• Sonuç bulunamadı

Irak Müdahalesinin ABD-Türkiye Arasındaki İlişkilerine Etkileri

3.1. Genel Olarak 11 Eylül Olayı ve Uluslararası Toplumdan Gelen Tepkileri

4.1.2. Irak Müdahalesinin ABD-Türkiye Arasındaki İlişkilerine Etkileri

Türkiye, 1999’dan 11 Eylül 2001’e kadar Irak ve ABD arasında denge politikası uygulamaya çalışmıştır. Türkiye, ABD için İslam dünyası ile arasındaki ilişkileri sağlamakta çok önemli rol oynamıştır. Türkiye, 2001 yılındaki Afganistan Savaşı’nda ABD’ye destek vermiştir. O dönemde ABD ve Türkiye arasındaki ilişkiler en üst düzeye gelmiştir. Bu en iyi sürece girme sebeplerinden birincisi Türkiye’nin 2001 ekonomi krizi, ikincisi ise Amerika’nın terorizm mücadelesi idi. Türkiye, kriz ile bağlantılı olarak ABD’den yardım almak istemiş, ABD ise Türkiye’den terörizme karşı destek almak istemiştir.

2002 yılından başlayarak ABD ve Türkiye bakanları görüşmelerinde Irak konusu önemli bir mesele olmuştur. Zamanın Türkiye başbakanı Bülent Ecevit de konunun ciddeyetinden ötürü, Saddam Hüseyin’e bir hatırlatma mektubu yazmıştır. Mektupta ABD’nin Irak’a yönelik stratejisinde ciddi olduğunu söylemiştir. Ecevit, Irak’ın yeni bir tehdit ile karşı karşıya bulunduğunu dile getirerek “Eğer durum ciddi olmasa size bu

hatırlatmada bulunma zorunluluğunu duymazdım.” sözleriyle Saddam Hüseyin’i

uyarmıştır.165 Türkiye o dönemde hem ABD’nin Irak stratejisi için endişeli bir bekleyiş sergilemiş hem de Türkiye’deki ekonomik kriz ile mücadele etmiştir.

Temmuz 2002’de Türkiye’ye gelen ABD Savunma Bakanı vekili Paul Wolfowitz, bir konuşmasında ABD’nin Irak’a askeri müdahalede bulunacağını açıkça ifade etmiştir.

164 Taşkın, T. (2010). 11 Eylül Saldırıları Sonrası ABD Dış Politikasında Ortadoğu ve Türkiye-ABD İlişkileri.Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilim Enstitüsü, Edirne

165 Bahadır, T. (2016). Ortaklıktan Krize Türkiye-ABD İlişkileri. (Birinci Baskı). Ankara: Astana Yayınları, 217

Wolfowitz aynı zamanda Türkiye’nin ABD için ne kadar önemli bir ülke olduğunu belirtmiş. ABD, Türkiye’nin kararına göre askeri planını uygulamaya koyacağını taahhüt etmiştir. Wolfowitz, Türkiye Irak askeri harekatına katılsa da katılmasa da ABD’nin gerekeni yapacağını söylemiştir. Ecevit ise, Wolfowitz’e “Atacağınız adımları önceden bilmek

isteriz.” diyerek Türkiye’nin askeri müdahaleyi doğrudan reddetmediğini ortaya

koymuştu.166

Ecevit Hükümeti, bir taraftan iç politikada sıkışmış diğer taraftan Kuzey Irak’taki gelişmelerden dolayı kendini baskı altında hissetmiştir. Ecevit, ABD’nin Kuzey Irak’ta birtakım çalışmalarından rahatsızlık duyduğunu “Irak’tan gelen bazı haberler vardı.

Amerikan’dan gelen bazı haberler vardı. Onları değerlendirdik. Kuzey Irak’taki durumu ele aldık. Amerikalı görevlilerin oradaki birtakım çalışmalarından rahatsızlık duyuyoruz. Çalışmalardan daha ayrıntılı haberdar edilmemiz gerekir. Daha dikkatli olunmalı. Bunu ABD’ye ilettik.”167 sözleriyle ifade etmiştir.

