• Sonuç bulunamadı

Jeolojik ve Hidrojeolojik Özellikler ile Doğal Afet Durumu

BÖLÜM II: PROJE YERİ VE ETKİ ALANININ MEVCUT ÇEVRESEL

II.4. Jeolojik ve Hidrojeolojik Özellikler ile Doğal Afet Durumu

II.2. Hava, Atmosferik Koşullar ve İklimsel Faktörler.

Bölgede Karadeniz iklim tipi hüküm sürmektedir. Bu iklim tipi Karadeniz Bölgesi'nin kıyı ve dağların kuzeye bakan kesimleri ile Marmara Bölgesi'nin Karadeniz kıyı kuşağında etkilidir. Yaz ile kış arasındaki sıcaklık farkı fazla değildir. Yazlar nispeten serin, kışlar ise kıyı kesiminde ılık, yüksek kesimlerde karlı ve soğuk geçer.

En yakın meteoroloji istasyonuna ait 1970-2012 yıllarına ait meteoroloji bülteni ve bilgiler ÇED raporunda daha kapsamlı olarak verilecektir.

II.3. Fauna ve Flora.

Flora-fauna ile ilgili literatür çalışmaları devam etmekte olup verilecek olan özel formata göre hazırlanacak olan ÇED raporunda eski çalışmalar ile yeni çalışmalar detaylı olarak verilecektir.

Faaliyet alanında toplanacak bitki türlerinin teşhisinde Davis’in “Flora of Turkey and East Aegean Islands” adlı eserinden yararlanılacak, hazırlanacak flora listesinin tam ve eksiksiz olması amacıyla aynı eserden literatür çalışması yapılacak, bu bölgede yapılmış araştırma, yayın, makale ve tez çalışmaları varsa araştırılarak yapılacak arazi çalışması desteklenecektir. Flora listesinde bitki türlerinin Latince ve Türkçe adları, endemizm durumları, tehlike kategorileri, fitocoğrafik bölgeleri, nispi bolluk dereceleri, habitatları belirtilecektir. Flora listesi hazırlanırken TUBİVES’ten yararlanılacaktır.

Faaliyet alanları ve çevresinde bulunabilecek endemik bitki türlerinin belirlenmesinde Ekim, T. ve arkadaşları tarafından hazırlanan “Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı” adlı yayından yararlanılacaktır. Endemik bitki türlerinin adları ve kategorileri kapsamlaştırma sonrası verilecek özel formata göre hazırlanacak ÇED raporunda yer alacaktır.

Flora türlerine ait listelerde türlerin Latince ve Türkçe adları, endemizm durumları, tehlike kategorileri, nispi bolluk dereceleri, habitatları vb. fauna türlerinden amfibi, sürüngen, kuş ve memeli türlerinin Latince ve Türkçe adları, Bern Sözleşmesi kapsamına değerlendirilmesi, T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün 2012–2013 Av Dönemi Merkez Av Komisyonu Kararlarına göre değerlendirilmesi ÇED raporunda yer alacaktır.

II.4. Jeolojik ve Hidrojeolojik Özellikler ile Doğal Afet Durumu

II.4.1. Jeolojik Özellikler

Bölgesel Jeoloji: Karadeniz Bölgesi batı bölümünde yer alan Karabük ve çevresinde, Birinci zamandan, Kuvaterner’e kadar değişik yaşlarda, pek çok litolojik birim gözlenmektedir.

Karabük-Safranbolu Tersiyer havzası, batıda Bolu kuzeyinden başlayıp doğuda Çelebiler ve Kastamonu’ya değin uzanan, genişliği batıda 2-2,5 km’den doğuda 30-35 km’ye değin

huni biçimli bir alandır. Havza, güneyden Çağlayan Formasyonu ve Anadolu napı ile kuzey ve kuzeybatıdan ise Jura öncesi yaşlı metamorfitler ve yine Çağlayan Formasyonu ile sınırlıdır.

