• Sonuç bulunamadı

1.3. YURT DIŞINDA SINIF ÖĞRETMENİ YETİŞTİRME VE

1.3.6. Japonya’da Öğretmen Yetiştirme ve Öğretmen Atamaları

Japonya’da 1980 yılındaki reform ile her valilikte eğitim fakültesi veya öğretmen yetiştirme koleji olan en az bir ulusal üniversite kurulmuştur. Ayrıca bu üniversitelerin yanı sıra eğitim bakanlığının izni dâhilinde herhangi bir özel üniversite veya devlet üniversitesi açık sistem adı altında eğitim verebilmektedir (NİER, 2013). Öğrenciler bir öğretmenlik programına girebilmek için ulusal giriş sınavından başarılı olmalıdır. Ayrıca ulusal üniversiteler kendi sınavlarını da yapabilmektedir (NCEE, 2013 Akt. Mete, 2013: 865).

30

Japonya’da sıradan, geçici ve özel öğretmenlik olmak üzere üç tür öğretmenlik sertifikası vardır. Bu sertifika türleri adayların lisans mezuniyeti, yüksek lisans mezuniyeti gibi akademik geçmişe göre ve geçerlilik sürelerine göre değişmektedir. Sıradan öğretmenlik sertifikası il eğitim kurulları tarafından verilir ve tüm illerde on yıl geçerlidir. Özel öğretmenlik sertifikası, işverenin talebi doğrultusunda bir uzman ile görüşüldükten sonra verilir ve yalnızca verildiği ilde on yıl geçerlidir. Adayın bu sertifikayı alabilmesi için il eğitim kurulu tarafından yapılan eğitim personel sınavını geçmesi gerekmektedir (NİER, 2013). Geçici öğretmenlik sertifikası ise işverenin sıradan öğretmenlik sertifikasına sahip birisini çalıştıramadığı zaman verilen ve sadece verildiği ilde üç yıl geçerli olan bir sertifikadır (Erdoğan, 2005).

Mete’nin (2013: 864) Jacobs’dan aktardığına göre Japonya’da öğretmenler başarının temel unsuru olarak görülmektedir. Bu yüzden Japonya’da öğretmen olmak bir hayli zordur. Öğretmen maaşlarının tatmin edici olması, mezun sayısının fazla ve buna karşın atamanın azlığı gibi etkenler de bu durumu etkileyen diğer faktörlerdir.

Öğretmen adaylarının devlet okullarında öğretmenlik yapabilmeleri için il eğitim kurumu tarafından yapılan işe alma sınavlarında başarılı olmaları gerekmektedir (NİER, 2013). Bu sınavın içeriğinde; yazılı sınav, mülakat (bireysel veya grup) makale/tez sınavı, ders planı hazırlama ve fiziksel egzersiz, müzik, resim vb. gibi performanslara yönelik pratik sınavlar bulunmaktadır. Bunların yanı sıra okullarda ders anlatımının izlenmesine dayalı kabiliyet testleri de yapılmaktadır. Bu sınavları geçen adaylar şehir kapsamında listelenir ve kayıt sıralarına göre eğitim kurulu tarafından işe alınırlar (Ingersoll, 2007, Akt. Mete, 2013: 866). İşe alınamayan adaylar ise ertesi yıl tekrar sınava girmek zorundadır (NİER, 2013). Devlet okuluna atanan adaylar 6 ay adaylık eğitimi alırlar (Erdoğan, 2005).

Öğretmenler, yerel, ulusal ve belediyeler düzeyinde hizmet içi eğitim faaliyetlerine katılırlar. Hizmet içi eğitimin amacı öğretmenlerin mesleki bilgi ve becerilerini geliştirmektir (Uçar ve Uçar, 2004: 10). Abazaoğlu’nun (2014: 20) Fujita’dan aktardığına göre büyük şehirlerde ve bölgelerde yeni atanan öğretmenlere stajyerlik eğitimi, okul müdür ve müdür yardımcılarının eğitimi, beş-on-yirmi yıllık

31

öğretmenlerin eğitimi bazı özel kuruluşlar, araştırma merkezleri ve üniversiteler tarafından gerçekleştirilmektedir.

