• Sonuç bulunamadı

III. Selim'in Cülûsu

Belgede Ulemâ-Siyaset İlişkisi (sayfa 26-29)

XVI. yüzyılın sonlarından itibaren kafes uygulamasına maruz kalan Osmanlı İmparatorluğu’nun şehzadeleri, bu dönemlerini verimli bir şekilde geçirmeye gayret etmiş ve aynı zamanda devlet işleriyle mümkün olduğun-ca alakadar olmaya çalışmışlardır. Bu şehzadelerden biri olan III. Selim de oldukça uzun bir dönemini kafeste geçirmiş bireysel anlamda kendini yetiş-tirmenin yanı sıra, çeşitli aracılarla Devlet-i Aliyye’ye dair gerekli bir takım bilgileri de edinmiştir. 1789 yılında Özi Kalesi’nin düşman eline geçmesine dayanamayan Sultan I. Abdülhamid’in, olayın verdiği üzüntüyle vefat et-mesi şehzade Selim için değişimin başlangıcı olmuştur. Durum, Darüsseâde ağası İdris Ağa ve Silâhdar ağası Yahya Ağa tarafından Şimşirlik’teki harem dairesinde bulunan Selim III’e bildirilmiş ve Selim III Hırka-i Şerif odasında, 11 Receb 1203 (7 Nisan 1789)’te muhteşem bir merasim ile Osmanlı tahtına cülus etmiştir.69 Söz konusu biat merasimi Cevdet Tarihi’nde ayrıntılı bir şekilde verilmiştir. Şöyle ki:

“Ak ağalar kapısı ki Bâb-ı Enderûndur, onun yanında Osmanlı tahtı ku-rulmuşdu. Önce Kaymakam Paşa, devletin emin kimseleri ve ricaliyle, Şey-hülislam Efendi âlimlere haber verdiğinden bütün biat edecekler de gelerek Ak Ağalar kapısından ta Bâb-ı Hümâyûn’a gelinceye kadar adam deryası

68 Seyfi Kenan, Nizâm-ı Kâdim’den Nizâm-ı Cedîd’e III. Selim ve Dönemi, TDV İslam Araştırmaları Merkezi Yayınları, s.22-23, 2010.

69 A. Cevat Eren, “Selim III”, Milli Eğitim Bakanlığı İslam Ansiklopedisi, c.10, s.442.

olup ayak atacak boş bir yer kalmamışdı. Bu sırada Dâr’üs-Saade Ağası ve Hazinedar Ağa ve müsahipler ve sair harem ağaları da Abdülhamid Han’ın na’şını Kızlar Kapısı’ndan çıkarıp Divan yeri denilen yere getirdiler. Hem gusül ile kefene sarılıp görüşe hazırlandı. Çünkü Sadaret makamında bulu-nanlarla Şeyhülislam’ların ilk önce biat etmeleri Osmanlı Devleti geleneğiy-di. Kaymakam Salih Paşa ile Şeyhülislam Kâmil Efendi Akağalar kapısından girdiler. Ve Enderûn-ı Hümâyûn’a doğrulup huzurunda ayakda durarak ilk önce onlar biat merasimini yapdılar. Sonra Padişah huzurunda oldukları halde Dâr’üs-Saade Ağası ile başka Enderun ağaları birer birer biat merasi-mini yaptıktan sonra Sultan Selim Han dışarıya çıkıp adı geçen taht-ı hümâyûna oturunca önce nakib-ül eşraf Derviş Efendi gelip elini öperek dua ve biat merasimini yaptıktan sonra Divan’ın bir yanından yürüdü. Sonra Kaymakam, Şeyhülislam ve başka devlet vükelâsı, ulemâ-yı a’lâm ve bütün mansap sahipleri ‘aleyke avnullah’ sadasını gökdeki meleklere ulaşdırarak alınan tertiplere göre farz olan biat borçlarını ödeyip tebrik edip saadet dile-ği merasimini ifa ettikden sonra top şenlikleriyle Padişahın uğurla tahta ge-çişi ilan edildi.”70