Karabük-Safranbolu Tersiyer havzası ve çevresinde Blumenthal (1948) tarafından yapılmıştır. Blumenthal (1948), havzanın kuzeybatı kenarını ‘Karabük Hattı’ olarak adlandırmış ve bunun tektonik nitelikli olduğunu vurgulamıştır.

Bölgede temel birimleri oluşturan, Paleozoyik yaşlı Formasyonlar batıda, kuzeyde ve doğuda sınırlı alanlarda yüzeylenmiştir. Temel birimler üzerine gelen Mezozoyik yaşlı birimler, İnaltı Formasyonu kireçtaşları olarak ve Ulus Formasyonu da fliş serisi olarak temsil edilmişlerdir. En üstte yatay ve yataya yakın katmanlı birimler, senozoyik yaşlı formasyonlardan oluşmuştur. Akarsu vadilerinde Kuvaterner yaşlı alüvyon çökelleri en genç birimleri oluşturur

Kuzey Anadolu Dağlarının bir parçası olan Karabük’teki dağlar, ana çatısı Alp Orojeniziyle ortaya çıkan kıvrım dağlarıdır.

Karabük İlinde III. Jeolojik zamanda oluşan kalkerli (Kireçtaşı) araziler geniş yer kaplar.

Kireçtaşları arasında killi ve kumlu tabakalarda bulunmaktadır. VI. Jeolojik zamanda (Kuvaterner) Ovacık çevresindeki traverten (Kalker tabaka) alanı oluşmuştur. Vadiler ise kuvaternerde akarsuların gelişip, plato yüzeylerini yarmasıyla oluşmuştur. Safranbolu ve Eflani çevresindeki kalkerli arazi metamorfizmaya (başkalaşıma) uğramış, zengin mermer yatakları oluşmuştur. Eflani’de mermer dışında çakmak taşı ve kömür yatakları da bulunmaktadır.

Ovacık’ta bol miktarda alçı taşı bulunmakta, ara ara gnays ve bazaltlara da rastlanmaktadır.

Yenice’de dolomit ve kuvarsit, Eflani’de kuvarsit yatakları bulunmaktadır.

Karabük İlinde farklı devirlere ait Jeolojik birimler geniş alanlarda yayılmıştır. Farklı ortamlarda, farklı litolojik özelliklerde oluşan bu birimler, farklı zamanlardaki tektonik olaylarla, kıvrılmışlar, kırılmışlar, yer yer yükselimleri, yer yer de çöküntü alanlarını meydana getirmişlerdir.

*Kaynak. İl Çevre Durum Raporu-2010

Proje Alanı Jeolojisi: Proje alanı ve civarında gözlenen birimler Ulus Formasyonu ve Safranbolu Formasyonu’dur. Bu birimlere ilişkin açıklamalara aşağıda yer verilmiştir.

Ulus Formasyonu: Karabük bölgesinde şeyl, kiltaşı, marn, kireçtaşı gibi yerinde çökelmiş sedimanlarla kumtaşı, kumlu kireçtaşı ve konglomera gibi türbiditik çökellerin ardalanmasından oluşan ve çeşitli oliştolitler içeren birim Akyol ve diğ. (1974) tarafından adlandırılmıştır.

Birim genellikle kumlu kireçtaşı ara tabakalı, grimsi yeşil, gri ve siyah renkli kumtaşı, şeyl, marn ve konglomeralardan oluşur. Yer yer bol kireçtaşı, daha az oranda mermer, granit, volkanit ve metamorflk kaya blokları kapsar. Kumtaşları tabaka alt yapıları, derecelenme, paralel ve konvolüt laminalanma gösterir.

Safranbolu Formasyonu: Safranbolu formasyonu altta çok ince bir konglomera-kumtaşı seviyesi ile başlar ve üste doğru karbonatlı kumtaşı, kumlu kireçtaşı ve kireçtaşlarına geçer.