Japonya’da öğretmenler 2001 yılında getirilen bir uygulama ile birlikte lisansüstü eğitim için geçici süreliğine öğretmenlikten ayrılabilmektedir. Lisansüstü eğitim süresi iki yıldır ve bu süreç içerisinde öğretmenlerin maaşının tamamı devlet tarafından ödenmektedir (MEXT, 2013 Akt. Mete, 2013: 866). Diğer ülke örnekleriyle karşılaştırıldığında öğretmen maaşlarının devlet tarafından karşılanması Japon sisteminin en belirgin farklılığıdır.

Japonya devletinin lisansüstü eğitim için izlediği bu politika öğretmenlerin yerinde saymamaları ve kendilerini geliştirebilmeleri için oldukça teşvik edici bir politikadır. Bu noktaya ülkemiz açısından bakıldığında; öğretmenleri lisansüstü eğitim için teşvik eden bir durum söz konusu değildir. Hatta Türkiye’de bu durum sınıf öğretmenleri için tam tersi bir yönde teşvik edici gibidir. Köyde çalışan bir sınıf öğretmeninin çalıştığı bölge dışında, kendi alanında yüksek lisans yaptığı düşünüldüğünde öğretmenin yapacağı masraf haricinde büyük bir emek sarf etmesi gerekmektedir. Ayrıca eğitimi için kullanacağı izinler de maaşından düşmektedir. Buna karşın yüksek lisans yapmış bir öğretmen günümüzde yalnızca bir derece almakta ve ek dersi % 5 gibi cüzi bir miktarda artmaktadır. Dolayısı ile ülkemizde öğretmenlik kariyer basamakları da olmadığı için lisansüstü eğitimin öğretmenlere ciddi bir getirisi olmamaktadır. Bakanlık öğretmenlerden hem kendilerini geliştirmelerini beklemekte hem de bu durumu teşvik edici politikalar sergilememektedir.

Yukarıda verilen ülkeler genel olarak değerlendirildiğinde, bu ülkelerde öğretmen yetiştirmede üniversite öğretim görevlilerinin yanı sıra müfettişlerin, öğretmenlerin de rol aldığı, teori pratik bütünlüğünün sağlandığı, staj uygulamasında idari iş uygulaması gibi faktörlerin de yer aldığı görülmektedir. Ülkemizden farklı olarak bu ülkelerde üniversitelerin öğretmen yetiştirme programlarına öğrenciler alınmadan önce test sınavlarının dışında öğretmenlik mesleğine yönelik sınavlar yapıldığı dikkat çekmektedir. Ayrıca öğretmen istihdamında da aynı şekilde öğretmenler; çoktan seçmeli test sınavların dışında mülakatlar, görüşmeler, ders içi

32

performans gözlemleri, makale yazma gibi bir takım uygulamalara tabi tutulmaktadır. Ülkemizde ise bu durum yalnızca çoktan seçmeli test sınavlarına dayandırılmaktadır. Bu ülkelerde hizmet içi eğitimlere zorunlu olmayanlar da dâhil katılımın oldukça yüksek olduğu dikkat çekicidir. Bunların dışında bu ülkelerden bazılarında lisansüstü eğitimin zorunlu olduğu, zorunlu olmayan ülkelerde de lisansüstü eğitimi teşvik edici politikalar görülmektedir. Bu ülkelerden Japonya’nın uygulamış olduğu lisansüstü eğitim için geçici olarak öğretmenlikten ayrılabilme ve bu süreçte maaşların tamamının devlet tarafından ödenmeye devam etmesi Japon sisteminin en belirgin farklılığıdır. Ülkemizde ise lisansüstü eğitimi bitiren öğretmenlerin ek derslerinin %5 gibi cüzi bir oranda artması ve bir kademe verilmesi söz konusudur. Diğer ülke örneklerinde olduğu gibi ülkemizde de eğitimde kaliteyi artırmak için işin uygulayıcısı olan öğretmenlerin kendilerini geliştirmelerini teşvik edici politikalar sergilenmesi yerinde bir yaklaşım olacaktır.

Öğretmen yetiştirmede kurumların uyguladıkları programlar, öğretmen adaylarının sahip olması gereken bilgi, beceri ve tecrübeleri kazanmalarında en önemli etkenlerden biridir. Bu yüzden ülkemizde lisans programları sürekli güncellenmeye çalışılmıştır. Aşağıda sınıf öğretmeni bağlamında lisans programları incelenmeye çalışılmış ve ÖABT sınavı açısından değerlendirilmiştir.