olmuştur. Kültürel farklılıklar sonucunda farklı fikir, tutum ve davranışlardan dolayı bireyler arasında anlaşmazlık ve çatışma, iletişim ve entegrasyon sorunları olacağı gibi, problemlere çözüm önerileri getirebilme, inovasyon ve yaratıcılık gibi konularda pozitif etkilere sebep olabilmektedir (Yeşil, 2013: 58).

Kültürlerarası iletişim yeterliği, kültür çeşitliliği içerisinde yaşayan kişiler arasında yanlış anlamalarla ters orantılıdır. Yeterlik alanında yapılan çalışmalar yanlış anlamaları en aza indirmeyi amaçlamaktadır. Yeterlik arttıkça var olan yanlış anlamalar azalır, yok olur. Bireyler kendi davranışlarını ve karşısındakinin davranışlarını önceden tahmin eder ve açıklayabilirse yeterlik amacına ulaşılabilir. Fakat bireylerin bunu gerçekleştirebilmesi de kendini rahat hissetmesi ve kendi davranışlarının yanı sıra karşısındakinin de davranışlarını tahmin etmesi gerekmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere iletişim yeterliği, gerginlik, rahatsızlık ve belirsizlik duygularının yönetimini içine alarak değerlendirilmesi gereken bir kavram olarak ele alınmalıdır (Katarı, 2006: 231). Kültürel farklılıklar, toplumdaki sosyal ilişkileri, iletişimin öneminin anlaşılması, zaman algısı vb. çok sayıda konuyu kapsamaktadır. Bu sebeple oldukça uzun süreçli ve belli aşamaları olan bir süreçtir. Bu süreçte insanlar öncelikle kendi kültürü dışında farklı kültürlerin, normların, değerlerin olduğunu idrak edebilmesi için kendi kültürünü belli bir sınır içerisinde değerlendirmekten kaçınması gerekmektedir. Daha sonra da insanlar kültürlerarası konularda yanlış iletişim, yorumlama ve değerlendirme gibi olumsuz davranışlardan kendilerini arındırmalı ve bunun için çaba sarf etmelidir. Kişi kültürel farklılıklar ile ilgili gereksinimler ve amaçlar dâhilinde olumlu etkileşim kurabilme ve sürdürme kabiliyetinde olmalı ki ancak böyle olursa farklı kültürlere uyum sağlama söz konusu olabilmektedir (Temel Eğinli, 2011: 216). Yani kültürlerarası iletişim yeterliği

29

için önemli olan, farklı kültürlerde veya başka bir ifadeyle fiziksel ve sembolik çevrelerde yetişmiş kişiler arasında etkin ve uygun iletişim kurabilmektir (Kartarı, 2014: 258-259). Bir insan bir başka kültürün içinde yetişmediği ve o yaşamın kültürel biçimlerini hayata geçirmediği müddetçe başka bir kültüre tam anlamıyla katılamaz. Fakat bu durum o kişinin o kültüre ait olup içinde yaşamasa da diğer kültürlere ve o kültüre katılanların verdiği önem ve değeri vermeyeceği anlamına gelmez (Benedict, 1999: 57). Kültürlerarası iletişim yeterliğindeki en önemli unsurlar farklılıkların tanınması, farklılıklara saygı duyulması, hoşgörü ve karşılıklı anlayıştır. Bu unsurlar kültürlerarası iletişimi başarıya götüren yolların temelini oluşturur.

