• Sonuç bulunamadı

Araştırma Alanında yer alan formasyonlar aşağıda açıklanmıştır; - Çakraz Formasyonu - Çaycuma Formasyonu - Yığılca Formasyonu - Ereğli Formasyonu - Akveren Formasyonu - Alüvyonlar - Yılanlı Formasyonu - Almacık Ofiolitik Melanjı - Abant Formasyonu

- Yedigöller Formasyonu - Doğanlı volkanitleri

Çakraz Formasyonu: Doğuya doğru geniş yayılımı vardır. Tip yerinde morumsu

kırmızı renkte orta-sıkı tutturulmuş çakıltaşı-kumtaşı-çamurtaşı ardalanmasından oluşur. Çamurtaşları ince-orta tabakalıdır. Bazı düzeylerde tümüyle çapraz tabakalı kumtaşı litolojisindedir. Fosil kapsamaz. Altındaki ve üstündeki birimlere göre yası Üst Premiyen-Alt Triyas olup, büyük olasılıkla karasal ortam ürünleridir. Kalın çapraz tabakalı kumtası seviyelerinin eoliyen kökenli olduğu düsünülmektedir. Yer yer dilimlenmiş, zayıf derecede sistlesme gösterirler. Egemen litoloji mor renkli kumtaslarıdır. Heyelan potansiyeli tasımayan sağlam zeminler teşkil ederler. Bu özellikleriyle Kurucasile-Çakraz yöresindeki tip litolojisinden oldukça farklılık göterir. Metamorfizma izleri taşımasında önemlidir (DİÇDR, 2006).

Çaycuma Formasyonu: Bu formasyon orta-katı Karadeniz bölgesinin en yaygın

birimidir. Melendere ve Kusuri Formasyonu adları ile de tanınmaktadır. Kumtasıkonglomera-marn-tüfit (volkanik kumtası) ardalanmasından oluşan bir litolojisi vardır. Kumtaşları bazı yerlerde iyi bazı yerlerde kötü tutturulmuştur. Ardalanma düzenli olmayıp yerel olarak kumtası, marn veya volkanitlerin egemenliği dikkat çeker. Bazı yerlerde volkanitler aglomera, lav, tüf, tüfit olarak görülür ve geniş örtüler teşkil ederler. Sarı, gri, yeşil renklerde, çoğunlukla gri-yeşil olarak bulunurlar. Alterasyona ve

aşınmaya karsı dirençsizlikleri derin vadilerin gelismesine imkan vermiştir. Sık heyelanlıdır (DİÇDR, 2006).

Yığılca Üyesi: Çaycuma formasyonu içindeki volkanik kumtaşları bazı bölgelerde

tümüyle volkanitlere dönüsür. Başlıca volkanik kumtaşı, tüf, tüfit, andezit-bazaltik lavlar veya volkanik breslerden oluşan birimin rengi koyu gri-kahverengimsi griden açık yeşile kadar değişir. Volkanik breslerin saha konumu düzensizdir ve çoğunlukla masif görünüşlüdürler. Yer yer dayklar izlenir. Yüzey alterasyonu fazlaca gelişmiş ancak oldukça sağlam zemin özelliklerine sahiptir.

Ereğli Formasyonu: Bu birim Yazman vd. (1980) tarafından Ereğli formasyonu olarak

adlandırılmış ve 3 üyeye ayrılarak incelenmiştir. Altta yeşilimsi gri, silisli şeyl ve ara bantlar halindeki beyaz kuvars arenitlerden oluşan Mevreke üyesi, ortada kırmızı- kahverengimsi, kırmızı silttaşı, kumtaşı ve çamur taşından oluşan Göktepe üyesi ve üstte ise geçişli olarak koyu gri, yaprağımsı yarılımlı şeylerden oluşan Saraycık üyesi bulunmaktadır (DİÇDR, 2006).

Kapkandede dağının güneybatı eteklerinde rastlanan birim genelde yeşilimsi gri, koyu gri, ince-kalın katmanlı, yatay laminalı, sert, keskin, köşeli, kırıklı, silisli şeyllerden oluşmuştur (DİÇDR, 2006).

