• Sonuç bulunamadı

H. Bağımlılık Maddelerinin Kanunlardaki Yeri

I. IV Murat ve Yasakları

1633 Ağustos'unda Cibali’de bir kalafatçı dükkânında çıkan yangın sonucunda, birçok sarayl, yeniçerilerin Fatih civarındaki yeni odaları yanıp kül olmuştur. Yeniçeriler yangının söndürülmesi için büyük çaba gösterdiler. Yangın dolayısıyla perişanlık ve kahvehanelerde kötü dedikodular sarayın rahatını bozdu. Eskiden beri bozahane, kahvehane ve meyhaneler, padişah ve devlet büyüklerine karşı dedikodu yuvaları sayılırdı. İstanbul'da bu tarihe doğru 500 meyhane sayılmıştır. II. Osman, meyhanelere baskın yapıp bulduğu yeniçerileri ağır cezalara uğratmış, ayaklanan yeniçerilerin Osman'a karşı suçlamalarına başlıca bu sert tutumu neden olmuştu. Sultan 4. Murat yangınların kahvehane ocağından çıktığı iddiasıyla her tarafta kahvehanelerin kapatılmasını emretti. Devlet fitne fesat yuvası saydığı meyhane, bozahane ve kahvehaneleri eskiden beri kapatma eğilimindedir. Bu yerler askerin toplanma ve dedikodu yeri de sayıldığından Sultan Murat kapıkullarını hizaya getirdiği yıldan 1 yıl sonra büyük İstanbul yangınını ileri sürerek kahvehanelerin kapanması için ferman çıkardı. İstanbul'da ve ülkenin başka yerlerinde büyük yangından sonra kahvehanelerde heyecan ve dedikodu artmıştı. Fermanlar üzerine kahvehanelerin birçoğu yıkıldı. Fakat tiryakilerin birçoğu için fermanlar askıda kaldı (İnalcık 2014: 217-219).

İ. İslamiyet Sonrası İlk Dönem Eserlerinde Bağımlılıklar

İslam dininin Türkler arasında yayılmaya başlamasından yaklaşık 300 yıl sonra verilen edebi eserler arasında en bilinenleri Dîvânu Lügâti’t-Türk, Kutadgu Bilig, Atebetü’l-Hakâyık ve Divan-ı Hikmet’tir.

Bu eserler üzerinde yapılan incelemede iki kaynakta bağımlılık ile ilgili unsurlara rastlanmıştır.

27 İ. 1. Kutadgu Bilig ve Bağımlılık Maddeleri

Yusuf Has Hacip tarafından yazılan ve bugün hâlâ İslami Türk edebiyatının ilk eseri olma sıfatını muhafaza eden kitabın adı Kutadgu Bilig’dir. (Kutadgu) Bilig yazarının eserine eski Türk edebî zevkine ait çizgiler işlemesi, bilhassa dil bakımından millîyetçi bir davranış olarak dikkat çekecek mahiyettedir. Bu eser dinî, ahlaki, hukuki, sosyal, siyasi ve pedagojik problemler üzerine düşünen; yeri geldikçe aynı mevzularda gerekli öğütler verip çekici hikmetler sıralayan didaktik bir kitaptır.

Sadece devlet olma ile ilgili bilgi vermeyip insanlara yanlış olan şeylerden haber vermek için yazılmış olan bu eserde Yusuf Has Hacip kişi için zararlı birkaç şeyi sıralar ve bilen insanın bu zararlı şeylerden kendini koruyacağını söyler. Bu şeylerden üçüncüsü, içkiyi sevip yaşamla ilgiyi kesmektir. Yusuf Has Hacip’e göre içkiyi sevmek insanın yaşamla ilişkisini kestiği için kişiye zararlıdır;

336. Dinle ne der bilgili kişi Bilgili sözü, Sevgili Can gibi

337. Şu birkaç şey kişiye zarar Bunu bilen insan kendini kollar

338. Bunlardan biri bu dil yalanı Bir başkası da sözün kayganı

339. Üçüncüsü içkiyi sevmektir

Yaşamla ilgili kesmektir (Çakan 2016: 46).

Mutluluğu, talihi simgeleyen Aytoldı ile Hakan arasında geçen bir konuşmada Hakan, Aytoldı’ya kendisini nasıl elde tutacağını sorması üzerine Aytoldı Hakan'a birkaç şart sıralar. Bunlardan birisi insanların gevşeyip içki müptelası olmaması ve boşuna malını saçmamasıdır;

708. Gevşeyip içkiye dadanmamalı

Boşuna malını saçmamalı (Çakan 2016: 73).