Kültürlerarası iletişim açısından pozitif yönde duygu geliştirebilme yeteneği olarak kültürlerarası duyarlılık kavramının kullanılması gerekmektedir. Bu kavram birbirinden farklı kültürlerin tanımlanması ve değerlendirilmesi açısından daha iyi ve etkili davranış geliştirmeyi hedeflemektedir. Böylelikle kültürlerarası duyarlılığa sahip kişilerin; farklılıkları anlamaya, onaylamaya ve kabul etmeye oldukça açık, motivasyonu yüksek, istekli ve bu konulara eğilimli olmaları gerekmektedir. Kültürlerarası duyarlılık kültürlerarası iletişim ve etkileşimin duygu, düşünce ve davranış biçimleriyle alakadar olmakla birlikte temelde daha çok duygusal alanla ilgilidir (Mercan, 2016: 5). Bu sebeple iletişimin sorunsuz sağlanabilmesi için kişilerin kültürlerarası duyarlılığa önem vermesi gerekmektedir. Toplum olarak bu kavrama açık olmak gerekmektedir.

Bu bağlamda kültürlerarası iletişim olgusunun temel amacına bakıldığında kendinden başka bir kültürü tanıyabilme, anlama ve buradan yola çıkılarak farklı kültüre ve üyelerine karşı gerçekçi bir diyalog ve ilişkiye girilebilmesi şeklinde ifade edilebilir. Küreselleşen dünyada birlikte huzur ve barış içinde yaşayabilmek, ortak bir anlayışı sağlayabilmek, insan haklarına eşitlikçi ve özgürlükçü bir yaklaşım getirebilmek ve tam anlamıyla demokratik bir toplum olabilmek için kültürlerarası iletişim oldukça önemlidir. Nasıl ki aynı kültürden olan insanların birbirlerine sağlıklı bir iletişim kurarak, birbirlerinin duygu, düşünce, davranış ve sembollerini rahatlıkla ve olumlu bir şekilde aktarmaları söz konusu ise, farklı kültürden olan insanların da etkili bir iletişimle bu aktarımı sağlamaları elzemdir. Fakat iletişim sürecine katılanların farklı kültürlere sahip olmaları demek onların inanç, davranış ve değerler konusunda aynı kuralları paylaşmadıkları anlamına gelmez. Bu durumdan da anlaşıldığı üzere kültürlerarası iletişim kavramı tahmin edilenden de zor ve karmaşıktır. Yaşanan

30

sorunların tümünü farklı kültürdeki insanların iletişim sorunlarından kaynaklı olduğunu söylemek mümkün değildir. Yalnız bu anlaşmazlıklar, kişilerin kültürel farklılıklarından kaynaklandığına dair ipuçları taşıyorsa o zaman sorunlar kültürlerarası iletişim bağlamında çözüme gidilebilir ve bu durum bu kavramın içinde değerlendirilebilir (Özdemir, 2011: 34). Kültürlerarası iletişim sorunlarına yönelik yukarıda da bahsedilen kültürlerarası duyarlılık kavramının geliştirilmesi bu yönde yapılan çalışmalara önemli bir gelişme sunmaktadır.

Kültürlerarası duyarlılığın sağlanabilmesi için kişilerin bir takım özelliklere sahip olması gerekmektedir. Bunlar; özsaygı, özdenetim, düşüncelerini açıkça ifade edebilme, empati etkileşimli ilişki ve en önemlisi de ön yargılı yahut peşin hükümlü olmamadır (Mercan, 2016: 5). Kültürlerarası duyarlılık, temelde kültürler arasındaki farklılıkların nasıl tanınıp bu durumla nasıl başa çıkılabileceğini öğrenmektir (Çakır, 2010: 76). Görüldüğü gibi kültürlerarası yeterlilik ve kültürlerarası duyarlılık, kültürlerarası iletişimin olumlu yönde gerçekleşebilmesi ve bu alandaki sorunların çözümlenmesi açısından kaçınılmaz bir durumdur. Birbiriyle girift olan kültürlerarası yeterlik ve duyarlılık kavramları kültürel farklılıkların kişiler için daha iyi anlaşılması, farklılıklara saygın ve empati ile yaklaşılması gerektiği vb. konular da kültürlerarası iletişim sahasındaki çalışmalara katkı sağlar.

31

BÖLÜM 2: KÜLTÜRLERARASI ETKİLEŞİMDE BİR ARAÇ