Ahmet Cevdet Paşa, III. Selim’in cülus merasimini bu şekilde anlattıktan sonra, Sultan Selim ve beraberindekilerin Abdulhamid Han’ın cenaze nama-zını kıldıklarını ve namazdan sonra kendisinin Harem-i Hümâyûn’a geçtiği-ni belirtmektedir.71 Osmanlı Devleti’nde tahta geçen Padişahların, validele-rini eski saraydan yeni saraya getirmeleri, Sultan III. Murad döneminden beri bir devlet geleneği haline gelmiştir. Padişahların görkemli cülus mera-simlerinden sonra bir de valide sultanların yeni saraya getirilmesi merasim-leri olurdu ki bunlara ‘Valide Alayı’ denilmiştir. III. Selim de tahta cülus

70 Ahmet Cevdet Paşa, Tarih-i Cevdet, sd. Dündar Günday, Üç Dal Neşriyat, c.4, s.314-315, 1976.

71 Kandiye Muhafızı Sırrı Selim Paşa tarafından gönderilen bir tahriratta, Sultan Abdulhamid’in vefatıyla Üçüncü Selim’in cülusunun ilan edildiği ve top şenliklerinin yapıldığı anlatılmakta-dır. Söz konusu vesika için bkz: BOA, C.D.H. 322 / 16095 (H-29-07-1203).

ettikten sonra ilk işi uzun müddet ayrı kaldığı validesini eski saraydan yeni saraya getirmek olmuştur.72

III. Selim’im cülusu, Cevdet Tarihi’nde anlatılmasının yanı sıra dönemin diğer birçok vakanüvisi tarafından da kendi kaynaklarında kaleme alınmış-tır. Bunlardan biri olan ve aynı zamanda Ahmet Cevdet Paşa’nın da ana kaynaklarından birini teşkil eden Vakanüvis Sadullah Enverî Efendi’ye ait olan Enverî Tarihi’dir. Bu eserde III. Selim’in tahta cülusu şu şekilde anlat-mıştır:

“ Çün ki nübüvvet-i hilâfet ve evân-ı hükûmet-i mülk ü millet ber mûceb-i ‘ tû’ti’l-mülke men teşâü ’ irâde-i aliyye-i cenâb-ı hâli-kü’l-eşya ile evc-i saltanat mâhtâbân-ı burc-ı saâdet vâris-i taht-ı âlî-baht-ı Osmânî imâme-i sübha-i silkü’l-leâ-i hâkânî a’nî şehzâde-i pîr-re’y ü civânbaht-ı şehriyâr-ı Hüsrev-gulâm ve Cemşîd-menkabet Sultân Selim Hân Dârâ-dürr-bân b. Es-Sultân Mustafa Hân b. es-Sultân Ahmed Hân hazretlerine ber işâret-i ‘ inna ce’alnake halifeten fi’l-arz ’ teveccüh etmeğin şehr-i Recebü’l-müreccebin on birinci [7 Nisan 1789-Salı] ve mâh-ı Mart’ın yirmi birinci Salı günü kevâkib-i mes’ûde yerlerinde mekîn ve rûz-ı firûz-ı şeref-şems ile sa’d-ekîn olup hengâm-ı bahar-ı ikbâle âgâz ve şükûfe vü ezhâr etrâf ü eknâf-ı âfâkî ıtr-sâz eylediği evân-ı şeref-iktirânda şeyhülislâm-ı benâm ve kaymakam-ı vâlâ-makâm ve umûmen erkân-ı devlet ve huddâm-ı saltanat vâkıf-ı sâha-i bâbü’s-saâde-i devlet-i âşiyâna ve muntazır-ı kudûm-ı meyâmin-lüzûm-ı şâneleri iken ol serv-i hırâmân hadîka-i hilâfet ve ol nev-nihâl revha-i hükûmet…”73

72 Konu ile ilgili daha geniş bilgi için bkz. Tarih-i Cevdet, c.4, s.351-352.

73 Ü. Filiz Bayram, Enverî Târîhi: Üçüncü Cild (Metin ve Değerlendirme), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, Doktora tezi, s. 529, İstanbul 2014. Sultan III.

Selim’in cülusu için aynı zamanda bkz: Edîb Tarihi, s.119-121; Câbi Tarihi, c.1, s.1-4.

şeklinde anlatılmaya devam edilmiştir. Sadullah Enverî Efendi aynı zaman-da III. Selim’in cülusu için bir de beyt kaleme almış ve bu cülus için şöyle bir tarih düşmüştür:

Ref’ edip nâşid dûd-ı sitem söyledim târîhini Müjdeler dünyaya ki Sultân Selim etdi cülûs74

Belgede Ulemâ-Siyaset İlişkisi (sayfa 26-29)