Birim içerisinde tarafımızdan fosil bulunamamıştır. Yazman vd. (1980) tarafından bulunan Monographtus sp ile yapılan tayinlere göre birimin yaşı Üst Silüriyendir (DİÇDR, 2006).

Akveren Formasyonu: Bu birim ilk olarak Ketin ve Gümüş (1962) Tarafından, Sinop

–Ayancık dolayında, killi kireçtaşı marn ardalanmasından oluşan topluluk için kullanılmıştır (DİÇDR, 2006).

Killi kireçtaşı ve marn ardalanmasından oluşan Alaplı üyesi, Şahintürk vd. (1984) tarafından adlandırılmıştır. Birim kumlu kireçtaşı ve killi kireçtaşı düzeylerinden oluşur. Kumlu kireçtaşı, sarımsı-gri, taze yüzeyleri gri-krem, orta, sert, sıkı tutturulmuş, köşeli kırıklı, ayrışmış katmanlı olup karbonat çimentoludur. Bu düzeyi geçişli olarak izleyen

kireçtaşları ise krem, kalın katmanlı, sert, keskin köşeli, kırıklı ve fosillidir (DİÇDR, 2006).

Birim, Ereğli - Alaplı yörelerinde 100-1000m kalınlığında ölçülmüştür (Yazman vd. ,1980). Alttan üste doğru, hızlı değişim gösteren birim, bir transgresyon ürünüdür. Çok sığ denizden, derin denize kadar değişen ortamlarda çökelmiştir (DİÇDR, 2006).

Konkordans ve/veya geçişli olarak Erikli üyesini üzerleyen birim, paleotopoğrafya ve transgresif aşmaya bağlı olarak çok değişik yaştaki farklı birimleri açısal uyumsuzlukla örter (DİÇDR, 2006).

Bol miktarda fosil içeren birimde Yazman vd. (1980) tarafından derlenen fosiller (Globotrucuna Laparenti, Globorotalia cf. Trinidadensis, Globorotalia pseudomenardi. Globigerina triloculinades, Pithonella, Nadosairdae) ile birime Kampaniyen – Alt Paleosen yaşı verilmiştir (DİÇDR, 2006).

Alüvyonlar: Gümüşova - Gerede otoyolu Düzce geçişi için yapılan yaklaşık 200 adet

araştırma sondajı, Devlet Su İşleri V. Bölge tarafından yapılan derin araştırma sondajları ve jeofizik veriler, ayrıca otoyol dolgusu ve üst yapısı için yapılan malzeme araştırmaları ova çökellerinin tanınmasını sağlamıştır (DİÇDR, 2006).

Alüvyonlar üç gruba ayrılmıştır:

a) Akarsu alüvyonları

b) Düzce ovası göl çökelleri kum çakıl düzeyleri

c) Düzce ovası göl çökelleri kil, siltli kil, killi silt düzeyleri

Melen nehri, Düzce ovasının kuzey doğusundaki Sünnice dağlarından doğmaktadır. Düzce - Akçakoca yolu civarında Düzce ovasına ulaşır ve ova üzerinde bir çok menderesli yataklar oluşturarak Efteni Gölü’nde birleşir (DİÇDR, 2006).

Melen nehri doğduğu yerden Düzce - Yığılca yolunun Sarıkasımlar köyüne kadar oldukça sarp vadilerden akar. Sarıkasımlar köyünden batıya doğru Düzce ovasına

açılarak akışını sürdürür. Ovaya girdiği yerden itibaren menderesli yataklar içinde akmaktadır (DİÇDR, 2006).

Dar bir vadiden daha geniş bir vadiye ve düzlüğe açılan Melen Nehri yüksek enerji ile getirdiği iri çökelleri (çoğunlukla kum, çakıl ve blok) bu alana biriktirmiştir. Birikim alanı Sarıkasımlar köyü ile Sarayyeri arasıdır. Birikinti malzemesi iyi derecelenmemiş, iyi yuvarlaklaşmış, yönelimli, yüksek dayanımlı çoğunlukla kireçtaşı, magmatik ve sedimanter kökenli kum, çakıl ve bloklardır (DİÇDR, 2006).