Genellikle, orta-kalın tabakalı, sarımsı, beyaz, açık gri-pembe renkli olup, yumrulu yapıdadır.

Özellikle havzanın güney kesiminde doğu-batı uzanımlı resifal kireçtaşları yaygın olarak gözlenir. Resifal kireçtaşları dışındaki kesimler kırıntılı karbonat niteliğindedir. Bazı seviyeler

karbonatlı silttaşı özelliğinde olup, bu seviyeler diğerlerine oranla daha bol Nummulites fosili içerir. Kireçtaşları içerisinde yer yer çok ince ara seviyeler şeklinde ince taneli konglomera

Proje alanı ve yakın çevresine ait jeoloji haritası Ek-4’de verilmiştir.

II.4.2. Doğal Afet Durumu.

Proje alanı 18 Nisan 1996 tarihli mülga Bayındırlık ve İskân Bakanlığı “Türkiye Deprem Haritası” verilerine göre 1. Derece deprem alanı içerisinde yer almaktadır. Proje alanını gösteren Karabük İli Depremsellik Haritası Şekil-9’da verilmiştir.

Şekil-9. Karabük İli Depremsellik Haritası

Yapısal Jeoloji: Karabük-Safranbolu Tersiyer havzasında yer alan kaya birimlerinin alpin hareketinden etkilendiği görülmektedir. Bu etkileşimde daha yaşlı birimler kuzeybatıdan güneydoğuya doğru Eosen yaşlı kayalar üzerine itilmiş olduğu görülür. Bu nedenle Alt Lütesiyen yaşlı kayaları yer yer Alt Kretase yaşlı Çağlayan Formasyonu altına açılı olarak girmiş ve ona yaslanmış olarak bulunur.

Diğer taraftan Piliyostosen yaşlı Açma Formasyonu da açılı bir uyumsuzlukla Alt Lütesiyen yaşlı birimleri örter.

Bölgedeki önemli bir kırık olan Değirmenci fayı güneybatıdaki Kayacık Mahallesi ile kuzeydoğudaki Tuzla tepe ve Bulak köyü arasında yaklaşık 14 km lik bir uzanım gösterir. Fayın güney bloğu 30-40 m kadar düşmüş, 70-80 derece güneye eğimli bir makaslama kırığı şeklindedir.

Büyük olasılıkla Lütesiyen sonunda yaklaşık kuzey-güney doğrultulu sıkışma geriliminin etkisinde kalan inceleme alanında Tersiyer havzasının büyük boyutlu, bakışımsız bir senklinal

Proje Alanı

oluşturduğu ve ilerideki evrelerde bu senklinal yapının kuzey kanadının güneye devrilmiş olduğu ve fayın oluşumunu hazırladığı söylenmektedir.

II.4.3. Hidrolojik Özellikler.

Proje (ÇED) alanının içerisinde ya da yakın çevresinde göl, baraj, akarsu veya sulak alan olarak;

Proje alanı içinde herhangi bir kuru dere bulunmamaktadır. Faaliyetler sırasında proje (ÇED) alanı çevresindeki dere yataklarının ekolojik yapısının korunarak muhafaza edilmesi amacıyla dere yataklarına hiçbir şekilde müdahale edilmeyecek, malzeme dökülmeyecek, pasa atılmayacak, akış rejimi bozulmayacak ve doğal halleri korunacaktır.

İşletme sırasında, kalker ocağı dışındaki dere yataklarına herhangi bir müdahale yapılmayacak, derelerin akış yönleri değiştirilmeyecek, üretim işlemleri sırasında hiçbir şekilde sıvı, katı ve hafriyat atığı atılmayacak.