Ecevit Hükümeti Kuzey Irak konusundaki üç rahatsızlığını şöyle sıralamıştır. Birincisi, ABD’nin bölgedeki Kürt liderlerle görüşmelerde bulunması ve Türkiye’ye bu konuda herhangi bir bilgi vermemesi. İkincisi, Irak’taki Türkmenlerin bu görüşmelere çağrılmaması ve ABD tarafından dışlanması. Üçüncüsü, ABD’nin Türkiye’ye ”Merak

etmeyin, Kürt devleti kurdurtmayız.” demesine rağmen, Kuzey Irak’ta Kürt devletinin fiilen

kurulması.168

1 Mart tezkeresi 2003’te TBMM tarafından reddedildikten sonra ABD ve Türkiye arasında ilişkiler olumsuz yönde gelişmiştir. ABD, 20 Mart 2003’te Irak’a müdahaleye başlamış ve Türkiye’nin bir NATO üyesi olarak hava sahasını açması baskılarını iyice yoğunlaştırmıştır. Baskılara daha fazla direnemeyen Türkiye 21 Mart tarihinde yurtdışına asker gönderilmesine ve Türk hava sahasının açılmasına ilişkin yeni tezkereyi oylamıştır. Tezkere 332 evet oyuyla kabul edilerek 22 Mart’tan itibaren ABD uçaklarının Türk hava sahasını Irak Savaşı için kullanımına açmıştır. Gelişmelere bağlı olarak, Türkiye her ne

166 Bahadır, T. (2016). Ortaklıktan Krize Türkiye-ABD İlişkileri. (Birinci Baskı). Ankara: Astana Yayınları, 218

167 İnternet: Yetkin, M. (01.08.2002). “ABD’ye İki Uyarı”. Radikal Haber, Web:

http://www.radikal.com.tr/yazarlar/murat-yetkin/amerikaya-iki-uyari-640061/ adresinden 10 Aralık 2017’de alınmıştır.

168 Bahadır, T. (2016). Ortaklıktan Krize Türkiye-ABD İlişkileri. (Birinci Baskı). Ankara: Astana Yayınları, 218

kadar kendi hava sahasını Amerika’ya açmış olsa da 1 Mart tezkeresini ilk seferinde reddettiği için Mutabakat Muhtırası’ndaki avantajlardan mahrum bırakılmıştır.

Gelişmelerin sonucu olarak ABD, Türk askerlerinin Irak’ın kuzeyine girmesine izin vermemiştir. Savaş’ın da seyrine bağlı olarak ABD kısa bir süre sonra Irak’a karşı kuzeyde bir cephe açma fikrinden vazgeçtiğini duyurmuştur.169 ABD, Irak’a savaş açtıktan üç gün sonra TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 23 Mart 2003 günü, televizyondan “Ulusa Sesleniş” konuşmasında, Irak Savaşı’nın olmaması için Türkiye’nin elinden geleni yaptığını, direkt savaşın içinde olmamasına karşın hemen yanı başında cereyan eden olaylardan Türkiye’nin ciddi bir şekilde etkilendiğini belirterek, “Türkiye güvenliğini ve çıkarlarını en

ciddi biçimde koruyabilecek güce sahiptir. Ne toplumsal ne de askeri ve ekonomi alanında yanlış yönlendirmelerle zaafa uğratılamaz” demiştir.170

Türkiye, ABD’ye destek vermeyerek uzun zamandır süregelen olumlu ilişkilerini riske atmış, kartlarını ABD haricindeki ülkelerle aynı tarafı seçme yönünde oynamıştır. Türkiye’nin hukuk bazında da yasal olan anti-savaşçıl tutumu onu uluslararası arenada daha erdemli kılmış ve baskılara rağmen ABD’ye boyun eğmemesi bölgesel nüfuzunda saygınlığını önemli ölçüde arttırmıştır. Türkiye’nin Irak Savaşı’na destekçi olmayışının meyveleri olarak şu gelişmeler kaydedilmiştir:

İlk olarak, Türkiye’nin tutumu Irak yerel halkının gözünde olumlu bir imaj yaratmış aynı zamanda Türkiye, Irak’taki her türlü etnik ve dinsel gruplarla işbirliğine hazır olduğunu ilan ederek yeni Irak’la ilişkilerini samimileştirmiştir.

İkinci olarak, Irak savaşının etkisiyle Türkiye’nin Suriye ve İran ile ilişkilerinde olumlu gelişmeler vaat edici değişim süreci başlamış ve bununla birlikte üç komşu ülkesi arasında yaptığı yeni işbirlikler gözlemlenmiştir.

169 Çakmak, H. (2011). Türk Dış Politakasında 41 Kriz 1924-2012. (Birinci Baskı). Ankara: Kripto Yayınevi, 279

170 Taşkın, T. (2010). 11 Eylül Saldırıları Sonrası ABD Dış Politikasında Ortadoğu ve Türkiye-ABD İlişkileri.Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilim Enstitüsü, Edirne

Üçüncü olarak, Türkiye bölge ülkeleriyle ilişkilerini geliştirerek daha yüksek bir kademeye taşımış, hem Ortadoğu’nun bölgesel sorunlarında arabuluculuk yapabilir hale gelmiş, hem de Ortadoğu ve Batı ülkelerinin gözünde olumlu bir izlenim bırakmıştır. 171

Benzer Belgeler