Melen Nehrinin ova içerisinde aktığı Sarayyeri ve İstilli köyleri arasında yine menderesler oluşturarak aktığı gözlemlenmektedir. Bu alandaki çökeller, çoğunlukla derecelenmiş kum ve ince - orta boyutta çakıl olup yer yer kil mercekleri de geçilmektedir (DİÇDR, 2006).

Melen Nehrinin yatağı İstilli köyünden Efteni gölüne kadar Düzce ovası sedimentleri üzerinde oyularak açılmıştır. Bu akış rejiminde çoğunlukla kil, silt ve ince kum yer yer de çakıl mercekleri çökelmiştir (DİÇDR, 2006).

Efteni Gölüne kadar Küçük Melen olarak bilinen akarsu, Efteni Gölünden sonra, yine yer yer menderesli yataklar içerisinde Büyük Melen ismiyle ovayı kuzeybatıdan terkeder ve Karadeniz’e boşalır (DİÇDR, 2006).

Yılanlı formasyonu: Dolomitik Kireçtaşı ve Dolomitten oluşan bu formasyon çok

sınırlı bir alanda gözlenir (Özmen, 2000).

Almacık Ofiyolitik Melanjı :Peridotit, gabro, amfibolit, şist, gnays ve kuvarsit gibi

değişik kaya türlerinin karışımından oluşan bu birim Üst Kampaniyen- Alt Eosen yaşl Akveren formasyonu ve Abant formasyonu tarafından olumsuz olarak örülür (MTA, 2002).

Abant Formasyonu: Bloklu konglamera, kumtaşı, silttaşı ve marn gibi kaya

türlerinden oluşmaktadır. Abant gölü kuzeybatısı ve kuzeydoğusunda geniş mostralar veren sarımsı gri, kahverengi, kırmızı, mor, açık koyu-gri, yeşilimsi gri renklerde görülür (MTA, 2002).

Yedigöller Formasyonu :Amfibolit, gnays, migmatit, metavolkanit, mermer, şist vb.

kayatürlerinden oluşmaktadır. Birimin prekambriyen yaşta olduğu düşünülmektedir (MTA, 2002).

Doğanlı Volkanit Üyesi :Andezit ve dasit türü volkanitlerden oluşan birimdir. Bolu

Dağı güneybatısı Dipsizgöl ve çevresinde mostrlar vermektedir. Pembemsi gri, mavimsi gri, gri, kirli beyaz renkte masif görünümlüdür (MTA, 2002).

4. 2. 1. 1. Uğursuyu ve Aksu Havzalarında Yer Alan Faylar

Düzce havzası ülkemizin en önemli aktif faylarından olan Kuzey Anadolu Fayı (KAF) üzerinde yer almaktadır. Bu fay, Doğuda Karlıova yöresinden başlayarak ülkenin Kuzey yarısının D-B yönünde boydan boya kat eder. Bolu yöresine kadar genelde tek kırıklardan meydana gelen dar bir zonda izlenen bu fay, Bolu batısında çatallanır ve iki ana kola ayrılarak Marmara denizine doğru uzanır. Sakarya- Düzce yöresinde Hendek ve Düzce fayları da KAF sistemine katılır ve 40 km. ye ulaşır (DİÇDR, 2006).

Düzce havzasında yer alan yerleşmeler son yüzyılda bu zonda bulunan aktif fayların oluşturduğu büyük depremlerin yıkıcı ekisinde kalmıştır. 1944,1957 (M=7) ve 1967 (M=7.1) yıllarındaki depremler bu fayın Bolu- Abant ve Dokurcun segmentleri üzerinde gelişmiştir. Bu depremlerle Bolu- Abant ve Abant Gölü – Adapazarı Ovası arasında yüzey faylanması oluşmuştur (DİÇDR, 2006).

Maden Tetkik Arama (MTA) ve Ankara Üniversitesi (AÜ) (1999) raporuna göre Düzce havzasına en yakın olan ve deprem potansiyeli taşıyan aktif faylar Düzce, Hendek ve Çilimli faylarıdır. Bu faylardan Düzce ve Hendek fayları aktif fay karakterindedir. Çilimli fayı ise olasılı aktif faydır (Özmen, 2000).

Türkiye deprem kuşakları haritası Düzce ilinin tamamının 1. derece deprem kuşağı içinde bulunduğunu göstermektedir (Şekil 4. 2).