Yine başka bir beyitte Hakan, Aytoldı’ya kendisini hoşnut etme yollarından birinin öfkeli, eli uzun ve içkici insanlardan uzak durmak olduğunu söyler (Çakan 2016: 83; 850).

Genel olarak bakıldığında eserin tamamında içki, hem sarhoşluk etkisi veren madde hem de şerbet anlamında kullanılmıştır. Eserde kötülenen, istenmeyen, sarhoşluk etkisi veren içkidir. Kutadgu Bilig'de bir bölümde içkicibaşının nasıl olması gerektiği anlatılmıştır (Çakan 2016: 224-229; 2883-2956. beyitler arası). Bu bölümün tamamından anladığımız kadarıyla

28

içkicibaşı denilen kişi aslında sarayın şerbetlerini belirli kaidelere göre hazırlayan görevlidir. Özellikle eserin tamamında içki kelimesi her iki türü karşılar gibi gözükse de bizce eser incelendiğinde iki ana gruba ayrıldığı görülecektir. Bunun en büyük örneği içkicibaşının özellikleri anlatıldıktan sonra Ögdilmiş’in Odgurmış’a beylere hizmetin özelliklerinden bahsederken içki içmemesi konusunda uyarmasıdır:

4061. İçki içme, boşu boşuna dolaşma

Yararsız, yavuz işlerden hemen kaç (Çakan 2016: 306)

İ. 2. Atebetü’l-Hakâyık ve Bağımlılık Maddeleri

12. yüzyılda Edip Ahmet Yükneki tarafından yazılan ve birkaç yazma nüshası bulunan Atebetü'l Hakâyık, üç ayrı bölüme ayrılmış, tek bir manzume olarak bilinmektedir (Banarlı 2004: 242).

Atebetü'l Hakâyık, yazılı Türk edebiyatının ilk döneminden günümüze dek ulaşabilmiş az sayıdaki eserden biridir. Orta Asya kültüründen izler taşıması dolayısıyla edebiyatımız içinde ayrı bir yere sahiptir. Eserde İslami düşünce ve görüşlere göre ahlaklı ve edepli olmanın yolları, ahlak ilkeleri, bilginin yararı gibi konular işlenmiştir (Çakan 2017: v-vi).

Konusu tamamiyle dinî ve ahlaki olan Atabetü'l Hakayık’ın özellikle bir dörtlüğünde zamandan şikâyet edilmiştir:

Garib erdi İslam garib boldı baz İbadet riya boldı âbid mecaz Harâbat oramı bolup âbadan

Harâb boldı mescid budun bî-namaz (Banarlı 2004: 245)

"İslam garip idi yine garip oldu.14 ibadet riya, âbid mecaz oldu. Meyhane mahallesi bayındır; mescit harap oldu. Halk beynamazdır şimdi” (Çağbayır, 2013: 29).

Yazar bu dörtlükte meyhane mahallesinin düzenlenmesinden şikâyetçidir. Çünkü ona göre asıl düzenlenmesi gereken yerler mescitlerdir.

40 beyit ve 101 dörtlük olmak üzere, 484 mısradan oluşan Atebetü’l Hakâyık’ta bulduğumuz bağımlılık ile ilgili unsurları incelerken mısra sayılarını vereceğiz:

297 Ayur sen keyim ton şarab aş kirek 298 Tilim mal öküş kul kara baş kirek 299 Eger yıgdın erse umurluk tavar

29 Günümüz Türkçesiyle;

Sen dersin ki giyim, şarap, aş gerek Çok mal, çok kul, cariye gerek Eğer yığdınsa ömürlük malı

Hepsinden önce börk giyecek baş gerek (Çakan 2017: 21)

Yukarıdaki dörtlükte bir insanın isteklerinden bahsedilmektedir. Şarap, mal, giyim gibi istekleri bulunan insanları yerme söz konusudur. Tüm bu isteklerden önce, insanın başının yerinde olması gerektiği vurgulanmaktadır.

Aşağıdaki dörtlükte ise bir hayıflanma söz konusudur. Yazar, şarapçının diğer mesleklerden üstün görülmesine kızmış ve bu adaletsizliğe karşı üzüntüsünü dile getirmiştir:

409 Kim ol borçı erse kişi yigi ol 410 Kirek irse yiglik yorı borçı bol 411 Kim ol yolluk erse anıng yolı yok

412 Kim ol yolsuz irse anga kingrü yol (Çakan 2017: 33) Günümüz Türkçesiyle;

Kim şarapçıysa yeğlenen kişi o Yeğlenmek gerekliyse yürü şarapçı ol Yol kimin hakkıysa onun yolu yok

Kim yolsuzsa onun en geniş yol (Çakan 2017: 33)

J. Türk Şiirinde Bağımlılık Maddelerine Genel Bir Bakış

Benzer Belgeler