Proje alanı içinde herhangi bir akar ya da kuru dere bulunmamaktadır. Ancak, yağışlar sonucunda meydana gelecek olan yağmur sularının proje alanına akışının engellenmesi amacıyla, ocak üst kotlarında yağmur suyu yönlendirme kanalları açılarak, proje alanı dışındaki kuru dere yatağına yönlendirilmesi sağlanacaktır. Bu şekilde olası sel baskını engellenmiş olacaktır.

Faaliyetler sırasında meydana gelebilecek olan çevresel kirliliğin engellenmesi için gerekli tedbirler ve önlemler alınacaktır.

Kalker ocağı ve kırma-eleme tesisinin inşaat ve işletme sırasında 17.10.2012 tarihli 28444 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “ Su Havzalarının Korunması ve Yönetim Planlarının Hazırlanması Hakkında Yönetmelik” hükümlerine, 30.11.2012 tarih ve 28483 sayıı “Yüzeysel Su Kalitesi Yönetimi Yönetmeliği” göz önünde bulundurularak, yönetmeliğin ilgili hükümlerine uyulacaktır.

Faalliyetin inşaat, işletme ve ÇED izleme dönemlerinde 07.04.2012 tarih ve 28257 sayılı

“Yeraltı Sularının Kirlenmeye ve Bozulmaya Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik” te belirtilen hükümlere uyulacak ve bölgedeki yeraltı sularının kirlenmesini engellemek amacıyla, hiçbir şekilde sıvı atık atılmayacak, araçlardan kaynaklı atık yağlar sızdırmaz kaplarda geçici olarak depolanacak ve atık yağ geri dönüşüm tesislerine verilecektir.

Faaliyete ilişkin hazırlık, işletme ve nakliye çalışmaları sırasında ortaya çıkacak ocak atığı malzeme, cevher ve erozyonla oluşabilecek rüsubatın dere yataklarına ulaşması ve dere yataklarını etkilememesi için faaliyet sahibi tarafından gerekli önlemler alınacaktır. Ayrıca dere yatakları üzerinde yol geçişi (köprü, menfez, büz vb.) yapılması sırasında DSİ 23. Bölge Müdürlüğü’nden gerekli izinler alınacaktır.

Madencilik faaliyetleri sırasında vadi tabanları, dere yatakları ve dere koruma bantlarında kazı, hafriyat dolgu, döküm, malzeme depolama vb. faaliyetler kesinlikle yapılmayacaktır, der yada vadi tabanı kesitleri daraltılmayacak dere yatağının doğal hali korunacak, dere ve vadilerdeki arazinin eş yükselti eğrileri değiştirilmeyecek, dere yatakları ve koruma bantları dahilinde sedde, topuk, duvar vb. yüzeysel suların akışını engelleyecek yapılar kesinlikle yapılmayacaktır.

Faaliyetler sırasında 167 sayılı Yeraltısuları Hakkında Kanun, Su Kirliliği ve Kontrolü Yönetmeliği, Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği, Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği, 09.09.2006 tarih ve 26284 sayılı “Dere Yatakları ve Taşkınlar” adı altında yayınlanan 2006/27 nolu Başbakanlık Genelgesi ve ilgili diğer mevzuatların ilgili hükümlerine uyulacaktır.

II.4.4. Hidrojeolojik Özellikler.

Sahada yeraltı suyunun belirlenmesi amacıyla sondaj, kuyu, vb. çalışması yapılmamıştır.

Ancak, mevcut topoğrafya, formasyonlar, iklim açısından değerlendirildiğinde; topoğrafyanın engebeli olmasından dolayı yeraltı suyu tablasının topoğrafyaya bağlı olarak değişim göstereceği düşünülmektedir. Yörede iklimin kış ve sonbahar aylarında yağışlı, yaz aylarında kurak olmasından dolayı, yeraltı su tablasının kış ve bahar aylarında yükseleceği, daha az yağışlı olan dönemlerde daha aşağılara çekileceği tahmin edilmektedir.

Alan hidrojeolojisine ait detaylı bilgiler ÇED raporunda verilecektir.

Benzer Belgeler