Şekil 4. 2. Düzce’nin Türkiye’nin Deprem Kuşakları İçinde Düzce’nin yeri (Anon, 2009n).

Düzce çek-ayır havzasında yer alan ve 17 Ağustos 1999 depreminde ağır hasar gören yerlerin ortak özelliği Geç Kuvaterner yaşlı genç çökeller üzerine yerleşmiş olmalarıdır (Uzun, 2003). 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinde Uğursuyu ve Aksu Havzalarında yer alan yerleşimlerdeki hasar durumları çizelge 4. 1. ‘de verilmiştir.

Çizelge 4. 1. Uğursuyu ve Aksu Havzalarındaki yerleşim birimlerinin hasar durumları (Özmen 2000).

Hasar Durumu Ağır Orta Az

ADI Nüfus 1997 Konut İşyeri Konut İşyeri Konut İşyeri

Düzce Merkez 157582 9928 2040 6876 1762 6816 1180

Gölyaka 17693 123 39 89 44 299 17

Kaynaşlı 7166 1173 277 207 46 451 59

Hendek 58271 117 3 168 11 707 24

Saroğlu ve diğ. (1987) tarafından belirtildiği üzere Düzce Fayı: Akyazı-Kaynaşlı arasında uzanan ve Efteni gölünün güneybatısında çatallanan yaklaşık D-B uzantılı ve uzunluğu 70 km olan bu fay sağ yönlü doğrultu atımlı aktif bir faydır (Özmen, 2000).

Maden Tetkik Arama (MTA) ve Ankara Üniversitesi (AÜ) (1999) raporuna göre; Düzce havzasının batısında Sapanca Gölü-Hendek-Cumayeri arasında uzanan KD-GB uzanımlı fay Hendek fayı olarak isimlendirilmiştir. Sağ yönlü doğrultu atımlı fay yaklaşık 50 km uzunluğundadır. Hendek-Cumayeri arasında kalan 25 km’lik

bölümünde morfolojik olarak çok belirgin olan bu fay Adapazarı ovasında olasılı olarak haritalanmıştır (Özmen, 2000).

Yine Maden Tetkik Arama (MTA) ve Ankara Üniversitesi (AÜ) (1999) raporuna göre; Düzce havzasının kuzeyinde Cumayeri-Konuralp arasında uzanan ve yaklaşık uzunluğu 13 km olan Çilimli fayı yer almaktadır. Fayın niteliği ve aktivesine ilişkin ayrıntılı veri toplanamamasına rağmen arazide fay boyunca uzamış şekilli basınç sırtlarının gözlenmesi ve fay çizgisi boyunca çok sayıda kaynak dizilimi gözlenmiş olması sebebi ile olasılı aktif fay olarak değerlendirilmiştir (Özmen, 2000).

Düzce ve Bolu bölgesi sismik olarak oldukça aktiftir. Düzce kent merkezinin 100 km doğu ve batısında Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerinde tarihsel ve aletsel dönemde birçok deprem olmuştur. Bu depremler tarihsel ve aletsel dönem olarak iki bölümde incelenmiştir. Tarihsel dönemde M.Ö. 2100 ve M.S. 1900 yılları arasında bu bölgede Sipahioğlu ve diğ., (1991) tarafından hazırlanan kataloğa göre 6 tane hasar yapan deprem oluşmuştur. Aletsel dönemde ise 1900-2000 yıları arasında bu bölgede 9 tane hasar yapan deprem olmuştur. Tarihsel ve aletsel dönem deprem kayıtları bölgede çok sayıda hasar yapan depremin oluştuğunu ve bu depremlerin birçok can ve mal kaybına neden olduğunu göstermektedir. Bölgenin depremselliği Kuzey Anadolu Fay Zonu tarafından belirlenmektedir (Harita 4. 2). Düzce Depreminin yüzey kırığının uzunluğu ve maksimum sağ yanal yer değiştirme miktarları değişik araştırıcılar tarafından farklı ölçülmüştür. Yüzey kırık uzunluğu 30 – 45 km arasında, maksimum sağ yanal yer değiştirme miktarı ise 380 – 490 cm arasında değişmektedir (Özmen, 2000).

95

Benzer Belgeler